31 Aralık 2025 Çarşamba

HUCURAT SURESİ ÇEVİRİSİ

 1- Ey inanmış olan kimseler, siz Allah'ın ve O'nun elçisinin önüne geçmeyin ve Allah'a karşı korunun. Şüphesiz ki Allah, bir en iyi işiticidir, bir en iyi bilicidir.

2- Ey inanmış olan kimseler, siz seslerinizi o habercinin sesinin üzerine sakın yükseltmeyin ve işlerinizin boşa gitmemesi için ona o sözle bir kısmınızın bir kısma bağırması gibi sakın bağırmayın.

3- Şüphesiz ki o kimseler Allah'ın elçisinin yanında seslerini kısıyorlar. İşte onlar o kimselerdir ki, Allah onların kalplerini o korunma bilinci için sınamıştır. Bir bağışlama ve bir büyük emek karşılığı onlar içindir.

4- Şüphesiz ki o kimseler o engelin ötesinden sana sesleniyorlar, onların tamamı bağlantı kurmazlar.

5- Ve eğer onlar sen kendilerine çıkıncaya kadar (seslerini kısmakta) direnip gayret etmiş olsalardı, kendileri için kesinlikle daha hayırlı olurdu. Ve Allah, bir çok bağışlayıcıdır, bir şefkati süreklidir.

6- Ey inanmış olan kimseler, eğer bir itaatten çıkan size bir haber getirirse, artık siz bir düşüncesizlikle bir topluluğa çatışıp ta yaptığınız şeye karşı pişmanlar olmamanız için (haberin) (doğruluğunu yanlışlığını) apaçık belli edin.

7- Ve siz Allah'ın elçisinin içinizde olduğunu bilin. Eğer o, size o işten birçoğunda itaat etseydi, siz kesinlikle şiddetli sıkıntıya düşerdiniz, fakat Allah size o inancı sevdirdi ve onu sizin kalplerinizde süsledi ve size o gerçeği örtmeyi ve itaatten çıkmaları ve baş kaldırmaları çirkinleştirdi. İşte onlar o olgunluğa erişenlerin ta kendileridir.

8- Allah'tan bir lütuf ve bir nimet olarak. Ve Allah, bir en iyi bilicidir, bir en bilgedir.

9- Ve eğer o inananlardan iki zümre öldürüşürlerse, artık siz ikisinin arasını düzeltin. Bu durumda eğer ikiden biri o diğerine karşı saldırganlık yaparsa, artık siz de saldırganlık yapmakta olanla Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar öldürüşün. Bu durumda (saldırgan zümre) eğer dönerse, artık siz ikisinin arasını o eşitlikle düzeltin ve siz hakkaniyetli davranın. Şüphesiz ki Allah o hakkaniyetli davrananları sever.

10- O inananlar ancak ve ancak bir kardeştirler, o halde siz iki kardeşinizin arasını düzeltin ve Allah'a karşı korunun ki şefkat edilesiniz.

11- Ey inanmış olan kimseler, bir topluluk bir topluluktan bazılarını sakın maskaraya almasın, umulur ki onlar, onlardan daha hayırlıdır. Ve kadınlar da kadınlardan bazılarını (sakın maskaraya almasın) umulur ki onlar, onlardan daha hayırlıdır. Ve siz sakın birbirinize dil uzatmayın ve sakın birbirinize o (kötü) lakapları takmayın. O inançtan sonra o yoldan çıkış ismi ne kötüdür. Ve kim (bu huyundan) dönmediyse, işte onlar o haksızlık yapanların ta kendileridir.

12- Ey inanmış olan kimseler, siz o birçok kanıdan uzak durun. Şüphesiz ki o kanının bir kısmı bir günahtır ve siz (birbirinizin) sakın gizliliklerini araştırmayın ve sizin bir kısmınız bir kısmın (hakkında) yokluğunda sakın konuşmasın. Sizin biriniz kendi kardeşinin etini bir ölü iken yemeyi  sever mi? Şimdi siz onu çirkin gördünüz. Ve siz Allah'a karşı korunun. Şüphesiz ki Allah, bir lütufla çokça dönücüdür, bir en bilgedir.

13- Ey o insanlar, şüphesiz ki biz sizi bir erkekten ve bir dişiden takdir ettik ve sizin birbirinizle tanışmanız için biz sizi büyük topluluklara ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki sizin Allah'ın yanında en değerliniz, sizin en korunanızdır. Şüphesiz ki Allah, bir en iyi bilicidir, bir en iyi haber alıcıdır.

14- O bedeviler: "Biz, inandık" dedi. Sen de ki: "Siz inanmadınız, fakat siz 'Biz, teslim olduk' deyin, ve o inanç henüz sizin kalplerinize girmedi. Eğer siz Allah'a ve O'nun elçisine itaat ederseniz, O sizin işlerinizden hiçbir şey eksiltmez. Şüphesiz ki Allah bir çok bağışlayıcıdır, bir şefkati süreklidir."

15- O inananlar ancak ve ancak o kimselerdir ki, Allah'a ve O'nun elçisine inandılar sonra kuşkuya düşmediler ve mallarıyla ve benlikleriyle Allah'ın yolunda güçlerini kullandılar. İşte onlar o doğru söyleyenlerin ta kendileridir.

16- Sen de ki: "Siz Allah'a kendi yaşam sisteminizi mi öğretiyorsunuz? Oysa Allah o göklerdeki şeyleri ve o yerdeki şeyleri biliyor. Ve Allah her bir şeyi bir en iyi bilicidir."

17- Onlar teslim olmalarını sana karşı başa kakıyorlar. Sen de ki: "Siz, teslimiyetinizi sakın benim başıma kakmayın. Eğer siz doğru söyleyenler iseniz, bilakis Allah sizi o inanca iletmekle size karşı büyük iyilikte bulunuyor."

18- Şüphesiz ki Allah o göklerin ve o yerin algılanamayanını bilir. Ve Allah, sizin işlemekte olduğu şeyleri bir en iyi görücüdür.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder