Kur'an hakkındaki herhangi bir sözü söylemeden önce söz sahibi kişinin kafasındaki önkabulleri bir kenara atarak salim bir kafa ile kur'ana yaklaşması gerektiğini daha önceki yazılarımızda vurgulamaya çalışmştık. Kur'ana bunun tersi bir yaklaşımda bulunmak kişinin kafasındaki önkabulleri kur'ana onaylatmak amaçlı olabileceği için doğru bir yaklaşım değildir. Bu tür bir yaklaşım örneğini, mutaffifin s. 9. ve 20. ayetlerinde geçen "kitabun merqum" (rakamlanmış kitap) ayeti ile ilgili yaklaşımda görmekteyiz . Müddessir s. 30 . ayetindeki "aleyhe tis'ate aşere" (üzerinde ondokuz vardır) ayeti üzerinden kur'an ayetlerinin matematiksel bir koruma şekli ile korunduğunu iddia eden bazı kişiler mutaffifin s. 9. ve 20. ayetindeki "kitabun merqum" ayetini , "bakın buradada yazıyor kur'anın rakamlanmış bir kitap olduğunu" diyerek kafalarındaki ön kabullere delil getirmek yoluna gitmektedirler. 19 sayısı ve katlarının kur'an ayetleri ile ilgili bazı sayılar ile uyum gösterdiğini kabul etmekle birlikte kur'anın tamamının böyle bir matematiksel uygunluk içinde olduğunu iddia edemeyiz . Bu yazıdaki amacımız "kitabun merqum" un ne olduğuhakkındaki kur'an ayetlerini okumak olduğu için konumuza dönüp mutaffifin s. ayetlerinin mealini vermek istiyoruz.
1- Eksik ölçüp
tartanların vay haline!
2- Onlar insanlardan
kendilerine bir şey aldıkları zaman tam ölçerler.
3- Kendileri
başkalarına bir şey ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik ölçer ve tartarlar.
4- Onlar tekrar
diriltileceklerini zannetmiyorlar mı?
5- Büyük bir
gün için.
6- Öyle bir
gün ki, insanlar o gün Rabblerinin huzurunda divan duracaklar.
7- Hayır hayır,
kötülerin yazısı muhakkak Siccin'dedir.
8- Bildin
mi sen, Siccin nedir?
9- Yazılmış
bir kitaptır o.
10- Vay haline
yalanlayanların o gün!
11- Onlar
ceza gününü yalanlayanlardır.
12- Onu ancak
sınırı aşan ve günaha düşkün olanlar yalanlar.
13- Ona âyetlerimiz
okunduğu zaman, "eskilerin masalları" der.
14- Hayır
hayır, öyle değil. Aksine onların kazandığı günahlar kalplerinin üzerine pas
olmuştur.
15- Hayır
hayır, doğrusu onlar o gün Rablerini görmekten mahrumdurlar.
16- Sonra
onlar muhakkak cehenneme girecekler.
17- Sonra
da onlara: "İşte bu, yalanlayıp durduğunuz şeydir" denilecek.
18- Hayır
hayır, iyilerin yazısı muhakkak Illiyyîn'dedir.
19- Bildin
mi sen, Illiyyîn nedir?
20- Yazılmış
bir kitaptır o.
21- Allah'a
yaklaştırılmışlar ona tanık olurlar.
22- Haberiniz
olsun ki, iyiler nimet içindedir.
23- Tahtlar
üzerinde etrafa bakarlar.
24- Yüzlerinde
nimet ve mutluluğun sevincini görürsün.
25- Onlara
damgalı saf bir içki sunulur.
26- Onun sonu
misktir. İşte ona imrensin artık imrenenler.
27- Karışımı
Tesnim'dendir (En üstün cennet şarabındandır).
28- Allah'a
yakın olanların içecekleri bir kaynaktır o.
29- Doğrusu
o suç işleyenler inananlara gülüyorlardı.
30- Onlara
uğradıkları vakit birbirlerine göz kırpıyorlardı.
31- Evlerine
döndükleri zaman zevklenerek dönüyorlardı.
32- Müminleri
gördükleri vakit; "işte bunlar sapıklar" diyorlardı.
33- Oysa onlar
müminler üzerine bekçi olarak gönderilmemişlerdi.
34- İşte bugün
de inananlar kâfirlere gülecek.
35- Koltuklar
üzerinde etrafa bakacaklar.
36- Nasıl,
kâfirler yaptıklarının cezasını buldular mı?
Ayetlerin siyak ve sibakına baktığımız zaman, kıyamet sonrası olacak olan hesap günü ile ilgili bilgi verilmektedir. Kur'anın diğer ayetlerine baktığımız zaman kişinin amellerini kayda geçen görevlilerin olduğunu görmekteyiz. Bu görevlilerin kayda geçirmiş olduğu kişinin yaptıkları hesap günü karşısına çıkar ve ona cennet veya cehennem olarak karşılığı verilir. Mutaffifin s ayetlerindede bunlardan bahsedilmektedir. Ayetlerin siyak sibakı "kitabun merqum" ayetinin kur'andan bahsetmediği açıktır.
Mutaffifin s. 9. ve 20. ayetleri siyak sibak bütünlüğü içinde okunduğu zaman kişinin kafasındaki ön kabuller olan kur'anın rakamlanmış bir kitap olduğuna dair düşünceye kesinlikle delil olamayacağı açıktır. "Kitabun merqum" kişinin dünyadaki yapmış olduğu amellerin yazılı olduğu ve hesap günü karşısına çıkan bir kitap olduğunu kafasında önkabul taşımıyan herkes çok rahat görür.
EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.