Kur'an kıssaları , yaşanmış hayatlardan örnekler vererek , yaşanmakta ve yaşanacak olan hayatlara dair mesajlar içeren anlatımlardır. Kur'an içinde anlatılan bir kıssa , içinde bir çok mesajları taşıma kapasitesine sahip anlatımlar olup, bir çok alt başlık halinde okunabilme imkanına sahiptir . Kıssalar ile anlatılan bu yaşanmışlıklar , bizlerin bu anlatımlardan kendi yaşamlarımıza dair mesajlar çıkarmamızı beklemektedir.
Bu yazımızda , Hud suresi içinde anlatılan Nuh (a.s) kıssasının 43. ayetinde Nuh'un oğlunun, babasının çağrısını ret ederek , "Cebel" e (Dağ) sığınarak helak olmaktan kurtulabileceği zannının ,onu kurtaramadığı konusunu ele almaya çalışarak , bu durumun bize dönük olarak nasıl bir mesajı olabileceği yönünde düşüncelerimizi paylaşmaya çalışacağız.
Bilindiği üzere Nuh (a.s), uzun yıllar boyunca kavminin şirkten kurtulup Tevhide dönmesi için çağrılar yapmış , bu uğurda gece gündüz durmadan çalışmasına rağmen , kendisine az bir insan iman etmiştir. Nuh (a.s) Rabbine dua ederek , artık elinden geleni yaptığını bu kafirleri helak etmesini istemiş ve bu duası Rabbi tarafından kabul edilerek kavmi helak edilmiştir.
Hud s. içinde anlatılan Nuh (a.s) kıssasına baktığımızda , Tufan başladığı zaman oğluna , "Ey oğulcuğum! Bizimle beraber gel, kafirlerle birlik olma" şeklinde seslendiğini görmekteyiz (Hud .s 42).
Babasının bu çağrısına karşı oğlu ona , "Dağa (Cebel) sığınırım, beni sudan(Min el mai) kurtarır" cevabını verir. Ancak oğlunun sığındığı CEBEL yani dağ onu korumamış ve neticede su da boğulmuştur (Hud s. 43).
Bu olayın bize bakan yönünün okunabilmesinin, ayet içinde geçen ve Nuh (a.s) ın oğlunun , kendisini su dan koruyacağını zannederek sığındığı, CEBEL (Dağ) kelimesinin ifade ettiği anlamın güncelleştirilerek mümkün olabileceğini düşünmekteyiz. Bu kelimeden yola çıkarak , farklı kurtarıcılar peşinde koşmanın kişileri su da boğmasının, bizler için nasıl gerçekleşebileceğini okumaya çalışacağız.
Nuh (a.s) kıssasının en önemli objesi GEMİ olup , bu gemiye binenler helak olmaktan kurtulur iken , binmeyenler ise helak olmuşlardır. Kıssaları güncel mesajlar olarak okumanın gereğine binaen , bu gemi sadece Nuh (a.s) kıssası ile tarih sahnesinden silinen veya falan dağ da kalıntısı aranan bir obje olarak görülmeyerek , bize dönük mesajı olan bir obje olarak okunmalıdır.
EL FULKE (Gemi) , Nuh (a.s) a Allah (c.c) tarafından yapılması emredilen bir araçtır. Nuh (a.s) kıssasında "Mü'min" veya "Kafir" ayrımı, kişilerin o gemiye binip binmemesi sonucunda yapılmıştır. Gemiye binen Mü'minler helaktan kurtulmuş , binmeyen kafirler ise helak olmuşlardır. Nuh (a.s) kıssasındaki Gemi artık sadece bir binek aracı olmaktan çıkarak , helaktan kurtuluşun bir yolu olan, evrensel bir sembol haline gelmiş ve bize dönük mesajı olan bir objedir.
GEMİ artık , bir seyahat aracı olmaktan çıkmış , Nuh kavminden iman edenlerin DÜNYA VE AHİRETTE KURTULMALARINA VESİLE OLAN BİR ARAÇ olmuştur . Bu gün bizlerin dünya ve ahirette kurtulmasına sebep olacak olan geminin yani aracın adı ise "KUR'AN" dır. Nuh (a.s) ın oğlu bu gemiye binmeyerek , nasıl dünya ve ahirette helak oldu ise , Kur'anı hayatına rehber edinmeyenler , aynı şekilde dünya ve ahirette helak olacaklardır.
Bu bağlamda Nuh (a.s) ın oğlunun "Dağa sığınırım, beni sudan kurtarır" sözü, önem kazanmaktadır. Bu sözü ,bize dönük bir mesaj olarak okuduğumuzda , "CEBEL" (Dağ) kelimesi , GEMİDEN YANİ KUR'ANDAN KAÇANLARIN SIĞINDIKLARI HER TÜRLÜ SIĞINMA ARACININ ADI OLARAK EVRENSEL BİR ANLAM KAZANMAKTADIR.
Nuh (a.s) ın oğlunun GEMİye binmeye yanaşmayarak , başka bir kurtarıcı olarak CEBELe sığınmayı tercih etmesi , onu kurtaramamış , sonuçta oğlu boğulanlardan olmuştur.
Artık Nuh (a.s) kıssasında bir obje olan CEBEL (Dağ) , evrensel bir anlama bürünerek , Kur'an dışında sığınılan kurtuluş araçlarının yani "Sahte Kurtarıcı" ların ortak bir isim haline gelmiştir.
Nuh (a.s) ın oğlunun helak olmasının bize dönük mesajı , Kur'andan başka sığınaklar olduğunu zannına kapılarak , onlara sığınanlar ve bu sığınakların kendilerini dünya ve ahirette kurtuluş sağlayacağını zanneden her kim olursa olsun bu zannı onu helak olmaktan kurtaramayacak olduğunun yaşanmış bir örnek üzerinden canlı bir biçimde gösterilmesidir.
Bu noktada , insanları kurtuluşa götürdüğü zannedilen , fakat gerçekte helake götüren "CEBEL" lerin yani "Sahte Kurtarıcı" ların ne veya kimler olabileceği sorusunun cevabı gündeme gelmektedir.
"Kur'an", insanların dünya hayatlarında tabi olacakları kuralları ihtiva eden bir kurallar manzumesi olarak Rabbimizin bizler için indirdiği bir kitaptır. Bu kitabın muhteviyatı , insanların dünya hayatı içinde tabi olacakları kuralların temellerini bizlere beyan eden etmektedir. Bu kitabın ihtiva ettiği beyanları hayatları içinde tatbik edenlerin , dünya ve ahirette kurtuluşa erecekleri Rabbimiz tarafından haber verilmektedir.
Bunun tersi olarak , bu kitabın muhteviyatını hayatlarına tatbik etmeyenlerin ise dünya ve ahirette helak olacakları, geçmiştekilerin yaşanmış örnekleri şeklinde bizlere sunulmaktadır.
Vahyin haricindeki kurtarıcılar neden sahtedir ?.
"Kurtarıcı" vasfına sahip olan bir yaşam sisteminin yani "DİN" in, insanlara sadece dünya garantisi değil "Dünya ve Ahiret" garantisini birlikte vermesi gerekmektedir. Çünkü insan sadece dünya hayatını yaşayan, öldükten sonra toprak olan bir canlı değil , öldükten sonra yeniden diriltilerek ebedi bir yaşama devam eden bir canlıdır.
İnsanın ölümle bitmeyen bir hayatı olduğunu göz önünde bulundurarak , ona her iki tarafta mutlu ve mesut bir yaşam garantisini sadece Allah (c.c) nin dini olan İslam, vaat etmektedir.
İslam'ın haricindeki bütün yaşam sistemleri , insanı sadece dünya hayatında yaşayan ve ölen bir varlık olarak görerek , ona bu bakış açısı ile bakarak , onun için bir takım yaşam sistemleri önermektedirler. Bu önermeler insanlara, dünya hayatı içinde mutlu ve mesut bir hayat getirmediği gibi , ahiret hayatında da ebedi olarak cehennem ile cezalandırılmasına sebep olacaktır.
Kur'an ve önceki kitapların tamamının ortak çağrısı , insanı dünya ve ahireti birlikte düşünerek , ona göre bir yaşam biçimi yani dini tercih etmesini tavsiye etmektedir. Kur'an içinde anlatılan kıssalar , tek taraflı bir hayatı tercih ederek dünyaya saplanan ve ahireti hesap etmen bir yaşam sürenlerin akıbetlerini haber vererek , bu tür yaşam sistemlerini tercih edenlerin , dünya hayatlarının helak olmak ile son bulduğunu bizlere bildirmektedir.
Ahiretteki sonsuz yaşamı hesaba katmayarak , sadece dünya hayatı ile ilgili düzenlemeler vaz eden yaşam sistemlerinin ortak adı "Şirk düzenleri" olup , bu düzenler ile yönetilen kavimlerin helak edilme sebepleri , ahireti ötelemeleri sonucunda yaptıklarının hesabını vermek gibi bir kaygı içinde olmadan yaşamalarının getirdiği sonuçlardır . İşte bu yaşamlar sonucunda ortaya çıkan fesat , o kavimlerin helakına sebep olmuştur.
Ved , Suva , Yeuk , Yeğus ve Nesr adlı putlar , Nuh (a.s) ın kavminin bırakmamakta direndiği putlar olup , bu putlar evrensel bir sembol olarak , Allah (c.c) nin dininin dışındaki yaşam sistemlerini temsil etmektedir.
Dün Nuh kavminde görülen bu isimlerin yerini , Kapitalizm , Liberalizm , Marksizm , Kemalizm v.s gibi sistemler almış olup , dün kavminin müşrik ileri gelenlerinin bu günkü torunları , bu sistemleri bırakmamak için direnmektedirler. Bu düzenler , Nuh'un oğlunun kendisini kurtaracağını zannettiği "Cebel" ler olup , "Gemi" ye yani vahye binmeyen kim olursa olsun , onları boğulmaktan kurtaramayacaktır.
Sonuç olarak ; Nuh (a.s) ın oğlunun kendisini dünya ve ahirette kurtaracak olan gemiye binmeyi ret ederek , kendisini koruması için dağa sığınmasını bize dönük mesajlar olarak okuduğumuzda , "GEMİ", insanları dünya ve ahirette kurtuluşa götüren bir araç olarak evrensel bir anlama dönüşerek bu gün yerini KUR'ANA bırakmış olan bir objedir.
Nuh (a.s) ın oğlunun kendisini koruyacağını zannettiği "CEBEL" , Kur'an karşısında olan bütün sahte kurtarıcıların ortak adına dönüşerek , Nuh'un oğlunu helak olmaktan nasıl kurtaramadı ise , bu gün "Cebel" e mukabil olan bütün sahte kurtarıcı olan yaşam sistemleri , dün Nuh'un oğluna nasıl bir faydası olmadı ise , bugünde onun torunlarına bir faydası olmayacaktır.
Dünya ve ahirette helak olmaktan kurtulmanın yolu, Kur'an gemisine binerek hedefe ulaşmaktan geçmektedir. Kur'an gemisine binmeyerek , dağların kendisini kurtaracağını zannedenler Nuh'un oğlu gibi helak olmaktan kurtulamayacaklardır.
EN DOĞRUSUNU ALLAH (C.C) BİLİR.
Okuduğumuz ayeti doğru anlamak için, "Ayetten ne anlamak istiyoruz?" sorusunun değil, "Ayet bize nasıl bir mesaj veriyor?" sorusunun cevabı aranmalıdır.
Dışında etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dışında etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)