kıssası 1 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kıssası 1 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Ocak 2012 Cumartesi

İbrahim a.s Kıssası (1)

İbrahim as kıssası kur'anda musa as dan sonra en fazla yer tutan kıssalardandır. Onun hayatını 2 kısma ayırıp 1. bölümde kavmi ile olan mücadelesini , 2. bölümde mekkedeki hayatını  ayetler ışığında görmeye çalışacağız.İbrahim as ın kısası musa as gibi doğumundan itibaren anlatılmaz, kıssada ona risalet görevi verildikten sonraki olanları  görmekteyiz .


Enam suresi 74-83. ayetlerinde geçen kıssanın mealleri şöyledir.   


74- Hani İbrahim, babası Azer'e (şöyle) demişti: "Sen putları ilahlar mı ediniyorsun? Doğrusu, ben seni ve kavmini apaçık bir sapıklık içinde görüyorum."
75- Böylece İbrahim'e, -kesin bilgiyle inananlardan olması için- göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk.
76- Gece, üstünü örtüp bürüyünce bir yıldız görmüş ve demişti ki: "Bu benim Rabbimdir." Fakat (yıldız) kayboluverince: "Ben kaybolup-gidenleri sevmem" demişti.
77- Ardından Ay'ı, (etrafa aydınlık saçarak) doğar görünce: "Bu benim Rabbim" demiş, fakat o da kayboluverince: "Andolsun" demişti, "Eğer Rabbim beni doğru yola erdirmezse gerçekten sapmışlar topluluğundan olurum."
78- Sonra Güneş’i (etrafa ışıklar saçarak) doğar görünce: "İşte bu benim Rabbim, bu en büyük" demişti. Ama o da kayboluverince, kavmine demişti ki: "Ey kavmim, doğrusu ben sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım."
79- "Gerçek şu ki, ben bir muvahhid olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana çevirdim. Ve ben müşriklerden değilim."
80- Kavmi onunla çekişip-tartışmaya girdi. Dedi ki: "O beni doğru yola erdirmişken, siz benimle Allah konusunda çekişip-tartışmaya mı girişiyorsunuz? Sizin O'na şirk koştuklarınızdan ben korkmuyorum, ancak Allah'ın benim hakkımda bir şey dilemesi başka. Rabbim, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?"
81- "Hem siz, O’nun haklarında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah’a ortak koşmaktan korkmazken, ben nasıl sizin şirk koştuklarınızdan korkarım? Şu halde 'güvenlik içinde olmak bakımından' iki taraftan hangisi daha hak sahibidir? Eğer bilebilirseniz."
82- İman edenler ve imanlarını zulümle karıştırmayanlar, işte güvenlik onlar içindir ve onlar hidayete ermişlerdir.
83- Bu, İbrahim'e, kavmine karşı verdiğimiz delilimizdir. Biz, dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Şüphesiz senin Rabbin, hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir.

Bu ayetlerde ibrahim as ın nasıl olurda yıldız ay ve güneşin rabbi olabileceği yolundaki sözleri tartışılmış, ibrahim as ın Allah cc den başka ilah ve rab edinmeyeceğine göre yalan söyleyip söylemediği üzerinde tefsirlerimizde tartışılmıştır, elbetteki ibrahim as Allah cc den başka rab ve ilan olabileceğini hiçbir zaman aklına dahi getirmemiştir ancak 83. ayetten anlaşılabileceği üzere Allah cc nin ibrahim as a kavmini düşünmeye sevketmesi amaçlı vermiş olduğu bir hücceti olduğu ve bu sözleri rabbinden aldığı emir ile söylediği anlaşılır.  


Meryem suresi 41-50. ayetle meryem suresindeki bölümünder arasında ibrahim as ın kıssası şöyle anlatılır.  

41- Kitap'ta İbrahim'i de zikret. Gerçekten o, doğruyu-söyleyen bir peygamberdi.
42- Hani babasına demişti: "Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun?
43- "Babacığım, gerçek şu ki, bana, sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım."
44- "Babacığım, şeytana kulluk etme, kuşkusuz şeytan, Rahman (olan Allah)a başkaldırandır."
45- "Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun."
46- (Babası) Demişti ki: "İbrahim, sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursan, andolsun, seni taşa tutarım; uzun bir süre benden uzaklaş, (bir yerlere) git."
47- (İbrahim:) "Selam üzerine olsun, senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, çünkü, O, bana pek lütufkardır" dedi.
48- "Sizden ve Allah'tan başka taptıklarınızdan kopup-ayrılıyorum ve Rabbime dua ediyorum. Umulur ki, Rabbime dua etmekle mutsuz olmayacağım."
49- Böylelikle, onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından kopup-ayrılınca ona İshak'ı ve (oğlu) Yakup'u armağan ettik ve her birini peygamber kıldık.
50- Onlara rahmetimizden armağan(lar) bağışladık ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.

Kıssanın meryem suresindeki bölümünde ibrahim as ın babasına , tapmış olduğu putların ona bir yararı olmadığı  ve  babasının onun bu tebliğine yüz çevirmesine rağmen ona yumuşak davranması babası için bağışlanma dileyeceğini görmekteyiz, tevbe suresi 114. ayetinde babası için bağışlanma istemesi ile ilgili olarak şu ayetleri görmekteyiz. 
----- İbrahim'in babası için af dilemesi, sadece ona verdiği sözden dolayı idi. Ne var ki, onun Allah'ın düşmanı olduğu kendisine belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz ki İbrahim çok yumuşak huylu ve pek sabırlı idi. 
Kıssanın bu suredeki bölümünde ibrahim as ın ateşe atılması ilgili bölümü hiç anlatılmadan ateşten kurtulduktan sonraki durumu anlatılıyor.   


Enbiya suresi 51-73. ayetlerinde ibrahim as ın kıssası şöyle anlatılır.  



51- Andolsun, bundan önce İbrahim'e rüşdünü vermiştik ve Biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik.
52- Hani babasına ve kavmine demişti ki: "Sizin, karşılarında bel büküp eğilmekte olduğunuz bu temsili heykeller nedir?
53- "Biz atalarımızı bunlara tapıyor bulduk" dediler.
54- Dedi ki: "Andolsun, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz."
55- 'Sen bize gerçeği mi getirdin, yoksa (bizimle) oyun oynayanlardan mısın?"
56- "Hayır" dedi. "Sizin Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir, onları Kendisi yaratmıştır ve ben de buna şehadet edenlerdenim."
57- "Andolsun Allah'a, sizler arkanızı dönüp gittikten sonra, ben sizin putlarınıza muhakkak bir tuzak kuracağım."
58- Böylece o, yalnızca büyükleri hariç olmak üzere onları paramparça etti; belki ona başvururlar diye.
59- "Bizim ilahlarımıza bunu kim yaptı? Şüphesiz o, zalimlerden biridir" dediler.
60- "Kendisine İbrahim denilen bir gencin bunları diline doladığını işittik" dediler.
61- Dediler ki: "Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar."
62- Dediler ki: "Ey İbrahim, bunu ilahlarımıza sen mi yaptın?"
63- "Hayır" dedi. "Bu yapmıştır, bu onların büyükleridir; eğer konuşabiliyorsa, siz onlara soruverin."
64- Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da; "Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz (biziz)" dediler.
65- Sonra, yine tepeleri üstüne ters döndüler: "Andolsun, bunların konuşamayacaklarını sen de bilmektesin."
66- Dedi ki: "O halde, Allah'ı bırakıp da sizlere yararı olmayan ve zararı dokunmayan şeylere mi tapıyorsunuz?"
67- "Yuh size ve Allah'tan başka taptıklarınıza. Siz yine de akıllanmayacak mısınız?"
68- Dediler ki: "Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun."
69- Biz de dedik ki: "Ey ateş, İbrahim'e karşı soğuk ve esenlik ol."
70- Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat Biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.
71- Onu ve Lut'u kurtarıp içinde, alemler (insanlık) için bereketler kıldığımız yere (ülkeye) çıkardık.
72- Ona İshak'ı armağan ettik, üstüne de Yakub'u; her birini salihler kıldık.
73- Ve onları, Kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık ve onlara hayrı kapsayan-fiilleri, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar Bize ibadet edenlerdi.

Enbiya suresindeki bu bölümde kavminin Allah cc den başka tapmış olduğu putlarıda alemlerin rabbi olan Allah cc nin yaratmış olduğuna şahidlik ettiğini görüyoruz. Enam  suresindede gördüğümüz üzere kavminin akletmesini sağlamak amacı ile kavminin putlarının bir tanesi haricinde hepsini kırar. 63. ayettte gördüğümüz üzere ibrahim as ın onların konuşamayacağını söylemesi üzerine 64. ayette müşriklerin bunların konuşmadığını ve zalimler olduklarını beyan etmelerine rağmen yine eski inançlarına döndüğünü görüyoruz. Aynı durumu musa as ile firavun arasında geçen mmücadeledede görmekteyiz neml 14. ayetinde  " Gönülleri kesin olarak kabul ettiği halde, haksızlık ve büyüklenmelerinden ötürü onları bile bile inkar ettiler. Bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bak!" şeklinde gördüğümüz üzere müşriklerin putlara tapmalarının  vicdanlarında bir burukluk olmasına rağmen haksızlık ve büyüklenme sebebi ile onlara tapmaya devam ettikleri bildiriliyor. İbrahim as ı yakmaya karar veren müşrik kavmin bu oyunu Allah cc tarafından bozulup ibrahim as a iman eden lut as ile birlikte bereketli topraklara ulaştırıldığı bildiriliyor. İbrahim as ın kıssasında diğer resullerin kıssalarında gördüğümüz şekli ile müşrik kavmin helaki anlatılmaz, ancak ibrahim as ın da kavminin helak edildiğini şu ayetlerde görmekteyiz. 
------ 009.070 Onlara kendilerinden evvelkilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin, İbrahim kavminin, Medyen halkının ve altüst olan şehirlerin haberi ulaşmadı mı? Peygamberi onlara apaçık mucizeler getirmişti. Demek ki, Allah onlara zulmedecek değildi, fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekte idiler.
-----022.042-4 Seni yalancı sayıyorlarsa bil ki, onlardan önce Nuh milleti, Ad, Semud, İbrahim milleti, Lut milleti ve Medyen halkı da peygamberlerini yalancı saymış ve Musa da yalanlanmıştı. Ama Ben, kafirlere önce mehil verdim, sonra da onları yakalayıverdim; Beni tanımamak nasılmış görsünler.

Şuara suresi 69-89. ayetlerde ibrahim as kıssası şöyle anlatılır.

69- Onlara İbrahim'in haberini de aktar-oku:
70- Hani, babasına ve kavmine: "Siz neye kulluk ediyorsunuz?" demişti.
71- Demişlerdi ki: "Putlara tapıyoruz, bunun için sürekli onların önünde bel büküp eğiliyoruz."
72- Dedi ki: "Peki, dua ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı?"
73- "Ya da size bir yararları veya zararları dokunuyor mu?"
74- "Hayır" dediler. "Biz atalarımızı böyle yaparlarken bulduk."
75- (İbrahim) Dedi ki: "Şimdi, neye tapmakta olduğunuzu gördünüz mü?"
76- "Hem siz, hem de eski atalarınız?"
77- "İşte bunlar, gerçekten benim düşmanımdır; yalnızca alemlerin Rabbi hariç"
78- "Ki beni yaratan ve bana hidayet veren O'dur;"
79- "Bana yediren ve içiren O'dur;"
80- "Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur;"
81- "Beni öldürecek, sonra diriltecek olan da O'dur,"
82- "Din (ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O'dur;"
83- "Rabbim, bana hüküm (ve hikmet) bağışla ve beni salih olanlara kat;"
84- "Sonra gelecekler arasında bana bir doğruluk dili (lisan-ı sıdk) ver."
85- "Beni nimetlerle-donatılmış cennetin mirasçılarından kıl,"
86- "Babamı da bağışla, çünkü o şaşırıp sapanlardandır."
87- "Ve beni (insanların) diriltilecekleri gün küçük düşürme,"
88- 'Malın da, çocukların da bir yarar sağlayamadığı günde."
89- "Ancak Allah'a selim bir kalp ile gelenler başka."

Kıssanın bu bölümünde klasik müşrik tavrı olarak " atalar dini" ortaya çıkar ve atalarını buldukları yol üzerinde devam ettiklerini iddia eden müşrik kavmin sahte rablerinin onlara hiç bir yarar sağlamadığı ancak tek rab ve ilah olan Allah cc nin vasıflarını kavmine hatırlatarak onların iman etmelerini tebliğ eder.   


Ankebut suresi 16-26. ayetlerinde ibrahim as ın kıssası şöyle anlatılır.  

16- İbrahim de; hani kavmine demişti ki: "Allah'a kulluk edin ve O'ndan sakının, eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır."
17- "Siz yalnızca Allah'tan başka birtakım putlara tapıyor ve birtakım yalanlar uyduruyorsunuz. Gerçek şu ki, sizin Allah'tan başka taptıklarınız, size rızık vermeye güç yetiremezler; öyleyse rızkı Allah'ın Katında arayın, O'na kulluk edin ve O'na şükredin. Siz O'na döndürüleceksiniz."
18- "Eğer yalanlarsanız, sizden önceki ümmetler de (elçilerin çağrısını) yalanlamışlardır. Elçiye düşen ise, yalnızca açık bir tebliğdir."
19- Onlar görmediler mi ki, Allah yaratmaya nasıl başlıyor, sonra onu iade ediyor? Şüphesiz, bu Allah'a göre kolaydır.
20- De ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın da, böylelikle yaratmaya nasıl başladığına bir bakın, sonra Allah ahiret yaratmasını (veya son yaratmayı) da inşa edip yaratacaktır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.
21- Dilediğini azaplandırır, dilediğine merhamet eder. O'na çevrilip-götürüleceksiniz.
22- Siz yerde ve gökte (Allah'ı) aciz bırakamazsınız. Sizin Allah'ın dışında veliniz yoktur, yardım edeniniz de yoktur.
23- Allah'ın ayetlerini ve O'na kavuşmayı 'yok sayıp inkar edenler'; işte onlar, Benim rahmetimden umut kesmişlerdir; ve işte onlar, acı azap onlarındır.
24- Bunun üzerine kavminin (İbrahim'e) cevabı yalnızca: "Onu öldürün ya da yakın" demek oldu. Böylece Allah onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için ayetler vardır.
25- (İbrahim) Dedi ki: "Siz gerçekten, Allah'ı bırakıp dünya hayatında aranızda bir sevgi-bağı olarak putları (ilahlar) edindiniz. Sonra kıyamet günü, kiminiz kiminizi inkar edip-tanımayacak ve kiminiz kiminize lanet edeceksiniz. Sizin barınma yeriniz ateştir ve hiçbir yardımcınız yoktur."
26- Bunun üzerine Lut ona iman etti ve dedi ki: "Gerçekten ben, Rabbime hicret edeceğim. Çünkü şüphesiz O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir."
27- Biz ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik ve onun soyunda (seçtiklerimize) peygamberliği ve kitabı (vahy ihsanı) kıldık, ecrini de dünyada verdik. Şüphesiz o, ahirette salih olanlardandır.

Saffat suresi 83-99. ayetleri arasında ibrahim as ın müşrik kavmi iile olan mücadelesi şöyle anlatılır bu surede mekkedeki hayatıda anlatılmaktadır o kısmı 2. bölüme ayırmak istiyoruz. 


83- Doğrusu İbrahim de onun (soyunun) bir kolundandır.
84- Hani o, Rabbine arınmış (selim) bir kalp ile gelmişti.
85- Hani babasına ve kavmine demişti ki: “Sizler neye tapıyorsunuz?”
86- “Birtakım uydurma yalanlar için mi Allah’tan başka ilahlar istiyorsunuz?”
87- “Alemlerin Rabbi hakkındaki zannınız nedir?”
88- Sonra yıldızlara bir göz attı.
89- “Ben, doğrusu hastayım” dedi.
90- Böylelikle arkalarını çevirip ondan kaçmaya başladılar.
91- Bunun üzerine onların ilahlarına sokulup: “Yemek yemiyor musunuz?” dedi.
92- “Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?”
93- Derken onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi.
94- Çok geçmeden (halkı) birbirine girmiş durumda kendisine yönelip geldiler.
95- Dedi ki: “Yontmakta olduğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?”
96- “Oysa sizi de, yapmakta olduklarınızı da Allah yaratmıştır.”
97- Dediler ki: “Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın.”
98- Böylelikle ona bir tuzak hazırlamak istediler. Oysa Biz, onları alçaltılmışlar kıldık.
99- (İbrahim) Dedi ki: “Şüphesiz ben, Rabbime gidiciyim; O, beni hidayete erdirecektir.”

 Surenin 84. ayetinde geçen " arınmış  bir kalp ile gelmişti" cümlesini bakara suresi 260. ayetinde şu şekilde görmekteyiz
-----İbrahim: «Rabbim! Ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster» dediğinde, «İnanmıyor musun?» deyince de, «Hayır öyle değil, fakat kalbim iyice kansın» demişti. «Öyleyse dört çeşit kuş al, onları kendine alıştır, sonra onları parçalayıp her dağın üzerine bir parça koy, sonra onları çağır; koşarak sana gelirler. O halde Allah'ın güçlü ve Hakim olduğunu bil» demişti. 

Bakara suresinin 258. ayetinde ibrahim as kavminin müşrik kralına şu şekilde  tevhidi haykırır.


----- Allah kendisine mülk verdi diye İbrahim ile Rabbi hakkında tartışanı görmedin mi? İbrahim: «Rabbim, dirilten ve öldürendir» demişti. «Ben de diriltir ve öldürürüm» dedi; İbrahim, «Şüphesiz Allah güneşi doğudan getiriyor, sen de batıdan getirsene» dedi. İnkar eden şaşırıp kaldı. Allah zulmeden kimseleri doğru yola eriştirmez.  


Zuhruf suresi 26-30. ayetlerinde ibrahim as ın kıssası şu şekilde anlatılır.   


26- Hani İbrahim babasına ve kendi kavmine demişti ki: "Şüphesiz ben, sizin taptıklarınızdan uzağım."
27- "(Ancak) Beni yaratan başka. İşte O beni hidayete yöneltip-iletecektir."
28- Ve bunu (bu tevhid inancını) belki (insanlar Allah'a) dönerler diye ardında (kendi soyunda) kalıcı bir kelime olarak kıldı-bıraktı.
29- Hayır; Ben onları ve atalarını, kendilerine hak ve açıklayan bir elçi gelinceye kadar metalandırdım-yaşattım.
30- Ancak kendilerine hak gelince, dediler ki: "Bu bir büyüdür, doğrusu biz ona (karşı) kafir olanlarız."

Yukarda verdiğimiz ayet mealleri ibrahim as ın kur'anda anlatılan kıssasının kavmi ile olan mücadelesi kısmı ile ilgili ayetlerdir amacımız ibrahim asın kıssası ile ilgili ayetleri bir arada toplamak amaçlı olduğu için ayetler üzerinde herhangi bir yorumda bulunmadan mealleri ile yetindik ibrahim as ı atıldığı ateş mecazmıydı veya hakikimi idi gibi yapılan tartışmalara girmedik bundan sonraki bölümde ibrahim as ın mekkedeki hayatının anlatıldığı ayetleri göreceğiz. 


                EN DOĞRUSUNU ALLAH  CC  BİLİR. 

22 Aralık 2011 Perşembe

Musa a.s Kıssası 1 ( Risalet Öncesi)

Musa as kur'anda adı geçen resuller içinde kıssası en fazla yer tutan resul olması itibariyle ayrı bir öneme sahiptir. Musa as ın  kıssasını, 1- risalet öncesi, 2- firavun ile mücadelesi, 3- mısırdan çıkış şeklinde 3 bölüme ayrımak mümkündür , bu bölümleri kur'an ayetlerinin bize verdiği bilgi dahilinde anlamaya çalışacağız. Önce musa as ın hayatının ,doğumundan ailesi ile birlikte medyenden çıkıp "tuva" vadisine gelişine  kadar olan bölümünü kur'an ayetlerinin nasıl anlattığını görelim.   


Musa as doğumu ile evlenmesi arasındaki olaylar kasas suresi 1-28. ayetlerinde şu şekilde anlatılır. 


1- Ta, Sin, Mim.
2- Bunlar, apaçık Kitab'ın ayetleridir.
3- Mü'min olan bir kavim için hak olmak üzere, Musa ve Firavun'un haberinden (bir bölümünü) sana okuyacağız.
4- Gerçek şu ki, Firavun yeryüzünde (Mısır'da) büyüklenmiş ve oranın halkını birtakım fırkalara ayırıp bölmüştü; onlardan bir bölümünü güçten düşürüyor, erkek çocuklarını boğazlayıp kadınlarını diri bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardandı.
5- Biz ise, yeryüzünde güçten düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve mirasçılar kılmak istiyoruz.
6- Ve (istiyoruz ki) onları yeryüzünde 'iktidar sahipleri olarak yerleşik kılalım', Firavun'a, Haman'a ve askerlerine, onlardan sakındıkları şeyi gösterelim.
7- Musa'nın annesine: "Onu emzir, şayet onun için korkacak olursan, onu suya bırak, korkma ve üzülme; çünkü onu Biz sana tekrar geri vereceğiz ve onu gönderilen (elçilerden) kılacağız" diye vahyettik (bildirdik).
8- Nihayet Firavun'un ailesi, onu (ileride bilmeksizin) kendileri için bir düşman ve üzüntü konusu olsun diye sahipsiz görüp aldılar. Gerçekte Firavun, Haman ve askerleri bir yanılgı içindeydi.
9- Firavun'un karısı dedi ki: "Benim için de, senin için de bir göz bebeği; onu öldürmeyin; umulur ki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz." Oysa onlar (başlarına geleceklerin) şuurunda değillerdi.
10- Musa'nın annesi ise, yüreği boşluk içinde sabahladı. Eğer mü'minlerden olması için kalbi üzerinde (sabrı ve dayanıklılığı) pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse onu(n durumunu) açığa vuracaktı.
11- Ve onun kız kardeşine: "Onu izle," dedi. Böylece o da, kendileri farkında değilken onu uzaktan gözetledi.
12- Biz, daha önce ona süt analarını haram etmiştik. (Kız kardeşi:) "Ben, sizin adınıza onun bakımını üstlenecek ve ona öğüt verecek (veya eğitecek) bir aileyi size bildireyim mi?" dedi.
13- Böylelikle, gözünün aydın olması, üzülmemesi ve gerçekten Allah'ın va'dinin hak olduğunu bilmesi için, onu annesine geri vermiş olduk. Ancak onların çoğu bilmezler.
14- O, erginlik çağına ulaşıp olgunlaşınca, ona bir 'hüküm ve hikmet' ve ilim verdik. Biz iyilikte bulunanları işte böyle ödüllendiririz.
15- (Musa) Halkının haberi olmadığı bir zamanda şehre girdi, orda kavga etmekte olan iki adam buldu; bu kendi taraftarlarından, şu da düşmanlarından. Derken taraftarlarından olan, düşmanlarından olana karşı ondan yardım istedi. Bunun üzerine ona bir yumruk attı ve işini bitiriverdi. (Sonra da:) "Bu şeytanın işindendir; o, gerçekten açıkça saptırıcı bir düşmandır" dedi.
16- Dedi ki: "Rabbim, gerçekten, ben kendi nefsime zulmettim, artık beni bağışla." Böylece (Allah) onu bağışladı. Şüphesiz. O, bağışlayandır, esirgeyendir.
17- Dedi ki: "Rabbim, bana verdiğin nimetler adına, artık suçlu günahkarlara destekçi olmayacağım."
18- Böylece şehirde korku içinde (çevreyi) gözetleyerek sabahladı. Derken, bir de baktı ki, dün kendisinden yardım isteyen (kişi, bugün de) kendisine yardım için bağırıyor. Musa, ona dedi ki: "Sen açıkça bir azgınsın."
19- Sonunda ikisinin de düşmanı olan (adam)ı yakalamak isterken (adam ona) dedi ki: "Ey Musa dün birini öldürdüğün gibi, bugün de beni mi öldürmek istiyorsun? Sen yeryüzünde yalnızca bir zorba olmak istiyorsun, ıslah edicilerden olmak istemiyorsun."
20- Şehrin öbür yakasından bir adam koşarak gelip dedi ki: "Ey Musa, önde gelenler, seni öldürmek konusunda aralarında görüşmektedirler, artık sen çık git; gerçekten ben sana öğüt verenlerdenim."
21- Böylece oradan korku içinde (çevreyi) gözetleyerek çıkıp gitti: "Rabbim, zalimler topluluğundan beni kurtar" dedi.
22- Medyen'e doğru yöneldiğinde de: "Umarım Rabbim, beni doğru bir yola yöneltip iletir" dedi.
23- Medyen suyuna vardığı zaman, su almakta olan bir insan topluluğu buldu. Onların gerisinde de (hayvanları su başına götürmekten çekinen) iki kadın buldu. Dedi ki: "Bu durumunuz ne?" "Çobanlar sürülerini sulamadıkça, biz sürülerimizi sulayamayız; babamız, yaşı ilerlemiş bir ihtiyardır." dediler.
24- Hemencecik onların sürülerini suladı, sonra yine gölgeye çekilerek dedi ki: "Rabbim, doğrusu bana indirdiğin her hayra muhtacım."
25- Çok geçmeden, o iki (kadın)dan biri, (utana utana) yürüyerek ona geldi. "Babam, bizim için sürüleri sulamana karşılık sana mükafaat vermek üzere seni davet etmektedir." dedi. Bunun üzerine ona gelip de olup bitenleri anlatınca o: "Korkma" dedi. "Zalimler topluluğundan kurtulmuş oldun."
26- O (kadın)lardan biri dedi ki: "Ey babacığım, onu ücretli olarak tut; çünkü ücretle tuttuklarının en hayırlısı gerçekten o kuvvetli, güvenilir (biri)dir."
27- (Babaları) Dedi ki: "Doğrusu ben, sekiz yıl bana hizmet etmene karşılık olmak üzere, şu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum; şayet on (yıl)a tamamlayacak olursan, artık o da senden. Ben sana zorluk çıkarmak istemem; beni de inşaAllah salih olanlardan bulacaksın."
28- (Musa) Dedi ki: "Bu, benimle senin aranda olan (bir antlaşma)dır. Bu durumda iki süreden hangisini yerine getirirsem, artık bana karşı bir haksızlık söz konusu olamaz. Allah, söylediklerimize vekildir."



Musa as evlenip ailesi ile yola çıkması ve " tuva" vadisinde rabbi ile olan konuşması birkaç surede anlatılır ilgili ayet mealleride şöyledir.

Taha s. 9-48. ayet mealleri şöyledir.   


9- Sana Musa'nın haberi geldi mi?
10- Hani bir ateş görmüştü de, ailesine şöyle demişti: "Durun, bir ateş gördüm; umulur ki size ondan bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol-gösterici bulurum."
11- Nitekim ona gidince, kendisine seslenildi: "Ey Musa."
12- "Gerçekten Ben, Ben senin Rabbinim. Ayakkabılarını çıkar; çünkü sen, kutsal vadi olan Tuva'dasın."
13- "Ben seni seçmiş bulunuyorum; bundan böyle vahyolunanı dinle."
14- "Gerçekten Ben, Ben Allah'ım, Benden başka İlah yoktur; şu halde Bana ibadet et ve Beni zikretmek için dosdoğru namaz kıl."
15- "Şüphesiz, kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir. Herkesin harcadığı çabanın karşılığını alması için, onun (koşup haberini) neredeyse gizleyeceğim."
16- "Öyleyse, ona inanmayıp kendi hevasına uyan, sakın seni ondan alıkoymasın; sonra yıkıma uğrarsın."
17- "Sağ elindeki nedir ey Musa?"
18- Dedi ki: "O, benim asamdır; ona dayanmakta, onunla davarlarım için ağaçlardan yaprak düşürmekteyim, onda benim için daha başka yararlar da var."
19- Dedi ki: "Onu at, ey Musa."
20- Böylece, onu attı; (bir de ne görsün) o hemen hızla koşan (kocaman) bir yılan (oluvermiş).
21- Dedi ki: "Onu al ve korkma, Biz onu ilk durumuna çevireceğiz."
22- "Elini koltuğuna sok, bir hastalık olmadan, başka bir mucize (ayet) olarak bembeyaz bir durumda çıksın."
23- "Öyle ki, sana büyük mucizelerimizden (birini) göstermiş olalım."
24- "Firavun'a git, çünkü o azmış bulunuyor."
25- Dedi ki: "Rabbim, benim göğsümü aç."
26- "Bana işimi kolaylaştır."
27- "Dilimden düğümü çöz;"
28- "Ki söyleyeceklerimi kavrasınlar."
29- "Ailemden bana bir yardımcı kıl,"
30- "Kardeşim Harun'u"
31- "Onunla arkamı kuvvetlendir."
32- "Onu işimde ortak kıl,"
33- "Böylece Seni çok tesbih edelim."
34- "Ve Seni çok zikredelim."
35- "Şüphesiz Sen bizi görüyorsun."
36- (Allah) Dedi ki: "Ey Musa istediğin sana verilmiştir."
37- "Andolsun, Biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk."
38- "Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik, (şöyle ki:)"
39- "Onu sandığın içine koy, suya bırak, böylece su onu sahile bıraksın; onu Benim de düşmanım, onun da düşmanı olan biri alacaktır. Gözümün önünde yetiştirilmen için, Kendim'den sana bir sevgi yönelttim."
40- "Hani kız kardeşin gezinip; "Onu(n bakımını) üstlenecek birini size haber vereyim mi?" demekteydi. Böylece, seni annene geri çevirmiş olduk ki, gözü aydın olsun ve hüzne kapılmasın. Sen bir insan öldürmüştün de, Biz seni tasadan kurtarmış ve seni 'esaslı bir denemeden geçirip-denemiştik.' Medyen halkı arasında da yıllarca kalmıştın, sonra bir kader üzerine (buraya) geldin ey Musa."
41- "Seni Kendim için seçtim."
42- "Sen ve kardeşin ayetlerimle gidin ve Beni zikretmede gevşek davranmayın.
43- "İkiniz Firavun'a gidin, çünkü o, azmış bulunuyor."
44- "Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki öğüt alıp-düşünür veya içi titrer-korkar."
45- Dediler ki: "Rabbimiz, gerçekten, onun bize karşı 'taşkın bir tutum takınmasından' ya da 'azgın davranmasından' korkuyoruz."
46- Dedi ki: "Korkmayın, çünkü Ben sizinle birlikteyim; işitiyorum ve görüyorum."
47- "Haydi ona gidin de deyin ki: Biz senin Rabbinin elçileriyiz, İsrailoğulları'nı bizimle birlikte gönder ve onlara (artık) azap verme. Sana Rabbinden bir ayetle geldik. Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun."
48- "Gerçekten bize vahyolundu ki: Doğrusu azap, yalanlayan ve yüz çevirenlerin üstünedir."
 

Şuara s. 10-17. ayet mealleri şöyledir.  



10- Hani senin Rabbin, Musa'ya seslenmişti: "Zulmetmekte olan kavme git;"
11- Firavun'un kavmine, hala sakınmıyorlar mı?"
12- Dedi ki: "Rabbim, gerçekten ben, onların beni yalanlamalarından korkuyorum."
13- "Göğsüm sıkışıyor, dilim dönmüyor; bundan dolayı Harun'a da (elçilik görevini bildirmesi için Cibril'i) gönder."
14- "Üstelik, onların bana karşı (davasını savunacakları bir cinayet) suçu(m) var; bundan dolayı beni öldürmelerinden korkuyorum."
15- (Allah:) "Hayır," dedi. "İkiniz de ayetlerimle gidin, şüphesiz sizinle birlikteyiz (ve) işitmekteyiz."
16- "Gecikmeksizin Firavun'a giderek deyin ki: Gerçekten biz, alemlerin Rabbinin elçisiyiz,"
17- "İsrailoğulları'nı bizimle birlikte göndermen için (sana geldik)."

Neml s. 7- 12. ayet mealleride şöyledir.  


7- Hani Musa ailesine: "Şüphesiz ben bir ateş gördüm" demişti. "Size ondan ya bir haber veya ısınmanız için bir kor ateş getireceğim."
8- Oraya gittiğinde, kendisine seslenildi: "Ateş (yerin)de olanlar da, çevresinde bulunanlar da kutlu kılınmıştır. Alemlerin Rabbi olan Allah Yücedir.
9- "Ey Musa, gerçekten Ben, güçlü ve üstün, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah'ım."
10- "Asanı bırak;" (Bıraktı ve) onun çevik bir yılan gibi hareket etttiğini görünce, geriye doğru kaçtı ve arkasına bakmadı. “Ey Musa, korkma; şüphesiz Ben(im); Benim yanımda gönderilen (elçiler) korkmaz."
11- "Ancak zulmeden başka; sonra kötülüğün ardından iyiliğe çevirirse, artık şüphesiz Ben, bağışlayanım, esirgeyenim."
12- "Ve elini koynuna sok, kusursuz olarak bembeyaz çıkıversin, (bu,) Firavun ve kavmine olan dokuz ayet (mucize) içinde(n biri)dir. Gerçekten onlar, fasık olan bir kavimdir."

 Kasas s. 29-35. ayet mealleri şöyledir.   


29- Böylelikle Musa, süreyi tamamlayıp ailesiyle birlikte yola koyulunca, Tur tarafında bir ateş gördü. Ailesine: "Siz durun, gerçekten bir ateş gördüm; umarım ondan ya bir haber, ya da ısınmanız için bir kor parçası getiririm" dedi.
30- Derken oraya geldiğinde, o kutlu yerdeki vadinin sağ yanında olan bir ağaçtan: "Ey Musa, Alemlerin Rabbi olan Allah Benim;" diye seslenildi.
31- "Asanı bırak." (Attıktan hemen sonra) onun şimdi bir yılan gibi hareket ettiğini görünce, arkasına dönüp bakmaksızın kaçmaya başladı. "Ey Musa, dön ve korkuya kapılma. Şüphesiz güvendesin."
32- "Elini koynuna sok, kusursuz olarak bembeyaz çıksın. Ve (her türlü) dehşetten yana kanatlarını kendine doğru çek. İşte bunlar, senin Rabbinden Firavun ve önde gelen adamlarına iki kesin-kanıt (mucize)dır. Gerçekten onlar, fasık bir topluluktur."
33- Dedi ki: "Rabbim, gerçekten onlardan bir kişi öldürdüm, beni öldürmelerinden korkuyorum."
34- "Ve kardeşim Harun; dil bakımından o benden daha düzgün konuşmaktadır, onu da benimle birlikte bir yardımcı olarak gönder, beni doğrulasın. Çünkü onların beni yalanlamalarından korkuyorum."
35- (Allah) Dedi ki: "Pazunu kardeşinle pekiştirip güçlendireceğiz; sizin ikinize de öyle bir 'güç ve yetki' vereceğiz ki, ayetlerimiz sayesinde size erişemeyecekler. Siz ve size uyanlar galip olanlarsınız."

Naziat s. 15-26. ayet mealleride şöyledir.


15- Musa'nın haberi sana geldi mi?
16- Hani Rabbi ona, kutsal vadi Tuva'da seslenmişti:
17- "Firavun'a git; çünkü o, azdı."
18- Ona de ki: “Temizlenmek ister misin?"
19- "Seni Rabbine yönelteyim, böylece (O'ndan) korkmuş olursun."
20- (Musa) Ona büyük mucizeyi gösterdi.
21- Fakat o, yalanladı ve isyan etti.
22- Sonra (karşı yönde) çaba harcayıp sırtını döndü.
23- Sonunda (yardımcı güçlerini) topladı, seslendi;
24- Dedi ki: "Sizin en yüce Rabbiniz benim."
25- Böylelikle Allah onu, ahiret ve dünya azabıyla yakaladı.
26- Gerçekten bunda 'içi titreyerek korkacak' kimse için elbette bir ibret (ders) vardır.

Musa as kıssasını kur'anda değişik surelerde anlatılan şekli ile değil kronolojik bir takip ile okumak isteyenlere kolaylık olması açısından 3 bölüme ayırıp 1. bölümde doğumu ve risalet verilip firavuna gitmesi emredilen bölümlerin anlatıldığı kur'an ayetlerini aldık ayetlerin verdiği bilgiler harici herhangi bir bilgiye yer vermedik . Tefsirlere baktığımız zaman kıssalar başta olmak üzere israiliyyat kaynaklı bir çok bilginin kıssalardaki boşlukları doldurma çabası içinde olduğunu görmekteyiz. Kendisine kur'an inen muhammed s.a.v in bile kıssalar hakkındaki bilgisi inen ayetler çerçevesi dahilinde iken bize ne oluyorki ona verilen bilgiler eksikmişcesine ilave uydurmaları ekleyerek ayetlerin verdiği haberlerin haricindeki bilgilere tevessül edelim.   


 Kur'anda bir sureden fazla anlatılan kıssalarda gözümüze çarpan farklı ibareler musa as kıssasında gözümüze çarpmaktadır, yukarda kıssa ile ilgili verdiğimiz ayet meallerindede bu farklı ibarelere rastlamaktayız. "Tuva" vadisinde, Allah cc nin musa as  ile konuştuğu ayetlere bakacak olursak bunları görürüz , kıssalarda olan aynı olayın farklı ibareler ile anlatılmasındaki hikmet kıssaların birer tarihi olay olarak değil daha çok bizler tarafından ibret alınması gereken yönünün öne çıkarılmasıdır, aksi takdirde musa as ın başına gelen tek bir olayın değişik ibarelerle kur'anda yer almasını anlayamayız . Bir kıssada esas olan onun yaşanmışlığı zamanındaki olaylardan ziyade bize verdiği mesajdır, "tuva" da geçen konuşmalarıda bu şekilde anlamak gerekmektedir. Yazımızın 2. bölümünde musa as ın firavun ile olan mücadelesinin konu edildiği ayet meallerini göreceğiz.

              EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.