Hezeyanlar: etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hezeyanlar: etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Haziran 2017 Çarşamba

Ebubekir Sifil'den Hezeyanlar: Muhammed (a.s) Yaşıyor Amellerimiz Ona Arz Ediliyor

Allah (c.c) nin tarih boyunca gönderdiği elçilerin karşılaştığı en büyük sorunlardan birisi, gelen elçinin beşer olmasının hazmedilmeyerek Melek bir elçinin neden gönderilmemiş olduğudur. Kur'an'a baktığımızda inkarcılar tarafından gelen bu isteklere neden Melek Elçi gönderilmemiş olduğu bir çok ayette bildirilmiştir (İsra s. 95). Fakat asıl mesele, gelen elçiyi kabul ettiklerini iddia edenlerin, bu elçinin beşer olmasını içlerine sindiremeyerek onu beşerüstü bir konuma taşımak arzularıdır. İsa (a.s) böyle bir muameleye tabi tutulan ve elçinin beşer olmasını hazmedemeyenler tarafından İlah konumuna yükseltilmiş elçilerden bir tanesidir.

İsa (a.s) ile ilgili olarak Kur'an içinde mevcut olan ayetlerin tamamı, ona Hristiyanlar tarafından yüklenen İlahlık misyonunun yanlışlığını, onun sadece beşer bir elçi olduğunu hatırlatmak üzerine bina edilmiştir. Onunla ilgili olan ayetler aynı zamanda, Muhammed (a.s) içinde böyle bir muamele yapılmaması gerektiğini de hatırlatmakta, aksi davranışlarda bulunanların akıbetlerinin ise İsa (a.s) ı ilahlık konumuna yükseltenler ile aynı olacağı uyarısı yapılmaktadır. 

Bizler İsa (a.s) a Hristiyanlar tarafından ona karşı uydurulan yalan ve iftiraları okumak, anlamak ve hayata geçirmek sureti ile son elçi olan Muhammed (a.s) a böyle bir misyon yüklemeMEmiz gerektiğini bildiğimiz halde, Allah (c.c) sanki bizlere, İsa için bunları dediğime bakmayın siz Muhammed kulumu benim yanıma ortak olarak oturtmakta serbestsiniz hatta mecbursunuz demişçesine, Hristiyanlara dahi parmak ısırttıracak hezeyanlar uydurarak, ölmeyen, hayat sahibi, amellerin ona arz edildiği bir peygamber ortaya çıkarılmış, böyle bir peygamber portresini ret edenlere ise, Kafir, Sapık, Reformist, Peygamber Düşmanı v.s gibi yaftalar takılmakta olduğu herkesçe malumdur. 

Son yıllarda Türkiye'de rağbet görmeye başlayan, İslam'ı Kur'an'dan öğrenme çabalarının, özellikle Muhammed (a.s) için reva görülen İsa (a.s) ile onu yarıştırma hastalığının yanlışlığını yeniden sorgulamaya, onun konumunu rivayet kitaplarından değil, ona inen kitap'tan öğrenmeye çalışmanın gereğine vurgu yapmakta olduğu da malumdur. 

Fakat bu çaba, Muhammed (a.s) ı beşer elçi olarak görmeyi hazmedemeyenlerin sert tepkisine neden olmakta, Kur'an'ın anlattığı elçi portesini savunanlar ile, rivayet kitaplarının tanıttığı elçi portresini savunanlar arasında büyük bir çekişme yaşanmaktadır. İçinde bulunduğumuz Ramazan ayı içinde, Mustafa İslamoğlu, Mehmet Okuyan, Caner Taslaman, Emre Dorman gibi isimlerin bir arda çekilmiş resimlerinden rahatsız olan kesimin, bu kimselerin bir araya gelmelerine dahi tepki gösterme sebeblerinden bir tanesi, adı geçen kimselerin ilah konumuna yükseltilmiş elçi portresi yerine, Kur'an'ın tanıttığı Beşer Elçi portresini insanlara tanıtmaya çalışmalarıdır.

İlah konumuna yükseltilmiş elçi düşüncesinin Türkiye'deki savunucularından birisi olan Ebubekir Sifil adlı kişinin, bir tv programında söylediği sözler, Muhammed (a.s) ın nasıl bir yalan ve iftiraya kurban gittiğini anlamak açısından dikkat çekicidir.





Ebubekir Sifil, Muhammed (a.s) için onun herhangi bir ölümlü gibi bu dünya ile bağlantısının kesilmediğini, ona salavat getirildiğinde meleklerin bu salavatı ona arz ettiği, bedenlerinin toprağa haram kılındığını çürümediğini, Allah yolunda öldürülenlerin diri olduklarını beyan eden ayetin üzerinden peygamberlerin de diri olduğunu, onun bizatihi hayat sahibi olduğunu, amellerimizin ona arz edildiğini iddia etmektedir. Bu düşünceleri savunan başka insanların, peygamberlerin kabirlerinde namaz kıldıklarını, hatta eşleri ile dahi birlikte oldukları gibi hezeyanlarını savurdukları malumdur.

Şahsın iddia ettiği bu sözlerin, eğer Kur'an ile sağlamasını yapacak olursak ortaya şöyle bir durum çıkmaktadır;

Muhammed (a.s) ın ölmediği;

[003.144] Muhammed ancak bir elçidir. Ondan önce de elçiler geçmişti. Ölür veya öldürülürse geriye mi döneceksiniz? Geriye dönen, Allah'a hiçbir zarar vermez. Allah şükredenlerin mükafatını verecektir.

[021.007-8]  Biz senden önce de kendilerine vahyettiğimiz erkekler dışında (elçi) göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, şu halde zikir ehline sorun.Biz onları yemek yemez birer ceset kılmadık ve onlar ölümsüz de değillerdi.

[021.034] Senden önce de hiçbir insanı ölümsüz kılmadık, sen ölürsün de onlar baki kalır mı?

[029.057] Her nefs ölümü tadıcıdır, sonra da Bize döndürüleceksinizdir.

Elbette bu ayetler dahi Muhammed (a.s) ın bizler gibi bir beşer olduğunu ifade etmesine rağmen, Kur'an'ı değil rivayet kitaplarını yol gösterici olarak kabul eden, size 500 tane ayet getirilse de inanmayın diyerek, ayetlerin delaleti konusunda bu kadar inkarcı bir tavra sahip olan bir kimseye pek kar etmeyecektir. Ancak, henüz aklını kimseye kiraya vermemiş olan kimselerin bu ayetleri dikkate alabileceğini, ve Muhammed (a.s) için uydurulan sözlerin Kur'an ile sağlamasını yapabileceğini ümit etmekteyiz.

Allah yolunda öldürülenlerin diri olduklarını beyan eden ayetler, literal bir okumaya tabi tutulamayacak olan ayetlerdendir. Bu ayetlerin Allah yolunda ölenlere karşı küçümseyici tavırlar takınan münafıkların sözlerini ret etmekte oldukları dikkate alındığında daha doğru anlaşılacaktır. 

Şayet ayetlerin onların gerçek anlamda diriler olduklarını ifade ettiğini düşündüğümüz zaman sadece Sifil hocaya sorulacak olan, Madem Allah yolunda öldürülenler diridir, bu kimseler eğer evli iseler eşleri boş olur mu? yoksa onların ömür boyu bir başka kimseyle evlenmesi harammı dır?sorusuna ne cevap verebileceği merak konusudur.

Ayrıca Sifil hocaya sorulacak olan, Bir ayetin açık hükmünü inkar etmenin fıkıhtaki hükmü nedir? sorusuna ne cevap vereceği de merak konusudur. Çünkü konuşmasında bir çok ayetin hükmünü iptal eden iddialar ortaya koymaktadır.

Muhammed (a.s) ın bizatihi hayat sahibi olduğu; 

Muhammed (a.s) için söylenen bu sözler, Muhammed (a.s) ın ölmediğini iddia etmek gibi küfür ve şirk içeren sözlerdir. El Hayy ismi, Allah (c.c) nin isimlerinden biri olup, bu ismi onun kulu ve elçisi olan bir kimseye layık görmenin literatürdeki adı Küfür ve Şirktir.

[025.058] Sen, asla ölmeyen ve  daima diri olan (Allah) a tevekkül et ve O'nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarından O'nun haberdar olması yeter.

[040.065] O diridir, O'ndan başka ilah yoktur. Dini yalnız O'na has kılarak O'na yalvarın. Övgü, Alemlerin Rabbi Allah içindir.

[003.002] Allah; O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, kaimdir.

Meleklerin amellerimizi Muhammed (a.s) a arz etmeleri;

[017.096] De ki: «Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Doğrusu O, kullarını görür, haberdardır.»

[017.017] Nuh'dan sonra nice nesilleri yok etmişizdir. Kullarının günahlarından haberdar ve onları gören olarak Rabbin yeter.

[025.058] Sen, asla ölmeyen ve  daima diri olan (Allah) a tevekkül et ve O'nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarından O'nun haberdar olması yeter.

El Habir, yine Allah (c.c) nin esmasına dahil olan isimlerden bir tanesidir. Amellerimizden Muhammed (a.s) ın da haberdar olduğunu iddia etmek, sadece Allah'a layık olan bir ismi, onun kuluna layık görerek, Allah'ı bu konuda yetersiz görmek anlamına gelmektedir. 

[033.039] Allah'ın göndermiş olduklarını tebliğ edenler, Allah'tan korkarlar ve O'ndan başka kimseden korkmazlar. Allah hesap gören olarak yeter.

El Hasib olarak Allah'ın yeter buyurulmasına rağmen, Muhammed (a.s) a amellerimizden hoşnut olup olmaması demek ona yargılama hakkı vermek anlamına gelmekte olup, böyle bir iddianın literatürdeki adını Sifil hoca gayet iyi bilmektedir. 

Ebubekir Sifil'in ağzından dökülen bu hezeyanlar, Muhammed (a.s) ı tıpkı Hristiyanlar gibi ilah seviyesine çıkarmanın tezahürleri olup, Muhammed (a.s) ın beşer olduğunu iddia edenlere karşı neden bu kadar düşmanca tavırlar sergilediğini yukarıdaki birkaç dakikalık video kaydından anlamak mümkündür.

Ebubekir Sifil ortaya koyduğu iddiayı delillendirmek için sadece Onun ağzından diyerek, yani ona karşı uydurulan yalan ve iftiraları delil olarak göstermektedir. Bu konuda acaba Kur'an ne diyor diye kendisine sorulacak olursa, ilgili ayetleri başkalarının yaptığı gibi yalan ve iftiraları destekleyecek mahiyette yorumlamaya çalışacağı muhakkaktır.

Çünkü onun zihniyetine sahip olan insanların savunduğu din anlayışının temelinde Muhammed (a.s) ın Allah (c.c) ile aynı konuma sahip olduğu inancı yatmakta, bütün dini düşünceleri bu inanç üzerine temellendirilmiştir. Muhammed (a.s) ın beşer bir elçi olduğu düşüncesi yaygınlaştığında, bu kimselerin savundukları din algısı tamamen çökeceği için, bunca patırtı ve gürültü koparmalarının sebebini anlamak kolaylaşacaktır.

Kimseye Kafir,Müşrik gibi yaftalar yapıştırmak heveslisi olmadığımızı hatırlatmakla birlikte, Allah (c.c) nin hakkı olan onun esmasına dahil olan isimleri onun bir kulu ve elçisi olan Muhammed (a.s) a layık görmek küfür ve şirk'e düşmeye sebep olmak demek olup, biz sadece bu konudaki üzerimize düşen hatırlatmayı yapmaya çalıştık.