Yabancı dildeki bir metnin başka bir dili konuşan insanlar tarafından anlaşılmasının yolu, o metni okuyan kişinin ,o dili bilmesi veya o dili bilen birisi tarafından, çevrilmesi ile mümkündür. Bu durum alemlerin rabbi olan Allah cc nin kulu muhammed as a indirmiş olduğu kitap içinde geçerlidir. Bu kitabı anlamak için kişi ya o dili bilecek veya o dili bilen birisi tarafından yapılmış olan çeviriyi okuyarak anlamaya çalışacaktır. Çoğunluğun bu dili bilmemesi haliyle o dili bilen birisi tarafından yapılmış kur'an çevirisini okumak durumunda bırakmıştır. Bu durum yadırganacak bir şey olmamakla beraber yadırganacak olan durum yapılan çevirilerde, sadece arapça bilgisinin yeterli olmadığı görülmektedir. Kur'an çevirisi yapan bir kişi arapçadan önce kur'ana hakim olması gerekmektedir. Daha önceki bir kaç yazımızda Elmalılı meali üzerinde yapılan hataları yazmaya gayret etmiştik. Bu yazımızda sayın Ahmet Tekin'in kasas s.46 ,secde s. 3 ve yasin s. 6. ayetleri ile ilgili yapmış olduğu meali ve bu mealin kur'an bütünlüğünde ne kadar doğru bir meal olduğunu göstermeye çalışacağız.Yaptığımız eleştirinin sayın Ahmet Tekin'in şahsı ile alakalı olmayıp onun 3 ayet ile ilgili yapmış olduğu mealin sadece arapça bilgisinin yeterli olmadığını göstermektir.
Kasas s 46. ayetinin Ahmet Tekin tarafından meali şu şekildedir.
Ve mâ kunte bi cânibit tûri iz nâdeynâ, ve lâkin rahmeten min rabbike li
tunzire kavmen mâ etâhum min nezîrin min kablike leallehum
yetezekkerûn(yetezekkerûne).
Mûsâ’ya seslendiğimiz zaman da Tur’un (dağın) yamacında değildin. Fakat,
Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine sorumluluk, hesap
ve cezayı hatırlatan uyarıcılar, peygamberler gelen toplumları uyarman
için, orada geçenleri sana bildirdik. Ola ki, düşünüp öğüt alırlar.
Secde s. 3. ayetinin ahmet Tekin tarafından yapılan meali şöyledir.
"Em yekûlûnefterâh(yekûlûnefterâhu), bel huvel hakku min rabbike li
tunzire kavmen mâ etâhum min nezîrin min kablike leallehum
yehtedûn(yehtedûne)."
Yoksa onu:
'Muhammed uydurdu' mu, diyorlar. Hayır! O, senden önce
kendilerine sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan birçok uyarıcılar
gelmiş toplumları senin de uyarman için, Rabbin tarafından gönderilen
gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak
bir kitaptır. Ola ki, onların doğru yolu tercih etmelerine vesile olur.
Yasin s. 6. ayetinin Ahmet Tekin tarafından yapılan şöyledir.
"Li tunzire kavmen mâ unzire âbâuhum fe hum gâfilûn(gâfilûne)."
Ataları
sorumluluk hesap ve ceza hatırlatılarak uyarılan, kısa sürede imandan
ve şer’i hükümlerden habersiz hale gelen milletleri uyarman için
indirilmiştir.
Bu ayetlerde kur'an bütünlüğüne uymadan yapılmış olduğunu iddia ettiğimiz nokta,birçok mealde yapılmış olan " babaları uyarılmamış" şeklindeki mealin aksine olarak yapılmış olan "uyarılmış" şeklinde yapılan mealdir. Sayın Ahmet Tekin,bu şekilde bir meal yapma gerekçesini arapça gramer kaideleri üzerinden müdafaa edebilir "ma" edatını kullanma tercihine saygı duymakla beraber yaptığı bu mealin kur'anın diğer ayetlerine de mutabık olma şartını gözetmesi gerekirdi. şöyleki....
Sebe s. 44. ayetine verdiği meal ile diğer ayetlere verdiği mealin çakıştığını ve çelişki arzettiğini görmüş olsaydı kasas s. 46 ,secde s.3 ve yasin s. 6 ayetlerine verdiği bu mealleri terkedip herkesin yaptığı şekilde bir meal zorunda kalacağını görürdü.
Sebe s. 44. ayetine Ahmet Tekin tarafından meal şöyledir.
"Ve mâ âteynâhum min kutubin yedrusûnehâ ve mâ erselnâ ileyhim kableke min nezîr(nezîrin)"
Halbuki biz onlara, okuduklarında, içinde Kur’ân’ın ve senin aleyhine
deliller bulabilecekleri kitaplar vermediğimiz gibi, senden önce onlara
özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere sorumluluk, hesap ve
cezayı hatırlatan bir uyarıcı da göndermemiştik.
Kur'anı sayın Ahmet Tekin tarafından yapılmış olan bir meali okuyarak öğrenen bir kişi bu ayetlerdeki yapılan meali görünce ilk olarak verceği tepki kur'anda çelişkili ayetler olabileceği yolundadır, ancak pek az kişi belkide yapılan bu çelişkili meallerin meal yapıcısından kaynaklanan bir hata olduğunu düşünecektir. Çünkü , kasas s.46 ,secde s. 3 ve yasin s. 6 ayetlerinde "uyarıcı gönderilmiş" şeklinde bir meale karşı sebe . s 44. ayetinde "uyarıcı gönderilmemiş"şeklinde bir meali görmekteyiz. Bunu okuyan birisi haklı olarak "kur'anda bir ayette böyle diğer ayette böyle diyor" diyerek çelişkiyi görecektir.
[035.042] Onlar, Allah kendilerine uyarıcı gönderdiği taktirde herhangi bir
milletten daha sıkı biçimde doğru yola bağlanacaklarına dair kesin bir dille
Allah adına yemin etm1şlerdi. Fakat kendilerine uyarıcı gelince bu olay
nefretlerini arttırmaktan başka bir işe yaramadı.
[006.156-157] «Bizden önce kitap yalnız iki topluluğa indirildi, biz ise
onların ders gördüklerinden habersizlerdik» dememeniz,Ya da: «Kitab bize de indirilseydi, şüphesiz onlardan daha çok doğru yolda
olurduk» dememeniz (için) işte size Rabbinizden apaçık bir belge, bir hidayet ve
bir rahmet gelmiştir. Allah'ın ayetlerini yalanlayandan ve (insanları) ondan
alıkoyup-çevirenden daha zalim kimdir? Ayetlerimizden alıkoyup-çevirenlere, bu
'engelleme ve çevirmelerinden' dolayı pek çetin bir azabla karşılık vereceğiz.
[037.168-169] Öncekilerde olduğu gibi bizde de bir zikir bulunsaydı;Biz de elbet Allah'ın ihlasa erdirilmiş kulları olurduk.
[062.002] Odur ki: ümmîler içinde kendilerinden bir Resul gönderdi,
üzerlerine onun âyetlerini okuyor ve onları temize çıkarıp parlatıyor,
kendilerine kitab ve hikmet öğretiyor, halbu ki bundan evvel açık bir dalâl
içinde idiler
[003.164] Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah'ın âyetlerini okuyan,
(kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti
öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta
bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler.
[043.021] Yoksa onlara daha önce bir kitap verdik de ona mı
bağlanıyorlar?
Yukarda vermiş olduğumuz ayet mealleri , mekkelilere daha önceden herhangi bir uyarıcı elçi ve kitab gelmediğine dair örnek olabilecek ayetlerdir.
[021.007] Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını
göndermedik. Eğer bilmiyorsanız; zikir ehline sorun.
[016.043] Senden önce de ancak kendilerine vahyeder olduğumuz adamlar
gönderdik. Öyleyse bilmiyorsanız zikir ehline sorun.
Yukarıda mealleri verilen enbiya s. 7 ve nahl s. 43. ayetlerinde sorulması istenen "zikr ehli" kendilerine daha önce kitab ve elçi gönderilmiş olan israiloğullarıdır, eğer mekkelilere daha önce elçi ve kitab gönderilmiş olsaydı neden zikr ehline sorun denilsin ?
Kur'an çelişkisiz bir kitap olduğuna göre çelişki kur'an bütünlüğü gözetilmeyerek yapılan meallerdedir. "ma" edatında gramer kuralları ile ilgili olarak yapılan yanlış tercih bu şekilde bir çelişkili meal doğurmuştur. "ma" edatını ismi mevsul olarak değil olumsuzluk "ma" sı şeklinde bir tercihte bulunsaydı secde s. 3, yasin s. 6 ve sebe s. 44 . ayetlerinin birbiri ile bir bütünlük sağladığını görürdü. Şimdi bu ayetler ile yapılan ve birçok meal yapıcısınında tercih ettiği meali görelim.
-----kasas s.46 -Musa'ya) seslendiğimiz zaman sen Tur'un yanında değildin. Ancak
Rabbinden bir rahmet olarak, kendilerine senden önce bir uyarıcı
gelmemiş olan bir kavmi uyarasın diye (gönderildin). Umulur ki
düşünürler.
-----secde s. 3-Yoksa onlar: "Bunu uydurdu" mu diyorlar? Hayır; o, Rabbinden olan bir
haktır; senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş bir kavmi uyarman
için (onu sana indirdik). Umulur ki hidayet bulurlar.
-----yasin s. 6-Babaları uyarılmamış, böylece kendileri de gafil kalmış bir kavmi uyarman için (gönderildin).
-----sebe s. 44-Oysa biz onlara ders alacakları kitaplar vermemiştik ve kendilerine senden önce bir uyarıcı da göndermemiştik.
Dikkat edileceği üzere bu 4 ayet meali aynı doğrultuda ve birbirleri ile bir uyum arzetmektedir.
Sonuç olarak, kur'an meali hazırlamak için yola çıkan birisinin sadece arap dili bilgisinin yeterli olmadığı , hatta arap dili bilgisinden önce kur'an bilgisine hakim olması gerektiği açıktır. Bu bilgi eksikliği neticesinde yapılan herhangi bir meal aynı konu ilgili diğer kur'an ayetleri çelişki arzedebilir ve bu meali okuyarak kur'anı anlamak durumunda olan bir kişi için kafasında kur'an hakkında olumsuz düşünceler doğabilir. Burada kur'an mealini okumak durumunda olan kişilere bazı tavsiyelerimiz olacaktır. Öncelikle okuduğu mealin, kur'anın birisi tarafından yapılmış olan çevirisi olduğunu unutmamalı ve bazı yanlışlıklar olabileceğini hatırdan çıkarmamalı, tek bir meale bağlı kalarak kur'an okumamalı ve kendiside kur'an bütünlüğüne hakim olmalıdır.
EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.
İsmail Bey,
YanıtlaSilYukardaki makalenizi okudum. İlginize teşekkür ederim. Ancak ayetlerle ilgili doğru anlayışı ortaya koyamadığınızı da belirtmek isterim. Bu konuda verdiğim cevabı buraya koymak istedim. Sistem kabul etmedi. Ayetlerle ilgili doğru anlayışı öğrenmek ve sizin makalenizin devamında yayınlamak isterseniz, ahmettekin.net' isimli siteme bakabilirsiniz. Tefsir Derslerinin içinde size verdiğim cevap var.
Bilvesile selam ve saygılarım.
Ahmet TEKİN
Selamun aleyküm sayın hocam sitenizde yazım ile ilgili olarak yazmış olduğunuz makalenizi okudum makale ile ilgili olarak bir kaç şey söylemek isterim . Makalenide sebe s.44 ayeti ile ilgili olarak şunları demektesiniz.
YanıtlaSil"adsız münekkidin KK 34/44 ayetini esas alarak 28/46,32/3,36/6 ayetlerine verdiğim manalarla çelişkiden bahsetmesi mümkün değildir. KK 34/44 deki mana 28/46,32/3,36/6 ayetleriyle çelişki doğuracak bir içeriğe sahip değildir. 34/44 de farklı bir konu anlatılmaktadr. Hz. Peygamber s.a. e karşı çıkan ve mücadeleye girişen Kureyş Müşriklerine, elinizde Kur’andan önce size verdiğimiz bir kutsal kitap mı var ki, bu kitaba dayanarak Hz. Muhammed s.a. e karşı çıkıyorsunuz. Ve sizleri puta tapmaya davet eden, davete icabet etmediğiniz takdirde cezalandırılacağınız konusunda sizi uyaran bir peygamber mi görevlendirdik ki puta tapmskta ısrar ediyorsunuz denilmektedir.34/44 ayetinin öncesindeki ve sonrasındaki ayetleri dikkatli bir şekilde incelediğimizde bu mananın doğruluğunu açık bir şekilde görürüz."
Bu yazdığınızı tekrar gözden geçirecek olursanız benim sizin ilgili ayetlere yapmış olduğunuz meali eleştirmemi haklı çıkarmaktasınız ilgili ayetlerdeki "ma" edatına verdiğiniz anlamı mevsule olarak verip " onlara"enden önce kendilerine sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcılar, peygamberler gelen"-"hatırlatan birçok uyarıcılar gelmiş" -"Ataları sorumluluk hesap ve ceza hatırlatılarak uyarılan," şeklinde meal vermenize rağmen sebe s. 44 ayetine verdiğiniz mealde önce sürdüğünüz gerekçede onlara kitap ve elçi gönderilmemiş olduğunu iddia etmektesiniz evet bu iddianız doğrudur ama dikkat edecek olursanız sizin bu iddianız diğer ayetlere verdiğiniz meal ile çelişmektedir . Sebe s. 44 ayeti ile ilgili olarak onlara daha önce kitap ve elçi gönderilmemiş olduğunu söylerken diğer 3 ayetin mealinde önceden kitap ve elçi gönderildiğine dair bir iddia serdetmeniz bence çelişkidir . Size karşı bir saygısızlık yapmadığımı umarak size hürmetlerimi iletiyorum Allah cc ye emanet olun.