21 Mart 2014 Cuma

Nur s. 31. Ayeti ve Kadınlara Hatırlatmalar

Allah cc nin Adem as dan Muhammed as a kadar insanlar içinden seçmiş olduğu elçiler vasıtası ile göndermiş olduğu vahyin ortak adlarından birisi " zikr" yani hatırlatmadır. Kur'an bu süreç içinde inmiş olan bir zikr yani hatırlatma olup önceki vahiylerde olan emirler ve yasaklar yine bu zikr içinde'de hatırlatılmıştır. Nur s. 31. ayet içindeki hatırlatmalar önceki vahiylerde kadınlara yapılan hatırlatmaların bir devamı olup iman edenleri bağlayıcı hükümler içermektedir.  

 Ve kul lil mu’minâti yağdudne min ebsârihinne ve yahfazne furûcehunne, ve lâ yubdîne zînetehunne illâ mâ zahera minhâ, vel yadribne bi humurihinne alâ cuyûbihinne, ve lâ yubdîne zînetehunne illâ li buûletihinne ev âbâihinne ev âbâi buûletihinne ev ebnâihinne ev ebnâi buûletihinne ev ıhvânihinne ev benî ıhvânihinne ev benî ehavâtihinne ev nisâihinne ev mâ meleket eymânuhunne evit tâbiîne gayri ulîl irbeti miner ricâli evit tıflillezîne lem yazharû alâ avrâtin nisâi, ve lâ yadribne bi erculihinne li yu’leme mâ yuhfîne min zînetihinn(zînetihinne), ve tûbû ilâllâhi cemîan eyyuhel mu’minûne leallekum tuflihûn(tuflihûne).

[024.031] [E0] Mü'min kadınlara da söyle: gözlerini sakınsınlar, ırzlarını muhafaza etsinler, ziynetlerini açmasınlar, zâhir olanı başka ve baş örtülerini yakalarının üzerine vursunlar, ziynetlerini açmasınlar, ancak kendi kocalarına yâhud kendi babalarına kocalarının babalarına yâhud kendi oğullarına, yâhud kendi biraderlerine, yâhud kendi biraderlerinin oğullarına, yâhud hemşirelerinin oğullarına yâhud kendi kadînlarına yâhud kendi ellerindeki memlûklerine, yâhud ihtiyacı olmıyan erkeklerden uyuntulara, yahud henüz kadınların avretlerine muttali' olmıyan çocuklara, müstesna, gizledikleri ziynetleri bilinsindiye ayaklarını da vurmasınlar, hepiniz Allaha tevbe edin ey mü'minler ki felâh bulabilesiniz.

Nur s. 31. ayetindeki hatırlatmaları şu şekilde sıralayabiliriz.  
1- gözlerini sakınacaklar.
2-ırzlarını muhafaza edecekler. 
3. zahir olan harici ziynetlerini açmayacaklar.
4. başörtülerini yakalarının üstüne vuracaklar. (ayet'teki istisna edilenler haricindekiler) 
5- zinetleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmayacaklar.  

İlk iki hatırlatma nur s. 30. ayetinde aynı şekilde erkeklerde yapılmakta olup kadınlara ilave olarak emredilen başörtülerini yakalarının üstüne vuracaklar emri konusunda bazı farklı düşünceler ortaya atılıp başın eşarp veya başka bir şeyle örtülmesi gibi bir emrin olmadığı gibi sözler zaman zaman duyulmaktadır. Yazımızda üzerinde durmaya çalışacağımız konu baş örtme konusu olup ahzab s. 59. ayetini'de yazı içinde ele almaya çalışacağız.  

Öncelikle şunu hatırlatmak yerinde olacaktır; bu ayet içinde verilen emirler ilk defa inen emirler olmayıp daha önce bilinen ve uygulanan emirlerdir. "Gözlerini sakınsınlar" veya "ırzlarını muhafaza etsinler" buyurulurken sanki böyle bir emri ilk defa duyuyorlar gibi bir durum hasıl olmayıp hatırlatma sadedinde olup, ayetin nazil olduğu zamandaki mü'min kadınların tümünün gözlerini sakınmaması veya ırzlarını muhafaza etmemesi gibi bir durum yoktur. Kadınlar için vaaz edilen bu emirler kadın'ın fıtratına uygun olan bir durum olup bunun örneğini Musa as ın medyen'e geldiğinde hayvanlarını erkeklerin sulaması için onlardan geri duran iki kadın örneğinde görmekteyiz. 

  [028.023]  Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hayvanlarını) sulayan bir çok insan buldu. Onların gerisinde de (hayvanlarını suyun olduğu yerden) geri çeken iki kadın gördü. Onlara «Derdiniz nedir?» dedi. Şöyle cevap verdiler: «Çobanlar sulayıp çekilmeden biz sulamayız; babamız da çok yaşlıdır.»
 [028.024] Bunun üzerine Musa, onların yerine (davarlarını) sulayıverdi. Sonra gölgeye çekildi ve: Rabbim! Doğrusu bana indireceğin her hayra  muhtacım, dedi.
[028.025]  Derken o ikinin birisi bir edeb-ü haya üzere yürüyerek ona geldi, «babam seni da'vet ediyor bize su çekiverdiğin ecrini sana ödemek için» dedi bunun üzerine varıp ona kıssayı anlatınca, korkma, dedi, kurtuldun o kavmden, o zalimlerden.

Kasas suresinde anlatılan kıssada'ki bu ayetlere bakacak olursak kadınların erkekler ile karışmamak gibi uygulamaları ve Musa as ın yanına gelirken "haya üzere" gelmeleri bizlere kadınların evlerinin dışındaki ve mahremi olan erkeklere karşı nasıl davranmalarının bir örneğini göstermekte olup bu emirler sadece kur'an a has olmayıp kadının yaratılışından itibaren ona verilen fıtrat ve emirler dahilinde yapılan uygulamalar olduğu görülür.

"Zinetlerini görünen müstesna olmak üzere açmasınlar" emri ile kastedilen zinet takılan yerler olup , el,kol, ayak,yüz gibi yerlerin kadınların zinetlerini taktıkları yerler olduğu düşünülecek olursa hariç tutulan yer el ve yüz bölgesidir. Kadınların zinet eşyası takmalarının fıtri bir olgudur, ancak her kadın zinet eşyasına sahip olmak istemekle birlikte bu isteği gerçekleşmeyen kadınların'da olduğu muhakkaktır. İnsanlar arasından bazı ekonomik farklılıklar özellikle kadınlar üzerinde yansımasını bulup zengin kadınların bu zenginliklerini dışa vurmak gibi bir isteği olmasıda bir gerçekliktir. Ayet insanlar arasındaki rızık yönünden farklar olması gerçeğini göz ardı etmeden farklı rızık seviyesinde olan insanların birbirileri karşısında herhangi bir gösteriş durumuna girmelerini önlemek amacı ile zinetlerin ev dışında şakur şukur gösteriş amaçlı ortaya dökülmemesini istemektedir. Bunun yanısıra kadınların dışarıya çıkarken hem zinetlerini ortaya dökmemek hem zinet takılan bölgeleri ortaya dökmemek gibi bir sorumlulukları olduğu anlaşılmaktadır.  

                                 "Başörtülerini yakalarının üstlerine vursunlar" 

Bu cümle içinde geçen "humur" , "cuyub" ve "yadridne" kelimelerini biraz açmak istiyoruz.   "Hamr" kelimesi sözlükte "bir nesneyi örtmek gizlemek yada saklamak" anlamına gelen bşr kelime olup , örtünmede gizlemede kullanılan şeye "hımarün" denir. Hımar kelimesi yaygın kullanımda kadının başını örttüğü kapattığı şeyin adı haline gelmiştir, çoğulu "humurun" şeklinde gelir. 
(Ahmeretil mer'etü) , (tehammeret) =kadın (başına)bir hımarun giydi (taktı). 
(Hammetül inae)= kabın üstünü örttüm.                                  (el müfredat)
"Ceyb" kelimesi'de "yaka" anlamına gelen bir kelime olup çoğulu "cuyub" şeklinde gelir. 
"Darabe" kelimesi'de "bir nesneyi başka bir şeyin üstüne düşürmek" anlamında bir kelimedir.
Bu ayet indiği zaman "hımar" adı bilinen ve kadınların başlarını örttükleri örtünün adı olan kelime, bilinen bir kelime olmasından dolayı ne denilmek istendiği anlaşılmış ve bugüne kadar kadınların kendilerine nikah haram olan yakınları dışında kimseye açılmaması gerektiğini bilmişler ve uygulamışlardır. Kadınlar toplum içinde bu ölçülere riayet ederek yerini alacaklardır.  Kadınlara erkeklerden farklı olarak başlarına örtü alma emri kur'an ile ilk defa nazil olan bir emir olmayıp diğer emirler gibi kadınlara hatırlatma sadedinde emirler olup kur'anın hatırlatıcı bir kitap olması özelliği olarak fıtratlarını hatırlatan ve davranışlarını yeniden düzenleyen bir ayettir.



Bu konu ile alakalı olan ayetlerden olan nur s. 60. ayetini'de kısaca hatırlayalım. 


[024.060]  Bir nikah ümidi kalmayan, çocuktan kesilmiş yaşlı kadınların ise, zinetlerini  göstermeksizin dış elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir vebal yoktur. Yine de iffetli olmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah işitendir, bilendir.

Bu ayet aynı surenin 59 ve 60. ayetlerinde anlatılan düzenlemelere ek olarak nikah ümidi kalmamış olan yaşlı kadınların zinetlerini dışa vurmak amacı taşımadan ev içindeki halleri ile dışarıya çıkabileceklerine izin verilmiş olup,31. ayet ile bu ayeti birlikte düşüncek olursak , kadınlara zinetlerini açmamaları ve başlarını örtmeleri emri ile kastedilen şeyin onların erkeklerin dikkatlerini çekmeyecek şekilde toplum içinde yer almalarını sağlamak amaçlıdır.   
  
Ahzab s. 59. ayetide kadınların evlerinin dışında nasıl bir halde dışarı çaıkacaklarını düzenleyen bir ayettir.

[033.059]  Ey o nebi! Zevcelerine ve kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına hep söyle: cilbâblarından üzerlerini sıkı örtsünler, bu onların tanınmalarına,  eza edilmemelerine en elverişli olandır, bununla beraber Allah bir gafûr rahîm bulunuyor

Ahzab s. 59. ayetinde nebi as a hitaben eşleri,kızları ve mü'minlerin kadınlarının dışarıya çıktıkları zaman üzerlerine tanınmalarını ve kendilerine eza verecek bakış ve davranışlardan korunmalarını sağlamak için üzerlerini örtmeleri emredilmiştir.

Kur'an bazı emirlerine riayet konusunda tereddütlü davranma konusu başörtüsü konusundada ortaya çıkmış olup kur'an ıstılahında MUHKEM ayetlerden olan bu ayetler bazı insanların eğip bükmeye çalıştıkları ayetler haline gelmiştir. Mü'minler olarak Allah cc nin herhangi bir emri karşı karşısında sergilememiz gereken tavır "duyduk ve itaat ettik" olmalı iken günümüzde kadının iş hayatındaki yerinin başını örtmeye müsait olmaması nedeni ile bu ayetler üzerinde spekülasyona gidilerek "ayete uymak" yerine "ayeti uydurmak" yoluna gidilmiş başı örtmek gibi bir emrin kur'anda yer almadığı söylenir olmaya başlamıştır.  

Sonuç olarak; Allah cc kur'andaki emir ve yasakları sadece o kitap ile değil ondan önceki kitaplar ve elçiler vasıtasıyla'da bildirmiş olup, "zikr" yani hatırlatma özelliğinin olması nedeniyle bu emirler son vahiy olan kur'andada yerini bulmuştur. Nur s. 31 ayet içindeki emirler ilk defa inen emirler değil kadınlara kulluk bilinçlerinin hatırlatılması bağlamındaki ayetlerdendir. Ayet muhkem ayetlerden olup hiç bir tarafa çekilemeyecek kadar emri açık bir ayet olmasına karşın ayete uymak konusunda bazı tereddütlü düşünceler ayeti uydurmak amacı ile kur'anda kadınların örtünmesi hakkındaki bu ayetleri farklı şekilde yorumlayarak günümüzdeki durumu meşru hale getirmeye çalışmaktadırlar. Her hangi bir kişi  başını örtmek istemeyebilir buna kimse onu zorlayamaz ancak bu halinin doğru olduğunu kur'an ayetlerini hevasını göre yorumlayanların düşüncelerinden bulduğu zannettiği desteğe göre meşru olduğunu iddia ederse hem örtünmeme hemde ayeti eğip bükme günahına ortak olacaktır.  
 
                                        EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder