12 Kasım 2014 Çarşamba

Mustafa İslamoğlu'nun Muhammed Suresi 35. Ayetine verdiği Meal Hakkında

Bu yazımızda Sayın Mustafa İslamoğlu Hocanın hazırlamış olduğu gerekçeli mealinde, Muhammed suresi 35. ayeti ile ilgili yapmış olduğu meal üzerinde durmaya çalışacağız. Ayetin arapça metni şöyledir.

"Fe lâ tehinû ve ted’û iles selmi ve entumul a’levne vallâhu meakum ve len yetirekum a’mâlekum."

Bu ayetin meali Sayın Hoca tarafından şu şekilde verilmiştir. 

"ARTIK gevşemeyin , ama siz üstün durumdaysanız barışa davet edin , çünkü Allah sizinle beraberdir, ve o sizin amellerinizi asla zayi etmeyecektir."

Sayın Hocanın bu şekil bir meal yapmasının gerekçesini şu şekilde belirtmektedir. 

"Ve ted'u yu bir "la" takdiri ile "ve la ted'u" okumak ayetin manasını tersine çevireceği için tasvip edilemez. (krş 3-139) .Barış için bakınız "eğer onlar barışa yönelirlerse sende bu yönelişe uy (8.61) 

Tetkik ettiğimiz bütün meallerde Muhammed Suresi 35. ayetine yapılan meal şu şekildedir. 

 Diyanet Vakfi :
Üstün durumda iken gevşeyip barışa çağırmayın. Allah sizinle beraberdir. O amellerinizi asla eksiltmeyecektir.

Elmalılı Hamdi Yazır :
Onun için gevşeklik etmeyin de sizler daha üstün olacak iken sulha yalvarmayın, Allah sizinledir ve asla sizin amellerinize kıymaz

 Muhammed Esed :
Böylece, (adil bir dava uğrunda mücadele ettiğinizde) korkup gevşemeyin ve barış için yalvarıp yakarmayın! Allah sizinle beraber olduğuna göre (sonunda) mutlaka siz üstün geleceksiniz ve O, sizin (iyi ve güzel) fiillerinizi zayi etmeyecektir.

 Bayraktar Bayraklı :
Üstün durumdayken gevşeyip barışa çağırmayınız. Allah sizinle beraberdir. O, amellerinizi asla heder etmeyecektir.

Tetkik ettiğimiz meallerden verdiğimiz örneklere bakıldığında bütün meallerde , ayetin metnindeki " ve ted'u" kelimesine "la" takdiri yapılarak "ÇAĞIRMAYINIZ" şeklinde meal verilmiş olup doğru mealin bu şekilde olması gerektiğini düşünmekteyiz , gramer kuralları bu kelimenin olumsuz bir anlam verilerek çevrilmesini gerekli kılmaktadır. 

Aynı cümle kalıbı içinde geçen bazı ayetlerden örnekler vererek, hem doğru olduğunu düşündüğümüz meal şeklinin başka ayetlerde de aynı olduğunu , hem de Sayın Hocanın bu ayetleri Muhammed s. 35. ayetine muhalefet ederek çelişkili bir biçimde nasıl çevirdiğini görelim. 

Bakara s. ayet 42.  
"Ve lâ telbisûl hakka bil bâtılı ve tektumûl hakka ve entum ta’lemûn(ta’lemûne)."

 Sayın hocanın bu ayete verdiği meal şöyledir. 

"Hakkı batılla karıştırmayın , bildiğiniz halde hakkı gizlemeyin"

Dikkat edilecek olursa ayetin metnindeki "ve tektumul" kelimesine gramer kuralları gereği "la" takdiri yapılarak yani olumsuzlanarak "GİZLEMEYİN" şeklinde verilerek aynı kural Muhammed s. 35. ayetinde işletilmemiştir. Eğer Muhammed s. 35. ayetine verilen anlam mantığında bu ayete anlam vermiş olsaydı "Gizleyin" şeklinde bir anlam verilmesi gerekirdi ki böyle anlam asla doğru olmazdı. 

Aynı cümle kalıbı Enfal s. 27. ayetindede geçmektedir.

Enfal s. 27. ayeti.
"Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tehûnûllâhe ver resûle ve tehûnû emânâtikum ve entum ta'lemûn(ta'lemûne)"

 Sayın hocanın bu ayete verdiği meal şöyledir. 

"Siz ey iman edenler ,Allah ve Elçiye asla ihanet etmeyin , sonra korumanız gereken değerlere bile bile ihanet etmiş olursunuz"
 
Ayetin metin yapısına daha uygun olan başka bir meal örneğini vererek konunun daha kolay anlaşılmasını sağlamaya çalışalım.

 Muhammed Esed :
(O halde,) siz ey imana erişenler, Allaha ve Elçiye karşı haince davranmayın; size tevdi edilen emanete bilerek ihanet etmeyin!

Bakara s. 42. ayetinde olduğu gibi bu ayetin metnindeki "ve tehunu" kelimesine gramer kuralları gereği "la" takdir edilerek "ihanet etmeyin" şeklinde meal verilmiştir. 

Sayın Hoca maalesef , Muhammed s. 35. ayetine uygulamadığı gramer kurallarını , Bakara s. 42 , Enfal s. 27. ayetlerinde uygulayarak çelişkili bir meal örneği vermiştir.

Muhammed s. 35. ayetinde "ÇAĞIRIN" şeklinde olumlu mana verdiği kelimeye , aynı cümle yapısı içinde olan diğer iki ayete olumlu mana vermemiştir. 

Sayın Hoca aynı surenin 4. ayetini biraz tefekkür ederek okumuş olsaydı 35. ayet ile aralarındaki bağı kurup böylesine bariz bir hatalı meal yapmaktan kendisini korumuş olurdu. 

 [047.004]  Öyleyse, küfredenlerle karşı karşıya geldiğiniz zaman, hemen boyunlarını vurun; sonunda onları iyice bozguna uğratıp zafer kazanınca da artık (esirler için) bağı sımsıkı tutun. Bundan sonra ya bir lütuf olarak (onları bırakın) ya da bir fidye (karşılığı salıverin) . Öyle ki savaş ağırlıklarını bıraksın (sona ersin) . İşte böyle; eğer Allah dilemiş olsaydı, elbette onlardan intikam alırdı. Ancak (savaş,) sizleri birbirinizle denemesi içindir. Allah yolunda öldürülenler ise; (Allah,) kesin olarak onların amellerini giderip-boşa çıkarmaz.

Muhammed s. 4. ayetinde savaş sonrası yapılması gerekenler beyan edilmekte olup , şayet 35. ayete Sayın Hocanın vermiş olduğu anlam doğrultusunda, "ARTIK gevşemeyin , ama siz üstün durumdaysanız barışa davet edin , çünkü Allah sizinle beraberdir, ve o sizin amellerinizi asla zayi etmeyecektir" şeklinde verilen bir meal Sayın Hocanın gerekçesinde "manayı tersine çevireceği" için böyle yapmış olmasına karşılık asıl kendisinin yapmış olduğu meal anlamı ters çevirmiştir. 

Aynı sure içinde , ki surenin bir tek seferde inmiş olması kuvvetle muhtemeldir , Allah (c.c) savaş sonrası 4. ayette savaş sonrası ne yapılacağını bildirip 35. ayette barışa çağırın buyurması bizce çelişkili bir durum olup "çelişkisiz bir Kitab" olmanın şanına yakışmaz.

Sonuç olarak; Muhammed s. 35. ayeti sayın Mustafa İslamoğlu hoca tarafından gramer kurallarına aykırı olarak çevrilmiş olup ,aynı cümle yapısına uygun olan Bakara s. 42 ,Enfal s. 27. ayetlerini gramer kurallarına uygun bir biçimde çevirerek çelişkiye düşmüştür. Halbuki örneğini verdiğimiz 2 ayetin cümle yapısı ile Muhammed s. 35. ayetinin cümle yapısı aynı olup "la" takdiri ile kelime olumsuza dönüşmüştür. Anlamı ters çevireceği gerekçesi ile böyle bir meal yaptığını ileri süren Sayın Hoca aynı surenin 4. ayeti ile 35. ayetini birlkte okuyup aradaki bağı kurmaya çalışmış olsa idi esas çelişkinin kendi yaptığı meal de olduğunu görürdü. 

EN DOĞRUSUNU ALLAH (C.C) BİLİR.
 

1 yorum:

  1. enfal 27 de benzer durum söz konusu olduğu halde "la" takdiri yaptığınızı söylediniz. Oysa enfal 27 ikinci bir fiil yok. burda "reasül" elbette ilk kısımdaki fiile bağlanır. aynı şey yani fiile bağlama yine bakarada da söz konusu. Bunu nasıl farl etmediniz?
    İslamoğlu Hoca bu manayı vermekte haklıdır, ayeri kerimenin ne önünde ne sonrasında savaşla ilgili bir durum yok. Yine barış diye tercüme edilen "esselam" dan maksat islam olmalıdır ki, islama çağır manası çıkar burdan.

    vesselam

    YanıtlaSil