4 Ekim 2011 Salı

Meryem s. 71. Ayeti: Cehenneme Giriş ve Oradan Çıkış Olacak mı ?

Kur'anı kerimi doğru anlamak için gerekli olan en önemli olan hususlardan biri olan , konu bütünlüğü (siyak sibak) veya kur'an bütünlüğü gözetilmeden yapılan bir anlama çalışması bizlere o konu hakkında doğru bir bilgi vermez.

Kur'an bütünlüğü gözetilmeden anlaşılmaya çalışılan bazı ayetler günümüze kadar gelen ihtilaflı konuların kaynağını oluşturmuştur. Ayetlerin bağlamından kopuk olarak okunması ve bu kopuk okuma neticesinde oluşturulan  anlayışlardan biriside Meryem suresi 71. ayeti ile ilgilidir. Önce sadece Meryem suresi 71. ayetinin mealini vererek sonrada bu ayet üzerinde oluşturulan anlayışı ve bu oluşturulan anlayışın ne derece doğru olduğunu görelim. 


71- Sizden ona uğramayacak hiç kimse yoktur. Bu, Rabbinin kesin olarak üzerine aldığı bir karardır.  


Bu ayet bağlamından kopuk okunduğu zaman "sizden " kelimesinin kapsadığı mana olarak müminler ve kafirlerin hepsi birlikte cehenneme uğramaları  ve daha sonra cehennemden müminlerin çıkarılacakları anlaşılmıştır.Gördüğümüz meallerde genellikle "uğramayacak", "girmeyecek". "gitmeyecek" şeklinde bazı farkılıklar olmasına rağmen meallerde ki ağırlıklı anlam" sizden ona uğramayacak hiç kimse yoktur" şeklindedir. Ayetten çıkarılan ağırlıklı anlayış, mümin olsun kafir olsun herkes cehenneme uğrayacaktır ancak müminler sonra oradan kurtulacak şeklindedir. Burada ayette geçen "variduha"(uğramayacak) şeklinde anlam verilen kelimenin kur'andaki diğer ayetlerde geçişlerine ve orada verilen anlamlarına baktığımız zaman 71. ayet ile aynı paralelde anlam verilmediğini görüyoruz.  


Sözlük anlamı "suya yönelmek " olan bu kelimenin hakiki anlamı ile kullanıldığı ayetler mevcuttur. Biz konumuz ile ilgili ayetler ve onlara verilen anlamlar üzerinde durmak istiyoruz.Enbiya suresi 97-99. ayetlerinin meali şu şekildedir. 

"97- Gerçek olan va'd yaklaşmıştır, işte o zaman, inkar edenlerin gözleri yuvalarından fırlayacak: "Eyvahlar bize, biz bundan tam bir gaflet içindeydik, hayır, bizler zalim kimselerdik" (diyecekler).
98- Gerçekten siz de, Allah'ın dışında taptıklarınız da cehennemin odunusunuz, siz ona varacaksınız.
99- Eğer onlar (gerçek) ilahlar olsalardı, ona girmeyeceklerdi. Oysa onların tümü içinde temelli kalıcıdırlar."

99. ayetin mealindeki " girmeyeceklerdi" kelimesinin Arapça metni "vereduha" şeklindedir.Gördüğümüz hiç bir mealde Meryem s. 71. ayetine verildiği şekli ile "uğramayacaklardı" şeklinde bir anlam verilmemiştir. Yine Hud suresi. 98. ayetinde firavunla ilgili olarak " O, kıyamet günü halkının önüne düşecek, onları ateşe götürecektir. Vardıkları o yer ne fena bir yerdir!" yine bu ayettede "götürecektir" şeklinde meallendirilen kelimenin arapça metni "fe evredehum" dur yine ayetteki "vardıkları yer" olarak meallendirilen kelimenin arapça metni "elvirdü"şeklindedir


Enbiya suresi 98. ayetinde " Siz ve Allah'tan başka taptıklarınız, cehennemin yakıtısınız; oraya gireceksiniz" mealindeki ayette de "gireceksiniz" şeklindeki mealin Arapça metni "varidune" dir. Aynı kökten türeyen kelimelerin kullanıldığı ayetlerde Meryem suresi 71. ayeti hariç hepsinde "gireceksiniz" şeklinde meal verilen bu kelimeye Meryem s. 71. ayetinde ağırlıklı olarak ( bütün mealleri kastetmiyoruz) "uğramak" şeklinde bir meal verilmesi akidevi bir konu, olan günahkar Müslümanların , günahlarının cezasının çektikten sonra cennete gitmeleri ile ilişkilendirilmektedir. Biz bu konuya burada girmek istemiyoruz. Ancak günahkar Müslümanların cehenneme girip girmeme meselesi Meryem suresi 71. ayeti ile bir bağlantı kurarak delil getirmenin pek doğru olmadığını düşünüyoruz.

Dolayısı ile diğer ayetlerde verilen "girmeyecek" anlamının 71. ayete de verilmesi gerekmektedir."Uğramak" şeklinde verilen meallerin hatalı olduğunu düşünmekteyiz. Şimdi konu ile ilgili ayeti anlamak için ayetlerin konu bütünlüğü içinde meallerini vererek anlamaya çalışalım. 


66- İnsan demektedir ki: "Ben öldükten sonra mı, gerçekten diri olarak çıkarılacağım?"
67- İnsan önceden, hiçbir şey değilken, gerçekten Bizim onu yaratmış bulunduğumuzu (hiç) düşünmüyor mu?
68- Andolsun Rabbine, Biz onları da, şeytanları da mutlaka haşredeceğiz, sonra onları cehennemin çevresinde diz üstü çökmüş olarak hazır bulunduracağız.
69- Sonra, her bir gruptan Rahman (olan Allah)a karşı azgınlık göstermek bakımından en şiddetli olanını ayıracağız.
70- Sonra Biz ona (cehenneme) girmeye kimlerin en çok uygun olduğunu daha iyi biliriz.
71- Sizden ona girmeyecek hiç kimse yoktur. Bu, Rabbinin kesin olarak üzerine aldığı bir karardır.
72- Sonra, takva sahiplerini kurtarırız ve zulmedenleri diz üstü çökmüş olarak bırakıveririz.
73- Onlara apaçık ayetlerimiz okunduğunda, o inkar edenler, iman edenlere derler ki: "İki gruptan hangisi, makam bakımından daha iyi, topluluk bakımından daha güzeldir?"
74- Onlardan önce nice insan- nesillerini yıkıma uğrattık, onlar mal (giyim, kuşam ve tefriş) bakımından da, gösteriş bakımından da daha güzeldiler.
75- De ki: "Kim sapıklık içindeyse, Rahman (olan Allah), ona süre tanıdıkça tanır; kendilerine va'dedileni -ya azabı veya kıyamet saatini- gördükleri zaman artık kimin yeri (makam, mevki) daha kötü, kimin eyaaskeri- gücü daha zayıfmış, öğreneceklerdir.
76- Allah, hidayet bulanlara hidayeti arttırır. Sürekli olan salih davranışlar, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlı, varılacak sonuç bakımından da daha hayırlıdır.

66. ayete baktığımız zaman yeniden dirilişi inkar eden birisinin sözlerini görmekteyiz. Konu bu inkarcı tipler ve ahiretteki cezaları ile ilgili olup 71. ayetteki "sizden " kelimesinin kapsadığı kısım müminler ile alakalı olmayıp yeniden dirilişi inkar edenler ile ilgilidir. Alaka kurmamız gereken kısım yeniden dirilişi inkar eden kafirlerin cehennemdeki halleri ve hayatta olan inkarcılara hitaben " sizden oraya girmeyecek yoktur" denmektedir. 72. ayetteki "sonra takva sahiplerini kurtarırız" sözü, sanki onları cehenneme atılmış ta sonradan çıkarılmış gibi bir yanlış anlamaya sebebiyet verilmiştir. Kur'anın hiç bir yerinde takva sahiplerinin cehenneme atılacakları ve sonradan çıkarılacaklarına dair bir bilgi yoktur. Aksine takva sahiplerinin yerlerinin cennet olduğu bilgisi vardır. 

 [044.056]  İlk tattıkları ölüm dışında, orada artık ölüm tatmazlar. Ve Allah onları cehennem azabından korumuştur (sürekli hayata kavuşmuşlardır).

 [052.018]  Rablerinin kendilerine verdiği ile sefa sürmektedirler. Rableri onları, cehennem azabından korumuştur.

 Duhan suresi 56. ve Tur suresi 18. Ayetlerine baktığımızda , takva sahiplerinin Cehennem azabından korunduğundan bahsedilmektedir , "Vaqahum" (korumuştur) olarak geçen kelimenin anlamı "Bir nesneyi kendisine eza ve zarar verecek şeylerden korumak" olup konumuz olan Ayette geçen "Müttaki" kelimesi de bu kökten türemiştir. 

Şimdi soruyoruz ; Allah (c.c) "Müttaki" olarak nitelendirdiği kullarını Kitabının bir yerinde Cehennem azabından koruyacağından bahsederken , bir başka yerinde yine "Müttaki olarak nitelendirdiği kullarını Cehennem azabına attıktan sonra çıkarmaktan bahsedermi? . Böyle bir düşünce Kitabı bütünlüğü içinde okumamaktan kaynaklanmakta olup bilmeden Allahın Kitabını çelişkili bir Kitap haline düşürmekten başka bir işe yaramaz.

 [003.015]- De ki: Size bunlardan daha iyisini bildireyim şi? Takvâ sahipleri için Rableri yanında, içinden ırmaklar akan, ebediyyen kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) Allah'ın hoşnutluğu vardır. Allah kullarını çok iyi görür.
[013.035] - Takvâ sahiplerine vâdolunan cennetin özelliği (şudur): Onun zemininden ırmaklar akar. Yemişleri ve gölgesi süreklidir. İşte bu, (kötülüklerden) sakınanların (mutlu) sonudur. Kâfirlerin sonu ise ateştir
[039.020]- Fakat Rablerinden sakınanlara, üstüste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah'ın verdiği sözdür. Allah, verdiği sözden caymaz.
[039.061]- Allah, Kendisine karşı gelmekten sakınan takvâ ehlini ise, iman ve takvâları sayesinde, o cehennemden kurtarıp muratlarına kavuşturur. Onlara hiçbir fenalık dokunmaz. Onlar asla üzülmezler de.

Sonuç olarak, Meryem suresi 71. ayeti örneğinde gördüğümüz gibi ,kur'an bütünlüğü veya siyak sibak gözetilmeden yapılan bir okuma bir ayeti yanlış anlamaya sebebiyet vermektedir. Kur'anın hiç bir yerinde günahkar Müslümanların günahlarını çektikten sonra cennete gireceği bu ayet üzerinden delillendirilmeye çalışılsa dahi ayetlerin anlamları ve kur'an bütünlüğündeki ayetler bizlere Meryem s. 71 ayetinden böyle bir çıkarım yapmaya izin vermemektedir.

                        EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR. 

1 yorum:

  1. Selamün aleyküm, emek vermişsin Allah razı olsun.Benim şöyle bir düşüncem var konuyla ilgili.Bence burdaki asıl sıkıntı takva kelimesinin anlamıyla alakalı.Takva benim bildiğime göre kendini bilmek anlamına geliyor.Yani genel anlamda kullanılan korunan,sakınan anlamından daha çok kişinin kendini bilmesi,tanıması.Takvayı genelde hıristiyanlıktaki çileciliğin bir benzeri olarak görmek yanlış.Takva sahibi olmak elbette çile çekmeyi de beraberinde getirecektir.İnsan kendini gerçekten tanıdıkça ne kadar basit,aciz olupta kendini kusursuz olarak gördüğünü bunca zaman bizzat kendini kandırmışken böylesi de inanmışken başlıyor bu sefer bildiği tüm doğruları sorgulamaya, başka yalanlarını keşfetmeye.Bu elbette huzurla mutlulukla yapılacak bir iş değildir.Bunu yaparken çile çekilir ancak kişinin burdaki asıl hedefi çile çekmek değil asıl hedefi kendini tanımak,doğruyu aramak,Hakkı bulmaktır.Burdan yola çıkarak tüm takva sahipleri müslüman olmayabilir benim fikrime göre.Ancak tüm müslümanlar takva sahibi olmalıdır veya olmaya gayret etmelidir.Nitekim bir kısım takva sahiplerinde(müslüman olmayan) ahiret inancıda oluşmamış olabilir.Senin de belirttiğin gibi bu ayet ahireti inkar edenlere söylenmiş.Ahireti inkar edenlerin hepsinin önce cehenneme koyulacağı ardından takva sahiplerinin ayrılıp diğerlerinin cehennemde kalacağı söyleniyor.Tabiki yine seninde dediğin gibi en doğrusunu Allah c.c. bilir.Allah hepimize hidayet nasip etsin.

    YanıtlaSil