Ledün İlmi olarak bilinen terkip, Kehf s. 60-82. ayetler arasında anlatılan Musa ve ilim verilen kul kıssasının 65. ayetinde geçmektedir. Tasavvuf kesiminde bu terkibe, Allah (c.c) tarafından bazı kullarına verilen özel bilgiler şeklinde bir anlam yüklenerek, ilah olmanın gereği olan ve Allah (c.c) dışında kimsenin sahip olmayacağı bazı özelliklere sahip insan tipleri üretilmiş, insanlar bu ilme sahip olduğu iddia edilen kişiler veya bu tür kişilerin menkibeleri ile maddi ve manevi yönden sömürülmektedir. Hurafe kültüründe meşhur birisi olan Hızır adlı kişinin maceraları ile ilgili olarak yüzlerce yıldır masallar ve yalanlar uydurulmasının temelinde, onun böyle bir ilme sahip olduğu iddiası yatmaktadır.
Ledün , de, da, den, dan, katından, yanından, nezdinden gibi anlamlara gelen bir kelimedir. Bu kelime, Ledün İlmi şeklinde kullanıldığı zaman, Allah katından verilmiş ilim olarak anlaşılmaktadır.
Burada sorulması ve cevabının aranması gereken soru, Allah kendi katından kimlere ilim verir? sorusudur.
Allah (c.c) elçiler hariç hiç bir kuluna diğer insanlardan farklı bir ayrıcalık tanımaz. Nebi Resul olarak bildiğimiz seçilmiş insanların diğer insanlardan farkı ise, onlara vahyedilmiş olmasıdır. Onların bu noktada bizden ayrıcalıklı olması, onları Allah (c.c) katında özel bir statü sahibi yapmaz, her kul gibi onlarda öldükleri zaman hesaba çekileceklerdir.
Dünyaya gelen bütün insanlar istisnasız olarak yaşadıkları hayat içinde bir takım bilgiler ile hayatlarını sürdürürler. İnsanların sahip oldukları bilgiler, onların eğitim ve zeka durumları, bulundukları çevre ile yakından alakalıdır. Her insanın sahip olduğu ilim ve bilgi, onun kendi çabası ile kazandıkları olsa bile, neticede insanların sahip oldukları ilim ve bilgi onlara Allah (c.c) katından verilmektedir.
Hiç bir insanın Allah (c.c) nin bilgisi haricinde ilim ve bilgi sahibi olma imkanı yoktur. İnsanların sahip oldukları maddi veya manevi birikimler, yeryüzüne konulmuş olan yasalar çerçevesinde işlerlik kazanmakta ve her kul gayreti ve çabasının karşılığında ilim ve bilgiye sahip olmaktadır.
İstisnasız olarak bütün insanların sahip oldukları ilim ve bilgi, onlara Allah (c.c) katından yani onun ledün'nünden verildiğine göre, Ledün İlmi adı ile bildiğimiz terkib bütün insanların sahip olduğu bilgi ve ilim dahildir. Yani LEDÜN İLMİNE BÜTÜN İNSANLAR SAHİPTİR VEYA BÜTÜN İNSANLARIN SAHİP OLDUĞU BİLGİ ALLAH KATINDAN OLDUĞUNA GÖRE BU İLMİN ADI LEDÜN İLMİDİR.
Bu ilmin bütün insanlara şamil olduğunu bir kenara bırakarak, bazı Kur'an ayetleri üzerinden bazı insanların Allah katında ayrıcalıklı bir yere sahip olduğuna inanarak, bu insanlara bir takım gaybi bilgilerin verildiğini iddia etmek, Nebi Resullere bile verilmemiş olan gaybi bilgilerin, bazı insanlara verilmiş olduğu iddiası fasit bir iddiadır.
Ledün İlmi deyimine farklı bir anlam yüklemek sureti ile bazı insanların yüceltilmeye çalışılması, bir takım akidevi sorunları beraberinde getirmesi açısından tehlikeler arz etmektedir şöyle ki;
Ledün İlmi olarak bilinen ilmin, çalışılarak ve gayret etmek ile kazanılmayacağı düşüncesi, bu deyimi istismar yolu ile insanlar üzerinde maddi ve manevi sömürü kurmak isteyen tasavvuf meşrebinin bir söylemidir. Muhammed (a.s) a İlmi Ledün Sultanı payesi vermek sureti ile bu payenin ondan sonra gelen varisleri olarak insanlara kendilerini lanse eden tarikat meşrebinin ileri gelenleri, Muhammed (a.s) gibi kendilerine de vahyedildiğini örtülü veya açık olarak zikrederek, diğer insanlar üzerinde sömürü tezgahları kurmaktadırlar.
Bu ilme sahip olduğu iddia edilen kişiler özellikle gaybi bilgilere sahip olduklarını iddia ettikleri bilinmektedir. Kendilerine tabi olan müritlerinin her halini bildikleri ve gördükleri hatta onların içlerinden geçenleri dahi bildikleri gibi iddiaların sıkça dile getirildiği malumdur.
Gayb bilgisine sahip olmak, insanların her halini görmek ve bilmek, onların içinden geçeni okuyabilmek, ilah olmanın bir gereği olduğu malumdur. Bu tür bilgile ve yetkilerin kullara verilmiş olabileceğini düşünmek ise, kişileri şirke düşürmesi açısından büyük tehlike arz etmektedir.
Bu gibi düşünceleri taşıyan kişiler veya bu gibi düşünceleri tasdikleyerek, mensubu oldukları kişiye bağlananlar, bu yolla kendilerinin dünya ve ahiret hayatlarının tehlike içinde olduğunu bilmelidirler.
Ledün ilmi adı ile ihdas edilen ve kişiye özel ilim iddiası, binlerce yıldır insanlığın başına bela olan Din Adamlığı sınıfının, İslam dünyasındaki versiyonları tarafından icat edilmiştir. Bu ilme sahip olduğu iddia edilen özel bir sınıf insana Allah (c.c) özel bilgiler verdiği iddiası, bu insanların Allah (c.c) ile haberleşme yeteneğine sahip insanlar olduğu anlamına gelir ki, bu iddia yalan ve iftiradan başka bir değer taşımaz.
Sonuç olarak; Ledün İlmi olarak bilinen ve bazı kullara özel olarak verilmiş olduğu zannedilen ilim, anlam olarak Allah katından verilen ilim olduğuna göre, Allah (c.c) bütün kullarına çalışmaları ve gayret etmelerinin karşılığında hak ettikleri ilmi vermektedir. Bu ilim belirli kullara verilmiş bir ilim değil, Allah'ın bütün kullarına verilmiş bir ilim olup, bütün insanların sahip olduğu ilim Allah katından olduğuna göre bütün insanların tamamı bu ilme sahiptir.
Ledün ilmi deyiminin, bazı insanlar tarafından istismar edilerek, ayrıcalıklı bir ilim olduğu iddiası, diğer insanlar üzerinde maddi ve manevi sömürü tezgahlarının kurulması için bir payanda olarak kullanılmaktadır. Halbuki Allah (c.c) hiç bir kuluna kendi yetkilerin paylaşmak için ne özel bir izin ne de özel bir ilim asla vermez. Kendilerine böyle özel ve ayrıcalıklı bir ilim verildiğini iddia edenler ise bu yalanlarının karşılığını acı biçimde ödeyeceklerini bilmelidirler.
Bu deyim ile bildiğimiz ilim herkeste olmasına rağmen istismar edilerek, dini maddi ve manevi kazanç kapısı olarak gören şarlatanların elinde tuttukları bir kılıç haline getirilmiştir.
Allah (c.c) bütün Müslümanları bu tür özel ilme sahip olduğu yalanları ile insanları aldatmaya çalışan şarlatanlardan muhafaza etsin.