12 Nisan 2012 Perşembe

KİTAB - KUR'AN - ZİKR

Bu yazımızda "kitap" kur'an" ve " zikr" kelimelerinin arasındaki bağı ve hicr suresi 9. ayette korunacak olan "zikr" in kur'andan ayrı bir şeymi, "zikr" ve "kur'an"ın "kitap" tan ayrı bir şeymi , "kitab"ın "zikr" veya "kur'an"dan ayrı bir şeyin olduğu konusunu  ilgili ayetler ışığında anlamaya çalışacağız. Son zamanlarda, "Allah zikri koruyacağını vaad ediyor kur'anı koruyacağını değil", "elimizdeki kur'an değil mushaftır", " tahrif edilmemiş kur'an levhi mahfuzdadır", "incil ve tevrat tahrif edilmemiştir onlar tahrif edildiyse kur'anda tahrif edilmiştir" , gibi sözler etrafında kur'an hakkında bazı şüpheler yayılmaya çalışıldığına şahid olmaktayız . Bu 3 kavramın (kitap-kur'an -zikr) geçtiği kur'an ayetleri ile ilşkisi kurularak bunların birbirinden ayrı olup olmadıkları anlaşılmaya çalışılacaktır.

-----15.6 Bir de ey o kendisine zikr indirilmiş olan, dediler: mutlaka sen mecnunsun!
-----15.9 Şüphe yok o zikri biz indirdik biz, her halde biz onu muhafaza da edeceğiz.
-----16.44 (Onları) Apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik) . Sana da zikri indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da iyice düşünsünler, diye.
-----38.8 O zikr aramızdan ona mı indirilmiş? doğrusu onlar benim zikrimden bir kuşkulu şekk içindeler, doğrusu henüz azâbımı tatmadılar.
-----54.025 O zikir aramızdan ona mı bırakıyorlar? Belki o bir şimarık yalancıdır.

Bu ayetler "ezzikr" kelimesi ile ifade edilen elçi muhammed sav e indirilen vahiydir. "Ezzikr" kelimesi sadece muhammed sav e indirilen vahye has bir isim olmayıp kendisinden önce indirilen vahyede verilen isimdir. 

----- 16.043 Senden önce de ancak kendilerine vahyeder olduğumuz adamlar gönderdik. Öyleyse bilmiyorsanız zikir ehline sorun.
-----21.7 Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız; zikir ehline sorun.
-----21.105Andolsun ki; Zikir'den sonra Zebur'da da yazdık ki: Yeryüzüne ancak salih kullarım varis olur.

Yukarda örnek olarak verilen ayetlerin delaleti ile muhammed sav ve ondan önceki indirilen vahyin bir adı "ezzikr" dir. 


Kur'anın diğer ayetlerinde muhammed sav e indirilenle ilgili olarak şu mealdeki ayetleri görmekteyiz.  

-----2.185 Ramazan ayı, ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi. Sizden bu ayı idrak eden, onda oruç tutsun; hasta veya yolculukta olan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutsun. Allah size kolaylık ister, zorluk istemez. Bu kolaylıkları, sayıyı tamamlamanız ve size yol gösterdiğine karşılık O'nu ululamanız için meşru kılmıştır; ola ki şükredersiniz.
-----5.101 Ey İnananlar! Size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. Kuran indirilirken onları sorarsanız size açıklanır (ama üzülürsünüz). Allah sorduğunuz şeyleri affetmiştir. Allah Bağışlayan'dır, Halim'dir.
-----12.2Biz onu, anlayasınız diye, Arapça bir Kuran olarak indirdik.
-----17.082Kuran'dan inananlara rahmet ve şifa olan şeyler indiriyoruz. O, zalimlerin ise sadece kaybını artırır
----- 17.106 Onu bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuman için (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik.
-----20.2Kur'anı sana bedbaht olasın diye indirmedik.
-----20.113 İşte böylece Biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onda tehditleri türlü şekillerde tekrarladık ki, belki korunur takva yolunu tutarlar ya da o onlarda bir düşünme, ibret alma meydana getirir.
-----25.32İnkar edenler: «Kuran ona bir defada indirilmeliydi» derler. Oysa Biz onu böylece senin kalbine yerleştirmek için azar azar indirir ve onu ağır ağır okuruz.


-----43.031«Bu Kuran, iki şehrin birinden bir büyük adama indirilmeli değil miydi?» dediler.
-----59.21 Eğer Biz Kuran'ı bir dağa indirmiş olsaydık, sen, onun, Allah korkusuyla başeğerek parça parça olduğunu görürdün. Bu misalleri, insanlar düşünsünler diye veriyoruz.
-----76.23 Gerçekten Kur'an'ı Biz sana aşama aşama indirdik.

Yukardaki ayet meallerinde muhammed sav e indirilen vahyin "kur'an" olarak vasıflandığı görülmektedir. Daha önceki ayet meallerinde gördüğümüz gibi indirilen vahyin "zikr" olarak vasıflanmasına artı olarak yine indirilen vahyin "kur'an" olarak vasıflandığını görmekteyiz, muhammed sav e indirilen vahyin "zikr" ve "kur'an" olduğunu ilgili ayet meallerinden görmekteyiz.   


Başka ayetlerde muhammed sav e indirilen vahyin diğer bir adından bahsedildiğinide görmekteyiz 

----- 4.105 Doğrusu, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği gibi hükmedesin diye Kitap'ı sana hak olarak indirdik; hakkı gözet, hainlerden taraf olma.
-----16.064Sana Kitap'ı, ayrılığa düştükleri şeyleri onlara açıklaman için, inanan kimselere de doğru yol rehberi ve rahmet olarak indirdik.
-----21.10Andolsun, size içinde sizin için öğüt bulunan bir kitap indirdik. Hâla akıllanmaz mısınız?
-----29.47 Sana Kitap'ı böylece indirdik; işte, kendilerine Kitap verdiklerimiz ona inanırlar; bunlardan da ona inanan bulunur. Ayetlerimizi ancak inkarcılar bile bile tanımazlar.
-----29.051 Kendilerine okunan bir Kitap'ı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan topluluk için rahmet ve ibret vardır.
-----39.2 Biz sana Kitap'ı gerçekle indirdik. Öyle ise dini Allah için halis kılarak O'na kulluk et.
-----39.41 Doğrusu Biz, insanlar için Kitap'ı gerçekle sana indirdik; kim doğru yolda ise bu kendi lehinedir; sapıtan da kendi aleyhine sapıtmış olur. Sen onlara vekil değilsin.

Bu ayet meallerinden, muhammed sav e indirilen vahyin diğer bir adının "kitab" olduğu anlaşılmaktadır. 


"Kitab" kelimesi sadece muhammed as a indirilen vahiy için değil diğer elçilere verilen vahiy içinde kullanılır. 

-----2.53 Doğru yola gidesiniz diye Musa'ya hakkı batıldan ayıran Kitabı vermiştik.
-----2.87 Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik. Ondan sonra ardarda peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da deliller verdik. Ve onu, Rûhu'l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik. Ama ne zaman size bir peygamber nefislerinizin hoşlanmadığı bir şey getirdiyse büyüklük taslayarak kimini yalanladığınız kimini de öldürdüğünüz doğru değil mi!
-----6.154 Sonra, iyilik işleyenlere nimeti tamamlamak, her şeyi uzun uzadıya açıklamak, doğruyu göstermek ve rahmet olmak üzere Musa'ya Kitap'ı verdik. Rablerine kavuşacaklarına belki artık inanırlar.
-----11.110 And olsun ki, Musa'ya Kitap verdik; onda ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinin verilmiş bir sözü olmasaydı, aralarında çoktan hükmedilmiş olurdu. Doğrusu onlar, Kitap'ın Allah katından olduğunda şüphe ve endişe içindedirler.
-----23.49 And olsun ki Musa'ya, doğru yola girsinler diye Kitap verdik.
-----25.35 And olsun ki Musa'ya Kitap verdik, kardeşi Harun'u da kendisine vezir yaptık.
-----28.43 And olsun ki, Musa'ya, ilk nesilleri yok ettikten sonra, insanlar düşünsünler diye Kitap'ı, açık belgeler, doğruluk rehberi ve rahmet olarak verdik.

Önceki ayetlerde "zikr" olarakda vasıflanan kur'an dışındaki vahiylerden olan musa as a verilen vahyin diğer bir adının "kitab" olduğunu anlıyoruz "zikr" ve "kitab" kur'an ve ondan önceki vahyedilen kitabın ortak adıdır.  


"ZİKR"- "KİTAB" - "KURAN" bu kelimelerin ortak yönü muhammed as a indirilen vahyine verilen ad olmasıdır, muhammed as a 3 farklı vahyin inmediğine göre elimizdeki kur'anın diğer adları zikr ve kitabtır.Hal böyle olunca elimizdeki "mushaf" yani sahifelenmiş olan kitab hem zikr hem kitab kemde kur'andır. "Allah zikri koruyacağını vaadetmiştir kuranı koruyacağı vaadetmemiştir" şeklindeki bir sözün kur'an açısından bakınca ne kadar yanlış olduğu ortadadır. Eğer "zikr" korunmuşsa kitapta korunmuştur kur'anda korunmuştur. Eğer kur'an korunmamışsa zikirde korunmamıştır kitapta korunmamıştır. Eğer kitap korunmamışsa zikir de korunmamıştır kur'an da korunmamıştır.  


"Allah cc tevratı ve incili korumamışta neden kur'anı koruyacak?" şeklinde bir soru ile yola  çıkarak " tevrat ve incil tahrif olduysa kur'anda tahrif olmuştur, yok eğer kur'an tahrif olmadıysa tevrat ve incilin tahrif olduğuna dair bilginin kaynağı nedir?" gibi sorular ortaya atarak günden saptırma cihetine gidilmektedir. kur'andan önce gelen kitapların tahrif edilip edilmediğini yine kur'an yardımı ile öğrenmek ile mümkündür. Şura s. 13 ayetinde "Allah Nuh'a buyurduğu şeyleri size de din olarak buyurmuştur. Sana vahyettik; İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya da buyurduk ki: «Dine bağlı kalın, onda ayrılığa düşmeyin.» Ortak koşanları çağırdığın şey onların gözünde büyümektedir. Allah dilediğini kendine seçer, kendisine yöneleni de doğru yola eriştirir." buyurarak bütün elçi ve kitapların ortak mesajının "tevhid" olduğu ve muhammed as dan önce gelenlerinde bu ortak söze çağırdıkları malumdur. Kur'andan önce gelen kitapların tahrif edilip edilmediğini her elçinin ortak çağrısının "tevhid" olduğundan yola çıkılarak incil ve tevratın tahrif edilip edilmediği kolayca anlaşılabilir. Yine aynı metod çerçevesinde kur'anın tahrif edilip edilmediğide kolayca anlaşılabilir.

Bugün müslümanlar arasındaki düşünce farklılıklarına bakacak olursak her düşünce sahibi oluşturmuş olduğu düşüncesini kur'andan almaktadır, ancak bir kısım müslümanlar kur'anın hilafına olan düşünceleri yine kur'ana mal ederek kitleleri aldatmaktadır, bunları yaparken kur'anda yahudilerin tevrat için yaptıkları " kelimeleri yerinden oynatmak" , " dilerini eğip bükmek" metodlarını kullanmaktadırlar, ama yinede kur'an metin olarak sapasağlam durmakta ve kafasını hiç bir düşünceye kiraya vermeyenlerin anlamasına sonuna kadar açıktır. Yinede "kur'an illaki tahrif edilmiştir" diyenlerin bunu delillendirmeleri gerekmektedir, hangi ayetlerinin eksik veya hangi ayetlerinin Allah ccnin sözü olmadığı ortaya konmalıdır. Bu konmadığı takdirde kur'anın tahrif edildiği iddiası Allah cc ye iftira atmaktan öteye geçmez. Velevki kur'an tahrif edildi, bunun haberinide yeni bir resul ve yeni bir kitap gelince öğrenebiliriz, yeni bir elçi ve yeni bir kitapta gelmeyeceğine , Allah cc ninde iddia edildiği gibi tahrif edilmiş bir kitapla bizleri kıyamete kadar başbaşa bırakmayacağına göre yapabileceğimiz tek şey bu kitaba olduğu gibi iman ederek onu hayata tatbik etmektir. 


                        EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.

1 yorum:

  1. çok yüzeysel, anlam derinliği olmayan bir yazı olmuş..

    YanıtlaSil