25 Ağustos 2019 Pazar

Uzun Günlerde Oruç Konusu Üzerine Bir Düşünce

Kameri aylardan olan Ramazan ayında, günün belirli bir vakit aralığında yemek, içmek ve cinsel ilişkiden geri durmanın emredildiği kulluk görevinin adı olan orucun, kuzey yarım kürenin kutba yakın bölgelerinde yaşayan Müslümanlar için yaz aylarında gündüzlerin uzun olmasından dolayı 21 saati bulması, bazı Müslümanlar için sorun olmaktadır. Bu soruna bir kısım Müslümanların iftar vaktini Mekke'ye göre ayarlamak sureti ile çare bulmaya çalıştığına şahit olmaktayız. Yani Mekke'de iftar saati olduğunda onlar da aynı saatte oruçlarını açmaktadırlar.

Kanaatimizce bu çarenin Kur'an'i bir karşılığı bulunmamaktadır, hatta orucun erken açılması sonucunda görevin yerine getirilememiş olması sıkıntısı ortaya çıkmaktadır. Başlangıç ve bitiş  zamanı Allah (c.c) tarafından kayıt altına alınan (Bakara s. 187) bir görevin, bitiş zamanını erkene almak doğru bir yöntem değildir. Yazımızın amacı, bu bölgelerde yaşayan ve Ramazan ayının yaz aylarına denk gelmesi sonucu, uzun günlerde oruç tutmak zorunda kalan Müslümanlar için bu soruna Kur'an'i bir çözüm teklifi sunmaya çalışmak olacaktır.

Uzun günlerde 21 saate varabilen bir oruç zamanına takat yetiremeyecek olanlar için, Kur'an'dan iki tane farklı yol bulmanın mümkün olabileceğini düşünmekteyiz.

                         Allah kişiye ancak gücünün yeteceğini yükler. (Bakara s. 286)

1. yolu, Bakara s. 184. ayetinde geçen وَعَلَى الَّذِينَ يُطِيقُونَهُ فِدْيَةٌ طَعَامُ مِسْكِينٍ cümlesinden çıkarmanın mümkün olabileceğini düşünmekteyiz. يُطِيقُونَهُ kelimesi, oruç tutmaya herhangi sıhhi ve seferi bir engeli olmadığı halde bir takım mücbir sebeplerden dolayı oruç tutmaya gücü yetmeyenleri ifade etmektedir. Örneğin, şoför, fırıncı, tarla amelesi v.s gibi devamlı olarak ağır işlerde çalışan ve sıcak ve uzun vaktinden dolayı oruç tutmakta zorlananlar için fidye vermek gibi bir yolu, Bakara s. 184. ayetindeki bu cümleden çıkarabiliriz.

Yani uzun günlerde oruç tutmakta zorlananlar fidye vermek sureti ile bu görevi yerine getirmiş olacaklardır.

2. yolu ise Bakara s. 184. ve 185. ayetlerinde geçen, hasta ve seferde olanlar için verilen ruhsat üzerinden bulmanın mümkün olabileceğini düşünmekteyiz. Şöyle ki;

Bu ayetlerde kronik bir hastalığı olmayan ve belirli bir süre sonra iyileşecek hastalığı olanlar ve seferde olanların Ramazan ayı sonrasındaki diğer günlerde oruçlarını tutabilecekleri ruhsatı verilmektedir.

Bu ruhsat uzun günlerde oruç tutmak konusu ile nasıl bağdaştırılabilir?.

Uzun günlerde oruç tutmak zorunda kalan bir Müslümanın herhangi bir hastalığı olmasa dahi, bu orucu tutması halinde sağlığını kaybederek hasta olması ihtimalini de göz ardı etmemek gerektiğini düşünmekteyiz.

Bu ihtimali dikkate aldığımızda ise bu kişilerin Ramazan ayı dışında oruç tutabilmeleri söz konusu olabilir. Kış aylarında gündüzlerin daha kısa olması oruç tutmalarını kolaylaştıracağı için, bu kimseler kısa günlerde oruçlarını tutabilir.

Sonuç olarak: Kuzey kutbuna yakın ülkelerde yaşayan ve Ramazan ayının yaz günlerine denk gelmesi sonucu uzun saatler oruç tutmak durumunda olan bazı Müslümanların Mekke saatini iftar vakti olarak tayin etmeleri, doğru bir yöntem değildir. Bu soruna Kur'an içinden iki yol bulmak mümkündür. 1. fidye vermek, 2. kısa günlerde oruç tutmak.

Teklif ettiğimiz bu yöntem, elbette kendi düşüncemiz olup,  fetva niteliği taşımamaktadır. Yazımızın amacı sadece, "Şayet ben böyle bir durumda olsam nasıl bir yol bulabilirdim?" sorusuna aranmaya çalışılan bir cevap sadedindedir.

                                        EN DOĞRUSUNU ALLAH (C.C.) BİLİR.

3 yorum:

  1. Mazereti olanlar için mümkün bir çözüm ama sıkıntısı olmayanlar için uzun günlerde oruç tutmanın da ayrı bir manevi hazzı olduğunu söylemek isterim. Bendeniz pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çalışıyorum. Çoğu kez yemek yemeden tuttuğum süre neredeyse 22-23 saati bulabilmektedir. Sadece sıcak günlerde su kaybı nedeniyle biraz zorlaşıyor o kadar. Şu an emekliyim ama çalışırken de tutuyordum...

    YanıtlaSil
  2. İsmail Hakkı bey selam,
    Ayetteki يطيقونه sözünü ben de Sedid Kur'an Sözlüğü'nde "güç yetirememek" olarak açıkladım. Yazmakta olduğum tefsirde de ayeti bu minvalde açıkladım. Ancak dikkat ederseniz Allah, hastalık ve yolculuk gibi arızi durumlrda Ramazan dışında tutulmasına ruhsat vermiştir. Onun dışında zorlanan kimselern orçlarını kış mevsimine kaydırması dinde büyük bir tahrif ve tahrip olur. Bakara suresindeki "Nesi inkarda aşırıya gitmektir" ayeti bu tür durumlarla ilgilidir.
    İsmail Aydın

    YanıtlaSil