9 Aralık 2025 Salı

DUHAN SURESİ ÇEVİRİSİ

1- Ha, Mim.

2- O apaçık kitaba ant olsun. 

3- Şüphesiz ki biz onu bir bereket verilmiş gecede indirdik, şüphesiz ki biz uyarıcılar idik.

4- 5- Her bir bilge buyruk, bizim yanımızdan bir buyrukla onda ayrılır. Şüphesiz ki biz (elçi) göndericiler idik.

6- Senin Efendinden bir sarmalayıcı iyilik olarak. Şüphesiz ki O, en iyi işiticinin, en iyi bilicinin ta kendisidir.

7- Eğer siz kesin bilgiyle inananlar iseniz, o göklerin ve o yerin ve o ikisinin arasında olan şeylerin Efendisidir.

8- O'ndan başka hiçbir tanrı yoktur, O yaşatır ve öldürür. (O), sizin de efendinizdir ve sizin o ilk atalarınızın da efendisidir.

9- Hayır, onlar bir kararsızlık içinde oynamaktadırlar.

10- 11- Artık sen, o göğün o insanları kaplayacak bir apaçık duman getireceği günü gözetle. Bu, bir acı azaptır.

12- (O insanlar o zaman): "Ey Efendimiz, bu azabı bizden kaldır, şüphesiz ki biz (artık) inananlarız" (derler).

13- Onlar için o hatırlamanın nasıl (faydası olacak?) Ve oysa onlara bir apaçık elçi de gelmişti.

14- Sonra onlar, ondan (başka tarafa) yakınlaşmışlar ve (ona): "Bir öğretilmiş, bir cinlenmiş" demişlerdi.

15- Şüphesiz ki biz o azabın biraz kaldırıcılarıyız, (sonra) şüphesiz ki siz (eski halinize) tekrar dönücülersiniz.

16- O gün, biz o en büyük yakalama ile yakalarız. Şüphesiz ki biz öç alıcılarız.

17- 18- 19- 20- 21- Ve ant olsun ki biz onların öncesi Firavun'u denedik ve onlara: "Siz, Allah'ın kullarını bana geri verin. Şüphesiz ki ben sizin için bir güvenilir elçiyim" diye ve: "Siz, Allah'a karşı yücelenmeyin. Şüphesiz ki ben size bir apaçık yetki getirdim. Ve şüphesiz ki ben benim Efendime ve (aynı zamanda) sizin Efendinize sığındım. Ve eğer siz bana inanmadıysanız, artık siz benden uzaklaşın" diye bir değerli elçi gelmişti.

22- Sonunda o, kendisinin Efendisine: "Şüphesiz ki bunlar suç işleyenler topluluğudur" diye çağrı yaptı.

23- 24- (Allah): "Artık sen kullarımı bir gece yürüt, şüphesiz ki siz izlenmişler (olacak)sınız. Ve sen o su kütlesini sakin bir halde terk et. Şüphesiz ki onlar batırılmışlar ordusudur" (dedi).

25- 26- 27- Onlar bahçelerden ve su gözlerinden ve ekinlerden ve değerli yerlerden ve nimetten onda lezzetlenenler oldukları nicesini bıraktılar.

28- İşte böyle. Ve biz onlara diğer bir topluluğu mirasçı yaptık.

29- Artık onların üzerine o gök ve o yer ağlamadı ve onlar bakılanlar da olmadılar.

30- 31- Ve ant olsun ki biz Yakub'un oğullarını Firavun'dan (kaynaklanan) alçaltıcı azaptan, kurtardık. Şüphesiz ki o, o savurganlık yapanlardan bir yücelenen idi.

32- Ve ant olsun ki biz onları o tüm insanların üzerine bir bilgi üzerine seçmiştik.

33- Ve biz onlara ayetlerden öyle birşey vermiştik ki onda bir apaçık yoklama vardı.

34-35- 36- Şüphesiz ki bunlar kesinlikle: "O (ölüm) bizim o ilk ölümümüzden başkası değildir. Ve biz (dirilerek) yayılanlardan da olmayacağız. Eğer siz doğru söyleyenler iseniz, haydi bizim atalarımızı getirin" diyorlar.

37- Bunlar mı daha hayırlı, yoksa Tubba topluluğu ve onlardan önceki kimseler mi? Biz onları yok etmiştik. Şüphesiz ki onlar suç işleyenler idiler.

38- Ve biz o gökleri ve o yeri ve o ikisinin arasında olan şeyleri oyuncular olarak takdir etmedik.

39- Biz o ikisini o gerçek (amaç) dışında takdir etmedik, fakat onların tamamı bilmezler.

40- Şüphesiz ki o ayırma günü onların toplu olarak belirlenmiş vaktidir.

41- O gün bir yakın, bir yakından hiçbir şeyi ihtiyaçsız kılamaz ve onlar yardım da edilmezler.

42- Allah'ın sarmaladığı kimse başka. Şüphesiz ki O, çok güçlünün, sarmalayıcılığı süreklinin ta kendisidir.

43- 44- 45- 46- Şüphesiz ki o zakkumun ağacı, o günahkarların yiyeceğidir. O yağ tortusu gibidir. O karınlarda fokurdar. O kaynar suyun fokurdaması gibi.

47- 48- 49- 50- (Zebanilere): "Siz onu tutun da, onu o şiddetli ateşin ortasına sürükleyin. Sonra siz onun başının üstüne o kaynar suyun azabından dökün. (Sonra siz ona)'Tat (bu azabı) şüphesiz ki sen o çok güçlünün, o çok bilgenin ta kendisisin' (deyin)" (denilir).

51- 52- 53- Şüphesiz ki o korunanlar güvenli yerdedir. Bahçelerde ve su gözlerinde. Onlar karşılıklı oturanlar olarak ince ipekten ve kalın ipekten (elbiseler) giyerler.

54-İşte böyle. Biz onları iri belirgin gözlülerle eşlendirmişizdir.

55- Onlar, onda her meyveyi güvenliler olarak çağırırlar.

56- 57- Onlar, onda o ilk ölüm dışında o ölümü tatmazlar. Ve O, onları senin Efendinden bir lütuf olarak şiddetli ateşin azabından korumuştur. Bu, o büyük başarının ta kendisidir.

58- Böylece biz onu, ancak ve ancak onların hatırlamaları için senin dilinle kolaylaştırdık.

59- Artık sen gözetle, şüphesiz ki onlar da gözetleyenlerdir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder