Süleymaniye Vakfı tarafından yapılan Kur'an mealinin Araf s. 205. ayetinde geçen iki kelimeye verilen anlam üzerinde durarak, Kur'an bütünlüğüne dikkat edilmemesinin ortaya koyduğu tezatları göstermeye, ve vakfı bu konuda uyarmaya çalışmak, yazının konusu olacaktır.
وَاذْكُرْ رَبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعًا وَخِيفَةً وَدُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالْآصَالِ وَلَا تَكُنْ مِنَ الْغَافِلِينَ
Süleymaniye Vakfı tarafından yapılan Kur'an mealinde Araf s. 205. ayetine şu şekilde bir meal verilmiştir.
"Öğle ve ikindide[*], yüksek olmayan bir sesle içten içe yalvararak Rabbini gizlice an. Sakın dikkatsizlik etme."
Ayete bu anlam verildikten sonra dip not olarak, "[*] Öğle ve ikindi namazlarının sessiz kılınmasının delili bu ayettir.." denilmektedir.
Süleymaniye Vakfı tarafından yapılan Kur'an mealinde, Araf s. 205. ayetinde geçen بِالْغُدُوِّ kelimesine ÖĞLE anlamı, وَالْآصَالِ kelimesine ise İKİNDİ anlamı verilerek, öğle ve ikindi namazlarının sessiz olarak kılınmasının delilinin bu ayet olduğu iddia iddia edilmekte, bu iddia aynı zamanda bu namazlarda sessiz okumanın farz olduğu anlamına da gelmektedir.
Biz بِالْغُدُوِّ ve وَالْآصَالِ kelimelerinin hangi anlama geldiğinden ziyade, bu kelimelerin geçtiği diğer ayetlere, Süleymaniye Vakfı tarafından nasıl anlamlar verildiği üzerinde durmak, ve vakıf tarafından yapılan mealdeki çelişkilere dikkat çekmek istiyoruz.
بِالْغُدُوِّ kelimesi ve türevlerinin geçtiği ayetlere Süleymaniye Vakfı tarafından verilen anlamlar şu şekildedir:
بِالْغُدُوِّ kelimesi ve türevlerinin geçtiği ayetlere Süleymaniye Vakfı tarafından verilen anlamlar şu şekildedir:
-----Rad s. 15. ayeti Süleymaniye Vakfı meali:
Göklerde ve yerde kim varsa, ister istemez Allah'a boyun eğerler (secde)[*]. Gölgeleri de bunu öğle ve ikindide yapar.
Rad s. 15. ayetinde geçenبِالْغُدُوِّ kelimesine vakıf mealinde ÖĞLE anlamı verilmiştir.
-----Nur s. 36. ayeti Süleymaniye Vakfı meali:
(O ışık) yüce tutulmasına ve içlerinde adının anılmasını Allah’ın izin verdiği evlerde olur. Oralarda sabah akşam (insanlar) Allah’a boyun eğerler.
Nur s. 36. ayetinde geçen بِالْغُدُوِّ kelimesine ise, diğer ayetlerde verilen öğle anlamı yerine SABAH anlamı verilmiştir.
-----Mü'min s. 46. ayeti Süleymaniye Vakfı meali:
Cehennem ateşi onlara, sabah akşam gösterilir. Kıyamet saati geldiğinde, "Firavun ailesini o azabın en ağırına sokun!" denir.
Mü'min s. 46. ayetinde geçen Ğudüvven kelimesine, diğer ayetlerde verilen öğle anlamı yerine SABAH anlamı verilmiştir.
-----Sebe s. 12. ayeti Süleymaniye vakfı meali:
Sabahleyin bir aylık, öğleden sonra da bir aylık mesafe katettiren rüzgarı[1*] Süleyman'ın emrine verdik; bakır madeni kaynağını da onun için su gibi akıttık. Sahibinin izniyle, yanında iş gören cinleri de emrine verdik. Onlardan hangisi emrimizden çıksa ona alevli ateş azabını tattırırdık[2*].
Sebe s. 12. ayetinde geçen Ğudüvvuha kelimesine, diğer ayetlerde verilen öğle anlamı yerine, SABAH anlamı verilmiştir.
-----Enam s. 52. ayeti Süleymaniye Vakfı meali:
Sabah, akşam dua edip Rablerinin yüz göstermesini isteyenleri uzaklaştırma. Onların hesabı senden sorulmaz. Senin hesabın da onlardan sorulmaz. Onları uzaklaştırırsan yanlış yapanlardan olursun.
Enam s. 52. ayetinde geçen Bi-lğadaveti kelimesine, diğer ayetlerde verilen öğle anlamı yerine, SABAH anlamı verilmiştir.
-----Kehf s. 28. ayeti Süleymaniye Vakfı meali:
Rablerinin yüzlerine bakmasını isteyerek sabah akşam ona yalvaranlarla birlikte sen de sabret[*]. Dünya hayatının çekiciliğine kapılıp gözlerini onlardan ayırma. Gönlünü zikrimize (Kur’an’a) karşı ilgisiz bulduğumuz, arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kişiye uyma.
Rablerinin yüzlerine bakmasını isteyerek sabah akşam ona yalvaranlarla birlikte sen de sabret[*]. Dünya hayatının çekiciliğine kapılıp gözlerini onlardan ayırma. Gönlünü zikrimize (Kur’an’a) karşı ilgisiz bulduğumuz, arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kişiye uyma.
Kehf s. 28. ayetinde geçen Bi-lğadaveti kelimesine, diğer ayetlerde verilen öğle anlamı yerine, SABAH anlamı verilmiştir.
-----Kehf s. 62. ayeti Süleymaniye Vakfı meali:
Oradan geçtikten sonra Musa genç arkadaşına dedi ki "Getir şu kuşluk yemeğimizi; bu yolculuk bizi iyice yordu."
-----Kehf s. 62. ayeti Süleymaniye Vakfı meali:
Oradan geçtikten sonra Musa genç arkadaşına dedi ki "Getir şu kuşluk yemeğimizi; bu yolculuk bizi iyice yordu."
Kehf s. 62. ayetinde geçen Ğadaena kelimesine diğer ayetlerde verilen öğle anlamı yerine, KUŞLUK anlamı verilmiştir.
وَالْآصَالِ kelimesi ve türevlerinin geçtiği ayetlere Süleymaniye Vakfı tarafından mealler şöyledir (kelimenin vakit anlamı içeren ayetleri alınmıştır):
-----Furkan s. 5. ayeti Süleymaniye Vakfı meali:
Bir de şunu dediler: “Bunlar eskilerin masallarıdır[*]; yazdırtmış, ve sabah akşam ona okutturuluyor. ezberletiliyor.”
Asile kelimesini geçtiği diğer ayetler olan Ahzab s. 42, Fetih s. 9 ve İnsan s. 25. ayetlerinde kelimeye vakıf mealinde AKŞAM anlamı verilmiştir.
Rad s. 15. ayetinde geçen وَالْآصَالِ kelimesine, İKİNDİ anlamı verilmiştir.
-----Nur s. 36. ayeti Süleymaniye Vakfı meali:
(O ışık) yüce tutulmasına ve içlerinde adının anılmasını Allah’ın izin verdiği evlerde olur. Oralarda sabah akşam (insanlar) Allah’a boyun eğerler.
Nur s. 36. ayetinde geçen وَالْآصَالِ kelimesine, AKŞAM anlamı verilmiştir.
Görülmektedir ki, Süleymaniye Vakfı tarafından بِالْغُدُوِّ kelimesine, Araf s. 205. ve Rad s. 15. ayetlerinde ÖĞLE anlamı verilirken, kelimenin geçtiği diğer ayetler olan Nur s. 36, Mü'min s. 46, Sebe s. 12, Enam s. 52, Kehf s. 28. ve 62. ayetlerinde SABAH ve KUŞLUK anlamı, وَالْآصَالِ kelimesine ise Araf s. 205. ve Rad s. 15. ayetlerinde İKİNDİ anlamı verilirken, kelimenin geçtiği diğer ayetlerde ise AKŞAM anlamı verilmiştir. Yine hatırlatmak isteriz ki , yazının konusu bu kelimelerin hangi anlamlara geldiği değil, vakfın mealinde bu kelimelerin geçtiği bütün ayetlerde aynı anlamı verilmemiş olmasıdır.
Kur'an'ı Süleymaniye Vakfı tarafından yapılan mealden öğrenmeye çalışan bir meal okuyucusu haklı olarak, bir kelimenin bir ayette neden ÖĞLE olarak çevrilirken, aynı kelimenin bir başka ayette neden SABAH olarak, bir kelimenin bir ayette İKİNDİ olarak çevrilirken, aynı kelimenin bir başka ayette neden AKŞAM olarak çevrildiğini soracak ve cevabını isteyecektir.
Vakıf tarafından yapılan bu çevirilerde ayrıca ortaya şöyle bir ikilem de çıkmaktadır. Vakıf, yaptığı mealde Araf s. 205. ayetinde geçen kelimelere öğle ve ikindi anlamlarını vererek, bu vakitlerde kılınan namazların sessiz okunmasının delilinin bu ayetlerden çıktığını iddia etmekte, bu iddia ise aynı zamanda bu vakitlerde kılınan namazlarda sessiz okumanın FARZ olduğunu iddia etmek anlamına da gelmektedir.
Bu ayetten öğle ve ikindi namazlarının sessiz olarak kılınmasının farz olduğu hükmünü çıkaran vakfın bu içtihadına karşı, aynı kelimelerin diğer ayetlerde farklı anlamlar verilmesi karşısında şaşkınlığa uğrayan bir meal okuyucusu haklı olarak, bir yerde öğle olarak çevrilen bir kelimenin başka ayette sabah olarak çevrilmesi, bir yerde ikindi olarak çevrilen bir kelimenin başka bir yerde akşam olarak çevrilmesi karşısında, hangi namazların sessiz kılınması gerektiği konusunda da tereddüt yaşayacaktır.
Vakfın Araf s. 205. ayetinde geçen kelimelere öğle ve ikindi anlamlarını vermesi öncelikle kelimenin geçtiği diğer ayetlere de aynı anlamları vermemek sureti ile yaşadıkları bir çelişkiyi göstermektedir şöyle ki;
Bir de şunu dediler: “Bunlar eskilerin masallarıdır[*]; yazdırtmış, ve sabah akşam ona okutturuluyor. ezberletiliyor.”
Araf s. 205. ayetinde geçen وَالْآصَالِ kelimesine, İKİNDİ anlamı verilen mealde, Furkan s. 5. ayetinde geçen Asile kelimesine, AKŞAM anlamı verilmiştir.
Asile kelimesini geçtiği diğer ayetler olan Ahzab s. 42, Fetih s. 9 ve İnsan s. 25. ayetlerinde kelimeye vakıf mealinde AKŞAM anlamı verilmiştir.
-----Rad s. 15. ayeti Süleymaniye Vakfı meali:
Göklerde ve yerde kim varsa, ister istemez Allah'a boyun eğerler (secde)[*]. Gölgeleri de bunu öğle ve ikindide yapar.
Rad s. 15. ayetinde geçen وَالْآصَالِ kelimesine, İKİNDİ anlamı verilmiştir.
-----Nur s. 36. ayeti Süleymaniye Vakfı meali:
(O ışık) yüce tutulmasına ve içlerinde adının anılmasını Allah’ın izin verdiği evlerde olur. Oralarda sabah akşam (insanlar) Allah’a boyun eğerler.
Nur s. 36. ayetinde geçen وَالْآصَالِ kelimesine, AKŞAM anlamı verilmiştir.
Görülmektedir ki, Süleymaniye Vakfı tarafından بِالْغُدُوِّ kelimesine, Araf s. 205. ve Rad s. 15. ayetlerinde ÖĞLE anlamı verilirken, kelimenin geçtiği diğer ayetler olan Nur s. 36, Mü'min s. 46, Sebe s. 12, Enam s. 52, Kehf s. 28. ve 62. ayetlerinde SABAH ve KUŞLUK anlamı, وَالْآصَالِ kelimesine ise Araf s. 205. ve Rad s. 15. ayetlerinde İKİNDİ anlamı verilirken, kelimenin geçtiği diğer ayetlerde ise AKŞAM anlamı verilmiştir. Yine hatırlatmak isteriz ki , yazının konusu bu kelimelerin hangi anlamlara geldiği değil, vakfın mealinde bu kelimelerin geçtiği bütün ayetlerde aynı anlamı verilmemiş olmasıdır.
Kur'an'ı Süleymaniye Vakfı tarafından yapılan mealden öğrenmeye çalışan bir meal okuyucusu haklı olarak, bir kelimenin bir ayette neden ÖĞLE olarak çevrilirken, aynı kelimenin bir başka ayette neden SABAH olarak, bir kelimenin bir ayette İKİNDİ olarak çevrilirken, aynı kelimenin bir başka ayette neden AKŞAM olarak çevrildiğini soracak ve cevabını isteyecektir.
Vakıf tarafından yapılan bu çevirilerde ayrıca ortaya şöyle bir ikilem de çıkmaktadır. Vakıf, yaptığı mealde Araf s. 205. ayetinde geçen kelimelere öğle ve ikindi anlamlarını vererek, bu vakitlerde kılınan namazların sessiz okunmasının delilinin bu ayetlerden çıktığını iddia etmekte, bu iddia ise aynı zamanda bu vakitlerde kılınan namazlarda sessiz okumanın FARZ olduğunu iddia etmek anlamına da gelmektedir.
Bu ayetten öğle ve ikindi namazlarının sessiz olarak kılınmasının farz olduğu hükmünü çıkaran vakfın bu içtihadına karşı, aynı kelimelerin diğer ayetlerde farklı anlamlar verilmesi karşısında şaşkınlığa uğrayan bir meal okuyucusu haklı olarak, bir yerde öğle olarak çevrilen bir kelimenin başka ayette sabah olarak çevrilmesi, bir yerde ikindi olarak çevrilen bir kelimenin başka bir yerde akşam olarak çevrilmesi karşısında, hangi namazların sessiz kılınması gerektiği konusunda da tereddüt yaşayacaktır.
Vakfın Araf s. 205. ayetinde geçen kelimelere öğle ve ikindi anlamlarını vermesi öncelikle kelimenin geçtiği diğer ayetlere de aynı anlamları vermemek sureti ile yaşadıkları bir çelişkiyi göstermektedir şöyle ki;
Vakıf, Araf s. 205. ayetinde geçen Bi-lğuduvvi kelimesi şayet öğle anlamına geliyor ise, neden kelimenin geçtiği diğer ayetlere de öğle anlamı vermek yerine, sabah anlamını vermeyi tercih etmiştir?. Veya bu kelime şayet sabah anlamına geliyor ise, neden Araf s. 205. ayetindeki geçişine sabah anlamı vermek yerine öğle anlamı vermeyi tercih etmiştir?.
Vakıf, Araf s. 205. ayetinde geçen Ve-lasali kelimesi şayet ikindi anlamına geliyor ise, neden kelimenin geçtiği diğer diğer ayetlere de ikindi anlamı vermek yerine akşam anlamını vermeyi tercih etmiştir?. Veya bu kelime şayet akşam anlamına geliyor ise, neden Araf s. 205. ayetindeki geçişine akşam anlamı vermek yerine ikindi anlamı vermeyi tercih etmiştir?.
Kanaatimizce Vakıf, Araf s. 205. ayetinde geçen bu iki kelimeye diğer ayetlere verdikleri anlamdan farklı bir anlam vererek, gündüz namazlarının sessiz okunmasının delilinin ayete dayandırmaya çalışmakla zorlama bir tevilde bulunmaktadır. Çünkü ortaya koydukları delil diğer ayetler ile uyum sağlamamaktadır.
Ayet içinde geçen وَدُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ ibaresine, yüksek olmayan bir sesle şeklindeki verdikleri anlama rağmen, öğle ve ikindi namazlarının SESSİZ olarak kılınmasının delili bu ayettir şeklinde bir içtihatta bulunmuş olmaları da, vakfın düştüğü başka bir çelişkidir. Yüksek olmayan bir ses ile şeklinde çevirdikleri bir ibareden, sessiz namaz delili çıkarmaları, vakfın bu konuda hatalı bir çıkarımda bulunduğunun göstergesidir.
Ayrıca bu tür vakit bildiren ayetlerin belirli vakitleri göstermekten ziyade, devamlılık ifade ettiğine dikkat çekmek isteriz. Örneğin; Mü'min s. 46. ayetinde Firavun'un sabah ve akşam ateşe sunulmasını, sabah ve akşam vakitlerinde iki öğün ateşe sunulması olarak anlamak, diğer vakitlerde ateşe sunulmamış olduğu anlamına gelir. Yine Meryem s. 62. ayetinde cennet ehlinin sabah akşam rızıklanmış olmaları, günde iki öğün yemek yemeleri anlamına asla gelmez. Bu ifade rızıklarının kesintisiz olduğu anlamında yani süreklilik anlamında kullanılmıştır. Bu örnekleri Kur'an içinden çoğaltmak mümkündür.
Sonuç olarak: Süleymaniye vakfı çıkardığı mealde Araf s. 205. ayetinde geçen iki kelimeye, aynı kelimenin geçtiği diğer ayetlere göre farklı anlam vermek sureti ile, Kur'an bütünlüğüne dikkat etmeyen bir çeviri örneği sergilemiştir. Yapmaları gereken şey, ya Araf s. 205. ayetinde geçen iki kelimeye verdikleri Öğle ve İkindi anlamlarını doğru kabul ederek, kelimelerin geçtiği diğer ayetleri de bu yönde değiştirmek, ya da bu kelimelere diğer ayetlerde verdikleri Sabah ve Akşam anlamlarını doğru kabul ederek, Araf s. 205. ayetine verdikleri anlamı değiştirmek olmalıdır.
Şayet Araf s. 205. ayetinde geçen iki kelimeye verdikleri Öğle ve İkindi anlamlarını diğer ayetlerde geçen aynı kelimelere verecek olurlarsa, kelimelere yanlış bir anlam yüklemiş olmakla birlikte, çelişkili bir meal yapmış olmaktan kurtulacaklar, veya Araf s. 205. ayetinde geçen iki kelimeye diğer ayetlere verdikleri Sabah ve Akşam anlamlarını vererek, daha doğru bir çeviri yapmış olacaklardır. Bunu yaptıkları takdirde ise, öğle ve ikindi namazlarının sessiz kılınmasına dair olduğunu ileri sürdükleri ayetin, delil olup olamayacağını yeniden gözden geçirmek zorunda kalacaklardır.
EN DOĞRUSUNU ALLAH (C.C) BİLİR.
Saygıdeğer Hocam Yazılarınızı Okuyoruz Faydalanıyoruz.Allah razı Olsun Güzel Çalışmalarınızın devamını dilerim.
YanıtlaSilSüleymaniye Vakfının Mealini Birkaç sefer Bende okudum ve bulduğum kelime hatalarını tespit ederek baş sayfadada belirttikleri gibi mail ile bildirdim ve teşekkür cevabı geldi ve kelime hatalarının düzeltilmiş olduğunu gördüm. sizinde bu makalenizde tespit etmiş olduğunuz yalnışları karşı tarafa bildirip bildirmediğinizi bilemiyorum eğer bildirdiyseniz cevap geldimi? herhangi bir düzeltme yapıldımı? bizleri bilgilendirirseniz memnun oluruz. Saygılarımla.
Ecmain inş kardeşim bende bildirdim ve teşekkür ettiler.
SilAllah razı olsun
YanıtlaSilÇok teşekkürler