ADEM- etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ADEM- etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Aralık 2011 Pazartesi

ADEM- İBLİS - ŞEYTAN

Kur'anda adem ve iblis kıssası içinde geçenlerin sadece o an yaşanmış bir olay olmadığı, ademoğullarının kıyamete kadar yaşayacakları olayın anlatımı olduğu herkesin malumudur. Kur'an kıssaları etrafında ortaya konulmaya çalışılan bazı modernist düşünceler kıssanın vermek istediği mesajın aksine kıssadaki şahsiyetlerin kimliği etrafında  ve özellikle "iblisin" kimliği etrafında yoğunlaşarak onun ontolojik varlığı etrafında dönüp dolaşarak  iblisin şahsında, şeytanlaşmanın kişiyi nasıl bir sona götüreceği konusu maalesef göz ardı edilmiştir. 

Ademin ontolojik varlığı ne kadar gerçekse iblisin ontolojik varlğıda o kadar gerçektir, çünkü "adem" ve "iblis" kıyamete kadar yaşayacak olan iki prototip   şahsiyettir ademin varlığı "ademoğulları" kimliği altında, iblisin varlığıda "şeytan" kimliği altında hayatiyetini devam ettirmektedir. Adem ve iblis kıssası kur'anda 7 yerde geçmektedir,kur'anda geçen yerlerdeki ibareler ayrı olmasına rağmen 7 yerde geçen ortak özellik iblisin secde etmemesidir.Aynı kıssadaki olayların farklı ibarelerle anlatılıp iblisin secde etmemesinin bütün kıssalardaki ortak nokta olmasının mesajı  iblisi işaret etmesi olmasının bizim için kıssanın bakılması gereken en önemli bölümüdür. 


Tefsirlerde ademin yaratılmış olduğu cennetin, bu kelimenin sözlük anlamı şekli ile kullanıldığı bazı ayetlerden hareketle dünyadaki bir bahçemi, yoksa ahirette mü'minlere amellerinin karşılığı olarak vaad edilen cennetmi olduğu konusu tartışılmış ve hala tartışılmaktadır. Bu tartışma kıssanın ana mesajını anlama konusunda bizleri pek fazla ilgilendiren konu değildir . Ademin yaratıldığı ve ikamet etmesi için yerleştirilen cennetten bizim anlamamız gereken şey yaratılan her insanın fıtratına yüklenen bilgi (araf . 172-173) doğrultusunda hareket edip Allah cc nin emirlerini riayet ettiği müddetçe vaad edilen cennetlerin ashabından olduğu, şeytanın vesvesine uyup emirlere aykırı hareket edenlerin ise bu cennetlerden kovulacağıdır. 

Burada adem ile iblisin arasındaki bir fark dikkatimizi çekmelidir, iblis "ademe secde et" emrine karşı gelmiş ve ayak diretmiş, adem de "şu ağaca yaklaşmayın "emrine karşı gelmiş ancak tevbe etmiş ve tevbesi kabul edilmiş ve "iblislerden" (ümidi kesenlerden) olmaktan kurtulmuştur, aynı şekilde kıyamete kadar her insan yaptığı günahları yüzünden tevbe ettiği takdirde ümidi kesenlerden olmaktan kurtulup Allahın rahmetine nail olacaktır.


"ADEM", Allah cc nin yeryüzünde yarattığı ilk insanın adıdır onu yaratınca meleklere ademe secde etme emrini vermiş fakat "iblis bundan kaçınıp  kafirlerden olmuş ve Allah cc tarafından kovulmuş , bunun ardından kıyamete kadar kendisine süre verilerek kendisine uyanlar ile birlikte insanları azdırma görevini yüklenerek "şeytan" olarak adlandırılmıştır. "İblis" kelimesi bu kıssanın haricinde başka ayetlerdede geçmekte ve "iblis" olmanın ne anlama geldiği konusuna bir açıklık kazandırmaktadır,kıyamet günü Allahın rahmetinden uzak kalacak olanlar "iblis" in şahsında müşahhaslaştırılarak anlatılmaktadır. 

----030.012 Kıyamet koptuğu gün suçlular umutsuz ( yublisu)kalıverirler
----006.044 Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, onlara her şeyin kapısını açtık; kendilerine verilene sevinince ansızın onları yakaladık da umutsuz (yublisune) kalıverdiler.
----023.077 Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımız zaman ümitsiz(yublisune) kalıverdiler.
----043.075 Azaba hiç ara verilmez, onlar orada tamamen umutsuzdurlar.(yublisune)
----030.049 Oysa onlar, daha önce, üzerlerine yağmur yağdırılmasından iyice ümitlerini kesmişlerdi. (müblisine)

İblis , şeytan vasfını aldıktan sonra Allah cc nin kullarını ne şekilde azdıracağını kur'an bize onun kendi lisanı üzerinden haber verir.

 ----004.117-118-119-120- Onlar (müşrikler) O'nu bırakıp yalnızca bir takım dişilerden (dişi isimli tanrılardan) istiyorlar, ancak inatçı şeytandan dilekte bulunuyorlar.Allah onu (şeytanı) lânetlemiş; o da: «Yemin ederim ki, kullarından belli bir pay edineceğim» demiştir.«Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları boş kuruntulara boğacağım, kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar (putlar için nişanlayacaklar), şüphesiz onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler» (dedi). Kim Allah'ı bırakır da şeytanı dost edinirse elbette apaçık bir ziyana düşmüştür.Şeytan onlara vadediyor, onları kuruntulara düşürüyor, ancak aldatmak için vaadde bulunuyor.

----007.016-17 İblis dedi ki: Öyle ise beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım.«Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın!» dedi.

----034.020-21 And olsun ki İblis, onlar hakkındaki görüşünü doğru çıkartmış; inananlardan bir topluluk dışında hepsi ona uymuşlardı. Oysa İblis'in onlar üzerinde bir nüfuzu yoktu; ama Biz ahirete inanan kimselerle ondan şüphede olanları, işte böylece ortaya koyarız. Rabbin her şeyi gözetip koruyandır.

----007.020Şeytan, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı: «Rabbinizin sizi bu ağaçtan menetmesi melek olmanız veya burada temelli kalmanızı önlemek içindir.

----008.048-Şeytan onlara işlediklerini güzel gösterdi ve «Bugün insanlardan sizi yenecek kimse yoktur; doğrusu ben de size yardımcıyım» dedi. İki ordu karşılaşınca da, geri dönüp, «Benim sizinle ilgim yok; doğrusu sizin görmediğinizi ben görüyorum ve şüphesiz Allah'tan korkuyorum, Allah'ın azabı şiddetlidir» dedi.

----016.063 Allah'a and olsun ki, senden önceki ümmetlere peygamberler gönderdik. Şeytan yaptıklarını onlara hep güzel gösterdi. Bugün de dostları odur. Onlara can yakıcı azap vardır.

----020.120-121-122- Ama şeytan ona vesvese verip: «Ey Adem! Sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi?» dedi.Bunun üzerine ikisi de o ağacın meyvesinden yedi, ayıp yerleri görünüverdi. Cennet yapraklarıyla örtünmeye koyuldular. Adem, Rabbine baş kaldırdı ve yolunu şaşırdı.Rabbi yine de onu seçip tevbesini kabul etti, ona doğru yolu gösterdi.

----031.033 Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Babanın oğlu, oğulun da babası için bir şey ödeyemeyeceği günden korkun. Allah'ın verdiği söz şüphesiz gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın. Allah'ın affına güvendirerek şeytan sizi ayartmasın.

----035-5-6 Ey insanlar! Allah'ın verdiği söz şüphesiz gerçektir; dünya hayatı sizi aldatmasın. Allah'ın affına güvendirerek şeytan sizi ayartmasın.Şeytan şüphesiz sizin düşmanınızdır; siz de onu düşman tutun; o, kendi taraftarlarını, çılgın alevli cehennem yaranı olmaya çağırır.

----059.016 Münafıkların durumu tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana «İnkâr et» der. İnsan inkâr edince de: Ben senden uzağım, çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım, der.

İblis ve yandaşlarının hesap günündeki durumlarıda ayetlerde şöyle anlatılır.


 ----014.022 İş olup bitince, şeytan: «Doğrusu Allah size gerçeği söz vermişti. Ben de size söz verdim ama, sonra caydım; esasen sizi zorlayacak bir nüfuzum yoktu; sadece çağırdım, siz de geldiniz. O halde, beni değil kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Beni Allah'a ortak koşmanızı daha önce kabul etmemiştim; doğrusu zalimlere can yakan bir azap vardır» der.

----026.091-102Cehennem de azgınlara apaçık gösterilir.Onlara, «Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, hani nerede? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?» denilir.Arkasından onlar da, o azgınlar da ve topyekün İblis ordusu da cehenneme fırlatılır. Orada birbirleri ile çekişerek: «Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak» derler.

----037.022 -36-Zulmetmiş olanları ve onların eşlerini toplayın. Onların taptıklarını da;Allah'tan başka (taptıklarını) ; artık onları cehennemin yoluna yöneltip götürün.» Durdurun onları, çünkü onlar sorguya çekileceklerdir. Ne oldu size, neden birbirinize yardım etmiyorsunuz?Hayır. Bugün onlar (zelilâne bir halde) teslimiyette buIunmuş kimselerdir. Ve onların bazıları bazılarına yönelerek muhasemede bulunurlar.İleri gelenlerine: «Doğrusu siz bize sureti hakdan görünürdünüz» derler.Onlar da şöyle derler: «Hayır; siz inanmış kimseler değildiniz.»«Bizim sizin üzerinizde zorlayıcı hiç bir gücümüz yoktu; hayır, siz (kendiniz) azgın bir kavimdiniz.»Bu sebeple, Rabbimizin sözü aleyhimizde gerçekleşti. şüphesiz azabı tadacağız.»«Sizi biz azdırmıştık, çünkü kendimiz azgındık».O gün hepsi azabda birleşirler.Doğrusu suçlulara böyle yaparız.Çünkü onlara: Allah'tan başka tanrı yoktur, denildiği zaman kibirle direnirlerdi.Deli bir şair yüzünden tanrılarımızı mı bırakalım?» derlerdi.

Tefsirlerde tartışılan konulardan bir taneside adem ve eşine yaklaşmamaları emredilen ağacın mahiyeti hakkındadır ,"israiliyyat" dediğimiz bilgi kirliliği o ağacın cinsini öne çıkarıp maksadı öteleyerek, bahsedilen ağacın bizlerede  yasak edilen ve yaklaşmamamız emredilen günahların bir simgesi olduğu konusunu gündeme getirmemiştir. Buhari ve müslimde rivayet edilen,"havva olmasaydı hiç bir kadın kocasına ihanet etmezdi" şeklindeki bir sözün, kaynağı tevrat olan israiliyyat türü uydurmalardan olduğuda bir gerçektir , çünkü kur'ana baktığımız zaman ademin eşinin adından ve ademe ihanetinden bahsedilmez. 

"İBLİS" kovulduktan sonra "şeytan " olarak vasıflandırılmış ve şeytanın insana düşman olduğu ve insanında ona düşman olması kur'anda önemli bir yer tutan sayıdaki ayetlerde hatırlatılarak ona uyulmaması emredilmiştir. Kur'an kıssalarının bir özelliği olan "müşahhaslaştırarak anlatma" yani olayları gerçek kişiler üzerinden görsel yollu olarak anlatma uslubu muhataplarının, verilmek istenen mesajı daha kolay ve net olarak anlamasını sağlamak amaçlıdır. Adem ve iblis kıssasıda bu şekilde anlatılan kıssalardandır.  


"ADEM" ve "İBLİS" kıyamete kadar gelecek olan insan tipinin iki prototipidir,( tabiki iblisin insan olduğu iddiasında değiliz ,ancak iblisin iğvasına kapılıp "insan şeytanları" şeklinde vasıflanan insan tipleridir kastımız)"ŞEYTAN" vasfını alan iblis ve yandaşları kıyamete kadar " ADEMOĞLU" üzerinde çeşitli oyunlarla onu yoldan çıkrmaya çalışacaklardır. Bize bunun kıssa yollu anlatımındaki gaye Allahın vaadinin gerçek olduğunun görsel olarak anlatımıdır. Şeytanın "insanların yeniden dirileceği güne kadar  mühlet istemesi" o günün hak olduğunun bir tescili olup ,Allahın emrine isyan veya itaat eden bir kulun uğrayacağı akıbet bizlere iblisin şahsında  canlı olarak gösterilmektedir. 

Burada, canlı olarak gösterilme konusu üzerinde biraz durmak istiyoruz, çünkü bir kişi kalkıp , " iyi ama bu kıssa yaşanırken bir orada değildikki" şeklinde bir düşünceye sahip olabilir. Allah cc nin kitabı olan kur'anı kerimin bizlere verdiği bir habere bizler o kitaba iman eden mü'minler olarak gözümüz ile şahid olmuşcasına iman etmek durumunda olmamız gerekir. Kur'an kıssalarında anlatılan olaylar Allah cc nin bizlere gaybi haber olarak verdiği, yeniden diriliş,cennet,cehennem gibi haberlerin hak ve gerçek olduğunun dünyada iken bizlere gösterilen bir delilidir. 

Kendilerine gönderilen resulleri inkar ederek helak edilen toplumların kıssalarındak, onların helak edilmeleri veya o resule iman eden mü'minlerin kurtarılmaları şeklinde sona eren bir kıssadan bizlere düşen hisse, Allahın kitabına iman eden veya inkar eden bir kişiye vaad ettiği cennet veya cehennemin hak olduğunun dünya gözü ile gösterilmesi ve helak edilen kavimlerin kıssalarının kur'anda yer alarak kıyamete kadar gelecek insanların akıllarında kalması amaçlıdır.  


Şeytan, babamız ademi kandırdığı gibi bizleride, ayetlerde verilen yollarla kandırmaya çalışacağını ve bize vaad edilen cennetten ayağımızı kaydırmak için elinden geleni ardına koymayacağını bildirmekte, kıyamet günü ise ayetlerde gördüğümüz gibi ,yandaşlarını ayartmak için yalan söylediğini itiraf edecektir. Rabbimiz kullarına olan rahmeti dolayısı ile bizlere kıyamet günü olacak olayları bildirerek şeytana ayak uydurmamamızı emretmektedir.  


                     EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.