Allah cc bizlere hacc s. 75. ayetinde şöyle bir haber vermektedir.
" Allah meleklerden de elçiler seçer, insanlardan da. Şüphesiz Allah işitendir,
görendir."
Melek kelimesi; e-le-ke kökünden türeme bir kelime olup , türediği kelimeler "elçilik" , "kudret" gibi anlamlara gelir, dolayısı ile bu kelime elçi, güçlü, kuvvetli idare eden anlamlarına gelir. Allah cc kendisini kitabında bizlere ,benzeterek anlatma(müteşabih) metoduna uygun olarak hükümdar biçiminde anlatır. Bu anlatımla insanlar dünya hayatında şahid olduğu güçlü kuvvetli mülk sahibi emrine itaat edilmesi gereken bir hükümdar tasvirini kafalarında canlandırarak Allah cc nin kendilerinin ilahı,mülkün yegane sahibi itaat edilmesi gereken yegane varlık olduğunun bilincine varırlar.
Hükümdar benzetmesine uygun olarak, bir hükümdarın mesajını bir başkasına ulaştıran elçilerininde olduğu herkesin malumudur. Allah cc de hacc s. 75. ayetinde bu gerçeği vurgulamıştır. Meleklerden seçilen elçilerin işlevleri kur'anın değişik ayetlerinde bizlere anlatılmış olup bu yazımızın amacı o ayetleri toplama gayretidir.Melekler yaratılmış varlıklar olması ile Allah cc nin kulları olup fiziki yapıları hakkında bilgimiz yoktur, fatır s. 1. ayetinde onların kanatlarından bahsedilmesi onların fiziki olarak kanatlı olması olarak anlaşılması doğru bir yaklaşım sayılmaz, kur'anın benzeterek anlatma metoduna uygun olarak onlarında kanatlı olması teşbihi bir anlatım olup bu konuyu ayrı bir yazımızda ele almaya çalıştık.
Meleklerin insan elçilere vahyi nasıl ilka ettiği sadece o elçinin şahid olduğu bir durumdur, insanların vefat ettirilmesi ile görevli elçilerin o görevi nasıl yapmış olduğu yine bize gayb olan bir durum olup ilgili anlatımlar geride kalanlara yani ölüm adaylarına bir mesaj içermesi şeklinde bir düşünce ile okunması gerekir, aksi takdirde insanları vefat ettiren meleklerin ölüm anındaki konuşmalarını hakiki bir anlamda anlamak yine cevabı verilemeyecek sorular doğurur.
Aynı şekilde amellerimizi yazan meleklerin bu amelleri yazma keyfiyeti bizim için gayb olup, bizim bu yazma işinden anlamamız gereken yaptıklarımızın en küçük bir şey olsa dahi kayıt altına alındığından haberdar olmamızdır.
İnsanlardan seçilen elçiler, Allah cc nin emir ve yasaklarını vahiy ile alıp diğer insanlara ileten kişiler olduğu kur'anın birçok ayetinde anlatılmaktadır, meleklerin elçiliği ile ilgili olan ayetler bu yazımızın konusu olup onların bu elçiliklerini kur'anda 3 şekilde görmekteyiz , 1- beşer elçilere vahyi iletmek , 2- ölüm zamanı gelenleri vefat ettirmek , 3- insanların dünyada yapmakta oldukları amelleri yazmak. Elçilerin bu görevlerini nasıl yerine getirdiği keyfiyeti bizlerce gayb konusu olup onlarla ilgili kur'an ayetlerinin verdiği bilgiyi paylaşarak meleklerden elçiler seçilmesinin kur'an ayetlerinde nasıl anlatılmış olduğunu göreceğiz.
1- Beşer elçilere vahyi getirmeleri şeklindeki elçiliklerinin sıralandığı ayetlerin mealleri şu şekildedir.
[042.051] Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından
konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. O yücedir,
hakîmdir.
[002.097] De ki: «Her kim Cibrîl'e düşman olmuş ise .» Çünkü
Kur'an'ı önündeki kitapları musaddık ve mü'minler için bir hidâyet ve bir
beşaret olmak üzere Allah Teâlâ'nın izniyle senin kalbin üzerine indiren, şüphe
yok ki O'dur.
[016.102] De ki: «İnananları sağlamlaştırmak ve müslümanlara yol gösterici
ve müjde olmak üzere onu (Kur'an'ı) Ruh'ül Kudüs, Rabbinden hak gereğince
indirdi.»
[016.002] Kendi emrinden ruh (vahiy) ile melekleri, kullarından dilediği
peygamberlere indirip şu gerçeği insanlara bildirin, buyuruyor: Benden başka
hiçbir ilâh yoktur. Ancak benden korkun.
[026.193-5] Onu Rûhu’l-emin, uyaran nebîlerden olman için, senin kalbine
açık ve vazıh bir Arapça ile indirmiştir.
[035.001] Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder
kanatlı elçiler kılan Allah'a mahsustur. Yaratmada dilediğini artırır. Doğrusu
Allah, her şeye Kadir olandır.
[019.017-18-19] Onların öte yanlarında (kendisine) bir perde edinmişti. Artık Biz
de ona ruhumuzu (Cibrîl-i Emîn) gönderdik de onun için tam bir beşer sûretinde
görünüvermişti.Demişti ki: «Gerçekten ben, senden Rahman (olan Allah) a sığınırım. Eğer takva
sahibiysen (bana yaklaşma) .»«Ben temiz bir oğlan bağışlamak için Rabbinin sana gönderdiği elçiden başkası
değilim» dedi.
[053.005] Onu müthiş kuvvetli olan öğretti.
[081.019-21] Bu Kuran, arşın sahibi katında değerli, güçlü, sözü dinlenen
ve güvenilen şerefli bir elçinin getirdiği sözdür.
[080.011-16] Hayır, hayır, sakın! Çünkü o (Kur'an) bir öğüttür.Dileyen onu düşünüp öğüt alır.Değerli sayfalarda,Yüceltilmiş ve temizlenmiştir. saygıdeğer elçilerin eliyle Değerli, iyi yazıcıların.[056.077-80] O, elbette şerefli bir Kur'ân'dır.Korunmuş bir kitabdadır.Ona arınmış olanlardan başkası dokunamaz.O, âlemlerin Rabbinden indirilmiştir.
[011.069-76] And olsun ki, elçilerimiz müjde ile İbrahim'e geldiler. «Selam
sana» dediler, «Size de selam» dedi, hemen kızartılmış bir buzağı getirdi.Ona ellerini uzatmadıklarını görünce kendilerini yadırgadı ve içinde onlara
karşı bir korku duydu. Onlar: «Korkma, zira biz Lut kavmine gönderildik!»
dediler. Bu arada, İbrahim'in ayakta duran karısı gülünce, «Ona İshak'ı ardından Yakub'u
müjdeleriz» dediler.«Vay başıma gelenler! Ben bir kocakarı, kocam da ihtiyar olmuşken nasıl
doğurabilirim? Doğrusu bu şaşılacak bir şey» dedi.(Melekler) dediler ki: Allah'ın emrine şaşıyor musun? Ey ev halkı! Allah'ın
rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir. Şüphesiz ki O, övülmeye lâyıktır,
iyiliği boldur.İbrahim'den korku gidip kendisine müjde gelince, Lût kavmi hakkında (adeta)
bizimle mücadeleye başladı.Doğrusu İbrahim çok içli, yumuşak huylu ve kendini Allah'a vermiş bir kimse
idi.Ey İbrahim; bundan vazgeç, zira Rabbının fermanı gelmiştir. Onlara muhakkak geri
çevirilmeyecek bir azab gelmektedir.
[011.077-81] Elçilerimiz Lût'a gelince, (Lût) onların yüzünden üzüldü ve
onlardan dolayı içi daraldı da «Bu, çetin bir gündür» dedi. Daha önceleri çirkin işler yapmış olan kavmi harıl harıl koşup geldiler. Lut
onlara: «Ey kavmim! İşte size kızlarım, onlar sizin için daha temizdirler. Gelin
Allah'tan korkun, beni misafirlerime rezil rüsvay etmeyin. İçinizde hiç aklı
başında bir adam yok mu?» dedi.«And olsun ki, senin kızlarınla bir işimiz olmadığını biliyorsun; doğrusu, ne
istediğimizin farkındasın» dediler.«Keşke size yetecek bir kuvvetim olsa veya sağlam bir yere sığınsam» dedi.«Ey Lut! Biz Rabbinin elçileriyiz, onlar sana ilişemiyecekler; geceleyin bir
ara, ailenle beraber yola çık; karının dışında kimse geri kalmasın. Doğrusu
onların başına gelen onun başına da gelecektir. Vadeleri gün doğana kadardır.
Gün doğması yakın değil mi?» dediler.
[015.051-60] Hem onlara İbrahim'in konuklarından haber ver.Onun yanına girdikleri zaman, «selam» dediler. (İbrahim:) Biz sizden
çekiniyoruz, dedi.Dediler ki: Korkma; biz sana bilgin bir oğul müjdeliyoruz.(İbrahim:) Bana ihtiyarlık çökmesine rağmen beni müjdeliyor musunuz? Beni ne ile
müjdeliyorsunuz? dedi.Onlar dediler ki «Sana bu müjdeyi gerçeğe dayanarak veriyoruz, sakın
umutsuzlardan olma.(İbrahim:) dedi ki: Rabbinin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser?«Ey elçiler! (Başka) ne işiniz var?» dedi.Dediler ki: Biz, günahkar bir kavme gönderildik.«Ancak Lût ailesi hariç. Onların hepsini kurtaracağız.» Yalnız Lût'un karısı müstesnâ, çünkü onun helak edilenlerle birlikte yok
edilmesini takdir ettik.
[003.039-41] Mabedde namaz kılarken melekler ona seslendiler: «Allah sana
Allah'ın emriyle (vücud bulan İsa'yı) tasdik eden, efendi, iffetli, iyilerden
bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler». «Ey Rabbim, benim nasıl oğlum olabilir? Bana ihtiyarlık gelip çattı, karım ise
kısırdır.» dedi. Allah: «Öyledir, fakat Allah dilediğini yapar.» buyurdu.«Rabbim bana bir alamet ver!» dedi. Allah: «Alametin insanlarla üç gün yalnızca
işaretten başka türlü konuşamamandır. Bununla birlikte Rabbini çok an ve
akşam-sabah tesbih et!» buyurdu.
[003.042] Melekler şöyle demişti: «Ey Meryem! Allah seni seçip temizledi.
Dünyaların kadınlarından seni üstün tuttu.»«Ey Meryem! Rabbine gönülden boyun eğ, secde et, rüku edenlerle birlikte rüku
et.»
[003.045-48] Melekler demişti ki: «Ey Meryem! Allah sana, Kendinden bir sözü,
adı Meryem oğlu İsa olan Mesihi, dünya ve ahirette şerefli ve Allah'a yakın
kılınanlardan olarak müjdeler».«İnsanlarla, beşikte iken de, yetişkin iken de konuşacaktır ve o,
iyilerdendir». Meryem: «Rabbim! Bana bir insan dokunmamışken nasıl çocuğum olabilir?» demişti.
Melekler şöyle dediler: «Allah dilediğini böylece yaratır. Bir işin olmasını
dilerse ona ol der ve olur». O'na kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek.
[015.061-74] Elçiler Lut ailesine varınca; Dedi ki: «Sizler gerçekten tanınmamış bir topluluksunuz.»
Elçiler dediler ki: «Bilakis biz sana onların şüphe ettiği azabı getirdik.»Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz.Gecenin bir bölümünde aile fertlerini yola çıkar, sen de arkalarından yürü.
Sizden hiç kimse, sakın dönüp de ardına bakmasın, istenen yere gidin.»Böylece Lut'a bunların sonlarının kesilmiş olarak sabahlıyacaklarını
bildirdik.Ve şehir ahalisi birbirini müjdeliyerek geldiler. Dedi ki: «Şüphe
yok, onlar benim misafirlerimdir. Artık beni rüsvay etmeyin. Ve Allah'tan korkun
ve beni utandırmayın.»«Biz sana kimseyi misafir kabul etmeyi yasak etmemiş miydik?» dediler.
Lut: «Alacaksanız, işte benim kızlarım» dedi. Ömrüne andolsun ki, şüphe yok, onlar kendi sarhoşlukları içinde şaşırıp durur
kimseler idi.Tanyeri ağarırken, çığlık onları yakalayıverdi .
Memleketlerini alt üst ettik, üzerlerine sert taş yağdırdık.
[029.031-34] Elçilerimiz İbrahim'e müjde ile geldiklerinde: «Biz şu kent
halkını yok edeceğiz, çünkü oranın halkı zalim kimselerdir» dediler. İbrahim: «Ama Lut oradadır» dedi, elçiler: «Biz orada olanları daha iyi
biliriz; onu ve geride kalanlardan olacak karısı dışında ailesini kurtaracağız»
dediler.
Elçilerimiz Lut'a gelince, onlar hakkında tasalandı. Ve onlar(ı düşünmesi)
sebebiyle takatten düştü. O'na: «Korkma, tasalanma! Çünkü biz seni de, aileni de
kurtaracağız. Yalnız (azabda) kalacaklar arasında bulunan karın müstesna»
dediler. «Biz, şüphesiz, bu memleket halkının üzerine, yoldan çıkmalarına karşılık
gökten (feci) bir azap indireceğiz.»
[051.024-37] İbrahim'in ikram edilmiş konuklarının haberi sana geldi mi?Yanına girdikleri vakit: «Selam!» dediler. O da: «Selam! Görülmedik bir
topluluk» dedi.Onlara yemek getirmek için gizlice ailesinin yanına geçti ve semiz bir dana
kebabı getirdi. Önlerine koyup «buyurmaz mısınız?» diye ikram etti. (Yemediklerini görünce) onlardan endişeye düştü; «Korkma» dediler ve ona bilgin
bir oğul sahibi olacağını müjdelediler.Bunun üzerine karısı hayretle seslenerek geldi, elleriyle yüzünü kapayarak:
«kısır bir kocakarı!» dedi.«Öyle, Rabbin buyurdu. Şüphesiz hikmet sahibi O, herşeyi bilen O.» dediler. İbrahim: «Ey Elçiler! Göreviniz nedir?» dedi. Dediler ki: «Biz suçlu bir kavme gönderildik.»Ki; üzerlerine çamurdan taşlar yağdıralım. Rabbının nezdinde damgalanmışlar müsrifler için. Bunun üzerine orada bulunan müminleri çıkardık.Fakat bir haneden başka orada Müsliman da bulmadık. Can yakıcı azabdan korkanlar için, o beldede bir işaret, bir kalıntı
bıraktık.
2- İnsanları vefat ettirmek ile görevli olan elçiler.
[004.097] O kimseler ki nefislerine zulmetmekdelerken melekler canlarını
aldılar, «ne işde idiniz» dediler, «biz dediler: Bu arzda zebun idik», «ya,
dediler: Allahın arzı geniş değil mi idi oraya hicret etsenizdi ya?» İşte
bunların me'vaları Cehennemdir, ona gidiş de ne fena şeydir
[006.061] O, kullarının üstünde yegâne kudret ve tasarruf sahibidir. Size
koruyucular gönderir. Niha-yet birinize ölüm geldi mi elçilerimiz (görevli
melekler) onun canını alırlar. Onlar vazifede kusur etmezler.
[007.037] Allah'a karşı yalan uyduran veya ayetlerini yalan sayandan daha
zalim kimdir? Kitap'daki payları kendilerine erişecek olanlar onlardır.
Elçilerimiz canlarını almak üzere geldiklerinde onlara, «Allah'tan başka
taptıklarınız nerede?» deyince, «Bizi koyup kaçtılar» derler, böylece inkarcı
olduklarına kendi aleyhlerine şahidlik ederler.
[008.050-51] Melekler yüzlerine ve arkalarına vurarak ve «Tadın yakıcı
cehennem azabını» (diyerek) o kâfirlerin canlarını alırken onları bir
görseydin!İşte bu, ellerinizle yaptığınız yüzündendir, yoksa Allah kullara zulmedici
değildir.
[016.028-29] Melekler, kendilerine zulmetmiş kimselerin canlarım alırken
onlar: «Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk.» diyerek teslim olurlar. Hayır, Allah
sizin ne maksatla yaptığınızı tamamen biliyor. Temelli kalacağınız cehennemin kapılarından girin. Büyüklenenlerin durağı ne
kötüdür!
[016.032] Melekler onların canını temizlenmiş olarak alırken: «Selam size;
yaptıklarınıza karşılık haydi cennete girin» derler.
[032.011] Sen de ki: «Sizi, canınızı almakla görevlendirilen ölüm meleği
vefat ettirecek, sonra da Rabbinizin huzuruna götürüleceksiniz.»
[047.027] Melekler, onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını
alırken durumları nice olur?
3- İnsanların işledikleri amelleri kayıt altına alan elçiler.
[010.021] Kendilerine dokunan (kıtlık ve hastalık gibi) bir sıkıntıdan
sonra insanlara bir rahmet (esenlik) tattırdığımız zaman, bir de bakarsın ki
âyetlerimiz hakkında onların bir tuzağı vardır. De ki: Allah’ın tuzağı daha
süratlidir. Şüphesiz elçilerimiz kurduğunuz tuzakları yazıyorlar.
[013.011] Her insan için önünden ve arkasından takip edenler vardır.
Allah'ın emrinden dolayı onu gözetirler. Allah bir kavme verdiğini, o kavim
kendisini bozup değiştirmedikçe değiştirmez. Allah bir kavme de kötülük murad
etti mi, artık onun geri çevrilmesine de imkan yoktur. Onlar için Allah'dan
başka bir veli de bulunmaz.
[021.094] İnanmış olarak yararlı iş işleyenin ameli inkar edilmeyecektir.
Biz onu yazmaktayız.
[043.080] Yoksa, kendilerinin gizli veya açık konuşmalarını duymayız mı
sanırlar? Hayır; öyle değil; yanlarındaki elçilerimiz yazmaktadır.
[045.029] «Bu kitabımız gerçekten sizin aleyhinize konuşur. Biz
yaptıklarınızı şüphesiz bir bir kaydediyorduk.»
[050.016-18] And olsun ki insanı Biz yarattık; nefsinin kendisine
fısıldadıklarını biliriz; Biz ona şah damarından daha yakınız.Sağında ve solunda onunla beraber oturup amellerini tesbit eden iki de tesbit
edici vardır.O, bir söz atmaya dursun; mutlaka yanında hazır bir gözcü vardır.
[054.052-3] Onların yaptıkları her şey, defterlerde kayıtlıdır. Küçük,
büyük her şey, satır satır yazılıdır.
[082.010-2] Ve şüphe yok ki, sizin üzerinizde bekçiler vardır. Çok mükerrem
yazıcılar vardır. Ne yapar olduklarınızı bilirler.
Sonuç olarak; göklerin ve yerin tek sahibi olan Allah cc kendisini kitabında bizlere hükümdar benzetmesi ile tanıtarak yine bu benzetmeye uygun olarak insanlar ve meleklerden elçiler seçmiş olduğunu beyan etmektedir. Melek elçilerin görevleri kur'anın değişik ayetlerinde bizlere haber verilmiş olup bu ayetleri bir araya getirmeye gayret ettik.
EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder