Şefaat meselesi, İslam düşüncesi içinde en çok istismar edilen bir konu olup , rivayetlerin yönlendiriciliğinde Kur'anın anlaşılma(ma)ya çalışılmasına en güzel!! örneklerdendir. Rivayetlerin yönlendiriciliği sayesinde Kur'anın, "Müşrik İnancı" olarak beyan ettiği ve bütün Ayetlerinin yerleşik olan şefaat inancını yıkmaya yönelik olduğu bir konu, ne garip tir ki Müslümanların en baba inanç konularından biri haline getirilmiştir.
Daha önceki yazılarımız da bu konu ile ilgili , "Şefaat Ayetlerini Birde bu Sıra İle Okuyalım" başlıklı yazımızda , şefaat konusu ile ilgili bütün Ayetleri ele almaya çalışarak , şefaat konusunun Kur'an bütünlüğünde nasıl anlaşılması gerektiğini ele almaya çalışmıştık , bu yazımızda sadece Necm s. 26. Ayetinde geçen Meleklerin şefaatinin nasıl olabileceği konusunda Kur'anda bir gezinti yapmaya çalışacağız.
Ve kem min melekin fîs semâvâti lâ tugnî şefâatuhum şey’en illâ min ba’di en ye’zenallâhu limen yeşâu ve yerdâ.
[053.026] Göklerde nice melek vardır ki; Allah, dileyeceği ve razı olacağı
kimseler için izin vermedikçe onların şefaatı hiç bir şeye yaramaz.
Şefaatçi olmanın anlamını , "Birlikte olmak" şeklinde kısaca izah ettikten sonra , Meleklerin kimlerle ve hangi şartlarda birlikte olacaklarını , diğer Ayetlerden öğrenebiliriz.
Ayetten anlaşılacağı üzere Meleklerin şefaatinin gerçekleşmesi için, öncelikle o şefaati hak etmek gerekmektedir. Meleklerin şefaatini Dünya ve Ahirette olmak üzere değerlendirmek mümkündür.
[016.030-32] Sakınan kimselere: «Rabbiniz ne indirdi?» denince, «İyilik»
derler. Bu dünyada iyi davrananlara iyilik vardır. Ahiret yurdu ise daha iyidir.
Sakınanların yurdu ne güzeldir!İçlerinden ırmaklar akan Adn cennetlerine girerler. Orada, diledikleri
kendilerine verilir. Allah sakınanları böylece mükafatlandırır. Melekler onların canını temizlenmiş olarak alırken: «Selam size; yaptıklarınıza
karşılık haydi cennete girin» derler.
[033.043] Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerinize rahmetini
gönderen O'dur. Melekleri de size istiğfar eder. Allah, müminlere karşı çok
merhametlidir.
[041.030-31] Şüphesiz, Rabbimiz Allah'tır deyip, sonra dosdoğru yolda
yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: Korkmayın, üzülmeyin, size vâad olunan
cennetle sevinin! derler. «Biz dünya hayatında da ve ahirette de sizin dostlarınız ve sizin
için orada nefislerinizin hoşlandığı her şey vardır ve sizin için orada ne
isterseniz vardır.
Meleklerin şefaatinin nasıllığı konusunda yukarıda meallerini verdiğimiz Fussilet s. 30. ve 31. Ayetleri anahtar konumundadır. Ayetlerden anlaşılacağı üzere Melekler'in , Dünya ve Ahirette yardımı söz konusudur.
Ayet , Meleklerin yardımının Dünya hayatı bölümünde hak edilmesinin "Rab" olarak sadece Allah (c.c) nin kabul edilmesi ve bu yönde bir hayat sürülmesi şartına bağlamaktadır. Dün ya hayatında doğru bir hayata sürenler aynı şekilde Ahirette'de Meleklerin yardımına hak kazanmaktadırlar.
Meleklerin Dünya hayatı içinde olan yardımı, Allah (c.c) nin Arz üzerinde cari olan yasalarından yani "Sünnetullah" olup hak etmeye bağlı olarak her zaman işleyecektir. Bu gün eğer bu yasa işlemiyor ise sebebi, "Rab" ve "İlah" olarak sadece Allah (c.c) nin hakim olacağı bir sistem için çalışılmamasıdır.
"Meleklerin yardımı" nın Dünya hayatı içinde yardımının nasıllığı meselesi, İslam düşüncesinde yanlış anlaşılan bir meselelerden olup rivayet kaynaklarında Bedir'de , Meleklerin bilfiil savaşa katıldıklarından bahsedilmektedir. Melekler ile yardım'dan kasıt ,Allah (c.c) nin yardımı hak eden kullarına bu yardımı somutlaştırarak onlara olan desteğini belirtmesi olarak anlamanın daha doğru bir yaklaşım olacağını düşünmekteyiz.
Kur'anda bu yardımın nasıllığı ile ilgili Ayetleri gördüğümüz zaman ne demek istediğimiz daha doğru anlaşılacaktır.
[003.123-126] Andolsun, siz güçsüz iken Allah size Bedir'de yardımıyla zafer
verdi. Şu halde Allah'tan korkup-sakının, O'na şükredebilesiniz. O zaman sen, müminlere şöyle diyordun: İndirilen üç bin melekle Rabbinizin sizi
takviye etmesi, sizin için yeterli değil midir?Evet, siz sabır gösterir ve Allah'tan sakınırsanız, onlar (düşmanlarınız) hemen
şu anda üzerinize gelseler, Rabbiniz, nişanlı beş bin melekle sizi takviye
eder.Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bu sayede rahatlasın diye
yaptı. Zafer, yalnızca mutlak güç ve hikmet sahibi Allah katındandır.
[009.025-26] And olsun ki Allah size birçok yerlerde, ve çokluğunuzun sizi
böbürlendirdiği fakat bir faydası da olmadığı, yeryüzünün geniş olmasına rağmen
size dar gelip de bozularak arkanıza döndüğünüz Huneyn gününde yardım
etmişti.Sonra Allah, Resulünün üzerine ve mü'minlerin üzerine sekînetini indirdi ve
görmediğiniz ordular indirdi de kendisini tanımıyanları azaba uğrattı, ve bu
işte kâfirlerin cezası
[009.040] Eğer siz ona yardım etmezseniz; doğrusu Allah, ona yardım
etmişti. Hani kafirler onu çıkarmışlardı da, o ikinin ikinicisiydi. Hani onlar
mağarada idiler ve hani o, arkadaşına; üzülme, Allah bizimledir, diyordu. Bunun
üzerine Allah, ona sekinetini indirmişti, onu sizin görmediğiniz ordularla
desteklemişti. Ve küfretmiş olanların sözünü alçaltmıştı. Allah'ın kelimesi ise
en yüce olandır. Allah; Aziz'dir, Hakim'dir.
[033.009] Ey inananlar! Allah'ın size olan nimetini anın; üzerinize ordular
gelmişti. Biz de onların üzerine rüzgar ve göremediğiniz ordular göndermiştik.
Allah, yaptıklarınızı görüyordu.
Verdiğimiz örnek Ayet meallerinde "Meleklerin Yardımı" nda öne çıkan nokta hakediş neticesindedir. Allah (c.c) koymuş olduğu yasa da yardım kuralını çalışmaya bağlamıştır. Bu çalışmanın kimin tarafından yapıldığı önemli değildir . Bedir'de çalışan gayret eden Müslümanlar yardımı hak ederek Müşrik ordusuna galip gelmişler , Uhud'da bu durum tersine dönmüş ,Çalışan gayret eden Müşrikler Müslüman ordusuna karşı galip gelmişlerdir.
"Rabbimiz Allah'tır" sözünün gereği çerçevesinde bir hayat süren İman edenler, bu hayatlarının karşılığını, hem Dünya'da hem Ahiret'te karşılıklarını alırlarken , bu sözün tersine bir hayat sürerek başka Rab'ler ittihaz edenler bu hayatlarının karşılığını sadece Dünya'da alacaklar , Ahirette ise elleri boş kalacaktır.
Dünya hayatında çalışarak ve gayret ederek Meleklerin şefaatini hak eden İman edenler , Fussilet s. 31. de gördüğümüz üzere Ahiret hayatın da Meleklerin şefaatini hak etmektedirler. Bu şefaati Rad ve Zümer surelerinde şmyle görmekteyiz.
[013.022] Ve onlar ki; Rabblarının rızasını dileyerek sabrederler, salatı ayakta tutarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan, gizlice ve açıkça infak ederler.
Kötülüğü iyilik yaparak ortadan kaldırırlar. İşte onlara bu dünyanın
karşılığı;Adn cennetlerine girecekler, atalarından, eşlerinden ve zürriyetlerinden salih
olanlarla birlikte olacaklar. Melekler de her kapıdan yanlarına girip şöyle
diyecekler: sabrettiğinizden dolayı üzerinize selâm olsun. Artık ne güzel yurdun
akıbeti.
[039.073] Rablerine karşı gelmekten sakınanlar, bölük bölük cennete
götürülürler. Oraya varıp da kapıları açıldığında, bekçileri onlara: «Selam
size, hoş geldiniz! Temelli olarak buraya girin» derler.
Sonuç olarak; Rivayetlerin gölgesi altında anlaşılmaya çalışılan bir konu olan şefaat konusunun Necm s. 26. Ayetinde gördüğümüz şekli olan "Meleklerin Şefaati" nin , Cehenneme girmeyi hak etmiş olan birisi için Meleklerin araya girerek onun Cehennemden kurtulması şeklinde bir aracılık ile uzaktan yakından alakası olmadığını gördük. Allah (c.c) nin kullarına Dünya hayatında olan yardımının somutlaştırılmış şekli olan Meleklerin yardımına mazhar olmanın şartı , Arz üzerinde cari olan yasaların yani Sünnetullah'ın işleyiş kurallarına tabi olmaktan geçtiğini biz Müslümanların öğrenmediği müddetçe , her zulme uğradığımızda ellerimiz havaya açıp "Allahım kafirlerin üzerine ebabil gönder" şeklindeki dualarımız maalesef karşılık görmeyecektir.
EN DOĞRUSUNU ALLAH (C.C) BİLİR.