Biz Müslümanların yapmış olduğu en önemli hatalardan birisi , Peygamberler arasında ayrım yapmaktır. Bu cümleyi okuyan birisi hemen , " Sen ne demek istiyorsun kardeşim bizim amentümüz de bütün peygamberlere iman etme esası var bizde bütün peygamberlere iman ediyoruz" diyerek itiraz edecektir. Amentümüz de "Bütün peygamberlere iman" esası vardır , ancak bu iman esası "Bizim peygamberimiz" deyiminin dilimizde yerleşmiş olduğundan hareketle i fiiliyatta pek dikkate alınmadığını söylemek istiyoruz.
"Bizim Peygamberimiz" deyimi, biz Müslümanlar tarafından Muhammed (a.s) için kullanılır ve bu ifadenin arka planında , bilmeyerek te olsa Peygamberler arasında bir ayrım yapmak yatmaktadır. Bu deyimi kullanan birisine şunu sorabiliriz ; Muhammed (a.s) şayet bizim peygamberimiz ise , İsa , Musa (a.s) ve diğerleri bizim Peygamberimiz değil mi ? .
Peygamberler arasında ayırım yapma hastalığının temelinde , Hıristiyanların İsa (a.s) a karşı aşırı bir sevgi besleyerek onu ilahlık makamına yükseltmelerinin yattığını düşünmekteyiz. "Peygamberleri yarıştırma hastalığı" diyebileceğimiz bu durum, Hıristiyanların İsa sı varsa bizimde Muhammedimiz var diyerek ortaya çıkmış ve Hıristiyanların İsa (a.s) ı sahiplenmelerine karşın Müslümanların Muhammed (a.s) ı sahiplenmeleri ve ona aşırı bir değer yüklemeleri neticesinde bu günlere gelinmiştir.
Bizim Peygamberimiz Kim ? .
[002.136] Biz; Allah'a, bize indirilmiş olana, İbrahim'e, İsmail'e,
İshak'a, Ya'kub 'a, ve torunlarına indirilmiş olanlara, Musa'ya, İsa'ya
verilenlere, peygamberlere Rabbları tarafından verilmiş olanlara iman ettik.
Onların hiçbirinin arasını diğerinden ayırmayız. Biz ona teslim olmuşlardanız,
deyin.
[002.285] Peygamber, Rabbi'nden kendisine ne indirildiyse ona iman etti.
Müminlerin de hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman
ettiler. «Biz Allah'ın peygamberleri arasında ayırım yapmayız, duyduk ve itaat
ettik. Ey Rabbimiz, bağışlamanı dileriz, dönüş ancak sanadır.» dediler.
[003.084] De ki; Allah 'a, bize indirilen kitaba; İbrahim'e, İsmail'e,
İshak'a, Yakub'a ve torunlarına indirilen ilahi mesajlara; Musa'ya, İsa'ya ne
diğer peygamberlere Rabbleri tarafından verilenlere inandık; onlar arasında
ayırım yapmayız, biz O'na teslim olmuşuz;
[004.150] Doğrusu Allah'ı ve peygamberlerini inkar edenler, Allah ile
peygamberlerinin arasını ayırmak isteyenler, bir kısmına inanır, bir kısmını da
inkar ederiz, diyerek bu ikisinin arasında yol tutmak isteyenler;
[004.151] İşte gerçekten kâfirler bunlardır. Ve biz kâfirlere alçaltıcı bir
azap hazırlamışızdır.
[004.152] Buna karşılık Allah'a ve peygamberlerine inananlara ve
peygamberler arasında ayırım yapmayanlara gelince, Allah onların mükafatını
ilerde verecektir. Hiç kuşkusuz Allah affedicidir, merhametlidir.
Yukarıda verdiğimiz ayet meallerinin delaleti ile " Bizim peygamberimiz kim?" sorusunun cevabını ; "Allah (c.c) nin Adem (a.s) dan , Muhammed (a.s) a kadar gönderdiği ve adedini sadece kendisinin bildiği bütün peygamberler bizim peygamberimizdir" şeklinde verebiliriz.
İslam düşüncesinde yanlış anlaşılan konulardan bir tanesi peygamber anlayışı olup , bu yanlış anlayış neticesinde Muhammed (a.s) a diğer peygamberlere nazaran farklı bir ayrıcalık yüklenerek , Hıristiyanlara nazire yapılmaya çalışılmıştır. Bu durum farkında olmadan peygamberler arasında ayrım yapılmasını doğurmuş ve İsa (a.s) ı Hıristiyanların , Musa (a.s) ı Yahudilerin peygamberi olarak görmeyi beraberinde getirmiştir.
İsa veya Musa (a.s) için Kur'anda "Mucize" diyebileceğimiz olağan dışı görsel ayetlerin Muhammed (a.s) da görülmemiş olması , Müslümanlar tarafından sanki bir eksiklik olarak görülmüş , Muhammed (a.s) adına yüzlerce mucize uydurularak diğer elçilerden geri kalmaması !! sağlanmıştır.
Allah (c.c) nin elçileri aracılığı ile gönderdiği din'in tek adı vardır o da "İslam" dır. İsimlerinin önlerinde prof , doç gibi ünvanlar bulunan ilahiyatçı sıfatına sahip olan bir takım kimselerin bile "3 ilahi din" terimini kullanarak , Allah (c.c) nin sanki Hıristiyanlık ve Yahudilik adı altında İslam dan ayrı 2 din daha göndermiş olduğu düşüncesi maalesef yaygın bir düşünce olup , bu düşünce şuur altında Muhammed (a.s) haricindeki elçilere karşı bir dışlama düşüncesi doğurmuştur.
"Bizim peygamberimiz" terimi , altında art niyet taşımasa bile Allah (c.c) nin Muhammed (a.s) haricindeki elçiler ile ayrı bir din göndermiş olduğu zannının dilimize pelesenk olmuş bir yansımasıdır.
Kur'anda adı geçen ve kıssaları anlatılarak bizlerin örnek alması istenen elçilerin tamamı bizim peygamberimizdir. "İzlenen yol" anlamındaki "Sünnet" kelimesinin maalesef sadece "Muhammed (a.s) ın sünneti" olarak anlaşılmış olması , Kur'an da adı geçen diğer elçilerin izlediği yol yani "Sünnet" leri yokmuş gibi bir durum meydana getirmiştir. Yollarını yani sünnetlerini izlememiz gereken elçi sadece Muhammed a.s) olmayıp zikri geçen bütün elçilerdir.
Sonuç olarak; Yüzlerce yıldır süregelen yanlış peygamber algısı , bizlerin şuur altında, Muhammed (a.s) ile diğer peygamberler arasını ayırmak anlamına gelen "Bizim peygamberimiz" deyimini üretmiştir. Bu deyimi kullananlar peygamberler arasında ayrım amacına matuf olarak bunları yapıyor iddiasında olmamakla birlikte , yanlış peygamber algısının bir ürünü olan bu deyimi kullanmanın yanlış olduğunu söylemek istiyoruz. Bizim peygamberimiz sadece Muhammed (a.s) değil , Allah (c.c) nin göndermiş olduğu bütün peygamberlerdir. Bizler sadece Muhammed (a.s) ı değil , Kur'anda zikir geçen bütün elçilerin örnekliğini okuyarak , o örneklikleri içselleştirip hayata pratize etmek zorundayız. Aksi takdirde , Muhammed (a.s) ı öne çıkarıp diğer peygamberleri ötekileştirmek şeklinde ortaya çıkan ve Kur'anın yasakladığı ayırımcılık yanlışına düşmekten kurtulamayız.
EN DOĞRUSUNU ALLAH (C.C) BİLİR.