12 Haziran 2024 Çarşamba

ENFAL SURESİ MEALİ

1- Sana ganimetlerden soruyorlar. De ki: Ganimetler Allah'ın ve elçinindir. Artık Allah'tan korunun ve aranızı düzeltin. Ve eğer inananlardan iseniz, Allah'a ve O'nun elçisine itaat edin.

2- İnananlar ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir ve O'nun ayetleri onlara okunduğu zaman (bu ayetler) inançlarını artırır ve onlar Rablerine güvenirler.

3- Onlar kulluk görevlerini ayakta tutarlar ve rızık olarak verdiğimizden harcarlar.

4- İşte onlar hakiki inananların ta kendileridir. Onlar için Rablerinin katında kademeler ve bağışlanma ve değerli rızık vardır.

5- (Ganimet taksiminden ötürü inananların bazılarının durumu Bedir'de) Rabbinin seni evinden meşru bir gerekçe için çıkardığı durum gibidir. İnananlardan bir grup(Bedir'de savaş için) isteksizlerdi.

6- Hakikat (savaşma kararı) açıkça belli olduktan sonra bile, sanki göz göre göre ölüme sürülüyorlar gibi sana karşı üstünlük sağlamaya çalışıyorlardı.

7- Ve hani Allah size iki bölükten birini "O sizindir" diye vaad ediyordu. Siz ise dikensiz (silahsız) olanın sizin olmasını istiyordunuz. Allah ise kelimeleri ile hakikati ortaya koymak ve inkarcıların arkasını kesmek istiyordu.

8- İnkarcılar hoşlanmasa da geçerliyi geçerli yapmak ve geçersizi de geçersiz kılmak için.

9- Hani siz Rabbinizden yoğun olarak yardım istiyordunuz da, buna karşılık (O'da) " Şüphesiz ki ben size meleklerden ardı ardına bin tanesi ile (el) uzatacağım" (diye) cevap vermişti.

10- Allah bunu ancak müjde ve onunla kalplerinizin yatışması için yaptı. Yardım ancak Allah'ın katındandır. Şüphesiz ki Allah güçlüdür doğru karar vericidir.

11- Hani kendisinden bir güvenlik olmak üzere hafif bir uyku sizi örtüyor ve onunla sizi temizlemek ve sizden sarsıntıyı gidermek ve kalplerinizi bağlamak ve onunla ayaklarınızı dirençli hale getirmek için üzerinize gökten su indiriyordu.

12- Hani senin Rabbin meleklere, Şüphesiz ki ben sizinleyim artık inananları(n ayaklarını) sabitleştirin. İnkar edenlerin kalplerine korku salacağım. Artık vurun boyunlarının üzerine ve vurun onların parmaklarına" (diye) vahyediyordu.

13- Çünkü onlar Allah'a ve O'nun elçisine karşı ayrışım içine girmişlerdi. Ve kim Allah'a ve O'nun elçisine karşı ayrışım içine girerse, artık şüphesiz ki Allah'ın sonuçlandırması şiddetlidir.

14- İşte bu sizin içindir artık onu tadın. Ve şüphesiz ki inkarcılar için ayrıca ateşin azabı vardır.

15- Ey inananlar, ordu halinde iken inkar edenlerle karşılaştığınız zaman, artık sakın arkalarınızı onlara dönmeyin. 

16- Ve kim o gün savaş (taktiği) için bir tarafa kayma hali veya topluluğa katılma hali haricinde onlara arkasını dönerse, artık kesinlikle Allah'tan bir gazaba uğramıştır ve onun barınağı cehennemdir. Ve orası ne kötü dönüş yeridir.

17- Sonuçta onları siz öldürmediniz, ancak onları Allah öldürdü. Ve attığın zaman da sen atmadın ancak Allah attı. Ve inananları kendisinden güzel lütufla denemek için (yaptı). Şüphesiz ki Allah işiticidir bilicidir.

18- İşte bu sizin içindir. Ve şüphesiz ki Allah, inkarcıların plânlarını gevşeticidir.

19- Eğer zafer istiyorsanız işte zafer! size gelmiştir. Ve eğer (düşmanlıktan) vazgeçerseniz artık bu sizin hayrınızadır. Ve eğer (düşmanlığa) dönerseniz, o zaman biz de döneriz. Ve topluluğunuz çok olsa da sizden hiçbir şeyi gideremeyecektir. Ve şüphesiz ki Allah inananlarla beraberdir.

20- Ey inananlar, Allah'a ve O'nun elçisine itaat edin. Ve işittiğiniz halde iken ondan yüz çevirmeyin.

21- Ve işitmedikleri (kulak asmadıkları) halde "İşittik" diyenler gibi olmayın.

22- Şüphesiz ki Allah'ın katında canlıların en beteri sağırlar ve dilsizlerdir.

23- Ve şayet Allah onlarda bir hayır bilmiş olsaydı, onlara kesinlikle işittirirdi. Ve şayet işittirmiş olsaydı da onlar yüz çevirenler olarak arkalarını dönerlerdi.
  
24- Ey inananlar, sizi diriltecek şeye çağırdığı zaman Allah'a ve elçiye (olumlu) cevap verin. Ve bilin ki Allah, kişi ile onun kalbi arasına girer. Ve şüphesiz ki O'na toplanacaksınız.

25- Ve içinizden yalnızca yanlış yapanlara isabet etmeyecek olan bir kargaşadan sakının. Ve bilin şüphesiz ki Allah'ın sonuçlandırması şiddetlidir.

26- Ve hatırlayın ki siz bir zaman yeryüzün(Mekke)de azınlık olduğunuz halde güçten düşürülmüşler idiniz, (müşrik) insanların sizi kapıp götürüvermelerinden korkuyordunuz da, şükretmeniz için sizi yardımıyla barındırmış ve güçlendirmiş ve temiz şeylerden size rızık vermişti.

27- Ey inananlar, Allah'a ve elçiye ihanet etmeyin. Ve siz biliyor olduğunuz halde iken emanetlere de ihanet etmeyin.

28- Ve bilin ki mallarınız ve çocuklarınız sizin için ancak ve ancak bir denemedir. Ve şüphesiz ki Allah, büyük mükâfat O'nun katındadır.

29- Ey inananlar, eğer Allah'a karşı korunursanız, buna karşılık O'da size (doğru ile yanlışı birbirinden) bölme gücü verir ve günahlarınızı sizden örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir.

30- Ve bir zaman o inkar edenler, seni kısıtlamaları veya seni öldürmeleri veya seni (Mekke'den) çıkarmaları için sana tuzak kuruyordu. Ve onlar tuzak kuruyorlar, Allah'ta onların tuzaklarını boşa çıkarıyordu. Allah tuzakları boşa çıkaranların hayırlısıdır.

31- Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman, "İşittik, şayet dilemiş olsaydık bunu örneği gibisini biz de deriz. Bu öncekilerin yazdıklarından başka birşey değildir." dediler.

32- Ve bir zaman, "Ey Allah'ımız, eğer bu senin katından bir hakikat ise, o takdirde üzerimize gökten taş yağdır veya bize acı veren azabı getir" demişlerdi.

33- Ve sen onların içlerinde olduğun halde iken, Allah onlara azap edecek değildir. Ve onlar bağışlanma istiyor oldukları takdirde de, Allah onlara azap edici değildir.

34- Ve onlar, onun sahip çıkan koruyucuları olmadıkları halde, Mescid-i Haram'dan uzaklaştırmaktalar iken, Allah onlara niçin azap etmesin?  Onun sahip çıkan koruyucuları korunanlardan başkası değildir. Fakat onların hiçbiri bunu bilmezler.

35- Onların, Ev'in (Kabe'nin) çevresindeki tavafları, ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka birşey değildir. İnkar etmekte olmanızdan dolayı artık azabı tadın.

36- Şüphesiz ki inkar etmekte olanlar mallarını Allah'ın yolundan alıkoymak için harcıyorlar. Onları (aynı yolda) harcamaya devam edecekler, sonra (bu harcamaları) onlara pişmanlık olacak, sonra da yenilgiye uğratılacaklar. Ve o inkar edenler cehenneme toplanacaklar.

37- Temiz olmayanı, temiz olandan ayırması ve temiz olmayanın kimini, kiminin üzerine toplu halde yığması ve böylece onu cehenneme atması için (bunu yapacaktır). İşte onlar zarara uğrayanların ta kendileridir.

38- O inkar edenlere de ki: Eğer (düşmanlıktan) vazgeçerlerse, o takdirde onların geçmişleri bağışlanacaktır. Ve eğer (düşmanlığa) geri dönerlerse, o takdirde de öncekilerin değişmeyen yasaları (uygulamaya) geçecektir.

39- Ve kargaşa ortadan kalkıncaya ve hayat nizamı (belirleme yetkisi) nın tamamı Allah'ın oluncaya kadar, onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, o takdirde şüphesiz ki Allah, işlemekte olduklarını görücüdür.

40- Ve eğer yüz çevirirlerse artık bilin, şüphesiz ki Allah, sizin sahip çıkan koruyucunuzdur. O, ne güzel sahip çıkan koruyucu ve ne güzel yardımcıdır.

41- Ve bilin ki, eğer Allah'a ve bölünmenin gününde, iki topluluğun karşılaşmasının gününde kulumuza indirdiğimize inanıyorsanız, ganimet olarak aldığınız şeyden beşte bir Allah'a ve elçiye ve yakınlık sahiplerine ve yoksullara ve yolun oğluna (yolda kalmışa)dır. Ve Allah, herşeyin üzerine güç yetiricidir.

42- Hani siz vadinin yakın tarafında ve onlar ise vadinin uzak tarafında ve binekliler (kervan) ise sizden daha aşağıda idi. Ve şayet sözleşme yapmış olsanız dahi, yine de sözleşme vaktinde ihtilaf ederdiniz. Ve ancak Allah (her zaman) yapılagelmiş bir emrin yerine gelmesi için (böyle yaptı) ki, yok olacak olan apaçık bir delilden ötürü yok olsun ve var olacak olan da apaçık bir delilden ötürü var olsun. Ve şüphesiz ki Allah, kesinlikle işitici bilicidir.

43- Hani Allah uykunda sana onları az halde gösteriyordu. Ve şayet sana onları çok halde göstermiş olsaydı, o takdirde siz yılgınlık gösterir ve emr (savaş) konusunda çekişirdiniz. Ve ancak Allah (sizi) esenliğe çıkardı. Çünkü O, göğüslerin özünü bilicidir.

44- Ve hani onlarla karşılaştığınız zaman, Allah (her zaman) yapılagelmiş bir emrin yerine gelmesi için onları sizin gözünüzde az halde gösteriyor ve sizi de onların gözünde az gösteriyordu. Ve işler yalnızca Allah'a döndürülür.

45- Ey inananlar, bir toplulukla karşılaştığınız zaman, artık dirençli olun ve umduklarınıza kavuşabilmeniz için Allah'ı çokça hatırlayın.

46- Ve Allah'a ve O'nun elçisine itaat edin ve anlaşmazlığa düşmeyin, yoksa yılgınlığa düşersizin ve rüzgârınız (gücünüz) gider. Ve direnerek mücadele edin. Şüphesiz ki Allah direnerek mücadele edenlerle beraberdir.

47- Ve yurtlarından şımararak ve insanlara gösteriş yapmak ve Allah'ın yolundan uzaklaştırmak için çıkanlar gibi olmayın. Ve Allah onların işlemekte olduklarını çepeçevre kuşatıcıdır.

48- Ve o zaman şeytan onların işlediklerini onlara süslemiş ve "Bugün sizi insanlardan yenecek yoktur ve şüphesiz ki ben sizin yakınınızım" demiş, fakat iki topluluk birbirini gördüğünde ise, iki ökçesi üzerinde geri kaçmış ve "Şüphesiz ki ben sizden uzağım. Şüphesiz ki ben sizin görmediğinizi ben görüyorum. Şüphesiz ki ben Allah'tan korkuyorum" demişti. Ve Allah'ın sonuçlandırması şiddetlidir.

49- O zaman ikiyüzlüler ve kalplerinde bozukluk olanlar, "Hayat nizamları bunları aldattı" diyordu. Ve kim Allah'a güvenirse, artık şüphesiz ki Allah güçlüdür doğru karar vericidir.

50- Ve melekler, inkar edenlerin yüzlerine ve arkalarına vurarak ve "Yakıcı azabı tadın" (diyerek) ömürlerini tamamladıkları zaman, (onların halini) bir görseydin.

51- İşte bu, elleriniz ile sunduklarınız sebebiyledir. Yoksa Allah kullarına karşı asla yanlış yapan değildir.

52- (Bunların izledikleri yol) Firavun yoldaşları ve ondan öncekilerin gidişi gibidir. Onlar Allah'ın ayetlerini inkar ettiler, bundan dolayı Allah'ta onları günahları ile yakaladı. Şüphesiz ki Allah kuvvetlidir sonuçlandırması şiddetlidir.

53- İşte bu (yakalama), Allah'ın bir topluluğa olan nimetini, ta ki onlar kendilerinde olanı başkalaştırmadıkları sürece, (O'nun da) başkalaştırıcı olmadığı sebebiyledir. Ve şüphesiz ki Allah işiticidir bilicidir.

54-  (Bunların izledikleri yol) Firavun yoldaşları ve ondan öncekilerin gidişi gibidir. Onlar Rablerinin ayetlerini yalanladılar, bundan dolayı biz de Firavun yoldaşlarını günahları sebebiyle boğarak yok ettik. Ve hepsi yanlış yapmışlardı.

55- Şüphesiz ki Allah'ın katında canlıların en beteri inkar edenlerdir. Onlar artık inanmazlar.

56- Onlar, kendilerinden söz aldığın, sonra da her seferinde sözlerini bozan kimselerdir. Onlar artık korunmazlar.

57- Bundan dolayı, eğer onları harpte yakalayacak olursan, öğüt almaları için artık onların arkalarındakilere gözdağı verecek bir karşılık ver.

58- Ve eğer bir topluluğun (anlaşmaya) ihanetinden korkacak olursan, sende (anlaşmayı) onlara aynı şekilde at. Çünkü Allah hainleri sevmez.

59- O inkar edenler öne geçtiklerini (kaçtıklarını) sakın hesap etmesinler. Çünkü onlar (bizi) geri bırakamazlar.

60- Ve onlara karşı gücünüz yettiğince kuvvetten (askerden silahtan) ve (eğitilmiş) bağlı atlardan hazırlayın. Bununla Allah'ın düşmanını ve sizin düşmanınızı ve bunların dışında diğerlerini -ki siz onları bilmiyorsunuz, Allah onları biliyor- korkutursunuz.  Ve Allah'ın yolunda şey(savaş ile ilgili araç gereç)den ne harcarsanız, size tam olarak ödenir ve siz haksızlığa uğratılmazsınız.

61-Ve eğer onlar barışa yanaşırlarsa, artık sen de ona yanaş ve Allah'a güven. Çünkü O, işiticidir bilicidir.

62- Ve eğer seni aldatmak isterlerse, şüphesiz ki artık Allah sana kafidir. O, seni yardımıyla ve inananlarla güçlendirendir.

63- Ve (O, inananların) kalplerinin arasını ısındırdı. Eğer yeryüzündekilerin tamamını onların kalplerinin arasını ısındırmak için harcamış olsaydın, yine de ısındıramazdın. Ancak Allah onların aralarını ısındırdı. Çünkü O, güçlüdür doğru karar vericidir.

64- Ey Nebi, Allah ve inananlardan sana uyan, sana kafidir.

65- Ey Nebi, inananları savaşmaya teşvik et. Eğer içinizden direnerek mücadele eden yirmi kişi olursa, iki yüz kişiye galip gelirler. Ve eğer içinizden yüz kişi olursa, inkar edenlerden bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar kavramayan bir topluluktur.

66- Allah şimdi sizde zayıflık olduğunu bildi ve sizden hafifletti. Artık eğer içinizden direnerek mücadele eden yüz kişi olursa, iki yüz kişiye galip gelirler. Ve eğer içinizden bin kişi olursa, Allah'ın izni ile iki bin kişiye galip gelirler. Ve Allah direnerek mücadele edenlerle beraberdir.

67- Hiçbir Nebi için yeryüzünde ağırlığını tam olarak kabul ettirmedikçe, esirler alması olmamıştır. Siz dünya(hayatı)nın genişliğini istiyorsunuz, ve Allah ise ahireti (tercih etmenizi) istiyor. Ve Allah güçlüdür doğru karar vericidir.

68- Eğer Allah'tan geçmiş bir yazgı (fidye almanın helâlliği) olmasaydı, o takdirde size, aldığınızdan dolayı kesinlikle büyük azap dokunurdu.

69- Artık ganimet olarak aldığınızdan helâl temiz olarak yeyin ve Allah'a karşı korunun. Şüphesiz ki Allah bağışlayıcıdır merhametlidir.

70- Ey Nebi, o esirlerden ellerinizde olanlara de ki:"Eğer Allah sizin kalplerinizde bir hayır bilirse, o takdirde size sizden alınmış olandan daha hayırlısını verir ve sizi bağışlar. Çünkü Allah bağışlayıcıdır merhametlidir."

71- Ve eğer sana ihanet etmek isterlerse, onlar daha önce  Allah'a ihanet etmişler, O'da size onlara karşı imkan vermişti. Ve Allah bilicidir doğru karar vericidir.

72- Şüphesiz ki onlar inandılar ve hicret ettiler mallarıyla ve canlarıyla Allah'ın yolunda gayret ettiler ve onları barındırdılar ve onlara yardım ettiler, işte onlar birbirlerinin sahip çıkan koruyucusudur. Ve inanan fakat hicret etmeyenlere gelince, onlar ta ki hicret edinceye kadar sizin onlar için hiçbir şeyden sahip çıkan koruyuculuğunuz yoktur. Ve eğer hayat nizamı ile ilgili sizden yardım isterlerse o zaman size onlara yardım düşer. Ancak sizinle onlar arasında yeminle kayıtlanmış bir sözleşme bulunan topluluğa karşı (yardım istekleri olması) hariç. Ve Allah işlemekte olduklarınızı görücüdür.
 
73- Ve inkar ise birbirlerinin sahip çıkan koruyucularıdır. Eğer siz de böyle (birbirinizin sahip çıkan koruyuculuğunu) yapmazsanız, o takdirde yeryüzünde kargaşa ve büyük bozgun meydana gelir.

74- Ve onlar ki inandılar ve hicret ettiler ve Allah'ın yolunda gayret ettiler ve onları barındırdılar ve onlara yardım ettiler, işte onlar hakiki inananların ta kendileridir. Onlar için bağışlanma ve değerli rızık vardır.

75- Ve onlar ki sonradan inandılar ve hicret ettiler ve sizinle birlikte gayret ettiler, işte onlar artık sizdendir. Rahim sahipleri (akrabalar) Allah'ın yazgısında birbirlerine daha yakındır. Şüphesiz ki Allah herşeyi bilicidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder