Musa(as) kıssası; Kur'an'da en
fazla yer tutan kıssaların başında gelmekte olup, DUHAN Suresi içinde bu
kıssa anlatılmaktadır. Meal dediğimiz şeyin; meal yapıcısının yorumu
olduğu unutulmadan okunması gerektiğini hatırlatarak, bazı ayetler ile
ilgili yapılan meallerde görülen farklı yaklaşımları ayetin tahrife
uğratılmadığı sürece makul karşılamak gerekmektedir. DUHAN 24 ayeti ile
ilgili olarak yapılan mealler genelde şu şekildedir;
Vetrukil bahre rehvâ(rehven), innehum cundun mugrekûn(mugrekûne)
Diyanet İşleri:
"Denizi açık hâlde bırak." Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
Edip Yüksel:
"Denizi yarılmış olarak terket. Onlar boğulmaya mahkum bir ordudur."
Elmalılı Hamdi Yazır:
Ve denizi açık bırak, çünkü onlar ordu halinde gelip gark olunacaklar
Hasan Basri Çantay:
"Denizi (sen ve ashaabın selâmetle geçdikden sonra) durgun ve açık bırak. Çünkü onlar boğul (mıya mahkûm ol) muş bir ordudur."
Hayrat Neşriyat:
"Ve
(karşıya geçince asânla vurarak kapanmasını isteme,) denizi açık bırak!
Çünki onlar suda boğul(malarına hükmedil)miş bir ordudur."
Bu
ayet ile ilgili olarak tetkik ettiğimiz meallerin hepsi aşağı yukarı bu
minvalde olup, sadece sayın Bayraktar Bayraklı hocanın bu ayete vermiş
olduğu meal farklılığı dikkatimizi çekmektedir. Sayın hocanın bu ayete
verdiği mealin diğer meallere göre daha isabetli olduğunu düşündüğümüzü
ifade etmek istiyoruz.
Bayraktar Bayraklı :
"Denizi sükûnetle geç/terk et; çünkü onlar boğulacak bir ordudur."
Sayın
hocanın tercih ettiği anlam; ayet içinde geçen "rahven" kelimesinin
farklı anlamı olan, bugün bizim dilimizde de kullandığımız "bir çeşit
yürüyüş" şeklindeki anlamdan kaynaklanmaktadır. Bugün özellikle Ege
Bölgesi'nde yaygın olan rahvan at yarışlarında; atın yürüyüş şekli
dörtnala değil, daha hafif bir yürüyüş şekli olup, bu yürüyüş şekline
"rahvan" denilmektedir.
DUHAN
24 ayetini sayın Bayraktar hocanın vermiş olduğu meale göre şu şekilde
anlamak mümkündür; "Firavun ve ordusunun seni takip etmelerinden dolayı
korkuya kapılma ve telaşlanmadan rahvan bir halde yoluna devam et, onlar
boğularak sana yetişemeyeceklerdir".
Kurtubî'nin
tefsirinde; bu ayetin tefsiri ile ilgili yapılan yorumları
alıntılayarak, sayın hocanın bu ayete vermiş olduğu mealin daha önceki
yorumlarda da olduğunu görmekteyiz.
"el-Cevherî
dedi ki: 'Bu işi sükunetle yap' anlamında denilir, 'sakin ve müreffeh
bir yaşayış', 'develerin su içtikleri yerin uzakta bulunduğu yumuşak ve
düzlük araziyi' anlatmak için kullanılır. 'Deniz sakinleşti'
demektir."
"Ebu
Ubeyde dedi ki: 'Ayaklarını (adımlarını) açtı, açar' demektir. Yüce
Allah'ın: 'Denizi de olduğu gibi açık bırak' buyruğu da buradan
gelmektedir. 'Kolay yol alış' demektir. 'Atlar sükunetle geldi'
denilir".
İbnu'l-A'rabî dedi ki: 'Yürüyüşte zorluk çıkarmadı, çıkarmaz' demektir".
"el-Katamî
de binekleri nitelendirirken şunları söylemektedir: 'Rahat ve kolay
yürür (o binek)ler, bunun içen ne sağrıları yardımsız bırakır, Ne de
göğüsleri sağrılarına bel bağlar'. 'Yüksekçe bir yer' demektir. Aynı
şekilde içinde suyun toplandığı alçak ve çukur yer anlamına da gelir. O
halde bu, zıt anlamlı lafızlardandır".
"el-Herevî
dedi ki: Buradaki 'açık' lafzının Musa'nın sıfatı olması da mümkündür.
el-Kuşeyrî de böyle demiştir. 'Sükunetle yavaş yavaş yürü', demek olur.
O halde bu Musa'nın ve onun kavminin sıfatı olup denizin sıfatı
değildir. Birinci görüşe göre ise denizin sıfatıdır, yani sen denizi
ayrılmış haliyle sakin olarak bırak. Ona, eski haline gelmesi için
kavuşması emrini verme ki, Firavun ve kavmi de içine girsin."
Sonuç
olarak; DUHAN 24 ayetinin mealinin, sayın Bayraktar Bayraklı hocanın
yapmış olduğu şekli ile daha doğru olduğunu düşündüğümüzü belirterek,
diğer meallerin hatalı olduğunu söylemek istemiyoruz. "Rahven"
kelimesinin; telaşsız bir yürüyüş şekli anlamının, ayetin anlamına daha
uygun olduğu düşünerek sayın hocayı tebrik ediyoruz.
DENİZİ SUKUNETLE GEÇ/TERKET; ÇÜNKÜ ONLAR BOĞULACAK BİR ORDUDUR.
EN DOĞRUSUNU ALLAH(CC) BİLİR.