Allah (c.c) yaratmış olduğu biz kullarının hayat sürdüğü dünyayı geçici bir mekan, ölüm ve yeniden diriliş sonrası sürecek olduğumuz hayatın ebedi olduğunu haber vermektedir. Yeniden diriliş sonrası geçecek olan hayatımızı, dünya hayatımızda yaptığımız ameller belirleyecek olup, bu amellerimizin karşılığı olarak gideceğimiz yerin cennet veya cehennem olacağı bildirilmektedir.
Kur'an'ın cennette geçecek olan hayatın anlatıldığı ayetlerine baktığımızda, o ayetlerde erkeklere Huri olarak isimlendirilen kadınlar verileceğinden bahsedilmekte, bu durum ise bazı kimselerde bir takım soru işaretleri bırakmakta, bazı kimselerde ise şüpheli ve alaycı tavırlara neden olmaktadır. Bu rahatsızlıklara karşı ise, bazı kimselerde savunmacı yaklaşımlar görülmekte, O ayetler aslında öyle değil meallerinde hata var şeklindeki sözlerle, bu alaycı engellenmeye çalışılmakta, biraz daha cesur olanlar ise ilgili ayet meallerinde bazı oynamalara dahi imza atabilmektedir.
Çoğunlukla kalplerinde hastalık olanlar tarafından sorulan bu tür alaycı sorulara bizler ne cevap vermeye çalışır isek çalışalım, onları ikna etmemiz asla mümkün olmayacak, onlar alaycı tavırlarını sürdürmeye devam edeceklerdir. Bizim amacımız bu konuda art niyet taşımayan, fakat bu konularda bilgi sahibi olmak isteyenler ile bildiklerimizi paylaşmaktır.
Kur'an belirli bir mekanda yaşayan Arap toplumuna nazil olmuş, bu insanlar Arap olmalarının yanı sıra öncelikli olarak insandır, ve her insan gibi dünya hayatının geçici nimetlerine karşı istekli olarak yaratılmışlardır.
[003.014] Kadınlara, oğullara, kantar kantar altın ve gümüşe, nişanlı atlar
ve develere, ekinlere karşı aşırı sevgi beslemek insanlara güzel gösterilmiştir.
Bunlar dünya hayatının nimetleridir, oysa gidilecek yerin güzeli Allah
katındadır.
Al-i İmran s. 14. ayetinde görüldüğü üzere, insanlara kadınların güzel gösterildiğinden bahsedilmektedir. Burada geçen İnsanlara ifadesi, insanlardan kadın cinsini kapsam alanına almamakta, sadece erkek cinsini kapsam alanına almaktadır. Eğer kadınları da aldığı iddia edilirse, ki bu iddia kadınların da birbirlerine karşı şehvet duyduğu gibi bir anlama gelir ki, bu asla doğru bir düşünce olamaz.
Peki Allah (c.c) neden her iki cinsten de bahsetmeyip sadece erkekler ile ilgili olarak böyle bir ifade kullanmıştır?.
Bu sorunun cevabı, Kur'an'ın erkek merkezli bir dil kullanmış olmasıdır. Bu kullanıma ise Tağlip Sanatı denilmektedir. Kur'an'ın kullandığı bu dil üslubunu bilen birisi, Al-i İmran s. 14. ayetinde geçen ifadeyi karşılıklı olarak anlar, ve kadınların da erkeklere karşı şehvet duygusu ile yaratılmış olduğunu bilir. Yani Allah (c.c) kadın ve erkeği birbirine karşı şehvet duyacak bir fıtratta yaratmıştır. Öyleyse cennette verilecek olan nimetlerden kadınların da mahrum kalması gibi bir durum söz konusu olamaz.
[016.097] Erkekten ve kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse muhakkak
onu güzel bir hayat ile yaşatacağız ve yapmakta oldukları amellerin daha
güzeliyle mükafatlarını elbette vereceğiz.
[040.040] «Kim bir kötülük işlerse ancak onun kadar ceza görür. Kadın veya
erkek, kim, inanarak yararlı iş işlerse, işte onlar cennete girerler; orada
hesapsız şekilde rızıklanırlar.»
Kur'an'ın cennette verilecek nimetlerden bahsederken erkek merkezli bir dil kullanması, bu nimetlerden kadınların mahrum olacağı anlamına gelmez. Çünkü dünya hayatında ortak mükellefiyetleri olan kadın ve erkeğin, ahiret hayatında da alacakları karşılıklar da aynı olacaktır.
Cennet nimetleri ile ilgili ayetlere baktığımızda insanların yeme, içme, cinsellik gibi fıtri ihtiyaçlarının göz ardı edilmediğini görmekteyiz. İnsan olmuş olmamız bizleri her zaman lüks ve ihtişam içinde bir hayat sürme isteği içine sokmakta, cennet nimetleri ile ilgili ayetlere dikkat edildiğinde nazil olduğu Arap toplumunda zenginlik adına bilinen şeylerin cennettekilere verileceğinden bahsedilmektedir.
Yeme, içme, cinsellik gibi fıtri ihtiyaçların karşılanmasının nasıl olacağı konusunda fikir yürütmeye çalışmak, kanaatimizce gaybı taşlamaya çalışmaktır. Bizlerin bu konuda bilmesi gereken şey, dünya hayatında sevdiğimiz istediğimiz, ve zevk aldığımız bütün şeylerin en iyileri ve en güzellerinin bizlere ahiret hayatında verilecek olmasıdır. Çünkü bizler gaybi alana dair anlatılanları, yaşadığımız hayat içinde duyularımız ile şahit olduğumuz alana dair olan bilgilere benzetilme yolu ile anlayabiliriz. Gaybi alana ait olan cennet konusu da bizlere dünya hayatı ile ilgili konularda benzetme yolu ile anlatılmaktadır.
Kur'an'ın cennette erkeklere verilecek ve cinsellik çağrıştıran ayetlerinin, bu durum göz önüne alınarak okunması ve anlaşılması gerekmektedir. Eziklik psikolojisi içinde anlaşılmaya çalışılan bu ayetler gurubunun bazı kimseler eli ile yapılan çevirilerinde, tahrife kadar varabilen hatalar bulunmaktadır. Şurası hatırdan çıkarılmamalıdır ki bizim kimseye şirin görünmek gibi bir zorunluğumuz olmadığı gibi, kimsenin hatırı için Allah'ın ayetlerini onların hoşuna gidecek şekilde çevirmek ve yorumlamak hakkımız da yoktur.
Erkek nasıl bir takım fıtri ihtiyaçlara sahip olarak yaratılmış ise, kadın da aynı şekilde bir takım fıtri ihtiyaçlara sahip olarak yaratılmıştır. Erkek kullarının fıtri ihtiyaçlarını karşılayan Allah'ın, kadın kullarının fıtri ihtiyaçlarına sırt çevirmesi gibi bir durum, onun adil olması ile bağdaşmaz. Kullarına nasıl muamele edeceğini kullarından öğrenmeye ihtiyacı olmayan Allah (c.c), ahirette kadın ve erkek bütün kulları hakkında en doğru kararı verecektir.
EN DOĞRUSUNU ALLAH (C.C) BİLİR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder