Rum s. 30. ayetinde Rabbimiz mealen "Öyleyse sen, yüzünü Hanif olarak dine, Allah'ın fıtratına çevir ki O, insanları
bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru
din budur. Ama insanların çoğu bilmezler." buyurmaktadır. Ayette bütün insanların, "fıtrat" adı verilen bir yaratılış düzeni içinde yaratıkları ve hiç bir insanın bunun dışında olmadığı beyan edilmektedir.
Peki bu nasıl bir fıtrat'tır ki dünyanın neresinde olursa olsun ve ya hangi bölgesinde olursun değişmiyor , yani Mekke'de Kabe'nin karşısında doğan bir çocuk ile Avustralya'nın Aborjin yerlisi olarak doğan bir çocuk aynı sistem üzerinde yaratılıyor. Kur'an bunun cevabını diğer surelerde ki ayetlerde vermektedir. Rum s. 30. ayetini bağlamı içinde okuduğumuz takdirde bu cevaplardan birini surenin ilgili ayetlerinde'de görmekteyiz.
Allah cc kur'anda mesel darb ederek anlatma üslubunu bir çok ayette kullanmış olup bu tür anlatımlar insanın anlamasını kolaylaştıran ve hatırda kalıcı olmasını sağlayan bir anlatım tarzıdır. Bu tarz anlatımı bizlere kendisini tanıtırken ve bizim Allah cc karşısındaki durumuzu anlatan ayetlerde'de karşımıza çıkmaktadır. Rum s. 28. ayetinde bu şekilde bir mesel darb edilmiş olup konumuz ile yakın alakalıdır.
----- 030.028 (Allah) size kendinizden bir misal verdi: Hiç size kısmet
ettiğimiz şeyde elleriniz altındaki kölelerinizden ortaklarınız bulunur da
onlarla siz eşit olur, aranızda birbirinizi saydığınız gibi, onları da sayar
mısınız? İşte düşünecek bir toplum için ayetleri böyle ayırdediyoruz.
-----030.029 Fakat zulmedenler hiç bir ılimsiz hevalarına uydular, artık
Allahın şaşırdığını kim yola getirebilir? onlara yardımcılardan eser de
yoktur.
-----030.030 Öyleyse sen, yüzünü Hanif olarak dine, Allah'ın fıtratına çevir ki
O, insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışında değişme yoktur.
İşte dosdoğru din budur. Ama insanların çoğu bilmezler.
-----030.031 Hepiniz O'na yönelerek O'na karşı gelmekten sakının, salatı ikame edin;
müşriklerden olmayın.
-----030.032 (O müşrikler ki,) Kendi dinlerini fırkalara ayıran ve kendileri de
parça parça olmuşlardır; ki her grup kendi elindekiyle övünüp-sevinç
duymaktadır.
Rum s. 30. ayetini 28-32. ayetlerin bağlamı içinde okuduğumuz takdirde 30. ayetin mesajı daha net anlaşılacaktır. Fıtrat,Rab,kul ilişkisini kur'an içine serpilmiş olan ayetleri bir araya getirdiğimiz takdirde anlamamız kolaylaşacaktır. Başlangıç ayetimiz araf s. 172-173. ayetleridir.
-----007.172-3 Rabbin, ademoğlunun sulbünden soyunu alıp devam ettirmiş,
onlara: «Ben sizin Rabbiniz değil miyim» demiş ve buna kendilerini şahit
tutmuştu. Onlar da: «Evet şahidiz» demişlerdi. Bu, kıyamet günü, «Bizim bundan
haberimiz yoktu» dersiniz veya «Daha önce babalarımız Allah'a ortak koşmuşlardı,
biz de onlardan sonra gelen bir soyuz, bizi, boşa çalışanların yaptıklarından
ötürü yok eder misin?» dersiniz diyedir.
Ayetler yaratılan ve yaratılacak olan bütün insanların, Allah cc yi rab olarak bilme itiyadında yaratılmış olduklarını beyan etmektedir. Bu beyana Mekke'de veya Aborjin yerlisi olarak doğan herkes dahildir.Adem'den başlayıp kıyamete kadar doğan her insan kıyamet günü kendisine verilen bu bilgi dahilinde hesaba çekilecektir. Bunun içindir'ki, ne bizim Müslüman bir anne babadan doğmamız avantajdır, ne de Aborjin yerlisi bir ana babadan doğmak dezavantajdır. Allah cc nin elçileri vasıtası ile indirmiş olduğu herhangi bir kitap kendisine ulaşmamış olup o kitaplardaki emir ve yasaklardan haberi olmadan yaşamış bir insana bu kitaplardaki emir ve yasaklara uyup uymadığı sorulmayacak olup bu insanlar fıtratlarında olan Allah cc yi mi yoksa başkasını mı Rab olarak bilip bilmediği üzerinden sorguya tutulacaklardır.
En'am s. ayetlerindeki İbrahim as kıssası fıtratı çalıştırarak Rabbi bulmanın anlatıldığı bir bölümdür, ayetlerde İbrahim as görmüş olduğu yıldız, ay ve güneşin önce parıltısına binaen , "bunlar Rabbim olabilir " demiş sonra fıtratı çalıştırma örneği olarak onların batttıklarını görünce onların üstünde başka bir varlığın olduğunu kavmine tebliğ etmiştir. İlgili ayetlerde "bu benim Rabbimdir" demesi tartışma konusu olmasına rağmen onun üzerinden verilmek istenen mesaja odaklanmak İbrahim as ın yıldız, ay ve güneşe Rabbim neden dediği tartışmalarına gerek bırakmayacaktır.
Yazımızın başında kur'anın mesel yolu ile anlatıma önem vererek bu uslubta bir çok ayeti barındırdığına işaret etmiştik. Kur'an bize Allah cc yi tanıtırken yine bu uslubu kullanarak "Rab-Abd" tasviri içinde anlatır. Kur'anın nazil olduğu zaman içinde "Rab" kelimesinin Araplar için ifade ettiği anlam teşbihi içinde Allah cc nin, "Alemlerin Rabbi" olması yine o günkü kullanılan ve bilinen anlam olarak "köle"yani abd kelimesi etrafında bizim onun karşımızdaki durumumuzu anlatmıştır. YANİ ALLAH CC BİZİM RABBİMİZ BİZDE ONUN ABD I YANİ KULUYUZ..
Bu durumu anlatırken insanların köle -efendi ilişkisi içinde birbirleri ile olan durumlarını örnek vererek bizlerin onun karşısındaki durumuzu beyan etmiştir. Rum s 28 . ayeti buna bir örnektir. Allah cc ayette, köleleriniz ile kendinizi aynı kefeye nasıl koymazsanız bende sizi benle aynı kefeye koymam veya köleniz ile aranızda nasıl bir statü farkınız varsa benimle sizin arasındada benzer statü frakı vardır deyip kimseyi rablik iddiasında bulunmamaya çağırmaktadır.
30. ayette bahsedilen "fıtrat" o fitrattır'ki Araf s 172-173. ayetlerinde beyan edildiği üzere bizleri kendisinden üstün varlığı rab olarak bilme itiyadında yaratmış olup hiç bir insan bu şekilde bir fıtrat dışında değildir. 30. ayet bizlerin bu fıtrat üzere yani "abd-köle" fıtratı üzere yaratıldığımızı bütün insanların bunun dışında olmadığının beyanıdır.
Bizlerin istisnasız olarak kendi üzerimizde üstün bir varlığı gücünü hissederek yaşama itiyadında yaratılmamız gerçeğinden hareketle kendimizden üstün 2 farklı rabbe iman etmekteyiz, 1- Allah cc yi 2- şeytanı . Bütün insanlar istisnasız olarak ya Allah cc yi yada şeytanı rab olarak bilerek hayatlarını onların vahy ettikleri üzerine kurarlar.
Bizler Allah cc yi rab olarak bilip onun vahyettiklerine üzerine hayatımızı yönlendiririz. Şeytanı Rab edinenler ise onlarda aynı şekilde şeytanın vahyettikleri üzerine kurulmuş olan dinlerini hayatlarına ikame ederler. Asıl olan ve Allah cc nin "Alemlerin Rabbi" olmasına binaen bütün insanların ona kul-abd olması gerektiğidir.
Başka ayetlerde kendisinin yegane ilah ve rab olduğunu bir çok vurgulayan Allah kendisinden başka ilahlar olması durumunda olacakları şu şekilde bildirmektedir.
-----021.022Yerde Gökte Allahtan başka ilâhlar olsa idi ikisi de fâsid olmuş
gitmişti, rabbın o arşın rabbı Allah münezzeh sübhandır onların isnad ettikleri
vasıflardan.
-----039.029 Allah, geçimsiz efendileri olan bir adamla, yalnız bir kişiye
bağlı olan bir adamı misal olarak verir. Bu ikisi eşit midir? Övülmek Allah
içindir, fakat çoğu bilmezler.
Allah cc kendisinin tek olduğu ve kendisinden başka ilahlar olsaydı doğacak olan kaosa dikkat çekerek akletme ile ilgili mesel vererek bizleri bilgilendirmektedir. Allah cc nin, yaratmış olduğu insanlara elçiler ve kitaplar göndererek fıtratları doğrultusunda olan ,kendisinden yüce bir varlık olan Allah cc yi Rab olarak ibadet yani kulluk etmelerini istemiştir, ancak şeytan o insanlara çeşitli vesveseler vererek kendisini Rab olarak bilmelerini vahyederek bir çok insanı yoluna çekmiştir.
Sonuç olarak, Rum s. 30. ayeti insanın fıtrat olarak kendisinden yüce olan bir varlığa kul olma itiyadında yaratılmış olduğu ve bu durumu 28. ayette bir meselle anlatarak kendimiz üzerinden görselleştirip köle-efendi (Rab) arasındaki statü farkına bizim bile razı olamayacağımızı bildirip kendisinin buna hiç razı olmadığı , insan kendi statüsünü bilip kul olmaktan sıyrılıp rab olmaya soyunamayacağı bunun tersi bir duruma soyunduğu takdirde sonuçlarına katlanacağını müteaddit ayetlerde bildirir. Allah cc nin Rabliğini red edip kendisini rab ilan eden kullara uyanların da aynı şekilde sonucuna katlanacağını beyan eden Rabbimizin ebedi azabına düçar olmamak için kendisinden başka ilah ve rab tanımadan onun kulu olduğumuzu unutmamız gerekmektedir.
EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.