17 Ağustos 2015 Pazartesi

Enam s. 108. Ayetinin Farklı Mealleri Üzerine Bir Mülahaza

Türkiye de çevrilmiş Kur'an meallerine baktığımız zaman bazı ayetlerin birbiri ile çelişen bir şekilde meallendirildiğini müşahede etmekteyiz. Dikkatli bir okuyucu bir ayette yapılmış çevirinin , başka bir çeviri de farklı bir şekilde çevrilmiş olduğunu gördüğünde, hangisini tercih etmesi gerektiği konusunda tereddüt içinde kalmaktadır. 

Enam suresi 108. ayetini farklı meallerden okuyan bir meal okuyucusu bu ayetin iki farklı şekilde çevrilmiş olduğunu görecektir. 

 Ve lâ tesubbûllezîne yed’ûne min dûnillâhi fe yesubbûllâhe adven bi gayri ilm(ilmin), kezâlike zeyyennâ li kulli ummetin amelehum summe ilâ rabbihim merciuhum fe yunebbiuhum bimâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

Örnek 1 - Allah'tan başka yalvardıklarına sövmeyin ki, onlar da cahillikle ileri giderek Allah'a sövmesinler. Böylece her ümmete işini güzel gösterdik, sonra dönüşleri Rab'lerinedir. O, işlediklerini haber verir.

Örnek 2-  Allah'tan başkasına yalvaranlara sövmeyin; sonra onlar da bilgisizce, düşmanca Allah'a söverler. Böylece biz her ümmete kendi işlerini câzip gösterdik. Sonunda dönüşleri Rablerinedir. Artık O ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir.

Enam suresi 108. ayetinin  , altını çizdiğimiz 1- yalvardıklarına , 2- yalvaranlara şeklinde iki farklı şekilde çevrildiğini görmekteyiz. 1. örnekte , sövülmemesi istenen şey , Allah (c.c) nin dışında dua edilen putlar iken , 2. örnekte , Allah (c.c) den başkasına dua eden kişiler olmaktadır. 

İki farklı anlamdan hangisinin doğru olabileceği, ilgili ayetin arapça metnine baktığmızda anlaşılacaktır. 

 ve lâ tesubbû:  ve sövmeyin
 ellezîne:  onlara
 yed'ûne:  tapıyorlar, dua ediyorlar
 min dûni allâhi:   Allah'tan başka
fe yesubbû allâhe:  o taktirde, aksi halde onlar Allah'a söverler
 adven:  düşmanlıkla haddi aşıp
 bi gayri ilm:  bir ilmi olmadan
 kezâlike:   işte böyle
 zeyyennâ:  süsledik
 li kulli ummetin:  her ümmete
 amele-hum:  onların amellerini
 summe:   sonra
 ilâ rabbi-him:  Rab'lerine
 merciu-hum:   onların dönüşleri
 fe yunebbiu-hum:   o zaman onlara haber verecek
 bi-mâ:   o şey(ler)i
 kânû:  oldular
 ya'melûne:  yapıyorlar

Ayetin kelime kelime yapılmış çevirisine göre , 2. örnekte ki " Allah'tan başkasına yalvaranlara sövmeyin; sonra onlar da bilgisizce, düşmanca Allah'a söverler. Böylece biz her ümmete kendi işlerini câzip gösterdik. Sonunda dönüşleri Rablerinedir. Artık O ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir." şeklinde yapılan çevirilerin daha doğru olduğu görülmektedir.  

"Bu kadar fark'ın ne gibi bir zararı olabilir ?" denilirse şunları söyleyebiliriz ; 1. ve yanlış olduğunu düşündüğümüz çeviride, sövülmemesi istenen Allah (c.c) nin dışında yalvarılan put ve benzerlerinin bu sefer konuşarak Allaha sövmeleri gibi bir durum meydana gelmektedir. Halbuki bir çok ayette müşriklerin Allahın dışında yalvardıklarının , konuşma gibi bir yetenekleri olmadığı vurgusu yapılmaktadır.

2. ve doğru olduğumuz çeviride , sövülmemesi istenenler Allahın dışındakilere yalvaran müşrikler olup , bunların konuşma yetenekleri insan oldukları için bulunmaktadır. 

Ayet ile ilgili olarak Elmalılı Hamdi Yazır'ın tefsirine baktığımızda , karşılaştığımız ilginç vir durumu paylaşmak istiyoruz. Merhum'un orjinal tefsirinde ilgili ayetin çevirisi yanlış olduğunu düşündüğümüz 1. örnekteki şekli doğrultusunda şöyle yapılmıştır; 

"Maamafih onların Allahdan başka taptıklarına sebb de etmeyin ki , cehaletle tecavüz ederek Allah sebbetmesinler. Her ümmete amellerini böyle tezyin etmişizdir , sonra ise hep dönüp Allah varacaklar , o vakit kendilerine temamen haber verecek ne yapıyorlardı "

Merhum ilgili ayeti böyle çevirmesine karşın , bu ayetin tefsirini doğru bir şekilde yaparak yaptığı çeviri ile tefsiri arasında bir çelişki oluşmasına sebep olmuştur.Merhum Elmalılı Hamdi Yazır , mealinde şaştığı ayetin , tefsirinde doğru söyleyerek şunları yazmaktadır;

"Ey mü'minler , Allahtan başkasına yalvaranlara, tapanlara sebbedib de cahillikle atılarak Allaha sebbetmelerine sebeb olmayın yani onlara , taptıkları kendilerince hurmet ettikleri şeyleri karıştırarak mesela , «kahrolsun taptığınız veya "dini şöyle böyle" gibi bir sebb-ü şetmile hıtab ederek söverseniz , vicdanlarına , hissiyatlarına basmış olursunuz. Onlar da hiddetlenerek cehaletlerinden dolayı mukabele bilmisil yaptıkları zu'münde bulunarak "bizde sizinkine" diye sizin söylediklerinizi iade eder , ve bunun ona mümasil olmadığını bilmezler ve bu suretle hakkı tecavüz ederek Allaha sebbetmiş olurlar."

Sonuç olarak ; Meallerde karşımıza çıkan aynı ayetin farklı çevirileri sorunu , Enam s. 108. ayetinde de karşımıza çıkmaktadır. Meal yapıcılarının bir kısmında arız olan durum şu dur ki ; yaptıkları hatalı bir çevirinin nasıl bir duruma yol açacağını düşünmeden birbirinin kopyası şeklinde bir çeviri yapmaya çalışmalarıdır. Enam s 108. ayetinde yapılan hatalı çeviri , Allah tan başka tapılanların konuşması gibi bir durum oluşturmaktadır ki , müşriklerin taptıkları putları eleştiren ayetlere baktığımızda onların konuşamadıkları özellikle vurgulanmasına rağmen yapılan hatalı çeviri sonucu maalesef putların konuşması gibi bir durum oluşmuştur. Bu ayetin doğru olduğunu düşündüğümüz çevirisi "Allah tan başkasına tapanlara sövmeyin" şeklinde olmasının daha isabetli olduğunu düşünmekteyiz. 

                                   EN DOĞRUSUNU ALLAH (C.C) BİLİR.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder