2 Ekim 2014 Perşembe

İnsanlığın Kadim Kültürü "Yevmüzzinet" (Bayram Günleri)

İnsan fıtrat itibarı ile birlikte yaşamaya ihtiyaç duyan bir varlıktır. Kadın ve erkek cinsinin birbirlerine olan karşılıklı duyguları bu ihtiyaçtan kaynaklanmakta ve Allah (c.c) nin ayetlerindendir. Kadın ve erkeklerin oluşturduğu şehirler birlikte yaşama ihtiyacından doğan bir sonuç olup insanlık tarihi kadar eskidir. 

Aynı insan yine fıtrat itibarı ile adına ,"Din" denilen yaşama biçimine ihtiyaç duyarak hayatını onun üzerine ikame eder. İnsanları birbirine bağlayan esasları , aile , kavim , ırk ,din olarak sıralayabiliriz. Din, yani inanç bağı en üstteki bağ olarak öne çıkan ve farklı kavim ve ırklarıda çatısı altında toplayan kadim bir inançtır. 

İnsanlık tarihini kısaca, Dinler savaşı olarak özetlemek mümkündür ,Allah (c.c) insanlara kendi dinini tebliğ etmesi için elçiler göndermiş , bu elçilere inananlar ve inanmayanlar arasındaki mücade bu güne kadar devam etmiş , kıyamete kadar da devam edecektir. 

Allah (c.c) dini ile , ona karşı oluşturulan dinlerin ortak yanı , hangi dine mensup olurlarsa olsunlar , dindaşları ile ortak bir paydada buluştuklarının göstergesi olarak belirli günlerde "CEM" olmaları yani toplanmalarıdır.

Allah (c.c) Hacc suresi 34. ve 67. ayetlerde bu duruma işaret ederek "MENSEK" yani zamanlı ve mekanlı ibdetler ihdas ettiğini bizlere beyan etmektedir. Hacc , Bakara ,İbrahim surelerinde adına HACC denilen Mekke deki BEYTULLAHIN ziyaret edilerek belli ritüellerin yapılması şeklinde cereyan eden olaylar onun dinine mensup olduğunu iddia eden insanların , bir araya gelerek görüşmesi ,tanışması , kaynaşması esasına dayalı bir ibadet tarzıdır. 

Diğer inanç sistemlerinde de aynı durum göze çarpmakta olup onlarında aynı amaç etrafında belirli gün ve zamanlarda toplanarak , İlahlarına olan saygılarını belirli ritüeller ile ortaya koymaları şeklinde gerçekleşen günleri vardır. 

Bilindiği üzere Firavun, kendisini Mısır halkının İlahı ve Rabbi olarak sunarak onların yaşam biçimlerini tayin etme hakkına sahip olduğunu söyleyen birisi idi. Musa ve kardeşi Harun (a.s) lar onun bu tür bir hakka sahip olmadığını , bu hakkın sadece "Alemlerin rabbi" olan Allah' a ait olduğunu ona tebliğ etmek için gönderilen iki elçiydi. 

Firavun ve melesi onları red ederek , ülkenin en bilgili sihirbazlarını belli bir günde Musa (a.s) ın karşısına çıkarmıştır. Bu olay Taha s. 59. ayetinde şöyle anlatılmaktadır. 

 [020.058-59]  Şimdi biz de seninkine benzer bir sihir göstereceğiz sana. Bizimle senin aranda bir buluşma zamanı ve yeri tayin et ki; sen de, biz de düz bir yerde bulunalım, caymayalım.(Musa) Dedi ki: «Buluşma-zamanımız,  bayram günü(YEVMÜZZİNET) ve insanların toplanacağı kuşluk vakti (olsun) .»

Ayete dikkat ettiğimiz zaman , buluşma günü insanların bir araya geldikleri gün olarak belirlenmektedir. Bu gün de ülkenin her tarafından insanlar "Yevmüzzinet" günü yani "Bayram günü" olması dolayısı ile toplanmaktadırlar. Bu ayeti ,"Bayram günleri" kültürünün tarihinin ne kadar eskiye dayandığının bir göstergesi olarak'ta okumak mümkündür.

Türkiyeye baktığımızda bu durum kendisini göstermekte ihdas edilen "Milli bayramlar" vesilesi ile T.C nin kurucusunun anılması , ve onun Dininin anlaşılması için gerekli ritüeller (saygı duruşları) ifa edilmektedir.

Hacc ibadeti ve onun içinde yapılan riüeller , yegane İlah olan olan Allah (c.c) nin bizler için ihdas ettiği kulluk yöntemleri olup Mekke şehri içindeki KABE bu yöntemin ana merkezidir.  Yılın belirli zamanlarında kendisini Allah a kul olarak gören insanlar oraya akın ederek bu kulluklarını herkesle birlikte ifa ederler (her ne kadar bu şuurdan yoksun olsalarda olması gereken bu dur)

[62.9] Ey iman edenler, Cuma günü salat için çağrı yapıldığında hemen Allah'ın zikrine (anılmasına) koşun ve alım satımı bırakın; eğer bilirseniz, o sizin için daha hayırlıdır.
 

Cuma suresinin bu ayeti , insanların birlikte yaşamasının bir gerçeğinden yola çıkılarak , aynı inancı paylaştıklarına dair bir gövde gösterisi , tanışma , görüşme vesilesi olması açısından , mü'minleri haftada bir gün böyle bir toplantı düzenlemeye çağırmaktadır.

"Mescid" kelimesi " secde edilen mekan" anlamına gelmekte olup , mü'minlerin hayatların önemli yer tutması gereken bir kelimedir. Mescidler sadece , salatın bir rüknü olan namazın ifa edilip sonrada dağınıldığı bir  mekan değildir. Asrı saadete baktığımız zaman Mescid hayatın merkezidir , ve olması gereken bir şekilde kullanılmıştır. 

 [007.031]  Ey âdemoğulları! Her mescid yerinde ziynetinizi alıveriniz ve yiyiniz ve içiniz, israf da etmeyiniz. Şüphe yok ki O, israf edenleri sevmez.

Araf s. 31. ayetinde geçen "Mescid" ve   "Zinet" kelimesi bize önemli ipuçları vermektedir. Mescid kelimesinin , Mü'minler için toplanma mekanı olması gerektiğinden hareketle bu mescidlerin sadece namaz kılınan yerler olmadığı anlaşılmaktadır.  Zinet kelimesinin daha önce Taha s. 59. ayetindeki kullanılışı ile Araf s. 31. ayetindeki kullanılışının , sosyal bir olguyu ifade etmesi açısından bir bağı olduğunu düşünmekteyiz. 

Taha s. 59. ayetinde gördüğümüz "Zinet günü" yani insanların toplandıkları bayram gününün bu kültürün ne kadar eski olduğunu anlamak açısından okuduğumuzda , Araf s. 31. ayeti içinde insanların zinetlerini takınmasının bugün bile özel günlerde olmasından hareketle , "Mescid" adı verilen mekanların biz Mü'minler için toplanma mekanları olması gerektiği anlaşılarak kelimenin ifade ettiği "Secde mekanı" anlamından hareketle her türlü kulluk gösterisinin yapıladığı alanlar olarak ihdas edilme gereği anlaşılır sadece namaz vakitleri ve namaz ile sınırlı olmayan bir mekan olması gereken Mescidlerin gerçek işlevi Medinedeki gibi anlaşıldığı takdirde Müslümanların durumu daha iyiye gidecektir.

İnsanlar tabii ihtiyacı olan yemek ve içmek gibi eylemleri bir araya geldiklerinde icra ederek bu eylemler vasıtası ile kaynaşmaya vesile aramaları herkesin bildiği bir durumdur. Bu kaynaşma icraatlerı "Mescid" denilen sosyal mekanlarda ve çevresinde gerçekleştirilerek bir nevi "Bayram günleri" ihdas edilmiş olur. Hacc ibadeti bu durumun en belirgin bir göstergesi olup , bu mekan etrafında ritüeller harici her türlü sosyal ihtiyaçlar karşılanmaktadır .

Namaz adı verilen ibadetin toplu halde ifa edilmesinden hasıl olması gereken durum , İnsanların birlikte düşündüklerinin , ortak inanca sahip olduklarının , bu ortak inancın sadece ve sadece Allah (c.c) kul olmak şeklinde gerçekleştiğinin , diğer dini ve ilahı red etttiklerinin dışa vurumu olan bir ibadettir. Bayram günleri'nin mü'minler için bu durumu hatırlamanın bir vesilesi olması gerektiğinden hareketle bu bayram günlerinde topluca kılınan namaz bu durumu göstermenin bir işaretidir.

Sonuç olarak; insanların fıtratları gereği olan birlikte yaşama ihtiyacının bir sonucu olarak , aynı inancı paylaştıklarını, belirli günlerde ve mekanlarda göstermek sureti ile ifade edilen bir takım ritüeller , Müslüman veya Kafir inanca sahip olanlarda aynıdır. Müslümanlar kendi ialhlarına olan bağlılıklarını , kafirler ise kendi ilahlarına olan bağlılıklarını göstermek amacı ile "Bayram günleri" adı altında bir takım etkinlikler yaparak birbirleri ile kaynaşmayı amaçlarlar. 

Allah (c.c) iman edenlere bu tür etkinlik günleri ihdas ederek onu anlamalarını sağlamıştır. Cuma günü bu anmanın topluca yapılarak görüşme ve kaynaşma vesilesi olan bir gün olup , Hacc günleri olarak ihdas edilen günlerde , uzak diyarlardan gelen mü'minler , her türlü sosyal aktivite ile birlikte bir takım ritüeller icra ederek Allah (c.c) ye karşı olan kullukları topluca ifa ederek bir nevi , güçlerini başkalarına karşı gösterirler. Bu gün bu şuurdan uzak olarak yapılan bu ibadetler , asıl amacına uygun olarak yapılmaya başladığı zaman , Müslümanların Dünyada söz sahibi olmaya başlayacakları günler gelecektir. İslam düşmanları bu tehlikenin farkında olarak , bizleri bu şuurdan uzaklaştırmak için içimize sürdükleri truva atları ile bu ibadetlerin Kur'anda olmadığı gibi düşünceler ortaya atarak kendi yıkılışlarını geciktirmeye çalıştıkları unutulmamalıdır.

Bizler bu günleri amacına uygun olarak değerlendirerek , sadece Allaha kul olduğumuzu , diğer ilahları red ettiğimizi , mü'min kardeşlerimiz ile birlik beraberlik içinde olduğumuzu bu ibadetlere daha sıkı yapışarak göstermek mecburiyetindeyiz.

EN DOĞRUSUNU ALLAH (C.C) BİLİR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder