222. ayeti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
222. ayeti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Nisan 2013 Perşembe

Bakara s. 222. Ayeti ve Bir Tabu: Hayızlı Kadının Namazı ve Orucu Meselesi

İslam düşüncesi içinde tabu haline getirilerek , hiç kimsenin yerleşik algının dışında  söz söyleyemeyeceği , söz söylediğinde recm edileceği konuların başında hayızlı bir kadının namazı veya oruç tutması gelmektedir. Hayızlı kadının namaz veya oruç tutması konusunda yaygın olan kanaat, herkesin malumu olduğu üzere , onların bu ibadetleri yapmasının "HARAM" olduğu yönündedir. 

Halbuki bir mesele hakkında "Haram" hükmü vermek için, "Subutu ve delaleti kati" bir nas olması gerekmektedir. Hayızlı kadının namaz kılmasının veya oruç tutmasının "Haram" olması için , Kur'anın bu konuda sarih bir hükmünün bulunması gerekmektedir. Örneğin ; Domuz etinin haramlığı hakkında kimsenin itirazı olması mümkün olmayıp bu etin haramlığı "Subutu ve delaleti kati" bir nas olan ayet ile sabittir. Hal böyle iken hayız konusunda yerleşik algıyı destekleyecek bir nas olmayıp , bu naslar rivayetler yardımı ile bulunmuş ve yıkılmaz bir duvar örülerek "Hayızlı kadının namaz kılması oruç tutması HARAMDIR" hüküm kitaplarda yerini almıştır. 

Bu yazımızda konuyu, ilgili ayet üzerinden ele almaya çalışacağız.


Bakara s. 222. ayetinde Allah cc bizlere şöyle buyurmaktadır.  

وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الْمَحِيضِ قُلْ هُوَ أَذًى فَاعْتَزِلُواْ النِّسَاء فِي الْمَحِيضِ وَلاَ تَقْرَبُوهُنَّ حَتَّىَ يَطْهُرْنَ فَإِذَا تَطَهَّرْنَ فَأْتُوهُنَّ مِنْ حَيْثُ أَمَرَكُمُ اللّهُ إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ التَّوَّابِينَ وَيُحِبُّ الْمُتَطَهِّرِينَ

-----2.222 [E0] Sana hayızdan da soruyorlar, deki o bir ezadır, onun için hayız zamanı kadınlardan çekilin ve temizlenene kadar onlara yanaşmayın, iyi temizlendiler mi o vakit Allahın emrettiği yerden onlara varın, her halde Allah çok tevbe edenleri de sever, çok temizlenenleri de sever.

Ayeti Medine de yaşayan Hristiyan ve Yahudilerin, hayızlı kadın ile ilgili olarak uç düşüncelerinin olduğu arka planını hesaba katarak düşünmek gerekmektedir. Hristiyanlar, adetli kadınla cinsel ilişki konusunda herhangi bir yasak tanımaz iken , Yahudiler, hayızlı kadını eve almayacak kadar aşırı bir düşünce içinde idiler. Sahabe bu tarihi arka plan dahilinde , kendilerinin nasıl bir yaklaşım sergilemesi gerektiğine dair sorduğu soruya cevabı Bakara s. 222. ayetinde almaktadır. 

Bu ayetin işaretine göre, kadınların hayız zamanı onlarla sadece cinsel ilişki yasaklanmıştır. Ayetin nuzül dönemi arka planını düşündüğümüzde , vasat olan yol gösterilerek, hayızlı kadına sadece ilişki yasağı getirildiği beyan edilmektedir. Ayet bu arka plan bilgisi dahilinde nazil olmuş ve soranlar için hayızlı kadına nasıl muamele edileceği konusunda vasat olan yolu bildirmekte olup, o durumun bir eza hali olduğu, ve bu halde iken onlara yaklaşılmaması bu hal geçtikten sonra onlara yaklaşılması  emredilmektedir.     

Ayet bizlere bu bilgiyi vermesine rağmen, adetli kadınlar ilgili fıkhi hükümlere baktığımız zaman neredeyse Yahudilere yakın bir anlayış geliştirilmiş, ve onları toplumdan dışlayıcı hükümler ortaya atılmış , bu hükümler etrafında oluşturulan din anlayışı bugün öyle bir hale gelmiştir ki bu konuda gık demek bile yasaklanmıştır.   

Hayızlı kadının camiye girmesi , kur'an okuması , oruç tutması konusunun, Kur'anı dinde belirleyici kaynak yapanların büyük çoğunluğu tarafından bir tabu olmaktan çıkarılması sevinç verici bir durum olması yanında, bu konuları cesaret ile dile getiren sayın Abdülaziz Bayındır ve Mustafa İslamoğlu hocalar gibi alimleri burada tebrik etmekle birlikte, onların da namaz konusu hakkında, oruçta gösterdikleri, bu cesareti bu konuda gösteremediklerine şahit oluyoruz.

Kur'an din konusunda belirleyici bir kaynak ise ki öyle olması gereklidir , bize bu konuda ayetler yol gösterici olacaktır.

Namaz öncesi yapılacak olan hazırlık bizlere Maide s. 6 ve Nisa s 43. ayetlerinde bildirilmiştir.

-----5.006 Ey İnananlar! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, -başlarınızı meshedip- topuk kemiklerine kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüpseniz yıkanıp temizlenin; şayet hasta veya yolculukta iseniz veya ayak yolundan gelmişseniz yahut kadınlara yaklaşmışsanız ve su bulamamışsanız temiz bir toprağa teyemmüm edin, yüzlerinizi, ellerinizi onunla meshedin. Allah sizi zorlamak istemez, Allah sizi arıtıp üzerinize olan nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.

-----4.043 Ey İnananlar! Sarhoşken, ne dediğinizi bilene kadar, cünübken, yolcu olan müstesna gusledene kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz yahut biriniz ayak yolundan gelmişseniz veya kadınlara yaklaşmışsanız ve bu durumlarda su bulamamışsanız tertemiz bir toprağa teyemmüm edin, yüzlerinize ve ellerinize sürün. Allah affeder ve bağışlar.

Ayetlerde namaza yaklaşılmaması hali olarak, sarhoş olmak,cünüb olmak, tuvaletten gelmiş olmak,kadına yaklaşmış olmak gibi durumlar sayılmış olup hayız hali sayılmamıştır. Bakara s. 222. ayetinde hayız halinin "eza" olduğu bildirilmekte olup, Bakara s. 196 ve Nisa s.102 de eza halinde bazı emirlerin ertelenmesi ve düşmesi söz konusu edilmiş olup, bunu oruç ibadeti ile ilgili düşünecek olursak, oruçta güç yetirilmemesi durumunda diğer günler tutulabileceğinin buyurulduğunu düşünecek olursak, hayızlı bir kadın eğer içinde olduğu durumdan ötürü güçlük çekiyorsa orucunu tutmayabilir, ancak hayız hali ona herhangi bir rahatsızlık vermiyor ise orucunu tutar .     

Hayızlı kadının namaz kılmasının onun hayız halinde cünüp olduğu gerekçesi ile haram olduğu iddia edilmiş olsa da , cünüplük halinin yıkanmak ile geçtiği ayette belirtilmiştir. Ancak adetli kadın bu durumda iken cünüp sayılmamaktadır. Fıkıh kitaplarında bu durum ile ilgili yazılanlara baktığımız zaman adet kaç gün ise o gün kadar namazı terketmesi,eğer kanama devam ediyorsa namazlarına devam edebileceği yazmaktadır. 

Eğer cünüp olması nedeniyle kadının namaz kılmaması gerektiği şeklinde bir görüş ortaya atılırsa, Maide 6 ve Nisa 43 ayetlerinde beyan edilen ,namaza yaklaşmak için gerekli olan şart yıkanmak sureti ile yerine getirilmiş olur. Ancak her vakit için gusletmesi zor olabileceği gibi bir görüş ortaya atılırsa bu zorluğu aşmak içinde teyemmüm ayeti devreye girebilir. Suyun olmaması demek sadece su bulunmaması demek olmayıp ,kullanma imkanından yoksun olmak anlamına da gelebilir , eğer bir kişi gusletmesi gerekip soğuk bir ortamda bulunursa ve sıcak su bulamıyor ve soğuk su ile gusletmesine engel varsa su olduğu halde teyemmüm ile bu cünüplükten kurtulabilir. Böylece kadınların cünüp olduğu için namaz kılmamaları gerektiği hükmü de çürümüş olur.

Süleymaniye vakfı sitesinde bu konu ile ilgili fetvaya baktığımız zaman bu konudaki fetvada,"
“Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın” emri, âdetli kadının temiz sayılmadığını gösterir. Namaz için abdesti veya boy abdestini şart koşan âyet şöyle biter:
“… Allah size güçlük çıkarmak istemez ama sizi temiz kılmak … ister.” (Mâide 5/6)
Âdetli kadın temiz sayılamadığından namaz kılması mümkün olmaz. Bu sebeple namazdan sorumlu tutulamaz. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Allah kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yüklemez.” (Bakara 2/286)" " denilmektedir.  

Kadının temiz sayılmaması, onun cinsel ilişki ile ilgili durumu ile ilgili olduğu nedense gözden kaçırılmış, onun bu hali ile namaz kılamayacağı şeklindeki fetvalarına dayanak olmuştur. Vakıf akademisyenlerinin, bu konuda bazı kesimlerden gelebilecek olan tepkiyi düşünerek bu şekilde geleneğin doğrultusunda bir fetva verdiklerini düşünüyoruz. Hatta İslamoğlu hocanın bu konu ile ilgili düşüncelerini serdettiği bir videoda "Adam bir kere şehid olur kadın ise her ay şehid olur" şeklinde Kayserili uyanık tüccar mantığıyla sözler söylemesini, onun bu konuda mahalle baskısından kaçarak, topu taca atması şeklinde yorumlamaktayız.

Din konusunda helal haram koymanın Allah c.c nin yetkisinde olduğunu iddia edip , hayızlı kadının namaz kılması konusunda bunun tersi bir düşünceye sahip olunarak kişilerin oluşturduğu fıkha göre hüküm verilmesini çelişkili bir durum olarak gördüğümüzü ifade edelim. Bu konuda da cesaretli adımlar atıp, oruç konusunda  isabetli düşünen sayın hocalarımızı namaz konusunda da Kur'an merkezli düşünceler içinde olmaya davet ediyoruz. 

Bir konuda kesin olarak "Haramdur" denilmesinin dayanağı , delaleti ve subutu kati, yani domuz etinin haram olması veya hayızlı iken cinsel ilişkinin yasak olması gibi hiç bir şüphe ve itiraz edilemeyecek derecede olması gerekir ki, "Adetli kadının namaz kılması veya oruç tutması HARAMdır" denilsin. Ancak bu haramlılık bu şekil bir hükme dayanarak verilmeyip, zanni delillere dayandığı için, "Haram" şeklinde bir hüküm konulması ancak nahl s. 116. ayetinin muhatabı olmak anlamına gelecektir. 

[016.116]  Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak «Bu helâldir, şu da haramdır» demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.

Maide s.6 ve Nisa s 43. ayetinde, namazın yasak olduğu haller en açık biçimde açıklanmıştır. Bu açıklığa rağmen bunun dışında tutulan hayız halini namaza engel bir hal olarak söylemek doğru değildir. İlmihal kitaplarında özür halinde olan bir erkek veya bayanın her namaz için ayrı abdest alıp özrü (devamlı idrar veya kan gelme durumu) devam etse de namaz kılabileceğine dair olan fetvalar hayızlı kadın için neden verilmediğinin düşünülmesi gerekmektedir.   

Sonuç olarak ; Dinlerindeki helal ve haram ölçüsünü Kur'anın rehberliğinde arayan kur'an Müslümanları için hayızlı durumda namaz konusunun herhangi bir sıkıntısı olmadığı halde, yüzyıllardır hayızlı kadının namazı ve orucunun tabu haline gelmiş olan bir mesele olması hasebiyle bu konu "Arı kovanına çomak sokmak " mesabesindedir. Muhammed as ın helal ve haram koyma yetkisi diye bir şey olmadığını, onun Kur'anın doğrultusunda bir yaşam sürdürdüğünü, eğer bir şeye helal veya haram diyorsa onun Kur'ani karşılığının mutlaka olduğunu düşünenler,  bu konuda Kur'ani karşılığın sadece Nisa s. 43 ve Maide s. 6 ayetleri olduğunu unutmamalıdırlar.

                                      EN DOĞRUSUNU ALLAH C.C BİLİR.

Not : Süleymaniye vakfı ve Abdülaziz Bayındır hoca bu yazının yayınlandığı tarihte sahip oldukları hayızlı kadın namaz kılamaz düşüncesinden artık vaz geçmiştir.