24 Nisan 2012 Salı

Mümtahine s. 13. Ayetinin Farklı Mealleri ve Elmalılı Mealinin Katli

Son yıllarda kur'ana olan yönelişlerin sevinç verici olan olumlu yanları ile birlikte, piyasada görülen kur'an çevirileri maalesef bu sevince gölge düşürecek mahiyettedir. Kur'an çevirisi yapmanın ilk şartı arap dilini bilmek olduğu kadar çeviri yapan kişinin kur'an bütünlüğüne olan hakimiyeti bu çeviriyi yaparken belkide arapça bilgisinden dahada önemlidir. Pazara mal yetiştirmek gayesi içinde ve sadece ticari kaygılar hesab edilerek yapılan kur'an çevirilerinin bazısı hem türkçeyi güzel kullanma yönünden yetersiz hemde arapçadan çeviri yönünden bazı yanlışların yapılmasına sebebiyet vermiştir.Masa üzerine daha önceden yapılmış olan mealleri koyarak her mealden bir tutam alarak yapılan kur'an çevirileri o mealdeki aynı hatayı tekrarlamaktan başka bir işe yaramamaktadır. Bu düşüncemiz bütün mealler için geçerli olmamasına rağmen önemli bir kısım meallerin bu metodla yapıldığı maalesef ortadadır. Bu konu ile ilgili olarak daha önceden enbiya s. 95. ayetinin elmalılı tefsirindeki orjinali o tefsiri sadeleştirme adına yola çıkanların o ayetini mealinin elmalılıın orjinal tefsiri doğrultusunda değil başka meallerden alınan diğer mealle nasıl değiştirdiklerini görmüştük.  


Aynı hata maalesef bu seferde mümtahine s. 13. ayetinde yapılarak, merhum elmalılı hamdi yazır'ın orjinal tefsirinde bu ayet ile ilgili yaptığı meal onun mealini sadeleştrime adına yola çıkanlar tarafından başka bir mealden alıntı yapılarak onun meali olarak sunulmuştur. Önce bu ayet ile ilgili diğer meallerden örnekler verip sonra bu ayet ile ilgili elmalılı tefsirindeki orjinal metni ,sonrada sadeleştirenlerin onun adına vermiş olduğu meali vereceğiz.


 -----Ey iman edenler, Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinmeyin; ki onlar, kafirlerin mezar halkından umut kesmeleri gibi ahiretten umut kesmişlerdir. (ALİ BULAÇ MEALİ)
-----Ey imân edenler! Allah'ın kendilerine gazab ettiği bir milleti, bir topluluğu dost ve arkadaş edinmeyin ; kâfirler kabirlerdeki kimselerden nasıl umutlarını kesmişlerse, onlar da Âhiret'ten öylece umutlarını kesmişlerdir. (CELAL YILDIRIM MEALİ)
-----Ey inananlar! Allah'ın gazabına uğramış milleti dost edinmeyin; inkarcıların kabirde bulunan kimselerden umutlarını kestikleri gibi, onlar da, ahiretten umutlarını kesmişlerdir. (DİYANET MEALİ)
------Ey iman edenler, Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir toplumu dost edinmeyin. Onlar, kabirdeki kafirlerden ümitlerini kestikleri gibi, ahiretten ümitlerini kesmişlerdir. (ŞABAN PİRİŞ MEALİ)
-----Ey inananlar, ALLAH'ın kendilerine kızgın olduğu bir topluluğu dost edinmeyin. İnkarcılar, mezardakilerden nasıl umut kesmişlerse onlar da ahiretten öylesine umut kesmişlerdir.(EDİP YÜKSEL MEALİ)

Bu meallerdeki ortak yön  " kafirlerin mezar halkından ümit kesmeleri" şeklinde yapılmasıdır, ancak aynı ayetin farklı bir mealide şu şekildedir .


----- Ey îman edenler, üzerlerine Allahın gazab etdiği o kavm ile dost olmayın ki mezarların yaranından olan kâfirler nasıl ümidlerini kesdilerse onlar da öylece âhiretden ümidlerini kesmişlerdir.(H. B. ÇANTAY MEALİ)
-----Ey iman edenler! Öyle bir kavmi dost edinmeyin ki, Allah onlara gazab etmiş, ahiretten ümidi kesmişler ve mezarlıklarda yatan kâfirlerin ümidsiz halleri gibi, ümidsizliğe düşmüşlerdir, (Allah’ın rahmetinden ümidlerini kesmişlerdir). (A.F YAVUZ MEALİ)
-----Ey o bütün iyman edenler! Öyle bir kavmı dost tanımayın ki Allah kendilerine gazabetmiş, Âhıretten ümidi kesmişler, eshabı kuburdan olan kâfirlerin me'yusiyyetleri gibi ye'se düşmüşlerdir.(ELMALILI ORJİNAL)

Bu meallerdeki ortak taraf ise "ölmüş olan kafirlerin Allah cc nin rahmetinden ümit kesmiş olmalarıdır. 


Mümtahine s. 13. ayetinin iki farklı meali böyle yapılmasına rağmen ilk olarak örneklerini vermiş olduğumuz, " kafirlerin mezar halkından ümit kesmeleri" şeklindeki meallerin doğru bir şekilde yapılmadığı kanaatindeyiz.

Ayetin kelime kelime mealine bakarsak doğru meal kolayca anlaşılacaktır. 
 "yâ eyyuhâ (ey) ellezîne âmenû (iman edenler) lâ tetevellev(dost edinmeyin , dönmeyin) kavmen (kavim)
gadıbe allâhu aleyhim (Allahın onlara gazaplandığı) kad yeisû min el âhireti (ahiretten ümidini kesenler) kemâ yeise (ümid kestiği gibi) el kuffâru min ashâbi el kubûri (kabir ashabından olan kafirler )

Bu ayetin yukarıda vermiş olduğumuz h.b. çantay- a.f. yavuz- elmalılı nın yaptığı gibi yapılan mealler ayetin metnin daha uygun düşmektedir. Ayet mealen, iman edenlere seslenmekte ve kafir olarak ölerek Allah cc nin rahmetinden ümidini kesmiş olan kafirler gibi olan dünyadaki kafirleri dost edinmememizi emretmektedir .  


Bu ayetin mealini doğru bir şekilde veren elmalılı hamdi yazır tefsirini sadeleştrimek adına yola çıkanlardan bir kısmının yaptıkları sedeleştirme orjinal ile aynı değildir. Elmalılı tefsiri dil yönünden anlaşılması zor olması nedeniyle böyle bir yola başvurulmuş ancak bu yola çıkanların bırakın kur'anı anlamak elmalılının dilini bile anlamakta zorlandıkları görülmektedir. Bu şekilde yapılan bir sadeleştirmenin adı ancak tahrif olabilir ve hem ilmi açıdan hemde etik açısından affedilmezdir.  
İnternet ortamında elmalılı sadeleştrime adında 2 adet meal vardır ve bu meallerden bir tanesi orjinale sadık kalmış diğeri maalesef kalmamıştır.
[060.013] [E0] Ey o bütün iyman edenler! Öyle bir kavmı dost tanımayın ki Allah kendilerine gazabetmiş, Âhıretten ümidi kesmişler, eshabı kuburdan olan kâfirlerin me'yusiyyetleri gibi ye'se düşmüşlerdir.
[060.013] [E1] Ey iman edenler, Allah'ın kendilerine gazap etmiş olduğu ve kabirlerdeki kafirlerin ümidini kestiği gibi ahiretten ümidini kesmiş olan bir topluluğu dost tanımayın!
[060.013] [E2] Ey inananlar, Allah'ın gazab ettiği kimselerle dostluk etmeyin. Kâfirler, mezarlık halkından nasıl ümidi kesmişse, onlar da ahiretten öyle ümidi kesmişlerdi.

Yukarda mümtahine s. 13 . ayetinin elmalılı orjinal ve 2 tane sadeleştirilmiş mealini verdik, dikkat edecek olursak orjinal metin " kabirlerdeki kafirlerin ümidini kesmeleri" şeklindedir.( E1) deki meal orjinal metne sadık kalarak sadeleştirlmesine rağmen, (E2) deki meal, " kafirlerin mezarlık halkından ümit kesmeleri " olarak orjinale sadık aklınmadan yapılmıştır. 


Yukarda görmüş olduğumuz mümtahine suresi 13. ayeti ile ilgili olarak yapılan farklı meallerden anlaşılacağı üzere kur'an meali yapmak tabiri caizse her babayiğid'in harcı değildir, bu işe soyunacak olanların arapça bilgisinden daha fazla kur'an bütünlüğüne hakim olmaları gerekmektedir hele hele türkçe yazılmış bir tefsiri yine türkçeye çevirmek adına yola çıkacak olanların öncelikle türkçeye hakim olmaları ve orjinal metne sadık kalmaları gerekmektedir bu hem ilmi hemde etik açısından gerekli bir durumdur çünkü kur'an herahngi bir kitap değil Allah cc nin kitabıdır.  
                        EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.




4 yorum:

  1. Sizin tavsiye edebileceğiniz meal veya mealler var mı? ALLAH cc ebeden razı olsun vesselam.

    YanıtlaSil
  2. Sayın Yaşar kardeşim karşılaştırmalı olarak bir kaç meali birden okursanız daha faydalı olur diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  3. Benzeri ayetlerde olan hatalar yüzünden.
    Son sadeleştirmeyi yapan Abdusselam TUNÇ (kendisine hoca denilen) beye ulaştım.
    Bariz farklılıkların
    Neye göre, kime göre, hangi dile ve neyi kıstas alarak çevirilerini-sadeleştirmeyi yaptığını sordum.
    Şahsıma verdiği cevap
    Kuran'ı 1000 sefer okusam bile Anlayamıyacağım.
    Fakat
    Mahmut USTAOSMANOĞLU nun tefsirli Mealini okursam daha iyi anlıyacağım yönündeki telkini.
    Sadeleştirme içerisindeki Akıl oyunlarının neden ve neye göre yapıldığını net olarak anlamama vesile olodu.
    Yaklaşık 15 dakikalık telefon görüşmesinden sonra
    Aynı İnanca sahip olmadığımızı anlamış olduğunu düşünürsek.
    Tekrar görüşme taleplerimi, çok yoğun olduğunu söyleyerek geri çevirdi.
    İnsanların itikadını ve imanını derinden zedeleyen kişiler ve gruplara karşı
    Rabbim ilmimizi arttırsın İnşAllah

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendileri türkçe olan bir kuran mealini anlamadan sadeleştirmeye kalkarlar başkalarına laf ederler Allah bunların şerrinden muhafaza etsin bizleri

      Sil