Kur'an kıssalarının, anlatım amacı açısından mesaj niteliği taşıdığı hepimizin malumudur. Bu yazımızda Musa as a verilen 9 ayetin firavun ve askerlerinin imtihanı ile ilgili bağını kurup, bu aralar gündemimizde bulunan bir iddia olan "Allah cc kulunun imtihanı ile ilgili olarak ne yapacağını bilmez" şeklindeki iddianın doğru olmadığını, daha önceki yazılarımızda başka kıssalardaki ayetler çerçevesinde ele almamıza rağmen Musa as kıssasının bu bölümündede konuya ışık tutmaya yarabilecek mesajlar olduğunu gördüğümüzden sizlerle paylaşmak istedik.
Musa as mısır'dan kaçtığı zaman medyen'e gelip orada 8 veya 10 yıl hizmet etmesi karşılığında bir kadınla evlenir. Süreyi doldurup medyen'den ayrıldığında kutsal vadi tuva'da vahye muhatap olur ve firavun'a gitmesi emredilir.
[007.103] Sonra onların arkasından Musa'yı ayetlerimizle, Firavun ve mele'sine gönderdik. Tuttular o ayetlere karşı çıkarak zulmettiler. Artık bir
bak o bozguncuların sonu ne oldu?
[010.075] Bu peygamberlerin ardından Musa ile Harun'u ayetlerimiz ile
Firavun'a ve mele'sine gönderdik, ama burun kıvırdılar ve ağır suçlu
bir toplum oldular.
[011.096-7] Andolsun ki Musa'yı da ayetlerimizle ve apaçık bir delille
Firavun'a ve mele'sine gönderdik. Fakat onlar Firavun'un emrine
uydular. Oysa Firavun'un emri doğru değildi.
[023.045-6] Sonra Musa ve kardeşi Harun'u, Firavun ve mele'sine ayetlerimiz ve apaçık delille gönderdik. Büyüklük tasladılar. Zaten mağrur bir
topluluktular.
[051.038] Musa'nın kıssasında da ibret vardır. Hani biz onu apaçık bir
delille Firavun'a göndermiştik.
[079.016-17-18] Kutsal vâdi Tuvâ'da Rabbi ona şöyle seslenmişti:Firavun'a git! Çünkü o çok azdı.Ona de ki: «Arınmağa niyetin var mı?
Yukardaki ayetlerde Musa as ın firavun'a "ayetler" ile gittiği anlatılmaktadır,peki bu ayetler nasıl bir ayetti ve kaç tane idi? sorusunun cevabı aşağıdaki ayetlerdedir.
[017.101-102] Andolsun biz, Musa'ya açık açık dokuz âyet verdik. Haydi
İsrailoğullarına sor. Musa onlara geldiğinde Firavun ona, «Ey Musa! dedi, senin
büyülenmiş olduğunu sanıyorum!» (Musa Firavun'a:) «Pek âlâ biliyorsun ki, dedi, bunları, birer basiret olmak
üzere, ancak, göklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Firavun! Ben de senin
hakikaten mahvolduğunu sanıyorum!»
[027.012] Ve elini koynuna sok. Firavun ve kavmine gönderilen dokuz ayetten biri olarak kusursuz, bembeyaz çıksın. Şüphesiz ki onlar; fasık bir
kavim idiler.
[007.133] Biz de kudretimizin ayrı ayrı âyetleri olmak üzere başlarına
tufan gönderdik, çekirge gönderdik, haşerat gönderdik, kurbağalar gönderdik, kan
gönderdik yine inad ettiler ve çok mücrim bir kavm oldular
[043.046-50] Andolsun, biz Musa'yı Firavun'a ve mele'sine
ayetlerimizle gönderdik. O da, dedi ki: «Gerçekten ben, âlemlerin Rabbinin
elçisiyim.»Onlara âyetlerimizi getirince, bunlara gülüvermişlerdi.Ve onlara âyetten bir şey gösterir olmadık ki, illâ o, diğerlerinden daha büyük
idi. Ve onları azab ile yakaladık, belki onlar geri dönerler (diye).Azabı tadınca Mûsâ’ya: «Haydi büyücü! Sana verdiği sözünün gereği olarak bizim
için Rabbine dua et, bizi bağışlasın, zira artık yola geleceğiz» dediler.Fakat Biz, onlardan azabı giderince, hemen sözlerinden caydılar.
Firavun'a gönderilen 9 ayeti şöyle sıralayabiliriz:
1-asanın yılan olması
2- elin beyazlaması
[007.106-108] Dedi ki: Şayet sen, bir ayet getirdinse; göster onu, eğer
sadıklardan isen.Musa, asasını yere atar atmaz apaçık bir yılan (sü'ban) oluverdi; elini
çıkardı, bakanlar bembeyaz olduğunu gördüler.(Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi) .
[026.030-33] (Musa Firavun'a): «Sana apaçık bir şey (delil) getirdimse de mi?»
dedi. Firavun: «Doğru sözlülerden isen haydi getir» dedi.Bunun üzerine Musa değneğini attı, o'da bir yılan (sü'ban)oluverdi. Elini çıkardı, bakanlara bembeyaz göründü.
3-asanın sihirbazların yaptığı sihirleri yutması
[007.115-118] Dediler ki: Ey Musa, sen mi atacaksın, yoksa atanlar biz mi
olalım?«Siz atın» dedi. Onlar atınca, insanların gözlerini büyülediler, onları
korkuttular ve büyük bir sihir gösterdiler. Biz de Musa'ya, «Asanı at!» diye vahyettik. Bir de baktılar ki bu, onların
uydurduklarını yakalayıp yutuyor.
Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların yapmakta oldukları yok olup gitti.
[010.080-81] Sihirbazlar gelince Musa onlara: «Atacağınızı atın» dedi.Onlar (iplerini) atınca, Musa dedi ki: «Sizin getirdiğiniz sihirdir. Allah onu
boşa çıkaracaktır. Çünkü Allah bozguncuların işini düzeltmez.»
[020.065-69] Dediler ki: Ey Musa! Ya sen at veya önce atan biz olalım. Hayır, siz atın, dedi. Bir de baktı ki, büyüleri sayesinde ipleri ve sopaları,
kendisine gerçekten koşuyor gibi görünüyor.Musa, birden içinde bir korku duydu.«Korkma, sen muhakkak daha üstünsün» dedik.«Sağ elindekini at da onların yaptıklarını yutsun, yaptıkları sadece sihirbaz
düzenidir. Sihirbaz nereden gelirse gelsin başarı kazanamaz.»
[026.043-45] Musa onlara: «Ne atacaksanız atın» dedi.İplerini ve değneklerini yere attılar ve: «Firavun’un izzetine yemin ederiz ki
galip gelen biz olacağız» dediler.Bunun üzerine Musa değneğini attı; onların uydurduklarını yutmağa
başlayıverdi.
4-tufan
5-çekirge
6-haşerat
7-kurbağa
8-kan
[007.133] Biz de kudretimizin ayrı ayrı âyetleri olmak üzere başlarına
tufan gönderdik, çekirge gönderdik, haşerat gönderdik, kurbağalar gönderdik, kan
gönderdik yine inad ettiler ve çok mücrim bir kavm oldular
043.048] Onlara biri diğerinden daha büyük olmayan hiç bir ayet
göstermedik. Doğru yola dönmeleri için onları azaba uğrattık.
9-denizin yarılması
[002.050] Bir zamanlar biz sizin için denizi yardık, sizi kurtardık,
Firavun'un taraftarlarını da, siz bakıp dururken denizde boğduk.
[020.077] And olsun ki Musa'ya: «Kullarımı geceleyin yürüt, denizde onlara
kuru bir yol aç, batmaktan ve düşmanların yetişmesinden korkma, endişe etme»
diye vahyettik.Bunun üzerine Firavun, askerleri ile birlikte onların peşine düştü. Deniz onları
gömüp boğuverdi.
[026.063] Bunun üzerine Musa'ya: Asân ile denize vur! diye vahyettik.
(Vurunca deniz) derhal yarıldı (on iki yol açıldı), her bölük koca bir dağ gibi
oldu.
[044.023-24] (Rabbi): «Hemen kullarımı geceleyin yürüt, çünkü siz takip
edileceksiniz.Denizi açık bırak, Çünkü onlar ordu halinde gelip boğulacaklar.» buyurdu.
1. ayet olan asanın firavun karşısında yılan olması ile, 9. ayet olan denizin yarılması arasında ne kadar yıl geçtiğimizi bilmemekle birlikte uzun yıllar geçtiği araf s. 130. da "And olsun ki, Biz de Firavun ailesini, ders alsınlar diye, yıllarca kuraklığa ve
ürün kıtlığına uğrattık."" mealindeki ayetten anlamaktayız. Şimdi gelelim anlatılan bu olaylardan bize yönelik mesajlardan birini çıkarmaya;
Uzun yıllar içine dağılmış olan bu ayetlerin tamamının, 9 ayet olduğu en baştan Musa as tuva'da iken ona rabbi tarafından bildirilmişti , bu şekil bildirilmeden şöyle bir sonuç çıkabilir. Allah cc, azdığı için gönderdiği firavun ve mele'sinin 1. ayetten 9. ayete gelen kadar geçen süreç içinde iman etmeyeceklerini önceden biliyordu. Firavun ve mele'sinin hayat içinde imtihan olduğu gerçeğini hatırlayacak olursak denizin yarılıp firavun ve ordusunun boğulmasına kadar geçecek sürede onların iman etmeyeceklerinin yani " ALLAH CC NİN KULLARININ İMTİHANI İLE İLGİLİ NE YAPACAKLARININ BİLDİĞİNİN GÜZEL BİR ÖRNEĞİDİR".
Musa as kıssasında anlatılan ayetlerden bu şekil bilmenin örnek ayetlerini bulmak mümkündür.
[028.4-5-6]Firavun memleketin başına geçti ve halkını fırkalara ayırdı. İçlerinden bir
topluluğu güçsüz bularak onların oğullarını boğazlıyor, kadınları sağ
bırakıyordu; çünkü o, bozguncunun biriydi.Biz ise, o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunmak, onları
önderler yapmak ve onları (mukaddes topraklara) vâris kılmak istiyorduk.Ve onları memleketlerine yerleştirelim, Firavun' a Haman'a ve ikisinin
askerlerine çekinmekte oldukları şeyleri gösterelim.
Kasas s.4.ve 6. ayetlerine baktığımız zaman, firavun'un soykırım yapmaya başlaması Musa as ın doğumundan önce başlamış olup bu soykırım sebebinin ellerindeki gücün kaybolma korkuları olduğu ancak bu korkularının onlara, Allah cc tarafından gösterilmek ve zayıf bırakılan İsrailoğullarının varis kılınmasının istendiğini görmekteyiz. Musa as kıssasını okuduğumuz bu sürecin gerçekleştiğini görmemiz yine Allah cc nin firavun ve mele'sinin imtihanları ile ilgili ne yapacaklarının önceden bildiğinin yaşanmış bir örneği olarak karşımıza çıkmaktadır.
[007.137] Hor görülüp ezilmekte olan o kavmi (yahudileri) de, içini
bereketle doldurduğumuz yerin doğu taraflarına ve batı taraflarına mirasçı
kıldık. Sabırlarına karşılık Rabbinin İsrailoğullarına verdiği güzel söz yerine
geldi. Firavun ve kavminin yapmakta olduklarını ve yetiştirdikleri bahçeleri
helâk ettik.
Kasas s. ilk ayetlerinde anlatılanlar ile araf s. 137. ayetler arasında geçen zaman kullarının imtihanı olup , bu sonucu önceden bildiğini gösteren örnek ayetlerdir.
Burada şöyle bir soru akla gelebilir, "madem Allah firavun'un iman etmeyeceğini biliyor o zaman neden bu ayetleri gönderiyor?". Burada bir birbirinden ayrılması gereken nokta Allah cc nin bilmesi ile insanlara vermiş olduğu serbest iradenin kullanımı noktasında onlara herhangi bir baskı yapmamasıdır. Firavun'a verilen seçme hürriyeti çerçevesinde onun iman etmeyeceğini Allah cc daha önceden biliyordu. Musa as a "ona güzel söz söyle belki öğüt alırlar" demesi olayın sonucunun insanlar tarafından bilinmemesi nedeniyle bizim o insanlara gerekli olan tebliğ vazifemiz noktasında düşünülmelidir. Hiç birimiz karşımızdaki bir inkarcının kesinlikle iman etmeyeceğini bilemeyeceğimiz için onlara tebliğ metodları dahilinde yapılması gerekenleri Allah cc Musa as a da bildirmiştir.
Sonuç olarak:"Allah cc kulunun imtihanı ile ilgili önceden ne yapacağını bilmez" şeklinde bir iddia delilini kur'andan alan bir düşünce değildir. Böyle bir düşünce, önce oluşturulup sonra "bu düşünceye kur'andan nasıl bir delil bulabiliriz" şeklinde sorular aranmış kur'anda geçen " li'yaleme" (bilmek için) kelimesi baz alınarak "bak bilmek için deniliyor Allah bilse böyle dermi?" gibi deliller sunulmaya çalışılmıştır. Bundan önceki yazılarımızda, İbrahim as kıssası ,Lut as kıssası , rum ordularının galibiyet haberi gibi yaşanmış olayların anlatıldığı ayetlerin sadece o günkü olmuş olan olaylar çerçevesinde kalmayıp bize dönük mesajlarını anlamak şeklinde yapılan bir okumadan bu düşüncenin yanlışlığını ortaya koymaya çalışmıştık.
Eğer yapacağımız okumalar mesajı anlamaya yönelik olmayıp önkabullerimizi kur'ana onaylatmak tarzında olursa bu tür yanlışlarımız kur'an tarafından , hiç alakası olmadığını zannettiğimiz ayetlerle suratımıza çarpılacaktır. Bu yazıları yazan , adı geçen kıssaları daha önce defalarca okumasına rağmen , Allah cc nin bilgisine sınır koyan düşüncelerin gündeme gelmesi ile birlikte bu kıssalarda anlatılan olayların, haşa "Allah bilmez" düşüncesinin yanlışlığına delil olabilecek ayetler olduğunun farkında bile değildi. Rabbimiz bizleri kitabını önkabuller ile değil mesajını anlamaya ve yaşamaya yönelik okumalar yapanlardan kılsın.
EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.