Adem(a.s)'dan Muhammed(a.s)'a kadar sayılarını
sadece gönderenin bildiği bütün Nebi Resullerin ortak çağrısı; bir tek
İlah'a kulluk etmek ve bu kulluğun nasıl olması gerektiği konusunda
mü'minlere öğretmenlik yapmış olmalarıdır. HADİD 25 ayetinde bahsi geçen
"demir"; kevnî ayetlerden bir ayet olması ve bu ayetin, aynı ayet
içinde içinde bahsi geçen "Kitap ve Mizan" ile birlikte zikredilmesi;
kevnî ayetlerin bütününün Kitap ve Mizan doğrultusunda kullanılması
gerektiğini bizlere hatırlatmaktadır. Diğer surelerde kıssası anlatılan
Davud(a.s) örnekliği, yaşanmış ve pratiğe geçmiş bir örneklik olarak
bizlere sunulmaktadır.
[057.025] Andolsun,
biz resullerimizi apaçık belgelerle gönderdik ve insanlar adaleti
ayakta tutsunlar diye, onlarla birlikte kitabı ve mizanı indirdik. Ve
kendisinde çetin bir sertlik ve insanlar için (çeşitli) yararlar bulunan
demiri de indirdik; öyle ki Allah, kendisine ve resullerine gayb ile
(görmedikleri halde) kimlerin yardım edeceğini bilsin (ortaya çıkarsın).
Şüphesiz Allah, büyük kuvvet sahibidir, üstün olandır.
Öncelikle ayet içinde geçen "mizan" ve "kıst" kelimeleri üzerinde durmak, konuyu daha kolay anlama açısından faydalı olacaktır.
"Mizan" kelimesi; "Ve-Ze-Ne" kelimesinden türemiştir ve "bir nesnenin miktarını bilmek için kullanılan alet, ölçü ,terazi" anlamındadır. "Kıst" kelimesi ise; "adaletli bir biçimde paylaştırmak, payı adil bir biçimde dağıtmak" anlamındadır.
HADİD
25 ayeti hakkında kısaca; Allah(c.c)'nin insanın emrine müsahhar
kıldığı kevnî ayetlerin insanlar arasında adaletli bir biçimde
kullanılması ve dağıtılması için elçileri ile birlikte Mizan'ı yani
Kitap'ı gönderdiğini, bunları gönderme sebebinin kendisine ve elçilerine
iman edip etmeyenlerin bilinmesi için olduğunu beyan etmektedir.
Dikkat
edilecek olursa ayet içinde, Resullere "Kitab VE Mizan" indirildiği
beyan edilmektedir. "VE" bağlacının iki ayrı şeyi ifade ettiğinden yola
çıkılarak, başka ayetlerde geçen Muhammed(a.s)'a "Kitab VE Hikmet"
indirilmesinin bildirilmesinde kast edilenin iki ayrı şey olduğu,
dolayısı ile indirilen kitabın Kur'an, indirilen Hikmet'in Sünnet olduğu
iddiası dile getirilmektedir. Böylece Muhammed(a.s)'a Kur'an'ın dışında
başka vahiyler de indirildiği, inen Hikmet'in de ayrı bir vahiy olan
Sünnet olduğu, Sünnet ve Hadisin vahiy olduğu(!) düşüncesi; bu "VE"
bağlacına dayandırılarak delillendirilmeye çalışılmakta olduğu
bilinmektedir.
HADİD 25 ayeti içinde "VE" bağlacı ile ayrılan Mizan'ı, "Kitap'tan ayrı olarak inmiş bir vahiy olarak düşünmek ne kadar doğrudur?" sorusuna vereceğimiz cevap "Kitap VE Hikmet" konusuna da açıklık getirecektir.
Kur'an'da
bir çok ayet, Muhammed(a.s)'a inen şeyin Kitap olduğunu bildirmektedir.
Çelişkisiz olduğu, onu indiren tarafından beyan edilen (4.82 / 18.1)
Kitap'ta böylesine bir çelişkinin mümkün olamayacağına göre, Kitap ile
birlikte indirilen Mizan'ın ne olduğu, kelimenin anlamından yola çıkarak
anlamamızı sağlayacaktır.
"Mizan" kelimesi "ölçü, terazi" anlamında "bir şeyi ölçmek için kullanılan alet ismi"
anlamındadır. Kitap bu anlamda terazi ve ölçü aleti olup yaşantımızı
ona göre ölçeceğimiz, davranışlarımızı ona göre düzenleyeceğimiz bir
Mizan'dır. Yani Kitap'tan ayrı bir şey olmayıp, Kitap'ın ne olması
gerektiğini, nasıl kullanılması gerektiğini, ne için indirilmiş olduğunu
anlatan bir kelimedir.
"Hikmet" kelimesi de, "Mizan" kelimesi gibi Kitap'ın dışında ayrı bir şey olmayıp, Kitap'ın indirilme amacını anlatmakta ve "eşyanın tabiatına uygun yani Allah'ın tavsiye ettiği kullanım ölçüsüne göre hareket etmek, yani Kitap'ı hayata uygulamak"
anlamına gelmektedir. Bu "uygulamayı" en güzel ve doğru bir biçimde
Resuller göstermiştir. Bu anlamda Sünneti; "vahiy" olarak değil, "vahy'in pratiği" olarak değerlendirmenin daha doğru bir yaklaşım olacağını düşünmekteyiz.
Şuayb(a.s)'ın
kavmi olan Medyen'in helak edilme sebeblerinden birisi; Mizan'da
haksızlık yapmaları olduğunu kısaca hatırlattıktan sonra, Allah(c.c)
yarattıkları ile ilgili olarak hepsine ölçüyü koyduğunu bildirmektedir.
[015.019]
Yere (gelince,) onu döşeyip-yaydık, onda sarsılmaz-dağlar bıraktık ve
onda her şeyden ölçüsü belirlenmiş (mevzunin) ürünler bitirdik.
[055.007-9] Göğü
Allah yükseltti ve mîzanı (dengeyi) O koydu. Ki taşmayın mizanda Ve
mizanı adâletle yerine getiriniz ve tartıyı noksan etmeyiniz.
Yazımızın başında; Resuller için tarih
boyunca insanlara öğretmenlik yapan ve kendilerine indirilen Kitap'ı
"Mizan ve Hikmet" kelimelerinin çerçevesinde hayat içinde pratize ederek
nasıl bir hayat sürdürülmesi gerektiğini bizlere öğreten insanlardır
demiştik. Davud(a.s); bu Resuller zincirinin bir halkası olup, HADİD 25
ayetinde, kevnî bir ayet olan "demir"in Kitap ve Mizan doğrultusunda
nasıl kullanılması gerektiğini yaşantısı içinde uygulayarak bizlere
göstermiştir.
[034.010-11] Andolsun,
Davud'a tarafımızdan bir üstünlük verdik. «Ey dağlar ve kuşlar! Onunla
beraber tesbih edin» dedik. Ona demiri yumuşattık. Geniş zırhlar yap ve
dokumasını sağlam tut, diye. Ve salih ameller işleyin. Muhakkak ki Ben;
yapmakta olduğunuz şeyi görenim.
Davud(a.s)'ın
demir ayetini kullanması, onun kıssasının anlatıldığı Kur'an ayetleri
içinde kuşların ve dağların tesbihini bozmadığı, yani elindeki gücü
ekolojik dengeyi bozmak için kullanmadığı, insanlar arasında hak ile
hükmettiği, Allah'a kul olmak için gerekli olanları yerine getirdiği
anlatılmaktadır. Bu anlatımdan alınması gereken örneklikler, tarih
boyunca gelen zalim hükümdarların elindeki gücü mazlumları daha da ezmek
için kullanmış olması göz önüne alınacak olursa konunun önemi ortaya
çıkar.
"Demir" ve türevleri olan madenler,
gücü sembolize etmesi açısından önemli ayetlerdir. Bu madenler ile
yapılmış olanları kullanarak gücü elinde bulunduranlar, hakimiyet ve
mülk alanlarını genişletmek için ellerine önemli bir koz geçirmiş
olurlar. Mesele; ele geçirilen bu kozun nasıl kullanılması meselesi
olup, tarih boyunca şer güçlerin ellerine geçtiği zaman nasıl bir fesat
yaydıkları herkesin malumudur.
Ayet içinde
geçen "kıst" (adalet) kavramının gerçekleşmesinin; "Kitap-Mizan-Demir"
üçlüsünün bir arada kullanılması ile hasıl olacağı beyan edilmektedir.
Demirin, gücü sembolize etmesi göz önüne alınacak olursa; adaletli bir
sistemin hakim olması, bu sistemin karşıtlarının güçlerinin karşı güç
sindirilmesi ile mümkün olacağı için demirin kullanılması kaçınılmazdır.
Demir
ile sembolize edilen gücün olmadığı "Kitap ve Mizan" eksik
kalacağından, fesadın ortadan kalkması gerçekleşemez. "Kitap ve Mizan"
ile birleşmeyen "Demir" de nasıl kullanılacağının rehberi olmadığı zaman
şer güçlerin elinde fesat aracı olmaktan öteye gitmeyecektir. Dolayısı
ile dünyada "kıst"ın sağlanması için; "Kitap-Mizan-Demir" üçlüsünün
birbirinden ayrılmadan birlikte olması sağlanmalıdır.
Bugün
günümüz dünyasında yaşananlara baktığımız zaman; şer güçlerin,
ellerindeki bu gücü başta Müslümanlar olmak üzere kendi aç
gözlülüklerini doyurmak için onların yeraltı ve yerüstü kaynaklarını
sömürmek için kullanmaları, bütün kevnî ayetlerin "Kitap ve Mizan"
doğrultusunda kullanılmasının önemini daha da ortaya çıkarmaktadır.
Amerika,
İsrail vb. müstekbirlerin, demir ayetini "Kitap ve Mizan" ile birlikte
okuyarak adil bir kullanım yapmamaları neticesinde, dünyaya yayılan
fesat bütün insanlar üzerinde olduğu gibi ekolojik dengeyi de alt üst
etmektedir.
Davud, Süleyman,
Zülkarneyn(a.s) örneğinde demirin doğru bir biçimde kullanılma
örnekliğinin hayata yansıması, fesadın önünün alınması için gereklidir.
Dünya bugün Müslümanların bu örneklikleri hayata geçirmesini bekleyerek,
zulmün ve fesadın ortadan kalktığı, hak ve adaletin hakim olduğu bir
dünya düzenini beklemektedir.
Sonuç
olarak; tarih boyunca göndermiş olduğu elçiler ile insanlara
bilmediklerini öğreten Allah(c.c), son Elçisini de aynı misyon dahilinde
göndererek, ona Kur'an'ı indirmiş ve o Kitap içinde geçmiş Elçilerden
örnekler vererek, bu Elçilerin insanlara nasıl öğretmenlik yaptıklarını
ona ve bizlere bildirmiştir. HADİD 25 ayeti bizlere bu durumu
anlatmaktadır. Özellikle Davud, Süleyman, Zülkarneyn(a.s) örnekliğinde,
ellerinde güç ve servet bulunanların bunları nasıl kullanmaları
gerektiğini göstermiştir. Kitap'ın ütopik bir toplum önermediği, aksine
canlı ve yaşanmış hayattan örnekler sunarak "Kitap ve Mizan"ın
doğrultusunda yaşanmış örnekler olduğunu bizlere sunarak, onların
yolundan gittiğimiz takdirde bizim de böyle bir güç sahibi olarak
zalimlere ve fesatçılara karşı koyabilecek seviyeye geleceğimizi haber
vermektedir.
EN DOĞRUSUNU ALLAH (C.C) BİLİR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder