10 Ağustos 2015 Pazartesi

Kitapları Tek Bir Kitap'mı Yaptı , Yürüyün Buhari'yi , Müslim'i v.s yi Asla Terk etmeyin

İslami konularda medya üzerinden yapılan bazı etkinlikler nedeniyle , Müslümanlar arasındaki fikir ayrılıkları tekrar gündeme gelmekte ve bu etkinlikler, aradaki uçurumun dahada açılmasına sebeb olmaktadır. Geçen hafta içinde bir televizyon kanalında , Mustafa İslamoğlu , prof. Mehmet Okuyan , prof Caner Taslaman'ın katıldığı bir program ile ilgili olarak bu kişilerin savundukları düşüncelere karşı çıkanların, başta dr İhsan Şenocak olmak üzere, rahatsızlıkları yeniden ayyuka çıkmıştır. 

Sayın dr İhsan Şenocak, adı geçen kişileri "Sünnet ve Hadis inkarcısı" olarak niteleyerek tartışmaya davet etmektedir. İhsan Şenocak'ın daveti şayet karşılık bulursa bu kişiler ile neyi tartışacağı malum olup , meydan okuduğu kişilerin öncellediği kitaba karşı kendi öncellerini savunmaya çalışacaktır. 

Sayın İhsan Şenocak ve Ebubekir Sifil hocaların, Abdülaziz Bayındır hoca ile televizyon ve Ensar vakfı salonunda yapmış oldukları tartışmaları izleyenler (izleyenler içinde ben de vardım), bu tartışmaların herhangi bir sonuçtan ziyade futbol maçına dönüştüğü , izleyecilerin de holigan bir taraftar havası içinde, tuttukları hocaları desteklediği görülmüştür. Tartışma sonrası çıkışta neredeyse kavgaya dönüşecek karşılıklı sataşmaların olması, tartışma ahlakı noktasında daha yolun başında bile olmadığımız hatta km lerce geride olduğumuz noktasındaki düşüncelerimizin yanlış olmadığını maalesef göstermiştir.

 Sayın İhsan Şenocak'ın hocaları tartışmaya davet uslubu doğru yapılmış bir davet uslubu değildir , siz  tartışmaya davet ettiğiniz kişilere "Hadis ve Sünnet inkarcıları" deyip hakaret edeceksiniz, sonra onlar tartışma davetine cevap vermedikleri için "Korkak" olacaklar. Sayın hoca dan destek alan holigan taraftarlar ise karşılarındaki düşmana !!! veryansın ederek aradaki düşmanlıkların körüklenmesine destek olacaklardır. Tabi bu noktada İhsan Şenocak hocanın taraftarlarına karşı Kur'anı öncellediklerini iddia edenlerin kullandıkları uslup onlardan geri kalan bir uslup olmadığını söyleyelim.

Şuna inanıyorum ki ; Şayet taraflar tartışmayı kabul edecek olsalar netice olarak ortaya herhangi bir sonuç çıkmadan sadece var olan düşmanlıklar daha da körüklenecek ve saflar daha da açılarak düşmanlıklar törpülenecektir. 

Sayın dr İhsan Şenocak'ın bu kişilerle ne gibi bir sorunu var ?. 

Adı geçen kişileri öncelikle kutsamadığımızı ve onların din anlayışlarını sonuna kadar desteklemek gibi bir düşünce içinde olmadığımızı hatırlatarak onlarla ortak paydamız ; "Dinde belirleyeci olan kitap sadece Kur'an olmalıdır" düşüncelerine sonuna kadar katılmamızdır.

Olayı sayın dr İhsan Şenocak üzerinden yürütmüş olmamız onun şahsı ile alakalı bir durum olmayıp, savunduğu düşüncenin bayraktarlığını yapma gereği duyması ve kendisini sanki bir kurtarıcı olarak görüp "Ehli sünnet vel cemaat" akidesini, Kur'ancı sapkınların!! elinden kurtarmak gibi bir misyon içinde göstermeye çalıştığı içindir.

Dr İhsan Şenocak'ın savunduğu düşüncenin temeli nedir ?. 

Sayın hoca , düşünce tarihimizde "Hadis ehli" olarak tanımlanan bir düşünce ekolunun taraftarı olup, dini düşüncesini özellikle kutsal kabul edilen Buhari , Müslim gibi kitaplarda ki rivayetlerin asla eleştirilemez olduğu düşüncesi üzerine oturtmuştur. 

Kur'ancı sapık!! olarak nitelenenler ise öncelliğin bu kitaplarda değil, Kur'anda olması gerektiğini savunmaktadırlar. Sayın hoca, bu konuda bazı ifrat düşünceleri örnek vererek bu düşünceyi kendi lehine olarak mahkum etmeye kalkmış olması onun bu konuda objektif bir tutum sergilemediğinin kanıtıdır.  

Vermiş olduğu vaazlarında devamlı Kur'ancı sapıklar!! üzerinde durarak , kendisinin bunlara meydanı bırakmamak adına yola çıktığını vurgulamış olması onun bu konudaki düşmanca tutumunun bir göstergesidir. Kur'ancı sapık !! olduğunu iddia ettiği kişilerin genel olarak Kur'anın belirleyici olması üzerine konuşarak kendilerine düşman bir düşünce olarak karşıt düşünceyi hedef alarak konuşmadıklarını gördüğümüzü söylemek tarafgirlik değildir. Bu noktada İhsan Şenocak'ın çağrısının bu kişiler tarafından cevap bulmamış olması onların Şenocak'tan korktuğu değil , sayın Şenocak'ın ilmi usluba uygun olmayan meydan okumalarına karşı edepli bir tavır olarak cevap verme gereği bile duyulmayacak kadar önemsiz olarak görüldüğü içindir.

 Sayın dr İhsan Şenocak'ın şahsında ortaya çıkan "Ehli hadis" düşüncesi bizlere Kur'an içindeki bazı ayetlerin sadece müşriklere hitaben ve onlarla ilgili olmadığını hatırlatmıştır. 

Allah (c.c) göndermiş olduğu bütün Elçilerini sadece kendisinin İlah ve Rab olarak kabul edildiği bir sistemi tebliğ etmeleri için göndermiştir. Muhammed (a.s) aynı misyonu yüklenerek gelen son Elçidir. Onun Mekkeli muhatapları , daha önce ibadet etmiş oldukları putlarına karşı bir red  içinde olduğunu gördükleri zaman feryadı basmışlardır , Kur'an Mekkeli müşriklerin feryat örnekleri ile doludur. 

[038.004]  Aralarından bir uyarıcı gelmesine şaşırdılar. İnkârcılar; «bu yalancı bir sihirbazdır» dediler.
[038.005]  İlahları bir tek ilah mı kılmış? Bu gerçekten şaşılacak birşey, çok tuhaf! 
[038.006]  Onlardan bir gürûh, «Yürüyünüz ve ilâhlarınızın üzerine sabrediniz, şüphe yok ki, irâde edilmiş şey budur,» diye çıkıp gittiler. 
[038.007]  «Biz bunu başka bir dinde işitmedik, bu mutlaka bir uydurmadır.»

Bu tür ayetleri sadece indiği zaman ve mekan dahilinde yaşayanlar ile ilgili olduğu zannı ile okuduğumuz için bize dair bir mesajı olup olmadığı düşünülmemektedir.Nuh (a.s) kıssasını okuduğumuz zaman, aynı feryadı onu kavminin de bastığını görmekteyiz.

[071.023]  «Ve dediler ki: -Kendi ilahlarınızı bırakmayın; bırakmayın ne Vedd'i, ne Suva'ı, ne Yeğus'u, ne Ye'ûk'u ve ne de Nesr'i.»

Nuh (a.s) ın kıssasında bahsedilen bu isimler evrensel bir değer taşımakta olup , her devirde insanları tek ilaha kulluk etmekten alıkoyan her çeşit kişi , kuruluş ,izm , sistem , fikir akımı v.s nin yerine bu isimleri koymak mümkündür. 

Peki bu isimleri, Müslümanların Kur'an dışı bilgi kaynaklarına vermiş olduğu aşırı değer için kullanamazmıyız ?.  

Dün , "Vedd'i , Suva'ı,Yeğus'u , Yeuk'u , Nesr'i asla bırakmayın" sözüne karşılık,
Bugün " Buhari'yi ,Müslim' ,Kafi'yi , Risalei nur'u , falan adamı , filan tarikatı asla bırakmayın" diyen tiplerin türemiş olduğu hepimizin malumudur. 

Asla bırakmamak için inat edilenlerin karşısında ise tek ilahın kitabı Kur'an vardır. 

[009.031] Onlar Allah'ı bırakıp hahamlarını, papazlarını ve Meryem oğlu Mesih'i rableri olarak kabul ettiler. Oysa tek Tanrı'dan başkasına kulluk etmemekle emrolunmuşlardı. Ondan başka tanrı yoktur. Allah, koştukları eşlerden münezzehtir.
  
Bu ayetin günümüz Müslümanlarına dönük mesajı ise "Onlar Allahın kitabını bırakıp , Buhari , Müslim , Kafi , Risale , falan adam , filan tarikatın öğretilerini Kur'an karşısında öncellediler" şeklinde olacaktır. 

Bu örnekleri verme sebebimiz kimseyi müşrik olmakla suçlamak amacına dönük olmadığını hatırlatarak , amacımızın sadece savunulan mantığın nasıl çarpık bir yönü olduğuna dönüktür.

                                                   "Buhari çökerse İslam çöker" 

Bu söz , söyleyen kişinin din algısının boyutlarını ne kadar korkunç olduğunu göstermesi açısından ibretamiz bir sözdür. Dinin ayakta kalması bir beşer tarafından toplanan hadis rivayetlerine bağlı ise vay o dinin haline. Buhari , Müslim v.s gibi kitaplar , Muhammed (a.s) ın söylediği iddia edilen sözlerin toplandığı hadis külliyatı olup bunlara aşırı bir değer yüklemek kişinin din algısının ne kadar yanlış olduğunu gösterir.

Sayın dr İhsan Şenocak, adı geçen kişilere meydan okuyarak , Buhari , Müslim v.s gibi kitapların öğretisi üzerine kurmuş olduğu ve içinde Kur'anla uyuşmayan rivayetleri ihtiva eden hadis kitaplarını Kur'ana karşı savunmak için tartışmaya davet etmektedir.  

Bu kişiler ise, sayın hocanın örnek vereceği rivayetler şayet Kur'an ile çelişiyorsa o rivayetin Kur'anla çeliştiğini söyleyecekler . Bu hocaların adı, "Hadis ve sünnet inkarcısı" olacak , İhsan hocanın Kur'ana rağmen savunduğu rivayetler sayesinde adı ,"Ehli sünnet müdafii" olacak. 
 
Sonuç olarak; Yüzyıllardır Müslümanların arasında bitip tükenmeyen ihtilaflar bu günde aynı hızıyla devam etmektedir. Bu ihtilafların en büyük sebebi dinde belirleyici olan kaynağın hangisi olacağı noktasında olup farklı belirleyiciler edinenler kendi yanındakiler ile yetinmesi neticesinde bir çok konuda fikir ayrılıkları doğmaktadır. Kur'anın sadece adına iman edildiği bir toplumda onun söz sahibi olmaması kadar yanlış bir düşünce olamaz. Peygamber (a.s) adına söylendiği rivayet kitaplarının öne çıkarılarak , Kur'anın bu kitaplardaki bilgiler kanalıyla okunmaya çalışılması neticesinde Kur'an sadece rivayetleri onaylayan bir noter haline dönüştürülmüştür. 

Kur'anın belirleyici olmasını savunanlar her zaman olduğu gibi , rivayetlerin belirleyici olduğu din algısını savunanlar tarafından "Hadis ve sünnet inkarcısı" olarak yaftalanarak kendilerinin "Kur'an inkarcısı" olduklarını örtmeye çalışmaktadırlar. Her düşünce akımı içinde yanlış ve hatalı kişilerin bulunması doğal bir durum olup ,bu kişilerin yanlışlarını öne çıkarıp bazı düşünceleri mahkum etmeye çalışmanın günesi balçıkla sıvama çalışmalarına benzediğini ifade etmek isteriz. Sayın dr İhsan Şenocak'ın şahsında herkese Kur'anın belirleyici bir din algısının o kişiyi Dünya ve Ahirette mutluluğa götüreceğini bunu tersi durumun akıbetinin vahim olduğunu bir kez daha hatırlamak isteriz. 

                                    EN DOĞRUSUNU ALLAH (C.C) BİLİR.                           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder