26 Aralık 2012 Çarşamba

Allah c.c Bazı Şeyleri Bilmeyebilir mi?

Yazımıza böyle bir başlık atmamızın nedeni sayın Abdülaziz Bayındır hocanın sosyal medyada gündeme gelen bir telefon konuşmasına vermiş olduğu "Allah senin kiminle evleneceğini bilmez" şeklindeki cevaba karşı düşüncelerimizi ortaya koymak içindir. Bu cevabın öncelikle bir montaj ve hocayı karalamak amaçlı bir tuzak olduğu düşüncesi hakim iken dün akşam (25-12-2012 ) yapmış olduğu derste bunları bunları tekrarlaması bizleri hayal kırıklığına uğratmıştır. 

Konu ile düşüncelerimizi ortaya koymadan önce sayın hocanın telefonda söylemiş olduğu , " ben demiyorum Allah böyle diyor" sözü üzerinde durmak istiyoruz. Kur'an hakkında söz söylemek durumunda olan her kişi herhangi bir ayet hakkında böyle bir söz etmek hakkına kesinlikle sahip değildir, ancak "BU AYET HAKKINDAKİ BENİM DÜŞÜNCEM BU DUR" şeklinde bir söz edebilir çünkü konuştuğu ayet hakkında eksik ve yanlış düşünceleri olduğu konusunda bir açık kapı bırakmak zorundadır, bunun aksi bir söz olan " BEN DEMİYORUM ALLAH CC BÖYLE DİYOR" şeklindeki sözler kendi anlamak istediğini Kur'ana söyletmek amaçlı sözlerden başkası değildir. Kur'an hakkında söz söylemek durumunda olan kimsenin böyle bir söz söylemeye yetkisi asla olamaz. 

Şimdi gelelim sayın hocanın gündem olan "Allah senin kiminle evleneceğini bilmez" sözü üzerinden Allah cc nin bazı şeyleri bilemeyeceği düşüncesinin bazı kur'an ayetleri ışığında değerlendirilmesine;   

Sayın hoca konu ile ilgili yaptığı dersteki verdiği ayetlerin yerine sadece Hadid s. 22 ve bakara s. 255. ayetindeki " yalemu ma beyne eydihim vema halfehum"(onların önündekini ve arkasındakini bilir) ayetini ele alıp o ayetler üzerinde dursa idi daha doğru bir düşünceye sahip olunabilirdi bu onun bu düşüncesini kökünden ret eder mahiyette ayetler olduğu için sanki bile bile bu ayetler es geçildi diye düşünmekten kendimi alamıyorum, ancak sayın hoca tabiri caizse vakit geçirmeye oynayan futbolcu misali konu ile direk ilgili olmayan ayetler üzerinde durarak dersini bitirdi. Bu yazıda Hadid 22 ve bakara 255 ve benzeri ayetler üzerinde durarak sayın hocanın iddiasının ne kadar doğru olduğu konusunda düşüncelerimizi ortaya koymaya gayret edeceğiz.  
Hadid s. 22. ayetinde Allah cc mealen şöyle buyurmaktadır. 
  Ne Arzda, ne de nefislerinizde bir musıbet başa gelmezki biz onu fi'le çıkarmazdan evvel bir kitabda yazılmış olmasın, şübhesiz bu Allaha göre kolaydır"  

Bu ayette, insan ve onun dışındaki bütün varlıklarla ilgili olacak olayların bilgisinin daha önce bilindiği bizlere bildirilmektedir. Sayın Bayındır hoca bundan önceki derslerinden birinde Hadid s. 22 . ayeti ile ilgili sorulan bir soruya" ezelde değilde yaratmadan önce kayda geçer " demektedir. yaratmadan önce demesi ile ezelde geçmemiştir demesi çelişkili bir açıklamadır. Allah cc için zaman kavramı ile kulları için zaman kavramı aynı değildir şu ayetler buna delildir.

-----032-5 Gökten yere kadar, olan bütün işleri Allah düzenler, sonra, işler sizin hesabınıza göre bin yıl kadar tutan bir gün içinde O'na yükselir.
-----22.047Senden, başlarına acele azap getirmeni istiyorlar. Allah sözünden asla caymayacaktır. Rabbinin katında bir gün, saydıklarınızdan bin yıl gibidir.
-----70.004 Melekler ve Cebrail o derecelere, miktarı elli bin yıl olan bir günde yükselirler.

Yukarıda mealini vermiş olduğumuz ayetlere göre kullar için geçerli bir günün süresi ile Allah  için geçerli günün aynı olmadığı açıktır. Şimdi sayın hocanın Hadid s 22. ayeti ile ilgili verdiği cevaptaki "kayda geçmiştir ama olmadan önce kayda geçmiştir ezelde geçmemiştir" sözünün içini bu ayetler çerçevesinde nasıl doldurur ? olay olmadan bir gün öncemi, yoksa bir saat öncemi yoksa bir dakika öncemi ? "olay olmadan önce kayda geçmiştir fakat ezelde geçmemiştir " sözü sayın hoca için talihsiz bir çelişkidir çünkü Allah için zaman kavramı ile kullar için zaman kavramı ne kadar aynıdır onun cevabını vermek zorundadır.  

Allah cc nin "sübhan" olması onun her türlü noksanlıktan münezzeh olması demekse "bazı şeyleri bilemeyeceği" şeklinde bir söz onu hakkı ile takdir edememenin bir göstergesidir. Sayın hoca konu ile ilgili yaptığı derste hem "Allah cc nin gaybı elbette bilir" deyip hem bunun aksi bir iddiada bulunması onun ayrı bir çelişkisidir.  

----- 2.255  Allah, başka tanrı yok ancak o, daima yaşıyan, daima duran tutan hayy-ü kayyum o, ne gaflet basar onu ne uyku, Göklerdeki ve Yerdeki hep onun, kimin haddine ki onun izni olmaksızın huzurunda şafaat edecek? onların önlerinde ne var arkalarında ne var hepsini bilir, onlar ise onun dilediği kadarından başka ilmi ilahîsinden hiç bir şey kavrıyamazlar, onun kürsîsi bütün Gökleri ve Yeri kucaklamıştır her ikisini görüb gözetmek ona bir ağırlık da vermez o öyle ulu, öyle büyük azametlidir.
-----22.075-76 Allah meleklerden ve insanlardan peygamberler seçer. Doğrusu Allah işitir ve görür. O, geçmişlerini geleceklerini bilir. Bütün işler Allah'a döner.

Bakara s. 255 ve Hacc s.75-76. ayetlerindeki "geçmişi ve geleceği bilmesi" ve kur'anın bir çok ayetindeki "gayb bilgisinin ona ait olması" bizlere yaratmış olduğu her şeyin öncesinin ve sonrasını bildiğini açıkça belirtir . "Allah senin kiminle evleneceğini bilmez" sözü devamında bir çok yanlışı getirmesi açısından  yanlış bir söz olduğu açıktır. Eğer Allah cc bir insanın kiminle evleneceğini bilmezse onlardan doğacak olan çocukları da bilmez anlamına gelir.

----- 7.172-173 Hem rabbın: Beni Âdemden, bellerinden zürriyyetlerini alıb da onları nefislerine karşı şâhid tutarak «rabbınız değilmiyim» diye işhad ettiği vakıt, «evet» dediler: «şâhidiz», Kıyamet günü bizim bundan haberimiz yoktu demeyesiniz.Yâhud: ancak önceden atalarımız şirk koştular, biz ise onlardan sonra bir zürriyyet edik, şimdi o batılı te'sis edenlerin yaptıklarıyle bizi helâkmi edeceksin? Demeyesiniz.

Araf s ayetlerinde geçmiş zaman sigası ile belirtilen ve "Beni Adem" diye bahsedilen insanların Adem ve ondan sonra gelecek olan bütün insanlar için geçerli ise ""Allah cc Ademden kıyamete kadar gelecek olan insanların bilgisinden eksik bir Allahın olması iddiası az buz bir yanlış değildir.   

-----003.081 [E0] Hem Allah vaktiyle Peygamberlerin şöyle misakını almıştır: Celâlim hakkıyçün size kitab ve hikmetten her ne verdimse sonra size beraberinizdekini tasdik eden bir Resul geldiğinde ona mutlak iman edeceksiniz ve lâbüdd ona yardımda bulunacaksınız, buna ıkrar verdiniz mi? ve bunun üzerine ağır ahdimi boynunuza aldınızı mı? buyurdu, ıkrar verdik dediler, öyle ise, buyurdu: Şahid olun ben de sizinle beraber şahidlerdenim.

Yine aynı şekilde Al-i İmran s. 81. ayetinde geçmiş zaman sigası ile nebilerden söz alınması olayı bize bu nebilerin bilgisinin ezelde olduğu yolundaki bir delil olma bakımından örnek bir ayettir.Allah cc , Muhammed sav  in babası ile annesi Aminenin evlenip Muhammed adında bir çocuk dünyaya getireceklerini bilmiyorsa böyle bir söz alındığına dair neden bu ayeti Kur'ana koysun?

Kader konusu ile ilgili olarak yanlış anlaşılan konulardan bir tanesi de Kur'anda en fazla geçen "KİTAB" kavramının müteşabih olarak kullanılmasının anlaşılamaması olarak karşımıza çıktığını görmekteyiz.  

KİTAP KAVRAMININ KUR'ANDA MÜTEŞABİH OLARAK KULLANILMASI  
 
Al-i imran s. 7 . ayetinde kitabın ayetlerinin bir kısmını "muhkem" bir kısmının "müteşabih" olduğu bildirilmektedir. "Müteşabih" kavramının gaybi alana ait bilgilerin gaybi olmayan alana ait bilgilere benzeştirilerek anlatılması olduğunu bu konu ile ilgili yazılarımızda 
bahsetmiştik .

-----006.038 hem Yerde debelenen hiç bir hayvan ve iki kanadiyle uçan hiç bir kuş yoktur ki sizin gibi birer ümmet olmasınlar, biz kitâbda hiç bir tefrıt yapmamışızdır, sonra hepsi toplanır Rablarına haşolunurlar
-----006.059 Gaybın anahtarları O'nun katındadır, onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı bilir. Düşen yaprağı, yerin karanlıklarında olan taneyi, yaşı kuruyu ki apaçık Kitap'tadır ancak O bilir.
-----010.061 Ne iş yaparsan yap ve sizler ona dair Kuran'dan ne okursanız okuyun; ne yaparsanız yapın; yaptıklarınıza daldığınız anda, mutlaka Biz sizi görürüz. Yerde ve gökte hiçbir zerre Rabbinden gizli değildir. Bundan daha küçüğü veya daha büyüğü şüphesiz apaçık bir Kitap'dadır.
-----011.006 Yerde hiç bir debelenen de yoktur ki rızkı Allaha âid olmasın, o onun karar ettiği yeri de bilir, emanet bulunduğu yeri de, hepsi açık bir kitabdadır
-----022.070 Bilmez misin ki Allah Gökte ve Yerde ne varsa bilir, muhakkak o kitabdadır, her halde o Allaha göre kolaydır
-----027.075Ve Yerde, Gökte hiç bir gâib yoktur ki açık bir kitabda olmasın
-----034.003 İnkar edenler: «Kıyamet bize gelmeyecektir» dediler. De ki: «Hayır, öyle değil; görülmeyeni bilen Rabbim'e and olsun ki, o saat size muhakkak gelecektir. Göklerde ve yerde zerre kadar olanlar bile O'nun ilminin dışında değildir. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü de şüphesiz apaçık Kitap'tadır.»
-----035.011 Allah sizi topraktan, sonra nutfeden yaratmış, sonra da sizi çiftler halinde varetmiştir. Dişinin gebe kalması ve doğurması, ancak O'nun bilgisiyledir. Ömrü uzun olanın çok yaşaması ve ömürlerin azalması şüphesiz Kitap'dadır. Doğrusu bu Allah'a kolaydır.

Yukarda vermiş olduğumuz ayet meallerinde bahsedilen "kitap" Allah cc nin indinde olan bir kitaptan bahsetmektedir ( gayb konusu ile ilgili ayetlerede dikkat çekmek isteriz). Müteşabih kavramı çerçevesinde düşünecek olursak Allh cc nin teşbih ederek anlatmış olduğu kitaptan kasıt , "kitab" kelimesinin bizlerde yapmış olduğu çağrışım ile ilgili olarak düşünülmesi gerekir. 

Kitab kelimesi bizler için yazıldığı zaman içindekilerin unutulmaması ve nesiller boyu ondakilerin bilgi kaynağı olması gibi bir çağrışım yapar. Allh cc ise kendi indindeki kitabı buna benzeterek kendi indindeki bilgilerin unutulması kaybolması gibi bir durumun söz konusu olmadığını bizlere bildirir. Bu kelime kader konusu ile ilişkilendirildiği zaman karşımıza bazı yanlış anlamaların çıktığı görülmektedir. Bazıları," bizim ne olacağımız önceden belirlendi ise bizim yaptığımız amellerde herhangi bir suçumuz neden olsun ve neden sorumlu tutulmaktayız?" şeklinde itirazlarda bulunmaktadır. 

KİTAB kelimesindeki yazılma anlamını , Allah cc nin yaratmış olduğu varlıkların akibetinin ne olacağını önceden bilmesi ile o varlıkların yaptıkları konusundaki irade kullanımlarını ayırmak zorundayız. Allah cc hiç bir insana "sen zorla cennetlik ameller işleyeceksin" veya" sen zorla cehennemlik ameller işleyeceksin" doğrultusunda baskılayıcı bir irade vermez. Bu konudaki ilgili kur'an ayetleri Allah cc nin yaratmış olduğu insanlara iki yol gösterdiği hangi yola gitmek isterse o yolun onlara kolay edildiğini bildirir ve insanlar bu hür iradeleri ile seçmiş oldukları iman veya küfür yolu ile kendilerine ahiretteki mekanlarını hazırlamaktadır. İşte burada Allah cc nin "EL ALİM" isminin tecellisi gereği o kulların ne gibi bir amel yapacağını bilgisi gündeme gelir yani Allah cc kullarına hür irade vererek onların yapmış olduğu amelleri bilmektedir onun bunu bilmesi o kulları yapmış oldukları amelleri engellemek veya desteklemek ile bir ilgi yoktur aksi takdirde cennet ile cehennem ile karşılık verilmesinin adaletsiz olacağı açıktır ve Allah her türlü adaletsizlikten de münezzehtir.  

Sonuç olarak, sayın Bayındır hocanın "Allah bir kimsenin kiminle evleneceğini bilmez" ve "bunu ben demiyorum Allah diyor" şeklindeki yanlış sözlerini yukarıda vermiş olduğumuz ayetler doğrultusunda, Allah cc nin her türlü noksandan münezzeh olması, gayb bilgisinin onun katında olmasından hareketle bu bilginin geçmiş ve geleceği kapsadığını göz önüne alarak yeniden düşünmesini ondan faydalanan bir kişi olarak tavsiye ediyoruz.    

                   EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.
 

1 yorum:

  1. Araf 171-172 ve Alimran 81 ayetlerini yanlış değerlendirmişsin. Araf 172-173: Allah adem oğullarının ardınca (nice)nesiller çıkardı ve onları kendilerine "ben sizin Rabbiniz değil miyim" diye şahid tuttu. Onlarda "evet şahitlik ederiz" dediler. Bunu kıyamet gününde bundan habersizdik demeyesiniz diye (yaptık). Yani ayette Allah gönderdiği peygamberden ve onlara gönderileni tasdik edip dini kabul ederken yapılan şehadetten söz ediyor Allah. Nitekim bizler dine girerken bu şehadet (tanıklık)bize öğretildi ve bizden alındı. Demekki bu bir gelenek. Allah hep, peygamberlere gönderdiği din için insanları şehadete çağırıyor. İnsanlar kendi nefisleri üzerine tanıklık ederek diyorlar ki " Tanıklık ederim ki Allahtan başka ilah yoktur". Bu tanıklıktan sonra kişi kıyamet gününde bundan habersizdim diyebilir mi? Bir de Adem oğullarının ardınca çıkan nesillere pek çok peygamber göndererek yaptığını ayetten anlıyoruz. "Adem oğulların ardı sıra pek çok nesil çıkardık ve onları kendi nefislerine tanıklık yaptırdık" dendiğine göre pek çok ta peygamber gelmiş oluyor. Ki (173) “Bizden önce babalarımız Allah’a ortak koşmuşlar. Biz onlardan sonra gelen bir nesiliz. Şimdi bozanların yüzünden bizi helâk mı edeceksin?” dememeniz içindir." Ali imran 81 ayeti de ahirette değil bu dünyada peygamberlerden alınan misaktan bahserdiyor.

    YanıtlaSil