Gündemimizde yer alan tartışma konularından bir tanesi sayın Abdülaziz bayındır hocanın, 2012 senesi aralık ayında gündeme düşen bir telefon konuşmasında sorulan soruya, "Allah senin kiminle evleneceğini bilmez" şeklinde bir cevap vermesi ve bunun sonucunda tartışılmaya başlanan Allah cc nin bilgisinin sınırı konusu hala devam etmektedir.
Sayın hoca bu konu ile ilgili bir çok ders yapmış ve yaptığı derslerindeki ana fikir "ALLAH KULUNUN İMTİHAN GEREĞİ OLARAK YAPACAKLARINI BİLMEZ" şeklinde özetlenebilir. Bu düşüncenin Kur'an ölçeğinde yapılacak bir değerlendirme sonucunda doğru olup olmadığı konusunda hud s. 71. ayeti çerçevesinde bir değerlendirme yapmak istiyoruz.
Lut as ın kavminin helakını haber vermek için önce İbrahim as'a gelen elçiler ile ilgili bilgi "İbrahim'in misafirleri" kıssası olarak hud,hicr ve zariyat surelerinde anlatılmaktadır. Önce , Allah cc nin kur'anda kıssa yollu anlatımlarındaki hikmet ile ilgili kısa bir hatırlatma yapmak istiyoruz.
Rabbimiz kitabının bir çok ayetinde bizlere geçmişlerin haberlerini anlatarak o haberlerden ibret almamızı istemektedir. Kıssalardan doğru bir bilgi edinmek için o kıssanın anlatıldığı zaman ve mekan ile ilgili bilgilerin kur'anda verilmemesi bizlere kıssa yollu anlatımların ibret vesikaları olmaları yönünün hatırlatılması içindir. Kıssalarda dikkatimizi çeken yönlerden biriside aynı olayın değişik Kur'an ayetlerinde farklı ibarelerle ve farklı açılardan gösterilerek anlatılmasıdır. Aynı olayın kur'ana dağıtılmış ayetlerinde farklı ibareler kullanılma sebebi acaba ne olabilir? diye sorulduğu zaman aklımıza bir kaç cevap gelebilir. 1-kur'an kıssa anlatımlarının tarihi olaylar gözü ile bakılmasını istemez. 2-kur'an kıssa yollu anlatımlar ile muhataplarına mesaj vermek amacını güder.
Aynı kıssanın farklı biçimde anlatılma özelliği, "İbrahim'in misafir'leri"kıssasındada gözümüze çarpmaktadır. Gelen elçiler hud s. 71. ayetinde "ishak ve yakub'u" hicr s. 53. ve zariyat s 28.ayetinlerinde "bilgin bir oğlan çocuk" müjdesi verilmektedir. Hicr ve zariyat surelerinde doğacak ilk çocuk müjdesi verilirken hud. suresinde doğacak ikinci çocuk ishak ve onun oğlu yakub as ların müjdesi verilme hikmeti acaba ne olabilir?
Bu hikmeti kıssanın yaşandığı zaman ve mekan içinde anlamaya çalıştığımız takdirde verilmek istenen mesajı anlamakta zorlanacağımız aşikardır. Çünkü aynı elçilerin ağzından hud s 71 de i"shak ve yakub" , hicr ve zariyat surelerinde "bilgin bir oğlan" çocuk müjdesi verilmektedir. Hud s. 71. ayetinde ishak ve yakub'un müjdelenip diğer surelerde bilgin bir çocuk müjdelenmesinin hikmetini ALLAH CC NİN KULUNUN İMTİHAN SONUCUNU ÖNCEDEN BİLMEDİĞİ VE KULUN KİMİNLE EVLENECEĞİNİ BİLMEDİĞİ yönündeki iddianın yanlışlığına delil olarak sunabiliriz şöyleki;
Saffat suresinde anlatılan İbrahim as kıssasının 100-113. ayetleri bize bu konuda bilgi vermektedir. Kavminin zulmünden kurutlarak yeni topraklara hicret eden İbrahim as yaşlanmış fakat çocuğu yoktur, rabbine "bana Salihlerden bir evlat ver " diye dua eden İbrahim as ın bu duasının karşılığı olarak bir oğlan çocuğu dünyaya gelmiştir. Çocuk büyüyünce rabbi ibrahimi çetin bir imtihana tabi tutar baba ve oğlu bu imtihandan yüz akı ile çıkarlar, rabbi ibrahime bu imtihan başarısının karşılığı olarak İshak'ı müjdeler.
Saffat suresinde anlatılan bu kıssayı hud s 71 de anlatılan "ishak ve yakub'un müjdelenme olayını , ALLAH CC NİN KULUNUN İMTİHAN SONUCUNU ÖNCEDEN BİLDİĞİnin açık bir delili olarak görebiliriz şöyleki;
İbrahim as ile ilk doğan oğlu çetin bir imtihana tutulmuş ve bu imtihanı başarılı bir şekilde geçmesi nedeniyle ona ishak as bağışlanmış ve ardından ishak as ın oğlu olan yakup as bağışlanmıştır ve bunun haberi İsmail as daha doğmadan önce hud s 71 de verilmektedir. Hud s 71 deki ishak ve yakub'un bağışlanması anlatımının hikmeti ALLAH CC NİN İBRAHİM AS IN GELECEKTE TABİ TUTULACAĞI İMTİHANIN SONUCUNUN ÖNCEDEN BİLDİĞİNİ MÜKAFAT OLARAK ONA İSHAKI BAĞIŞLAYACAĞINI, HATTA İSHAK AS IN DAHA DOĞMADAN KİMİNLE EVLENECEĞİNİ BİLİP ONUN YAKUP ADINDA BİR OĞLU OLACAĞINI BİLMESİDİR.
Sayın bayındır hoca bir dersinde saf suresinde isa as ın ağzından "benden sonra adı ahmed olacak bir elçiyi size müjdeliyorum" ayeti ile ilgili olarak "burada bahsedilen muhammed as ın kendisi değil özelliklerinden bahsedilmiş" diyerek direk olarak muhammed as a bir işaret olmadığı yönünde bir iddia serdetmesine karşılık hud s. 71 de anlatılan ishak ve yakub adları konusunda bunların onların özellikleri olduğu iddiasını tekrarlamakta zorlanacaktır.
Yine aynı şekilde muhammed s. 31. deki "bilinceye kadar" şeklindeki ifadeden sayın hoca "Allah bilse böylemi der" diyerek haşa Allah cc nin kulun imtihan gereği yapacak olduklarını bilmediği delilini çıkarmaktadır. "Li na'leme" kelimesi ile ilgili olarak ortaya sürülen görüşlerde "bilmek için" veya bilinceye kadar" şeklindeki anlamdan "bak kardeşim Allah ben bilmiyorum bilinceye kadar" diyor şeklinde bir yorum getirilirek Allah cc nin bilmediğinin delilinin buradan çıktığı söylenmektedir. "Bilmek için"şeklinde çevrilen kelime Allah cc nin haşa bilmediğini değil , o kulun alacağı karşışığın somut bir amele dayanması içindir .Allah cc "o kulun ne yapacağını ben önceden biliyorum onu denememe gerek yok" deseydi o kul haklı olarak yapmadıklarım karşılığında nasıl ceza ve mükafat verme gerekçesi olabilirdi? Allah cc nin o kulun yapacaklarını önceden bilmesi o kul üzerinde herhangi zorlayıcı bir irade gerçekleştirmiş olması anlamında değildir.
Şimdi soruyoruz; Alllah cc madem kulunun imtihan gereği yapacaklarını bilmiyorsa hud s. 71 ayetinde nasıl daha İbrahim asın ilk çocuğu olmadan ishak biliniyor? artı madem Allah cc kulun kiminle evleneceğini bilmiyor ishak as evlenip yakub adında bir oğlu olacağının bilgisi daha İsmail as ortada bile yokken biliyor ve yakubu müjdeliyor?
Sonuç olarak; "Allah kulunun imtihan gereği yapacak olduklarını bilmez" şeklindeki bir düşünce kur'andan onay alan bir düşünce değildir. Bu konuda yanıldığımız yer ,"madem Allah ne yapacağımızı biliyor imtihanın gereği ne?" şeklinde bir soruya verilmek istenen cevabın kur'an merkezli olarak cevabının aranmaya çalışırken Kur'an bütünlüğünün göz önünde bulundurulmamasıdır. Bu konuda yapılan yanlış biz kulların kader konusuna Allah cc nin ilah olması , bizlerin onun kulu olması ve bakış açımızın onun bize verdiği bilgiler dahilinde olup konuya kul açısından bakmaya çalışmayarak Allah açısından bakmaya çalışmamızdır. Alemlerin rabbi olan Allah cc için onun kulunun imtihanı gereği olarak yapacaklarını bilmediği şeklinde ona izafe edilecek bir eksiklik ona karşı yapılacak olan en büyük hatalardan bir tanesidir. Sayın hoca, "bazıları benim Allah cc nin gaybı bilmez dediğimi iddia ederek iftira atıyorlar" diyor evet sayın hoca direk olarak, "Allah cc gaybı bilmez şeklinde" bir söz sarfetmedi ama bu iddiası endirek olarak yapılmış, Allah cc nin gayb konusunda bazı şeyler hakkında bilgi sahibi olmadığı yönünde bir iddiadır , neticede" Allah cc nin kulunun imtihan gereği yapacaklarını bilmez ve kiminle evleneceğini bilmez" şeklindeki bir iddia ona eksiklik izafe edilmesi yönünden hatalı bir düşüncedir.
EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.
ALLAH TEALA BENİM (SENİN- ONUN....) DÜNYAYA GELİP GELMEYECEĞİNİ BİLMEZ Mİ ?
YanıtlaSilBİLMEZ DENİYOR İSE,BİZLER TESADÜFEN Mİ DÜNYAYA GELDİK ?
TESADÜF ESERİ GELDİK,TESADÜF ÜZRE YAŞIYORUZ,TESADÜF ÜZRE ÖLECEĞİZ ÖYLEMİ ?
YATCEZ,KALKCEZ-YATCEZ KALKCEZ-GİTCEZ.... :)
Bu yazınız baştan sona Abdülaziz Hocayı anlayamadan yazılmış ve kendi kendinizlede çelişen bir yaklaşımdır.Tabidirki ALLAH geçmişte ve gelecekte yaratagı (ŞEY)leri bilir ve bir(kader) ölçü ilede önceden planlıyarak yaratır.Sizin üzerinde durdugunuz konuda bu fakat hoca bunu kastetmemektedir ve hocayı anlayabilmeniz için öncelikle ŞEY ne anlama gelmektedir ?Bunu ögrenmeniz gerekiyorki sonra hocayı anlayasınız.Geçmiştede sizin görüşlerinize katılmadıgımı yazılarınızı düzenleyerek yayınlamam hakkında bana izin vermediniz ve sizi sanırım engelledim bugünde engelliyorum çünkü siz hocaya iftira atanlar gurubuyla aynı noktada duruyorsunuz.
YanıtlaSilsayın yaşlıdelikanlı yazıları yeniden düzenleyerek yayınlamak diye bir duruma kimse izin vermez ben görüşlerimi bu şekilde paylaşıyorum eleştirmek isteyen yazar yoırumunu gönderir siz onu yapana kadar yazıda yanlış olan taraf nedir onu yazın lütfen iftifa atanlar tarafında duruyorsunuz gibi böyle ccidiyetten yoksun eleştirilerde bulunup vaktinizi kaybetmeyin
SilBence burada eksik olan demek istemiyorum fakat oturmayan bir durum var İshak ve Yakup örneğin de olduğu gibi Allah iyiliği önceden programlaması fakat firavunların bu işi tamamen kendi iradesiyle yapması çok oturuyor mu lütfen bunada bir açıklık getirme şansınız varsa alalım lütfen
YanıtlaSilBence burada eksik olan demek istemiyorum fakat oturmayan bir durum var İshak ve Yakup örneğin de olduğu gibi Allah iyiliği önceden programlaması fakat firavunların bu işi tamamen kendi iradesiyle yapması çok oturuyor mu lütfen bunada bir açıklık getirme şansınız varsa alalım lütfen
YanıtlaSilBence burada eksik olan demek istemiyorum fakat oturmayan bir durum var İshak ve Yakup örneğin de olduğu gibi Allah iyiliği önceden programlaması fakat firavunların bu işi tamamen kendi iradesiyle yapması çok oturuyor mu lütfen bunada bir açıklık getirme şansınız varsa alalım lütfen
YanıtlaSilAllahın önceden iyiliği planlaması diye bir şey olamaz. Böyle bir şey hür iradeye ipotek koymak olur. Allah kullarının hür iradeleri ile işleyeceklerini bilir bütün msele bu, Onun bilmiş olması kullarına müdahele etmesi anlamına gelmez.
Silİsmail Hocam, nacizane insanların kavrayamadığı nokta Allah'ın zamandan münezzeh olması..Zamana tabi varlıklar olarak bizler geçmiş, şu an ve geleceğin aslında Allah katında tek bir nokta olması ve bu sebeple Allah geleceği bilir bilmez gibi bir tartışmanın başlı başına abesle iştigal etmesini kavrayamıyoruz. zamandan münezzeh bir varlık için evrenin yaratıldığı an ve kıyamet aslında aynı nokta..biz sadece bunu idrak edemiyoruz. selamlar.
YanıtlaSil