21 Nisan 2012 Cumartesi

Tevrat'ın Kur'an İle Sağlaması 3 (Yaratılış Bölümü "Babil Kulesi" ve İbrahim")

Tevrat'ın kur'an ile sağlaması adlı yazı serilerine yaratılış bölümündeki "babil kulesi" ve avram (ibrahim as) hakkında yazılanlar ile devam ediyoruz.

--------- Yaratılış 11.
"Babil Kulesi
1 Başlangıçta dünyadaki bütün insanlar aynı dili konuşur, aynı sözleri kullanırlardı. 2 Doğuya göçerlerken Şinar bölgesinde bir ova bulup oraya yerleştiler.
3 Birbirlerine, “Gelin, tuğla yapıp iyice pişirelim” dediler. Taş yerine tuğla, harç yerine zift kullandılar. 4 Sonra, “Kendimize bir kent kuralım” dediler, “Göklere erişecek bir kule dikip ün salalım. Böylece yeryüzüne dağılmayız.”
5 RAB insanların yaptığı kentle kuleyi görmek için aşağıya indi. 6 “Tek bir halk olup aynı dili konuşarak bunu yapmaya başladıklarına göre, düşündüklerini gerçekleştirecek, hiçbir engel tanımayacaklar” dedi, 7 “Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki, birbirlerini anlamasınlar.” 8 Böylece RAB onları yeryüzüne dağıtarak kentin yapımını durdurdu. 9 Bu nedenle kente Babil[a] adı verildi. Çünkü RAB bütün insanların dilini orada karıştırmış ve onları yeryüzünün dört bucağına dağıtmıştı." 

Bu bölümdeki "rab insanların yaptığı kuleyi görmek için aşağıya indi" şeklinde yazılanlar, islam inancına yerleştirilmiş olan Allah cc ye mekan biçme söylemi olan "Allah semadadır" sözünün kaynağı açısından önemlidir, devamında yazılanlar ise sanki Allah cc nin kullarına karşı bir garezi varmış gibi bir düşünce oluşturmakta ve hucurat s. 13. ayeti zıtlık arz etmektedir.

----- 49.13 Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.

Aynı bölümün, "sam'dan avram'a" başlığı altında nuh as ın oğlu sam'dan avram'a (ibrahim) kadar olan soy kütüğü sıralanmış ve avram'ın doğumundan sonra olanlar anlatılmaya başlanmıştır.

"27 Terah soyunun öyküsü: Terah Avram, Nahor ve Haran'ın babasıydı. Haran'ın Lut adlı bir oğlu oldu. 28 Haran, babası Terah henüz sağken, doğduğu ülkede, Kildaniler'in Ur Kenti'nde öldü. 29 Avram'la Nahor evlendiler. Avram'ın karısının adı Saray, Nahor'unkinin adı Milka'ydı. Milka Yiska'nın babası Haran'ın kızıydı. 30 Saray kısırdı, çocuğu olmuyordu.
31 Terah, oğlu Avram'ı, Haran'ın oğlu olan torunu Lut'u ve Avram'ın karısı olan gelini Saray'ı yanına aldı. Kenan ülkesine gitmek üzere Kildaniler'in Ur Kenti'nden ayrıldılar. Harran'a gidip oraya yerleştiler. 32 Terah iki yüz beş yıl yaşadıktan sonra Harran'da öldü." 

Burada ibrahim as ın babasının adının "terah" olarak verilmesine rağmen kur'anda "azer" olarak anıldığını görmekteyiz.

----- 6.74 İbrahim, babası Azer'e, «Putları tanrı olarak mı benimsiyorsun? Doğrusu ben seni ve kavmini açık bir sapıklık içinde görüyorum» demişti.

Ayrıca lut as ında babası ile avram'ın kardeş oldukları yani avram'ın (ibrahim) in lut as ın amcası olduğunu görmekteyiz, ancak kur'anda bu tür bir akrabalık bağından sözedilmez.

--------Yaratılış 12.

Avram'a Çağrı
1 RAB Avram'a, “Ülkeni, akrabalarını, baba evini bırak, sana göstereceğim ülkeye git” dedi,
2 “Seni büyük bir ulus yapacağım,
Seni kutsayacak, sana ün kazandıracağım,
Bereket kaynağı olacaksın.
3 Seni kutsayanları kutsayacak,
Seni lanetleyeni lanetleyeceğim.
Yeryüzündeki bütün halklar
Senin aracılığınla kutsanacak.”
4 Avram RAB'bin buyurduğu gibi yola çıktı. Lut da onunla birlikte gitti. Avram Harran'dan ayrıldığı zaman yetmiş beş yaşındaydı. 5 Karısı Saray'ı, yeğeni Lut'u, Harran'da kazandıkları malları, edindikleri uşakları yanına alıp Kenan ülkesine doğru yola çıktı. Oraya vardılar.
6 Avram ülke boyunca Şekem'deki More meşesine kadar ilerledi. O günlerde orada Kenanlılar yaşıyordu. 7 RAB Avram'a görünerek, “Bu toprakları senin soyuna vereceğim” dedi. Avram kendisine görünen RAB'be orada bir sunak yaptı. 8 Oradan Beytel'in doğusundaki dağlık bölgeye doğru gitti. Çadırını batıdaki Beytel'le doğudaki Ay Kenti'nin arasına kurdu. Orada RAB'be bir sunak yapıp RAB'bi adıyla çağırdı. 9 Sonra kona göçe Negev'e doğru ilerledi.

İbrahim as ın hayatının en önemli kısmı olan kavmi ile olan mücadelesi ve ateşe atılmasından tevrat'ta söz edilmediğini görmekteyiz. Bu kısımlar kur'anda bizlere şu şekilde bildirilmektedir.

-----6.74-83İbrahim, babası Azer'e, «Putları tanrı olarak mı benimsiyorsun? Doğrusu ben seni ve milletini açık bir sapıklık içinde görüyorum» demişti.İşte böyle İbrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk ki, yakîn sahiplerinden olsun.Gece basınca bir yıldız gördü, «işte bu benim Rabbim!» dedi; yıldız batınca, «batanları sevmem» dedi.Ayı doğarken görünce, «işte bu benim Rabbim!» dedi, batınca, «Rabbim beni doğruya eriştirmeseydi and olsun ki sapıklardan olurdum» dedi.Güneşi doğarken görünce «işte bu benim Rabbim, bu daha büyük!» dedi; batınca, «Ey milletim! Doğrusu ben ortak koştuklarınızdan uzağım» dedi.Ben hanîf olarak, yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah'a çevirdim ve ben müşriklerden değilim. Kavmi onunla tartışmaya girişti. Onlara dedi ki: Beni doğru yola iletmişken, Allah hakkında benimle tartışıyor musunuz? Ben sizin O'na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Ancak, Rabbim'in bir şey dilemesi hariç. Rabbimin ilmi herşeyi kuşatmıştır. Hâla ibret almıyor musunuz?«Allah'a koştuğunuz ortaklardan nasıl korkarım? Oysa siz, Allah'ın hakkında size bir delil indirmediği bir şeyi O'na ortak koşmaktan korkmuyorsunuz. İki taraftan hangisine güvenmek daha gereklidir, bir bilseniz.»İşte güven; onlara, inanıp haksızlık karıştırmayanlaradır. Onlar doğru yoldadırlar. İşte bu, kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz delillerimizdir. Biz dilediğimiz kimselerin derecelerini yükseltiriz. Şüphesiz ki senin Rabbin hikmet sahibidir, hakkıyle bilendir.

----------19.41-49 Kitap'da İbrahim'e dair anlattıklarımızı da an, o şüphesiz dosdoğru bir peygamberdi. Babasına şöyle demişti: «Babacığım! İşitmeyen, görmeyen ve sana bir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?» «Babacığım! Doğrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Bana uy, seni doğru yola eriştireyim.»«Babacığım! Şeytana tapma, çünkü şeytan Rahman'a baş kaldırmıştır»Babacığım! Doğrusu sana Rahman katından bir azabın gelmesinden korkuyorum ki böylece şeytanın dostu olarak kalırsın.» Babası: «Ey İbrahim! Sen benim tanrılarımdan yüz çevirmek mi istiyorsun? Bundan vazgeçmezsen mutlaka seni taşlarım; uzun bir süre benden uzaklaş git.» dedi.İbrahim şöyle cevap verdi: «Sana selam olsun. Senin için Rabbim'den mağfiret dileyeceğim, çünkü O, bana karşı çok lütufkardır.»«Sizi Allah'tan başka taptıklarınızla bırakıp çekilir, Rabbime yalvarırım. Rabbime yalvarışımda mahrum kalmayacağımı umarım.» İbrahim onları Allah'tan başka taptıklarıyla başbaşa bırakıp çekilince ona İshak ve Yakub'u bahşettik ve her birini peygamber yaptık.






----- 29.16-26  İbrahim'i de gönderdik. O kavmine şöyle demişti: Allah'a kulluk edin. O'na karşı gelmekten sakının. Eğer bilmiş olsanız bu sizin için daha hayırlıdır.Siz Allah'ı bırakıp sadece bir takım putlara tapıyor, aslı olmayan sözler uyduruyorsunuz. Doğrusu, Allah'tan başka taptıklarınızın size rızık vermeye güçleri yetmez. Artık rızkı Allah katında arayın. O'na kulluk edin. O'na şükredin. Siz O'na döneceksiniz.«Şayet siz beni yalancı sayarsanız, sizden önceki birtakım ümmetler de resullerini yalancı saymıştı. Elçinin görevi imana zorlamak değil, sadece açıkça tebliğ etmektir.»Allah'ın yaratmaya nasıl başlayıp, sonra onu nasıl tekrar edeceğini anlamazlar mı? Doğrusu bu Allah'a kolaydır.De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, Allah ilk baştan nasıl yaratmış bir bakın. İşte Allah bundan sonra (aynı şekilde) ahiret hayatını da yaratacaktır. Gerçekten Allah her şeye kadirdir.O, dilediğine azabeder, dilediğini esirger. Ancak O'na döndürüleceksiniz.Siz ne yeryüzünde ve ne de gökte Allah'ı aciz bırakabilirsiniz. Allah'tan başka bir dost ve yardımcınız da bulunmaz.» Allah'ın ayetlerini ve O'na kavuşmayı inkar edenler, işte onlar Benim rahmetimden ümitlerini kesmiş olanlardır. İşte can yakıcı azap onlar içindir. Onun için kavminin ona cevabı sadece şu oldu: «Öldürün onu veya yakın!» dediler. Allah da onu o ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda inanacak bir topluluk için ibretler vardır. İbrahim şöyle demişti: «Dünya hayatında, Allah'ı bırakıp aranızda putları muhabbet vesilesi kıldınız. Sonra kıyamet günü, birbirinize küfreder ve karşılıklı lanet okursunuz. Varacağınız yer ateştir; yardımcılarınız da yoktur.»Bunun üzerine Lut ona inandı ve İbrahim «Doğrusu ben Rabbimin dilediği yere hicret ediyorum, O şüphesiz güçlüdür, Hakim'dir» dedi. 


-----21.52-71  İbrahim, babasına ve milletine: «Bu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?» demişti.Babalarımızı onlara tapar bulduk» demişlerdi.İbrahim: «And olsun ki sizler de babalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz» deyince:«Sen bize gerçeği mi getirdin yoksa şaka mı ediyorsun?» dediler.O şöyle dedi: «Hayır; Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir ki onları O yaratmıştır. Ben de buna şahidlik edenlerdenim.»«Allah'a yemin ederim ki, siz ayrıldıktan sonra, putlarınıza bir tuzak kuracağım!»Hepsini paramparça edip, içlerinden büyüğünü ona başvursunlar diye, sağlam bıraktı.Bunu tanrılarımıza kim yaptı? Muhakkak o, zalimlerden biridir, dediler.(Bir kısmı:) Bunları diline dolayan bir genç duyduk; kendisine İbrahim denilirmiş, dediler.O halde, dediler, onu hemen insanların gözü önüne getirin. Belki şahitlik ederler.Bunu ilâhlarımıza sen mi yaptın ey İbrahim? dediler. İbrahim: «Belki onu şu büyükleri yapmıştır, konuşabiliyorlarsa onlara sorun» dedi.Bunun üzerine, kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) «Zalimler sizlersiniz, sizler!» dediler.Sonra tekrar eski inanç ve tartışmalarına döndüler: Sen bunların konuşmadığını pek âlâ biliyorsun, dediler.İbrahim: Öyleyse, dedi, Allah'ı bırakıp da, size hiçbir fayda ve zarar vermeyen bir şeye hâla tapacak mısınız? Size de, Allah'ı bırakıp tapmakta olduğunuz şeylere de yuh olsun! Siz akıllanmaz mısınız?Onlar: «Bir şey yapacaksanız, şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin» dediler.Biz: «Ey ateş! İbrahim'e karşı serin ve zararsız ol» dedik.Ona düzen kurmak istediler, fakat Biz onları hüsrana uğrattık.Onu da, Lut'u da, alemler için kutsal kıldığımız yere ulaştırıp kurtardık. 

-----26.69-89 (Resûlüm!) Onlara İbrahim'in haberini de naklet. Hani o, babasına ve kavmine: Neye tapıyorsunuz? demişti. Demişlerdi ki: «Putlara tapıyoruz, bunun için sürekli onların önünde bel büküp eğiliyoruz.»«Peki» dedi, «Siz kendilerine dua ettiğinizde onlar sizi işitiyorlar mı? Yahut taptığınızda size fayda veya tapmadığınızda size zarar verebiliyorlar mı? «Hayır» dediler. «Biz atalarımızı böyle yaparlarken bulduk.» İbrahim: «Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. Sonrakilerin beni güzel şekilde anmalarını sağla. Beni nimet cennetine varis olanlardan kıl. Babamı da bağışla, o şüphesiz sapıklardandır. İnsanların diriltileceği gün, Allah'a temiz bir kalble gelenden başka kimseye malın ve oğulların fayda vermeyeceği gün, beni rezil etme» demişti.   

-----37, 83-99 İbrahim de şüphesiz O'nun yolunda olanlardandı. Çünkü o, Rabbine tertemiz bir yürekle geldi. O vakit babasına ve kavmine dedi: «Siz nelere ibadet edersiniz?»«Birtakım uydurma yalanlar için mi Allah'tan başka ilahlar istiyorsunuz?»«Âlemlerin Rabbi hakkındaki zannınız nedir?»Derken yıldızlara bir bakışla baktı. Sonra dedi ki: «Şüphe yok, ben hastayım.»Böylelikle arkalarını çevirip ondan kaçmaya başladılar.O da çaktırmadan putların yanına sokuldu. Onlara takdim edilmiş öylece duran yemekleri görünce: «Buyursanıza, neden yemiyorsunuz? Neyiniz var, neden konuşmuyorsunuz?» dedi.Derken onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi. Bunun üzerine koşar oldukları halde ona yöneldiler. Dedi ki: «Kendi yontar olduğunuz şeye mi taparsınız?» «Halbuki Allah sizi ve yaptığınız şeyi yaratmıştır.»Dediler ki: «Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın.» Böylelikle ona bir tuzak hazırlamak istediler. Oysa biz, onları alçaltılmışlar kıldık.İbrahim: «Doğrusu ben Rabbim uğrunda sizi bırakıp gidiyorum; O beni doğru yola eriştirir» dedi. 

-----43.26-30 Bir zaman İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: Ben sizin taptıklarınızdan uzağım.Ben yalnız beni yaratana taparım. Çünkü O, beni doğru yola iletecektir.Ve bunu (bu tevhid inancını) onun ardında (kendi soyunda) kalıcı bir kelime olarak kılıp bıraktı ki belki (Allah'a) dönerler diye.Hayır; Ben bunları ve babalarını gerçek ve onu açıklayan bir peygamber gelene kadar geçindirdim.Gerçek kendilerine geldiği zaman: «Bu bir büyüdür. Doğrusu biz onu inkar ediyoruz» dediler.

Yine bu bölümde rab tanrının ibrahime görünmesinden ve kenan ülkesi denen şimdiki israilin bulunduğu toprakları ibrahimin soyu olduklarını iddia eden israiloğullarına verdiğinden bahsedilmektedir. Yahudilerin "vaad edilmiş topraklar" inancının kaynağı hakkında ipuçlarını burada bulmaktayız ,Alah cc nin ibrahime görünmesi diye bir şeyi kur'an onaylamaz, Allah cc kur'anda sadece musa as ile kutsal vadi tuvada aracısız olarak konuşmuş, araf s. 143. ayetinde Allah cc yi alenen görmek istemesi ile ilgili şu ayeti görmekteyiz. 

----- 7.143- Musa, tayin ettiğimiz vakitte gelip Rabbi onunla konuşunca, Musa: «Rabbim! Bana Kendini göster, Sana bakayım» dedi. Allah: «Sen Beni göremezsin ama dağa bak, eğer o yerinde kalırsa sen de Beni göreceksin» buyurdu. Rabbi dağa tecelli edince onu yerle bir etti ve Musa da baygın düştü; ayılınca: «Yarabbi, münezzehsin, Sana tevbe ettim, ben inananların ilkiyim» dedi.

Aynı bölümün, "avram mısırda" kısmı ile ilgili olarak şunlar yazmaktadır.  


10 Ülkedeki şiddetli kıtlık yüzünden Avram geçici bir süre için Mısır'a gitti. 11 Mısır'a yaklaştıklarında karısı Saray'a, “Güzel bir kadın olduğunu biliyorum” dedi, 12 “Olur ki Mısırlılar seni görüp, ‘Bu onun karısı’ diyerek beni öldürür, seni sağ bırakırlar. 13 Lütfen, ‘Onun kızkardeşiyim’ de ki, senin hatırın için bana iyi davransınlar, canıma dokunmasınlar.”
14 Avram Mısır'a girince, Mısırlılar karısının çok güzel olduğunu farkettiler. 15 Kadını gören firavunun adamları, güzelliğini firavuna övdüler. Kadın saraya alındı. 16 Onun hatırı için firavun Avram'a iyi davrandı. Avram davar, sığır, erkek ve dişi eşek, erkek ve kadın köle, deve sahibi oldu.
17 RAB Avram'ın karısı Saray yüzünden firavunla ev halkının başına korkunç felaketler getirdi. 18 Firavun Avram'ı çağırtarak, “Nedir bana bu yaptığın?” dedi, “Neden Saray'ın karın olduğunu söylemedin? 19 Niçin ‘Saray kızkardeşimdir’ diyerek onunla evlenmeme izin verdin? Al karını, git!” 20 Firavun Avram için adamlarına buyruk verdi. Böylece Avram'la karısını sahip olduğu her şeyle birlikte gönderdiler.  

Kur'anda ibrahim as ın mısıra gidişi ile ilgili olarak herhangi bir bilgi bulunmazken tevratta ibrahim asın mısıra gitmesinden , ölüm korkusu ile karısını kızkardeşi diye tanıtmasından, karısının firavun ile evlenmesinden, firavunun, evlendiği kadının ibrahim as ın kızkardeşi değil karısı olduğunu öğrenince onu karısı ile birlikte gönderdiğinden bahseder. Bu anlatılanlar korkunç bir iftira mahiyetinde olup ibrahim as ın, kavmi tarafından ateşe atılarak öldürülmek istenmesine karşı dahi inancından vazgeçmediği kur'an ayetleri ile sabittir, tevrat'ta anlatılan aynı ibrahim as ölüm korkusu ile karısını kızkardeşi diye tanıtıp firavun ile evlenmesine izin veren birisidir. 

--------Yaratılış 13.  
 
Avram'la Lut'un Ayrılması
1 Avram, karısı ve sahip olduğu her şeyle birlikte Mısır'dan ayrılıp Negev'e doğru gitti. Lut da onunla birlikteydi. 2 Avram çok zengindi. Sürüleri, altınları, gümüşleri vardı. 3 Negev'den başlayıp bir yerden öbürüne göçerek Beytel'e kadar gitti. Beytel'le Ay Kenti arasında daha önce çadırını kurmuş olduğu yere vardı. 4 Önceden yapmış olduğu sunağın bulunduğu yere gidip orada RAB'bi adıyla çağırdı.
5 Avram'la birlikte göçen Lut'un da davarları, sığırları, çadırları vardı. 6 Malları öyle çoktu ki, toprak birlikte yaşamalarına elvermedi; yan yana yaşayamadılar. 7 Avram'ın çobanlarıyla Lut'un çobanları arasında kavga çıktı. –O günlerde Kenanlılar'la Perizliler de orada yaşıyorlardı.–
8 Avram Lut'a, “Biz akrabayız” dedi, “Bu yüzden aramızda da çobanlarımız arasında da kavga çıkmasın. 9 Bütün topraklar senin önünde. Gel, ayrılalım. Sen sola gidersen, ben sağa gideceğim. Sen sağa gidersen, ben sola gideceğim.”
10 Lut çevresine baktı. Şeria Ovası'nın tümü RAB'bin bahçesi gibi, Soar'a doğru giderken Mısır toprakları gibiydi. Her yerde bol su vardı. RAB Sodom ve Gomora kentlerini yok etmeden önce ova böyleydi. 11 Lut kendine Şeria Ovası'nın tümünü seçerek doğuya doğru göçtü. Birbirlerinden ayrıldılar. 12 Avram Kenan topraklarında kaldı. Lut ovadaki kentlerin arasına yerleşti, Sodom'a yakın bir yere çadır kurdu. 13 Sodom halkı çok kötüydü. RAB'be karşı büyük günah işliyordu.
14 Lut Avram'dan ayrıldıktan sonra, RAB Avram'a, “Bulunduğun yerden kuzeye, güneye, doğuya, batıya dikkatle bak” dedi, 15 “Gördüğün bütün toprakları sonsuza dek sana ve soyuna vereceğim. 16 Soyunu toprağın tozu kadar çoğaltacağım. Öyle ki, biri çıkıp da toprağın tozunu sayabilirse, senin soyunu da sayabilecek. 17 Kalk, sana vereceğim toprakları boydan boya dolaş.”
18 Avram çadırını söktü, gidip Hevron'daki Mamre meşeliğine yerleşti. Orada RAB'be bir sunak yaptı.

 Kur'an ayetleri, ibrahim as ile lut as ın kavimlerinden birlikte ayrıldıklarını ancak sonradan herhangi bir beraberliklerinden bahsetmez, ancak tevrat, ibrahim as ile lut as ın mısıra beraber gittikleri ve oradan beraber ayrıldıklarından bahseder, yine tevrat'a göre lut ve ibrahim as ın çobanları arasında çıkan kavga sonucunda birbirlerinden ayrılma kararı almışlardır. Lut as sodom ve gomore'ye giderken ibrahim as kenan yani bugünkü israil topraklarının olduğu ülkede kalmıştır. Ancak kur'an bunları doğrulamamakta ve ibrahim as ın mekkeye gittiğini bildirmektedir. Tevrat'ta mekke'ye gidişinden hiç bahsedilmeyen ibrahim as ın mekke haricindeki yerlerde 3 tane sunak yaptığının yazmasına rağmen kur'anda kabenin temellerini yükseltmesinden bahsedilmektedir. 

-----2.124-129 Rabbi İbrahim'i bir takım emirlerle denemiş, o da onları yerine getirmişti. Allah, «seni insanlara önder kılacağım» demişti. O «soyumdan da» deyince, «zalimler benim ahdime erişemez» buyurmuştu. Kabeyi, insanlar için toplanma ve güven yeri kılmıştık. İbrahim'in makamını namaz yeri edinin, dedik. Evimi ziyaret edenler, kendini ibadete verenler, rüku ve secde edenler için temiz tutun diye İbrahim ve İsmail'e ahd verdik.İbrahim: «Rabbim! Burasını emin bir şehir kıl, halkından, Allah'a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır» demişti. Allah da: «İnkar edeni de az bir müddet geçindirir, sonra da onu ateşin azabına uğramak zorunda bırakırım, ne kötü sonuç» buyurmuştu.İbrahim ve İsmail, Kabenin temellerini yükseltiyordu: «Rabbimiz! Yaptığımızı kabul buyur. Şüphesiz ki, Sen hem işitir hem bilirsin»«Rabbimiz! İkimizi Sana teslim olanlardan kıl, soyumuzdan da Sana teslim olanlardan bir ümmet yetiştir. Bize ibadet yollarımızı göster, tevbemizi kabul buyur, çünkü tevbeleri daima kabul eden, merhametli olan ancak Sensin».Rabbimiz! İçlerinden onlara Senin ayetlerini okuyan, Kitabı ve hikmeti öğreten, onları her kötülükten arıtan bir peygamber gönder. Doğrusu güçlü ve Hakim olan ancak Sensin»

----- 3.96-97 Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbet), Mekke'deki (Kâbe)dir.Orada apaçık deliller vardır, İbrahim'in makamı vardır; kim oraya girerse, güvenlik içinde olur; oraya yol bulabilen insana Allah için Kabe'yi haccetmesi gereklidir. Kim inkar ederse, bilsin ki; doğrusu Allah alemlerden müstağnidir.  

-----14.35-41  Hatırla ki İbrahim şöyle demişti: «Rabbim! Bu şehri (Mekke'yi) emniyetli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut!» «Rabbim! O putlar çok insanları saptırdı; bana uyan bendendir, bana karşı gelen kimseyi Sana bırakırım; Sen bağışlarsın, merhamet edersin.»«Ey Rabbimiz! Ey sahibimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için ben, neslimden bir kısmını senin Beyt-i Harem'inin (Kâbe'nin) yanında, ziraat yapılmayan bir vâdiye yerleştirdim. Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyledici kıl ve meyvelerden bunlara rızık ver! Umulur ki bu nimetlere şükrederler.»«Rabbimiz! Doğrusu Sen gizlediğimizi de, açığa vurduğumuzu da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah'tan gizli kalmaz.»«Kocamışken, bana İsmail ve İshak'ı veren Allah'a hamdolsun. Doğrusu Rabbim duaları işitendir.»«Rabbim, beni namazı(nda) sürekli olan kıl, soyumdan olanları da. Rabbimiz, duamı kabul buyur.»Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, anamı babamı ve inananları bağışla.»  

Kur'an ayetleri , ibrahim as ın mekke'de ikamet ettiği ve orada insanlar için ilk kurulan beyt'i (kabe'yi) yeniden yükselttiklerini bildirir , tevrat'taki yazılanlar ile kur'an ayetleri arasında hiç bir şekilde uygunluk bulunmamaktadır. Bu kısımdaki 14. ve 17. bölümdeki "“Bulunduğun yerden kuzeye, güneye, doğuya, batıya dikkatle bak” dedi, 15 “Gördüğün bütün toprakları sonsuza dek sana ve soyuna vereceğim. 16 Soyunu toprağın tozu kadar çoğaltacağım. Öyle ki, biri çıkıp da toprağın tozunu sayabilirse, senin soyunu da sayabilecek. 17 Kalk, sana vereceğim toprakları boydan boya dolaş.”" şeklinde yazılanlar bugünkü "siyonizm" düşüncesinin kaynağını oluşturduğu açıktır. İbrahim as ın yaşamadığı toprakların kuzeyden güneye, doğudan batıya kadar yahudilere verildiği yalanları nereden türediği belli olmaktadır. 

---------Yaratılış 14 , "avram lut'u kurtarıyor"bölümünde ibrahim as ın lut'u kurtarmak için 318 adamı ile birlikte lut'a yardıma gittiğini ve lut'un yağmalanan mallarını geri getirdiğinden bahseder, ancak kur'an bu anlatılanları doğrulayacak herhangi bir bilgi vermez. 
-------Yaratılış 15, "rab'bin avram'la yaptığı antlaşma" bölümünde ibrahim bir çocuğu olmadığını söyler ve buna karşı rab ona bir çocuk verileceğini bildirir.

7 Tanrı Avram'a, “Bu toprakları sana miras olarak vermek için Kildaniler'in Ur Kenti'nden seni çıkaran RAB benim” dedi.
8 Avram, “Ey Egemen RAB, bu toprakları miras alacağımı nasıl bileceğim?” diye sordu.
9 RAB, “Bana bir düve, bir keçi, bir de koç getir” dedi, “Hepsi üçer yaşında olsun. Bir de kumruyla güvercin yavrusu getir.”
10 Avram hepsini getirdi, ortadan kesip parçaları birbirine karşı dizdi. Yalnız kuşları kesmedi. 11 Leşlerin üzerine konan yırtıcı kuşları kovdu. 
Bu kısımda bakara s. 260. ayette "İbrahim: «Rabbim! Ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster» dediğinde, «İnanmıyor musun?» deyince de, «Hayır öyle değil, fakat kalbim iyice kansın» demişti. «Öyleyse dört çeşit kuş al, onları kendine alıştır, sonra onları parçalayıp her dağın üzerine bir parça koy, sonra onları çağır; koşarak sana gelirler. O halde Allah'ın güçlü ve Hakim olduğunu bil» demişti."şeklinde,ölüleri nasıl dirilttiğini görmek istemesi ve bunu görmesi için 4 kuş alıp parçalamasının emredilmesi ile tevrat'ta anlatılan bu kısımlar konu ile herhangi bir yakınlığı olmamasına rağmen ibrahim as ile ilgili olması açısından dikkat çekicidir. Bakara s. 260. ayetinde anlatılan olay muhtemeldirki ibrahim asın risaletinin ilk zamanlarında olmuştur
  Bu bölümde " 18-21 O gün RAB Avram'la antlaşma yaparak ona şöyle dedi: “Mısır Irmağı'ndan büyük Fırat Irmağı'na kadar uzanan bu toprakları –Ken, Keniz, Kadmon, Hitit, Periz, Refa, Amor, Kenan, Girgaş ve Yevus topraklarını– senin soyuna vereceğim.”" şeklinde yazılanlar yine "siyonizm" düşüncesinin kaynağını oluşturması açısından ilginç ve ibret vericidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder