Birkaç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Birkaç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Haziran 2024 Pazartesi

Kur'an Çeviri Çalışması İle İlgili Birkaç Söz

Kur'an'ı Mü'mince anlamak adlı blogda yayınlamaya başladığım çalışma, yıllardır okumaya, anlamaya ve yaşamaya çalıştığım Kur'an'ı daha iyi ve doğru anlamak için yapmaya gayret ettiğim bir çeviri çalışmasıdır. Bu çalışma, "Ben herkesten daha iyi çeviri yaparım" iddiası asla değildir. Ancak çevirilerde görülen bazı aksaklıkları tekrar etmemek üzerine kurulmuş bir düşüncenin pratiğe aktarılmaya çalışılan bir ürünü olma gayretiyle yapılmaktadır.

Bu çalışmanın adını "Meal" değil de "Çeviri" olarak adlandırmanın amacı, meal adı altında yapılan çalışmaların kelimenin kendisinin de içerdiği bir anlam dahilinde, kişisel yorumlara açık olmasıdır. Çeviri adı altında bu çalışmayı yapmanın asıl amacı, bu tür kişisel yorumları kapatmak, metne sadakat esasını ön planda tutmaya çalışmaktır.

Metne sadakat esasına dayalı Kur'an çevirilerinin getirdiği bir takım anlama zorluklarını kabul etmekle birlikte, Kur'an metninin kendi içindeki anlam bütünlüğünü sağlamanın metne sadakat esası ile olacağını düşündüğümüz için böyle bir yolu tercih ettik. Metnin kendi içindeki anlam bütünlüğünü anlayabilmenin yolunun Kur'an içinde geçen kelimelerin kök anlamlarına  uygun bir şekilde olduğunu düşünenlerdeniz.

"Her çeviri kişisel bir yorumdur" düşüncesinin doğru tarafı olmakla birlikte, bu doğruluk "Anlam Yorum" tarzında yapılan mealler için daha geçerlidir. Benim yapmaya çalıştığım "Lafzi Çeviri" tarzı, kişisel yorumu en fazla kısıtlayan ve metne sadakat esasına dayalı bir yöntem olması açısından her türlü eleştiriye açıktır. Anlam yorum tarzında kişisel yorum daha fazla öne çıktığı için eleştiri alanı daha kısıtlıdır.

Bazı Kur'an çevirilerinde gördüğümüz ve doğru bir yöntem olmadığını düşündüğümüz, çevirmenin şahşi kanaatleri olan bazı düşüncelerin parantezler yardımıyla Kur'an'a söyletmek düşüncesidir.

Son yıllarda ortaya atılan "Kuran anlaşılabilir bir kitaptır" iddiası maalesef bazı kimselerce "Kur'an benim anladığım şekilde anlaşılması gereken bir kitaptır" söylemine çevrilmiş ve bazı çeviriler bu yönde yapılarak, çevirmenlerin anladığı ve anlattığı Kur'an'lar ortaya çıkmıştır. 

Bu şekilde yapılan çevirilerin ekserisi metne sadakat esasına dayanmamaktadır. Metne sadakat esasına bağlı kalan çevirilerde, görülebilecek en büyük hata çevirmenin yapabileceği gramer hataları olabilir ve bu hatalar da başkaları tarafından veya kendisi tarafından görülür ve sonradan düzeltilebilir.

Fakat, Kur'an'a istediğini söyletmek isteyen bir kimse, çeviride bağlı kalınması gereken şartlara riayet etmeden "Ben bunu böyle anlıyorum" diyerek veya "Bu ayette Allah böyle söylüyor" diyerek işin içinden çıkmaktadır.

Bir de son yıllarda ortaya çıkan ve daha marjinal bir görüş olan "Kur'an'ın orjinali harekesizdir, harekeler sonradan konulmuştur. Bu işlem yapılırken orjinal metinden sapılmış, dolayısıyla orjinal Kur'an ile şimdiki Kur'an arasında farklar vardır" şeklinde iddialar da ortalıkta gecmektedir.

Evet Kur'an ilk defa yazıya geçirilirken hareke yoktu, bunu ilk Kur'an metinlerinde görmekteyiz. Harekeler sonradan konulmuştur. Fakat bu harekelendirme işleminin, yanlış yapıldığını söylemek kanaatimizce doğru değildir. Çünkü ortada onların iddia ettiği gibi orjinal yazılı olarak inmiş bir kitap ortada yoktur ve bugünkü Kur'an'ı onunla karşılaştırmak imkanı hiç yoktur.

Bu iddia çerçevesinde Kur'an okumalarını şekillendiren insanlara baktığımızda, bazı ayetlerin harekelerini kendileri koymakta, hatta bazı kelimelere olmadık anlamlar yüklemekte, dolayısı ile kendi Kur'an'larını kendileri yazmaktadır.

Onlardan şunu beklemek hakkımızdır.

Otursunlar baştan aşağı bütün Kur'an'ı kendi iddia ettikleri harekelerle ve kendi iddia ettikleri kelime anlamları ile dilimize çevrilmiş halini bize sunsunlar biz de onların kitaplarını okuyalım.

Bu konuda yapılmış derli toplu bir çalışma Yusuf suresi hakkında yapılmıştır. Bu çalışmaya yapan kişinin elindeki en büyük kozu, yapılan çevirilerin hatalı olduğu sure ile ilgili yapılan tefsirlerin İsrailiyyat kaynaklı olduğu yönündedir.

Evet, çevirilerde kısmi hatalar vardır, tefsirlerde akla ziyan yorumlar vardır hepsi kabulümüz. Fakat siz bu yanlışları başka yanlışlarla izale edemez, İsrailiyyat dediğiniz yorumların yerine RAMAZANİYYAT ile dolduramazsınız, doldurursanız elinize gözünüze bulaştırır öyle kalakalırsınız. Bir kelimenin anlamını bin dereden su getirerek "O öyle değil böyle" derseniz, işte öyle bir Kur'an yazar, buna da kendi çevrenizden başka iman eden olmaz.

Biz bu çeviride parantez açmamaya büyük ölçüde gayret gösteriyoruz. Eğer bir parantez açılmışsa, bunu kendi kanaatimiz olarak değil, Kur'an'da edebi bir yöntem olan hazf metodunun, yani anlamda olduğu halde lafızda zikredilmemesi şeklinde gelen bazı kelimelerin parantez açılarak okuyucunun daha kolay anlamasını sağlamak amacıyla yapılmıştır.

Son yıllarda yapılmaya çalışılan Kur'an çevirilerinde üzülerek şahit olduğumuz bir durum olması nedeniyle böyle bir hatırlatma gereği duymaktayız. Kısacası Kur'an ayetlerini çevirirken "Allah böyle demek istemiştir" şeklinde bir anlayışla kitabı ele alarak, kelimeleri yerlerinden asla oynatmadan doğru bir çeviri sunmaya çalışıyoruz.

Çalışmamızda merkeze almaya çalıştığımız en önemli nokta, Kur'an'da eş anlamlı kelimenin olmadığı düşüncesinden yola çıkarak her kelimenin kök anlamı üzerinden bütün geçtiği yerlerde aynı anlamı verme çalışmasıdır. Bu nokta dikkatli bir meal okuyucusunun en önemli sıkıntılarından bir tanesidir.

Kur'an meallerini karşılaştırmalı okuyan bir kimsenin karşılaştığı en büyük sorun, ayet içindeki herhangi bir kelimenin veya ibarenin aynı kelime ve ibarenin geçtiği ayetlerdeki anlam uyumuna pek dikkat edilmemesidir. Kur'an'da bulunan herhangi bir kelimenin anlamı kitabın her yerinde kök anlamına uygun biçimde olduğu kanaatine sahip olduğumuz için, bütün kelimeleri kök anlama uygun biçimde vermeye gayret ediyoruz. 

Böyle bir yöntem izlememizdeki amacımız, Kur'an'ın kendi içindeki bütünlüğünün kelimeler ile sağlanmış olmasından dolayı, bu kelimelere farklı anlamlar verilmesinin bu bütünlüğün meallerde görülmemesine yol açmasıdır.

Kur'an'ı Arapça metninden okuyan bir kimse birçok cümlenin özellikle ayet sonlarının farklı surelerde aynı kalıpta geldiğini görecektir. Fakat aynı kalıpta gelen bu cümle veya kelimeler aynı kişi tarafından farklı şekilde anlam verilmiştir. Çevirmenin yapması gereken şey, mealini bitirdikten sonra sadece tekrar gözden geçirerek aynı şekilde gelen ibarelerin çevirisinde uyum sorunu olup olmadığını kontrol etmektir. Maalesef bu kontrolun pek yapılamadığını okuduğumuz meallerden görmekteyiz.

Biz bu hataya düşmemek adına meali her daim kontrol ederek uyum sorunu olup olmadığı noktasında herhangi bir yanlışı düzeltme cihetine gidiyoruz. Bundan dolayı mealimizde her zaman düzeltme yapmamız sözkonusu olmaktadır. 

Bu çeviri bittiği takdirde Kur'an'ı kırık mealden okuyanlar için, kelimeleri anlamada bir kolaylık sağlayabileceğini düşünmekteyiz. Şöyle ki:

Kırık meal okuyan bir kimse okuduğu mealin sayfa kenarındaki diğer meale baktığı zaman, kırık meal ile arasında kelimelerin anlamı açısından pek uyum bulamamaktadır. Bunun nedeni ise sayfa kenerındaki mealin kırık meali yapan kişi tarafından yapılmaması veya kırık meali yapan kişinin sayfa kenarındaki meal ile kırık meal arasında uyum sağlama zorunluluğu yokmuş bir düşünce içinde meal yapmasından kaynaklanmaktadır.

Bizim yapmaya çalıştığımız çeviri derli toplu bir kırık meal çalışması olup, meal okuyucusu Arapça metinde bulunan her kelime ve edatın anlamının çeviriye yansıtılmaya çalışıldığını görecektir. Çevirimizde parantez kullanmamaya büyük ölçüde özen göstermeye çalıştığımız gözden kaçmayacaktır. Açılan parantezlerin çoğu da hazfedilen ifadeleri göstermek içindir.

Şurası da bir gerçek ki, bu çalışmamızda birçok kimse aradığı türden bir çeviri ihtiyacını bu çeviriyle gideremeyecektir. Hangi çeviri olursa olsun bir kimse tarafından okunduğu zaman, okuyucunun farklı beklentileri olma noktasında, mutlaka eksik noktalar olacaktır. Bizim bu çevirinin lafız merkezli olmasına dikkat çekmemizin gayesi de bu dur. Okuyacak kimse bu noktayı dikkate alarak okumalı, eleştirisini de bu noktadan yapmalıdır. Yani özellikle gramer hataları olup olmadığı Arapça dil kurallarının özelliklerine  uyulup uyulmadığı noktasında yapılacak eleştiriler her zaman dikkate alınacaktır.


Gayret bizden başarı Allah'tandır.