Yusuf s. kur'anın , "ahsenel kasas" kıssaların en güzeli olarak tanımladığı bir kıssa olup surenin tamamında Yusuf as ın kıssası anlatılmaktadır. Kur'an kıssalarının muhatablarına yönelik mesajlar taşıması anlayışı üzerinden bu kıssayı okuyacak olursak bir çok mesajı ihtiva ettiği görülecektir. Kıssadaki bu mesajlar teşbihi bir anlatım üzerinden verilmekte olduğunu düşündüğümüz için suredeki bazı olaylar üzerinde durup bu mesajı anlamaya çalışacağız. İlk olarak Yusuf as ın meliğin karısı tarafından zinaya zorlanması ile ilgili ayetlerini okumaya çalışacağız.
Yusuf as kardeşleri tarafından kuyuya atıldıktan sonra onu kervancılar kuyudan çıkarmış ve değersiz bir kişi olarak görüp ucuz bir paraya mısır'da satmışlar onun alan kişi mısır'ın yöneticisi olup eşine Yusuf'a değer vermesini ister.
[012.021] Mısır'da onu satın alan adam, karısına dedi ki: «Ona değer ver ve
güzel bak! Umulur ki bize faydası olur. Veya onu evlât ediniriz.» İşte böylece ve kendisine (rüyadaki) olayların yorumunu
öğretmemiz için Yusuf'u o yere yerleştirdik. Allah, emrini yerine getirmeye
kadirdir. Fakat insanların çoğu (bunu) bilmezler.
Yusuf as yıllar geçip sarayda büyümüş ve [012.022] Ergenlik çağına gelince; ona hüküm ve ilim verdik. Biz ihsan edenleri işte böyle
mükafaatlandırırız .
Yusuf as ergenlik çağında iken onu büyüten yöneticinin karısı onunla zina etmek ve Yusuf as bunu red eder bu olay bizler için ne gibi bir mesaj taşımaktadır ? sorusunun cevabını aramaya çalışalım.
12. 23/ Ve râvedethulletî huve fî beytihâ an nefsihî ve ğallekatil ebvâbe ve
kâlet heyte lek(leke), kâle ma âzallâhi innehu rabbî ahsene
mesvây(mesvâye), innehu lâ yuflihuz zâlimûn(zâlimûne).
Yûsuf’un bulunduğu evdeki kadın, Yûsuf’un kendisine yaklaşmasını istedi
ve bütün kapıları kapadı: “- Haydi gel.” dedi. Yûsuf ise: “- Allah’a
sığınırım. Doğrusu o (kocan) benim rabbimdir, bana güzel bakmıştır.
Gerçek budur ki, zalimler (zina yapanlar) kutulamazlar.” dedi.
Yusuf suresine baktığımız zaman kur'anın ıstılahlaştırdığı bazı kelimelerin sözlük anlamında kullanıldığı görülür , "rabb " kelimesi bunlardan biridir, sure içinde bir kaç ayette bu kullanımı görmekteyiz. 23. ayette geçen "innehu rabbi" (muhakkak o benim rabbimdir) şeklindeki ibaredeki "rab" kelimesinin kullanılışının iki farklı şekilde yorumlandığı bilinmektedir, 1. yorum Allah için 2. yorum yönetici için , biz "rab" kelimesinin yönetici için kullanılmış olduğunu tercih edenlerin daha isabetli olduğunu düşünüyoruz.
"Rab" kelimesi sözlükte , " artmak,yükseltmek,beslemek,büyütmek,yetiştirmek" anlamlarına gelmektedir. Yusuf as ı besleyip büyütmüş olması nedeniyle , Yusuf as tarafından kendisini kelimenin sözlük anlamında kullanılışı olarak "o benim rabbim" denilmiştir.
22. ayette yöneticinin karısına " ona ikram et" şeklindeki hitabı ile Allah cc nin kullarına ikram etmesi ile paralel bir bağ kurup kişinin kendisine ikram eden birine karşı takınması gereken tavrı Yusuf as ın örnekliğinde görmekteyiz. Bu kelimenin geçtiği bir kaç ayet örneği vererek kıssadaki olayın benzeştirmesini görelim.
[017.070] Andolsun ki Biz, ademoğlunu mükerrem (kerremna) kıldık. Karada ve denizde
taşıdık. Ve onları temiz nimetlerden rızıklandırdık. Yaratmış olduklarımızdan
çoğuna onları üstün kıldık.
[096.003] Oku! Rabbin sonsuz kerem(elekrem) sahibidir.
[055.027] Yalnız celâl ve ikram sahibi Rabbinin yüzü (zâtı) baki
kalacaktır.
[055.078] Celal ve ikram sahibi Rabbının adı ne yücedir.
[026.007] Yeryüzüne bir bakmadılar mı ki, biz onda her güzel (kerim)
çiftten nice ürünler bitirdik.
[031.010] O, gökleri dayanak olmaksızın yaratmıştır, bunu görmektesiniz.
Arzda da, sizi sarsıntıya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı ve orada her
canlıdan türetip-yayıverdi. Biz gökten su indirdik, böylelikle orada her güzel(kerim)
olan çiftten bir bitki bitirdik.
[082.006] Ey insan! Ne mağrur etti seni o kerîm Rabbına?
Allah cc kullarına karşı ikram sahibi olduğunu birçok ayette zikrederek onların bu ikrama karşı nankörlük yapmamalarını istemesine rağmen insanlardan birçoğu bu emri yerine getirmeyerek nankörlük yapmaktadırlar. Yusuf as kendisine güzel ikramda bulunan rabbına karşı nankörlik yapacak olursa zalimlerden olacağını söyleyerek bizlerede , alemlerin rabbi olan Allah cc tarafından bize ikram edilen nimetlere karşı yaptığımız nankörlüğün zalimlik olduğu mesajını vermektedir. Dünyada herhangi bir kişi tarafından ikrama uğrayan kişinin kendisine ikram eden kişiye karşı nankör olması nasıl düşünülemezse , Allah cc bizlere kur'anın bir çok ayetinde bildirilen nimetlerine karşı nankörlük etmenin nasıl bir zulum olduğu akıldan çıkarılmadan verilen ikrama karşı gerekli olan şükür yerine getirilmelidir.
[012.024] And olsun ki kadın Yusuf'a karşı istekli idi; Rabbin'in burhanını görmeseydi Yusuf da onu isteyecekti. İşte ondan kötülüğü ve fenalığı
böylece engelledik. Doğrusu o bizim çok samimi kullarımızdandır.
Bu ayette geçen " levle en burhane rabbihi" (rabbinin burhanını görmeseydi) cümlesi üzerinde tefsir kitaplarına baktığımız zaman bazı yazılanları buraya almaya haya dahi edebileceğimiz yorumlara rastlamaktayız. Üzerinde durmak istediğimiz kelime "rabbinin burhanı" olup burhan kelimesi ile kastedilmek istenilen şeyin ne olabileceği konusunda düşüncelerimizi paylaşacağız.
Öncelikle 24. ayette geçen "rab" kelimesinin , 23. ayette'ki lügat anlamındaki kullanışı gibi aynı şekilde kullanıldığı düşünmekteyiz yani rab kelimesi bu ayettede mısır'ın yöneticisi anlamında kulanılmaktadır.
"Burhan" kelimesi sözlükte , hüccet ve delil , hakkı batıldan ,doğruyu yanlıştan ayıran güçlü delil anlamındadır. Bu kelime kur'anda elçilerin muhataplarına Allah cc ye iman etmeleri için getirmiş oldukları deliller anlamında kullanılmıştır.
[004.174] Ey insanlar! bâkın size rabbınızdan bürhan geldi, size açık bir
nur indirdik
[023.117] [E0] Ve her kim Allahın beraberinde diğer bir tanrı da'vâ ederse onun
ona hiç bir bürhanı yoktur ve ancak rabbının ındinde hisabı vardır, hak bu ki
kâfirler felâh bulmazlar.
[002.111] [E0] bir de Yehud veya Nasradan başkası asla Cennete giremiyecek
dediler, bu onların kendi kuruntuları, haydi de; doğru iseniz getirin
bürhanınızı
[028.032] [E0] Elini koynuna sok çıksın bembeyaz, bir âfetsiz, ve heybetten
cenahını kendine kavuştur, işte bu ikisi sana iki bürhan, rabbından Fir'avne ve
cem'ıyyetine, çünkü onlar fasık bir kavm oldular.
Alemlerin rabbi olan Allah cc nin kullarına göndermiş olduğu burhanın mahiyetinde onlara verdiği nimetleri hatırlatarak nankörlük etmemeleri, ona iman etmeleri için gerekli olan bilgileri içirdiğini hatırlayacak olursak bizlerinde o burhanı görerek nankörlük yapmamamız öğütlenmektedir.
"Rea" (görmek) fiilinin sadece göz ile görmek şeklinde kullanılmış olması düşüncesinden kaynaklanan görülen burhanın ne olduğu konusunda yine tefsir kitaplarından birçok bilgi kirliliği mevcut olup örnek olarak görülen burhandan kastedilenin "cibril" olduğu söylenmektedir. "Rea" fiili sözlükte , "görüleni, görülebilir olanı idrak etmek,algılamak" anlamında olup 1-duyu organları ile 2-zan tahmin ve tahayyül ile 3-tefekkür ve düşünme ile 4-akıl ile olur " . Kelime, anlam olarak sadece göz ile algılamayı kapsamamakta olup daha geniş bir anlamı vardır.
Yusuf as'ın, "rabbinin burhanını görmesi" cümlesini , onun kendisine mısır yöneticisi tarafından verilen ikramı ve nimetleri nankör olmamak adına akletme ve tefekkür yolu ile görmesi sonucunda, onun eşi ile zina etmesinin onun kendisine verilen iyiliklere karşı nankörlük etmek olacağını görüp zinadan geri durması şeklinde anlamak mümkündür. Yusuf as eğer o yöneticinin ona karşı iyiliklerini unutup sadece nefsinin arzularına uymuş olsaydı o kadınla zina ederdi ama dürüst bir insanın kendisine verilen güveni boşa çıkarmamak adına yapması gerekeni yine bu şekil örneklikle bizlere mesaj olarak verildiğini görüyoruz.
Yöneticinin karısınının durumunuda insanı kötülüğe teşvik eden şeytan'ın durumu olarak görmek mümkündür. Şeytan adı ile anılan şey bizlere her türlü kötülüğü yapmayı teşvik etmesi bakımından insanlardan'da olabilmekte olup, özellikle kötü şeyleri yapmayı süsleyip bizlere güzel göstererek bizim ona yönelmememizi teşvik ederek bizi ateşe götürdüğü unutulmamalıdır.
Sonuç olarak, yusuf as kıssasında mesaj içerikli olarak bizlere teşbihi olarak, kişinin kendisine herhangi bir insan tarafından verilen nimete nasıl nankörlük etmek yakışmaz ise, kulun'da Allah cc tarafından kendisine verilen nimete nankörlük etmemesi gerektiği anlatılmaktadır. Yusuf as kendisini çocuk iken besleyip büyütün yani kendisine rablik eden adama karşı nankörlük yapmayı, onun kendisine yaptığı iyilikleri hatırlayarak red etmiş ve nankör bir kişi olmadığını isbatlamıştır. Kıssanın bu kısım ayetlerinin bizlere bu şekil bir mesaj içerdiğini düşünmekteyiz.
EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.
burhan ve ayet arasında ne fark var
YanıtlaSil