Bundan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bundan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Temmuz 2011 Salı

Bundan Sonra Hangi Hadise İnanalım ?

Son zamanlarda "kur'an merkezli düşünce" söylemi etrafında gelişen fikirlere baktığımız zaman bazı ifrati düşüncelere karşı tefrit olarak Resulullah s.a.v adına gelen bütün haberleri red etmemiz gerektiği bunu da kur'anda "bundan sonra hangi hadise inanacaksınız" mealinde gelen ayetlere dayanarak, "bak kur'anda hiçbir hadise inanmayacaksınız  şeklinde ayetler  var" diyerek, kur'an ayetlerinin hadisleri toptan red etmeye alet edildiklerini şahit olmaktayız.Acaba bu ayetler bizlere resul adına gelen bütün hadisleri red etmemizi mi emrediyor ? . Önce içinde "hadis" kelimesi geçen ayetlerin mealini verelim sonrada bu ayetler bizlere hadisleri  toptan red etmeyi mi emrediyor onu görelim.    

-----4.42 O gün, inkar edip Peygambere baş kaldırmış olanlar, yerle bir olmayı ne kadar isterler ve Allah'tan bir söz (hadis) gizleyemezler.  
-----4.78  Nerede olursaniz olun, sağlam kaleler içinde bulunsanız bile, ölüm size yetişecektir. Onlara bir iyilik gelirse: «Bu Allah'tandır» derler, bir kötülüğe uğrarlarsa «Bu, senin tarafındandır» derler. De ki: «Hepsi Allah'tandır». Bunlara ne oluyor ki, hiçbir sözü(hadisi) anlamaya yanaşmıyorlar?
 
 

-----4.140 O, size Kitap'da «Allah'ın ayetlerinin inkar edildiğini ve alaya alındığını işittiğinizde, başka bir söze (hadise)  geçmedikçe, onlarla bir arada oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz» diye indirdi. Doğrusu Allah münafıkları ve kafirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır.   
-----6.068 Ayetlerimizi çekişmeye dalanları görünce, başka bir söze(hadise) geçmelerine kadar onlardan yüz çevir. Şeytan sana unutturursa hatırladıktan sonra artık zulmedenlerle beraber oturma.  
-----7.185 Göklerin ve yerin hükümranlığını, Allah'ın yarattığı her şeyi ve ecellerinin yaklaşmış olması ihtimalini düşünmüyorlar mı? Bundan sonra hangi söze (hadise)inanacaklar.  
-----12.111 And olsun ki, peygamberlerin kıssalarında, aklı olanlar için ibretler vardır. Kuran uydurulabilen bir söz(hadis) değildir. Fakat kendinden önceki Kitapları tasdik eden, inanan millete her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmettir 
-----18.6 Bu söze(hadise) inanmayanların ardından üzülerek nerdeyse kendini mahvedeceksin!  
-----020.009] [IK] Ve sana Musa'nın haberi(hadisi) geldi mi?  
-----31.6 İnsanlar arasında, bir bilgisi olmadığı halde Allah yolundan saptırmak için gerçeği boş sözlerle(hadisle) değişenler ve Allah yolunu alaya alanlar vardır. İşte alçaltıcı azap bunlar içindir.  
-----33.53 Ey inananlar! Peygamberin evlerine, yemeğe çağrılmaksızın vakitli vakitsiz girmeyin; fakat davet edilirseniz girin ve yemeyi yiyince dağılın. Sohbet etmek(lihadisin) için de gidip oturmayın. Bu haliniz peygamberi üzüyor, o da size bir şey söylemeye çekiniyordu. Allah gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamber eşlerinden bir şey isteyeceğinizde onu perde arkasından isteyin. Bu sayede sizin kalplerinizde onların Kalplerde daha temiz kalır. Allah'ın Peygamberini üzmeniz ve O'ndan sonra eşlerini nikahlamanız asla caiz değildir. Çünkü bu Allah katında büyük bir günahtır.    

 -----039.023] [DV] Allah sözün(hadisin) en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların, bu Kitab'ın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri ve hem de gönülleri Allah'ın zikrine ısınıp yumuşar. İşte bu Kitap, Allah'ın, dilediğini kendisiyle doğru yola ilettiği hidayet rehberidir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren olmaz.
-----45.6 İşte sana gerçek olarak anlattığımız bunlar, Allah'ın varlığının delilleridir. Artık Allah'tan ve O'nun delillerinden sonra hangi söze  (hadise) inanırlar? 

 -----51.24 İbrahim'in ikram edilmiş konuklarının haberi (hadisi)sana geldi mi? 
-----52.34Eğer iddialarında samimi iseler Kuran'ın benzeri bir söz(hadis) meydana getirsinler. 
-----53.59Bu söze (hadise) mi şaşıyorsunuz.  
56.81 Siz bu sözü(hadisi) mü hor görüyorsunuz. 
-----  66.3 Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz (hadis) söylemişti. Fakat eşi, o sözü başkalarına haber verip Allah da bunu Peygamber'e açıklayınca, Peygamber bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona haber verince eşi: Bunu sana kim bildirdi? dedi. Peygamber: Bilen, her şeyden haberdar olan Allah bana haber verdi, dedi.
  

-----68.44 Bu sözü (hadisi) yalanlayanı bana bırak. Onları bilmedikleri yönden derece derece azaba yaklaştıracağız.   
-----77.50 Kuran'dan başka hangi söze(hadise) inanacaklar?  
-----79.15 Musa'nın haberi (hadisi)sana geldi mi? 
-----85.17Orduların haberi (hadisi) sana geldi mi?  
-----88.1 Her şeyi kaplayacak kıyametin haberi(hadisi) sana gelmedi mi?  

 
 Ayrıca 5 yerde "ehadis " kelimesi olarak geçmekte (12.6-21-101/23.44/34.19)
 
 Bu ayetlerde" ehadis " kelimesi "rüya" ve "efsane" anlamında kullanılmaktadır. 

Yukarda meallerini verdiğimiz ayet meallerinden  tahrim suresi 66.3. ayeti dışında hiç bir "hadis " kelimesi resullullah sav in söylediği sözler anlamında kullanılmamıştır. "Hadis " kelimesi kur'anda "söz" veya " haber " anlamında kullanılmaktadır. Ancak kur'anda geçen "hadis" kelimesi ile resulullah sav adına gelen haber anlamındaki " hadis " kelimesi birbirine karıştırılarak " bundan sonra hangi hadise lnanacaksınız" mealinde gelen bazı ayetleri" resullullah adına gelen haberlerin tümünü inkar edin" şeklinde bir anlam yükleyerek hadisleri kabul etmeme düşüncesini kur'an ayetlerinden cımbızlayarak seçilmiş" hadis" kelimesi ile resulullah hadisini aynı olduğunu zannederek  "bak kur'anda hadisleri inkar edeceksiniz şeklinde ayet var" diyerek ayetleri bir nevi eğip bükmeye kakmışlardır. Kur'andaki "hadis" kelimesi ile resul as adına gelen haberler için kullanılan "hadis" ayrı olduğuna göre kur'an dışı haberlere vermemiz gereken değer, veya kur'an dışı haberleri ne ile test edeceğimiz sorusu gündeme gelmektedir.    

23. yıllık risaleti döneminde muhammed sav kur'an harici  muhakkaki konuşmuştur. Ve bu konuşmaları ashabı tarafından daha çok ezber yolu ile hafızalarda kalmıştır. Arap toplumunda yazının o zamanda pek gelişmediği bilinen bir gerçektir. Yazmayı bilen ashab tarafından sözlerinin bir kısmının yazıya geçirildiği de bir gerçektir. Bazı rivayetlerde "benden kur'andan başka bir şey yazmayın" veya daha önce size sözlerimi yazmayı yasaklamıştım şimdi yazabilirsiniz" şeklinde gelen haberlere karşılık hadislerin toptan reddedenlerin "benden kur'andan başka bir şey yazmayın" rivayetine rağbet etmeleri br çelişkidir.   

Bizler ne kadar toptan red yoluna gitsekte resullulahtan " hadis" adı altında kur'an harici sözleri bize kadar ulaşmıştır.Öncelikle şunu bilmek gerekirki bu sözleri kur'an gibi harfi harfine , kelmesi kelimesine hiç bozulmadan bize gelmemiştir. Hadisçilerin üzerinde mutabık oldukları üzere "mana üzerine" bize gelmişlerdir. Ve birçoğu aşağı yukarı hicretin kinci yüzyılından sonra yazıya geçirilmiştir.Yazıya geçirilmesine kadar geçen zamanda rivayet yoluyla nesilden nesile ulaşmıştır. Bu ulaşma yolunda bazı ekleme çıkarmalar , yanlış anlamalar, o zamanın fıkhi ve itikadi fırkaların oluşumlarında kendi hakılıklarını ispat etmek için resulullah adına bir çok hadis uydurulduğu vakidir.Ve bu uydurmaların günümüzdede çok bariz biçimde "sahih hadis" olarak inanıldığını görmekteyiz.    

Hal böyle  iken bize gelen bir hadisi toptan red etmekmi yoksa belli kriterlere vurarak kabul yoluna gitmek daha mantıklıdır. Mustafa islamoğlu hocanın söylediği gibi " çocuk altını kirletti diye çocuğuda atamayacağımıza göre" hadis adı altında gelen bilgileri " metin tenkidi" metodu ile kur'an ölçüsüne vurarak kabul yada red yoluna gidilmelidir.   
Sonuç olarak kur'anda geçen " hadis" kelimesi ile resullullah adına gelen " hadis" kelimesini aynileştirerek, "bakın kur'anda bundan sonra  hangi hadise inanacaksınız  diye ayet var" diyerek resullulah as adına gelen bütün hadisleri red yoluna gitmek "kur'an merkezli düşünce " söylemine yakışmamaktadır. Bu düşünce sahiplerine ,kur'an kelimelerini bağlamından kopararak, siyak ve sibaka dikkat etmeden, ön kabuller doğrultusunda kur'anı anlamaya çalışmak yakışmaz.  Bu düşünce sahiplerine yakışan tutum, kur'anı bağlamı ile okumak siyak sibaka dikkat etmek, kafadaki ön kabulleri atmaktır.
 
                                                        EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.