Kur'an çevirilerinin bazılarına baktığımızda, edebi bir üslup olan "Hazf'ın" yani bir ibarede bulunan veya bulunması gereken bazı kelimelerin kaldırılması yolu ile yapılan söz kısaltmasının dikkatlerden kaçırıldığını görmekteyiz. Bu dikkatsizlik, yapılan çevirinin okuyucu tarafından anlaşılmamasına yol açmaktadır. Kur'an'da bulunan bu tür hazf örneklerinin parantez içi izahlarla dikkate alınarak çeviriye yansıtılması, daha sağlıklı bir çeviri yapılmış olmasını da sağlayacaktır.
Ne demek istediğimizi Araf . 110. ayeti üzerinde göstermeye çalışalım. Konu Musa (a.s) ile Firavun ve melesi arasında geçmektedir.
Araf s. 109--قَالَ الْمَلَاُ مِنْ قَوْمِ فِرْعَوْنَ اِنَّ هٰذَا لَسَاحِرٌ عَل۪يمٌۙ
Firavun'un toplumundan ileri gelenler dediler ki: "Bu bilgin bir büyücüdür.
Araf s. 110--يُر۪يدُ اَنْ يُخْرِجَكُمْ مِنْ اَرْضِكُمْۚ فَمَاذَا تَأْمُرُونَ
“Sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Ne buyuruyorsunuz?"
Araf s. 111--قَالُٓوا اَرْجِهْ وَاَخَاهُ وَاَرْسِلْ فِي الْمَدَٓائِنِ حَاشِر۪ينَۙ
"Onu ve kardeşini şimdilik beklet. Sonra şehirlere toplayıcılar gönder.
Yukarıdaki ayetlerde geçen konuşma Firavun ve onun melesi arasında geçmektedir. Fakat bazı çevirilerde bu konuşma sadece Firavun melesi tarafından yapılıyor gibi gösterilmektedir. Halbuki 109. ayette geçen "Bu bilgin bir büyücüdür" , ve 110. ayette geçen Sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor" sözleri Firavun melesi tarafından söylenmiş, yine 110. ayette geçen "Ne öneriyorsunuz?" sözü ise Firavun tarafından söylenmektedir.
Bunu nereden mi anlıyoruz?.
111. ayette geçen cevabı verenler Firavun melesi olup, 110. ayette geçen "Ne öneriyorsunuz?" sorusunun cevabını vermektedirler. Bu soruyu soran ise haliyle Firavundur, yoksa kendileri Firavun'a soru sorup yine kendilerinin sordukları soruyu cevaplayacak halleri yoktur.
Öyleyse metinde hazfedilmiş bir ifade vardır ve o da "Firavun dedi ki" ifadesidir. Bu durumda anlaşılabilir bir çeviri için çevirinin şu şekilde yapılması daha uygun olacaktır.
Araf s. 110 -- Sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor. (Firavun dedi ki) Ne buyuruyorsunuz?.
Hazfedilmiş bu ifadenin bir çok çeviride dikkate alındığını da burada belirtmek istiyoruz. Ancak bazı çevirilerde bu hazf dikkate alınmamış, dolayı ile çeviride anlaşılmazlık ortaya çıkmıştır.
Musa (a.s) ve Firavun arasında geçen bu konuşmanın bir benzeri Şuara s. içinde anlatılan kıssa içinde de görülmektedir.
Şuara s. 34- 35- (Firavun) kendi etrafında olan o melesine: "Şüphesiz ki bu, kesinlikle en iyi bilici bir sihirbazdır. Sihri ile sizi yerinizden çıkarmayı istiyor. O halde ne öneriyorsunuz?" demişti.
Şuara s. 36-37- (Mele): "Onu ve kardeşini beklet ve şehirlere sürüp toplayıcılar harekete geçir. Bütün en iyi bilici usta sihirbazları sana getirirler" demişlerdi.
Bu surede anlatılan kısımda söylemek istediğimiz nokta daha net olarak anlaşılacaktır. Bu bölümde herhangi bir hazf durumu olmadan Firavun direk olarak melesine ne yapacaklarını danışmakta, onlar da önerilerini sunmaktadırlar.
Yalnız burada bir fark vardır ki Araf suresi içinde geçen kısımdaki "Şüphesiz ki bu, kesinlikle en iyi bilici bir sihirbazdır. Sihri ile sizi yerinizden çıkarmayı istiyor. O halde ne öneriyorsunuz?" sözleri Firavun tarafından söylenmektedir.
Hülasa; Kıssayı Kur'an bütünlüğü dikkate alarak okuduğumuzda konu daha net olarak anlaşılacaktır. Maalesef bazı meal yapıcıları bu noktay göz ardı ettikleri için bu gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir.