Fuhuş Suçunun etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Fuhuş Suçunun etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Ocak 2015 Pazartesi

Nisa s. 15-16. Ayetleri : Fuhuş Suçunun Yaptırımı

Zina fiili , aralarında meşru bir bağ olmayan iki kişinin cinsel ilişkisidir. Bu fiil, toplumsal ahlakı olumsuz yönde etkilemesi ve meydana gelecek sonuçları bakımından doğacak sonuçları önlemek amacı ile yasaklanmış ve yasağa uyulmaması halinde bir takım cezalar getirilmiştir. 

Nur s. 2. Ayeti zina eden kadın ile erkeğe 100 celde vurulmasını emretmektedir. Bu ceza, kadın ve erkeğin birlikte yaptıkları gayri meşru ilişkinin dünyadaki cezasıdır. Gayri meşru ilişki her zaman kadın ve erkek arasında değil , kadınlar ve erkekler arasında da meydana gelmektedir. 

Nisa s. 15. ve 16. Ayetleri bu durum ile ilgili bir takım düzenlemeler getirmektedir. 

[004.015]  Kadınlarınızdan fuhuşta bulunmuş olanların aleyhine sizden dört şahit ikame edi- niz. Eğer şehadet ederlerse o kadınları evlerde tutunuz. Kendilerine öIüm gelinceye kadar veya onlara Allah bir yol açıncaya kadar.

"Fahişeten" kelimesi, içine zina fiilini de alan bir kelime dir. Bu Ayette kadınlar arasındaki fuhuş ile ilgili hükümleri görmekteyiz , Ayet içindeki hükümleri 2 bölümde inceleyebiliriz. 

1- Fiili işlediklerine dair kesin kanıt. Bu durum 4 şahit getirilmesi gerektiği şeklinde beyan edilmektedir. 
2- İtiraf etmeleri veya fiili işledikleri sabit olduğu takdirde ölene veya Allah onlara bir yol açıncaya kadar evlerde tutulmaları . 

Bir suça ceza verilebilmesi için önce suçun sabit olması gerekmektedir .Bu sabitlik ,suçu işleyen kişinin itirafı , veya suç işlenirken görenlerin şehadeti ile gerçekleşir. Suç sabit olduktan sonra suçun cezasının uygulama safhası gerçekleşir. 

Bu uygulama , 1- Evlerde tutulmak şeklinde gerçekleşebilir , ta ki ölene veya Allah onlara bir yol açana kadar ,bu gerçekleşme şeklini biraz açabiliriz;

Evlerde tutmak , onları toplumdan tecrit ederek , suç işlemelerine engel olmak veya tedavi ederek bu fiilden vazgeçirmeye çalışmak şeklinde olabilir. Kur'anın nazil olduğu zaman çerçevesi içinde bu tür fiillerin tedavi ile ortadan kaldırılması şeklinde bir uygulama bilinmediği için onları , tecrit yöntemi önerilmiştir . Günümüzün gelişen Kainat Ayetleri sayesinde bu tür kişilerin tedavi edilmesi mümkün olmaktadır."Ölene kadar" şeklinde bir ifade , onlara bu fiillerinden vazgeçmeleri yönünde yapılan işlemin sürekli ve ısrarlı olmasını ifade etmektedir, bu tür fiiller toplum ahlakı üzerinde derin yaralar açması açısından dikkate alındığında göz yumulmaması ve her türlü önlemin alınmasını gerektirmektedir.

"Allah onlara bir yol açıncaya kadar" ibaresi , onların bu tür tecrit veya tedavi süreçlerinin ne zamana kadar olması gerektiğini beyan etmektedir. Bu süreç onların artık bu fiili işlemekten tevbe ederek vazgeçmeleri şeklinde olacaktır. 

[004.016] Sizden bir çift fuhuş yaparsa onlara eziyet edin. Eğer tövbe edip hallerini ıslah ederlerse onları cezalandırmaktan vazgeçin. Çünkü Allah, tevvab ve rahîmdir

Nisa s. 16. Ayetinde bu fiili işleyen iki erkeğe yapılacak işlem beyan edilmektedir. Bu Ayette önlem olarak " Eziyet" edilmesi önerilmektedir . Bu eziyet nasıl olacaktır, onlara işkencemi yapılacaktır , döveleceklermi dir ? . El cevap ; Hayır .

"Eza" kelimesi ; "Bir canlının nefsine , cismine , kazancına , servetine ilişen dünyevi veya uhrevi zarar" anlamında bir kelimedir. 

Onlara "Eza" edilmesi demek , onların nefsinin arzu ettiği bu fiili yapmalarına engel olmak demektir. Bu engel olmak şekli ucu açık bir hüküm olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kelimenin ifade ettiği anlamın uygulanması, onlara işkence ve dayak atmak şeklinde bir eziyet vermek değil , onların nefislerinin arzu ettiği bu gayri ahlaki durumdan onları engellemek şeklinde bir zarar vermekle olacaktır.

Nisa s. 15. ayetinde beyan edilen tecrit hükmü erkekler içinde geçerlidir. Öncelikle onların toplum içinden tecrit edilerek bu fiili işlemelerine engel olunması gerekmektedir. Onların bu fiillerinden vazgeçmeleri için tedavi edilmeleri de onlara uygulanabilecek işlemler dahilindedir. Hallerini düzletmeleri için gerekli yardımların yapılması kapsamında ele alabileceğimiz bu yöntemleri , kişilerin topluma kazandırılması prensipleri çerçevesinde ele alarak ,o doğrultuda gerekli olan önlemlerin alınması gerekmektedir. 

Toplumlarda suç işlemenin cezai müeyyideleri olması gerekir , öncelikli olan suça eğilimi teşvik eden unsurların ortadan kaldırılması olmalıdır. İnsanları aç bırakırsanız onlar hırsızlık yaptığı takdirde onları cezalandırmak adil bir tutum değildir. Aynı şekilde toplumda zinaya yol açacak unsurları ortadan kaldırmadan , ahlaklı bir toplum yetiştirme çabası içinde olmadan yapılacak cezai işlemler suçun azalması yönünde herhangi bir fayda sağlamaktan uzak kalacaktır. 

Nuzül dönemindeki imkanlar ile, bu günün imkanları elbette bir değildir , dün lezbiyen veya homoseksüel   insanları topluma kazandırmak için herhangi bir rehabilitasyon çalışması yapma imkanı yok iken, bu gün bu tür imkanlar mevcut olup , bu tür cinsel sapkınlıkların tedavi ile yok edilmesi mümkündür. 

O günün imkanları , "kadınların evlerde tutulması" yöntemi ile tecrit edilerek bu sapkınlıklarını başkalarına sirayet ettirme imkanlarını ellerinden almayı amaçlarken, bu gün "kadınları evlerde tutmanın" anlamını biraz daha genişleterek bu evleri , "tedavi merkezleri" olarak okuyabiliriz , tabiki buna rağmen ısrarcı olanlara daha sert yaptırımlar uygulanabilir.

Nisa s. 15. ve 16. Ayetlerinin , Nur s. 2. Ayeti ile nesh edildiği iddiasına katılmadığımızı ve Kur'anda hiç Ayetin bu şekil bir neshedilme işlemine tabi tutulduğunu düşünmediğimizi ifade edelim . Nur s. Ayetleri iki ayrı cinsin zinasını anlatırken , Nisa s. 15. ve 16. Ayetleri aynı cinslerin birbirleri ile olan zinası ile ilgili hükümleri ortaya koymaktadır. 


Bu konuda şöyle bir soru akla gelebilir ; Nur s. 2. Ayeti zina eden kadın ve erkeğe uygulanacak olan had cezasını beyan etmektedir , kadınların ve erkeklerin birbirleri ile olan zinaları hakkkında Kur'anda onlar için uygulanacak bir had cezası varmıdır ?. 


Buna verilecek cevabımız , "Hayır yoktur" olacaktır . Bunu söylerken, bu tür sapkınlıkta ısrarcı olanlara herhangi bir cezai müeyyide uygulanmayacağını kast etmiyoruz. Toplumda meydana gelen her suçun cezasını Kur'anda bulmanın imkanı olmadığını hatırlattıktan sonra , Kur'anda bulunmayan bazı cezai hükümlerin ,(İslami bir yönetimin olduğunu varsayarak söyliyoruz) İslam hukukçularının çalışmaları ile tayin edilebileceğini söyleyelim. 


Sonuç olarak; Nisa s. 15. ve 16. Ayetleri kadın ve erkeğin aynı cinsle yaptıkları fuhuş ile ilgili olarak hüküm beyan etmektedir. Burada Nur s. 2. Ayetinde olduğu gibi herhangi bir had cezası öngörülmemekle birlikte , bu fiili işleyenlerin yapmalarını önleyici tedbirler getirilmektedir. Şayet bu konuda ısrarcı olurlarsa cezai müeyyide uygulanabilir , bu müeyyide Kur'an da bulunmamakla birlikte hukukçuların tesbiti ile yapılabilir. 


                                 EN DOĞRUSUNU ALLAH (C.C) BİLİR.