Pişirerek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Pişirerek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Ekim 2025 Salı

Kur'an'da Eti Pişirerek Yemek Var mı? (Kur'an'da Namazı Bulamayanlara)

Son yıllarda Kur'an üzerine kafa yoran bazı kimselerin, biz insanlık ailesi olarak sanki dün yeryüzüne indirilmiş ve bize Allah (c.c.) tarafından da bir kitap verilmiş ve bu kitaptaki bazı emir ve nehiyler konusunda önceden hiçbir bilgi birikimine sahip değilmişiz gibi kitabı okuma eylemi içinde olduklarına şahit olmaktayız.

Özellikle ritüel olarak bildiğimiz namaz, hacc, oruç gibi kulluk ameliyelerinin Kur'an'da olmadığı iddia edilmekte ve bunlarla ilgili ayetler bin dereden su getirilerek tevil edilmekte, sonuçta "Bakın Kur'an'da namaz, hacc, oruç yok" denilerek işin içinden çıkılmaktadır. Hatta daha ileri gidilerek namaz adı bildiğimiz ibadetin müşrik adeti olduğu bile iddia edilmektedir.

Bu iddiada bulunanlar aslında bir noktada haklı sayılabilir. Nasıl mı?

Çünkü namaz içinde yapılan kıyam, rüku, secde gibi ameliyeler insanlığın ortak paydasıdır. Yani insanlar tanrı olarak kutsadıkları varlıklara olan tazimlerini bu şekiller ile yerine getirmektedirler. Bir hindu, tanrı olarak bildiği şeye kulluğunu ona secde ederek gösterirken, bir Müslüman ise tanrı olarak bildiği Allah (c.c.) ye karşı olan kulluğunu ona secde ederek gösterir.

Burada secde eyleminin ilk olarak müşriklerden çıktığı, Müslümanların da bunu onlardan sahiplendiği anlaşılmasın. Allah (c.c) bize kitabında insanların tek bir toplum olduğu yani fıtri melekelere sahip olarak yaratıldığı, sonradan bu melekelerin bazılarında kaybolarak şirke dönüştüğünü bildirir.

Yani insanda aslonan Allah'a kulluktur, şirk ise arızi bir durumdur. İnsanlık fıtri melekelerini kullanarak Allah'a secde ederken, zaman içinde bazıları bunu unutup secdelerini başka tanrılara yapmış, ortak adı "EZZİKR" olan tarih boyunca elçilerle gönderilen kitaplar bunu hatırlatmak amacı ile gönderilmiştir.

Bizim asıl amacımız Kur'an'da namazı ispat değildir. Amacımız Kur'an'ın binlerce yıllık insanlık bilgi birikimine sahip bir topluma indiğinden hareketle Hacc s. 36. ayetinden bir örnekleme yapmaya çalışmaktır.

Hacc s. 36- Ve o iri bedenli develer, biz onları da sizin için Allah'ın farkındalıklarından olarak yaptık. Onlardaki hayır sizin içindir. (Kesim için) saflar halinde oldukları zaman, onların üzerine Allah'ın ismini hatırlayın. Yanları üzeri düşüp kımıldamadıkları zaman, artık onlardan yeyin ve o tok gözlüye de ve aç gözlüye de yedirin. İşte böylece şükretmeniz için onları size boyun eğdirdik.

Yukarıdaki ayet çevirisi hayvan kesiminin nasıl yapılacağı hakkındadır. Şimdi biz eğer daha önceden et yemek konusunda hiçbir bilgi birkimimiz yok ve bu et yemeyi Kur'an'a göre yapacak olursak, bu etin pişirilmeden yenmesi gerektiğini iddia edebiliriz.

Çünkü ayet, kesim bittiği zaman onlardan yemeyi emretmektedir. Ayette kestikten sonra pişirerek yeyin şeklinde bir emir bulunmamaktadır. Hatta Kur'an'ın herhangi bir yerinde kesilen hayvanın etinin pişirilerek yenmesi ile ilgili bir ayet bulunmamaktadır.

Ama hiçbir alklı selim sahibi kimse "Kur'an'da etin pişirilerek yenmesi hakkında ayet yoktur, etin çiğ olarak yenmesi gerekir, onun için eti pişirerek yemek müşriklerin adetidir" şeklinde bir söz de sarfetmez.

Neden sarfetmez?

Çünkü etin pişirilerek yenmesi insanlığın binlerce yıllık bilgi birikiminin getirdiği bir ameliyedir. Aslonan etin pişmiş olarak yenmesidir, etin çiğ olarak yenmesi şeklinde bir eylem ortaya koyan kimse sıradışı bir iş yapmış olarak görülür.

Şimdi, etin nasıl yeneceğini Kur'an'dan bulmaya çalışan bir kimse bu ayeti gördüğü zaman Kur'an'a uymak adına yapması gereken şey hayvan kesildikten sonra onu hemen yemesi yani pişirmeden yemesidir. Eğer Kur'an'da etin nasıl yeneceğini arayan bir kimseyse eti pişirerek yemesi Kur'an'a uymaMAsı anlamına gelecektir.

Burada hemen haklı olarak "Etin nasıl yeneceğini de mi Kur'an'a bakacağız?" itirazı gelecektir.

Elbette bizim böyle bir iddiamız yoktur. Bizim kastımız bazı kimselerin Kur'an'a bakış açısındaki sakatlığa dikkat çekmektir.

Kur'an'ın namaz hocası kitapları gibi detaylı bir namaz anlatımında bulunması gerektiği iddiasında bulunarak, bu detayları bulamadıkları için "Kur'an'da namaz yoktur" iddiasında bulunanlar, Kur'an'da etin nasıl yeneceği hakkında bilgi olmamasına rağmen, onu pişirerek yemektedirler.

Kur'an namazın şeklinden çok, ruhuna vurgu yapmıştır. Çünkü şekli olarak öteden beri müşrikler tarafından uygulanan bir eylemdir. Putlara karşı kılınan namaz şirk eylemi olup, putlardan temizlenerek kılınan namaz ise bir tevhid eylemidir.

Şimdi tekrar sorarız;

Kur'an'da nasıl namaz kılınacağını bulamayanlar, kesilen hayvanın etini nasıl yiyorlar?