Nisa s. 81. etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Nisa s. 81. etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Nisa s. 81. Ayeti Örneğinde Kur'an Meallerindeki Hatalar

Kur'an'ı Türkçe meallerinden, birkaç meali karşılaştırmalı olarak okuyan bir kimse, okuduğu bazı ayet meallerinin birbirinden olduğunu görecek, bu farklılıklar ise onun kafasını karıştıracaktır. Bu farklılıkların birçok nedeni olmakla birlikle, bir nedeni de çevirinin hatalı yapılmış olmasıdır. Her farklı meal hatalı olmamakla birlikte bazı ayet meallerinde farklı çevirinin nedeni, meal yapıcısının ayeti hatalı çevirmiş olmasıdır.

Bu yazımızda böyle bir çeviri hatasına dikkat çekmeye çalışacağız. Hatalı yapıldığını düşündüğümüz meal Nisa s. 81. ayetidir. Ayetin Arapça metni şu şekildedir:

 وَيَقُولُونَ طَاعَةٌۘ فَاِذَا بَرَزُوا مِنْ عِنْدِكَ بَيَّتَ طَٓائِفَةٌ مِنْهُمْ غَيْرَ الَّذ۪ي تَقُولُۜ وَاللّٰهُ يَكْتُبُ مَا يُبَيِّتُونَۚ فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ وَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِۜ وَكَفٰى بِاللّٰهِ وَك۪يلًا 

Ayetin kelime kelime kelime çevirisi ise şu şekildedir:

ve yekulûne ve diyorlar/ taât itaat, bağlılık, kabul etme/ fe o zaman, böylece/ iza berazu ayrıldıkları zaman/ min indi-ke senin katından, senin tarafından, senden /beyyete gece gizlice plân kurdular /taifetun taife, bir grup, topluluk /min-hum onlardan/gayra dışında, başka, olmaksızın /ellezi o ki, ki o /tekulû sen söylüyorsun, söylersin /ve allahu ve Allah /yektubu yazıyor /ma o şeyi ki /yubeyyutune geceleyin gizlice plan kuruyorlar / fe o zaman, böylece /a'rıd yüz çevir /an-hum onlardan /ve tevekkel ve tevekkül et, güven /alâllahi Allah'ın üzerine /ve kefebi ve kâfidir /allahi Allah / vekilen vekil olarak


Aşağıda vereceğimiz Nisa. 81. ayeti hatalı çeviriye bir örnektir.

(O münâfıklar) senin yüzüne karşı, “tamam” derler, fakat senin yanından çıkar çıkmaz, onlardan bir kısmı, sana söylediklerinin tam tersini yaparlar.¹ Allah da onların (bu yaptıklarını) yazar. Sen onlara aldırış etme. Allah’a güven. Koruyucu olarak sana, Allah yeter.

Ayetin çevirisinde yapılan hata, ayetin Arapça metninde geçen tekulû kelimesinin çevirisinde yapılmıştır. Ayet, anlam olarak münafıkların elçinin yanında geldiklerinde "sana itaat edeceğiz" dediklerini, fakat elçinin yanından ayrıldıklarında elçinin onlara söylediği sözün tersine planlar kurduklarını beyan etmektedir. Ayet içinde geçen tekulû kelimesi, anlam olarak senin söylediğinin anlamına gelmesine rağmen, bazı meallerde yukarıdaki meal örneğinde olduğu gibi, sana söylediklerinin şeklinde çevrildiğini görmekteyiz ve böyle bir çeviri hatalıdır. Ayet içinde geçen kelime Arapça gramer olarak müfret müzekker muhatap anlamına sahipken, kelimeye cemi müzekker gaib anlamı verilerek çevrilmiştir. 

Ayrıca bu ayetin bazı çevirileri ise tekulû kelimesinin muhatap anlamı olan sen kelimesini çevirilere yansıtmayarak okuyucunun kafasında soru işareti oluşturucak şekilde çevrilmiştir ki bu tür çeviri de hatalıdır.

Bu şekilde yapılmış bir meal örneği de şöyledir:

(Sana) 'itaat ettik” derler. Yanından ayrılınca da onlardan bir bölümü söylediklerinin tersini yaparak gecelerler. Allah, onların nasıl gecelediğini kaydediyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Allah'a dayan. Vekil olarak Allah yeter.

Bu meal örneğinde ise müfret müzekker mutahap olan tekulû kelimesine, gaip mi yoksa muhatap mı olduğu belli olmayan cemi, yani çoğul anlamı verilmiştir ki bu çeviri de hatalı sayılır.  Çeviride  söylediklerinin şeklinde verilen anlam, elçinin söylediklerinin mi yoksa münafıkların söylediklerinin mi olduğunu, ayetin metninde muhatap "te" si olmasına rağmen açıklığa kavuşturacak şekilde yapılmamıştır. Bu ayeti okuyan bir kişi söylediklerinin şeklinde anlam verilen kelimeyi okuduğunda, kelimeye çoğul anlam verilmesinden dolayı elçinin değil münafıkların söylediklerinin tersini yaptığını anlayacaktır ki bu da ayetin yanlış anlaşılmasına yol açacaktır.

Eğer bu şekil çeviriyi yapan kimse eğer, " Ben tekulû kelimesini böyle çevirmekle, elçinin söylediğini kast etmiştim" demiş olsa  bile ayetin Arapça metninde geçen tekulû kelimesi müfret müzekker yani tekil anlama sahiptir ve bunu çoğul olarak anlam vermek yine hatalıdır.

Ayetin doğru şekilde örneği de şöyledir:

Tamam-kabul' derler. Ama yanından çıktıkları zaman, onlardan bir grup, karanlıklarda senin söylediğinin tersini kurarlar. Allah, karanlıklarda kurduklarını yazıyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

Örnek olarak verdiğimiz bu ayet meallerinin kimin tarafından yapıldıklarını vermeme sebebimiz, doğru veya yanlış meallerin kimler tarafından yapıldığını öne çıkarmak değil, yapılan yanlışlığa dikkat çekmektir. Yanlışı veya doğruyu kimin yaptığı değildir. Üzülerek ifade etmek isteriz ki bu kadar basit bir kuralı görmeden yapılan bir meal örneği bilgisizlikten değil, dikkatsizlikten kaynaklanmaktadır. Meal yapıcıları bu konuda daha dikkatli davranmaları gerekirken basit hatalar yapmaları mazur görülemez.

                                      EN DOĞRUSUNU ALLAH C.C. BİLİR.