Kur'anda bazı kavramların bütünlüğünden koparılarak parçacı ve heva merkezli yaklaşımlara kurban edilme örneklerine maalesef "nebi ve resul kavramlarındada görmekteyiz. "Nebi ve resul"kavramları birbirinden ayrı düşünülerek. sloganik bir biçimde kategorize edilmeye çalışılmış ve sonucunda "her resul nebidir fakat her nebi resul değildir" veya "her nebi resuldur fakat her resul nebi değildir" (bu ikinci kategori evrenosçuların hevalarına öyle uyduğu için geliştirilmiştir) şeklinde söylemler üretilmiştir. Ancak kur'an bütünlüğüne baktığımızda nebi ve resul kavramlarının birbirinden ayrı olarak kullanılmasına rağmen bu iki kavramın birbiri içine girift kavramlar olduğunu ve biri olmadan öteki olamayacağını görmekteyiz. Ve bu yapılan ayrım neticesinde bazı hastalıklı insanların işi kendilerini " resul ilan etmeye kadar götürdüklerine şahit olmaktayız.
Nebi ve resul kavramları kur'anın nuzulu öncesi arapların günlük dillerinde kullandıkları kelimelerdir. Kur'an inmeye başladığı zaman arapların günlük kullandıkları bazı kelimelere lugat anlamlarının haricinde kur'ani anlamlar yüklenerek "ıstılahi" anlamlar yüklenmiştir. Bu kullanım örneklerini "nebi ve resul" kavramlarındada görmekteyiz. Bu kavramlar kur'anda hem sözlük, hemde ıstılah anlamları ile kullanılmıştır. Esas konumuz sözlük anlamı ile kullanılması olmadığı için bu kullanımlara yazımızı uzun tutmamak amacıyla girmiyoruz.
"Nebi " kelimesi" Elmüfredat"ta."kendisiyle bir bilginin yada zannı galibin elde edildiği büyük bir faydası olan haber" şeklinde ifade edilmiştir. " resul " kelimesi ise, "acele etmeden gönderilmek yollanmak anlamındadır.Sözlük anlamları bu şekilde olan kelimeler kaynaklarımızda ıstılahi anlam olarak şu şekilde verilmektedir. "kendisine kitap verilmiş olanlara "resul " denir. Kendisine kitap verilmeyipte önceki resulun getirdiği dini tebliğ edenede "nebi " denir . Bu şekildeki kendilerine kitap verilen veya verilmeyen şeklindeki bir tarif kur'andan onay almaktamıdır. ? Bu sorunun cevabını yine bize kur'an verecektir .40.078 And olsun ki, senden önce birçok RESULLER gönderdik; sana onların kimini anlattık, kimini anlatmadık; hiçbir RESUL, Allah'ın izni olmadan bir ayet getiremez. Allah'ın buyruğu gelince iş gerçekten biter. İşte o zaman, boşa uğraşanlar hüsranda kalırlar.
4.164 Bir kısım RESULLERİ sana daha önce anlattık, bir kısmını ise sana anlatmadık. Ve Allah Musa ile gerçekten konuştu. 4.165 müjdeleyici ve sakındırıcı olarak RESULLER gönderdik ki insanların RESULLERDEN sonra Allah'a karşı bir bahaneleri olmasın! Allah izzet ve hikmet sahibidir
Mümin s. 78. ve nisa suresi 164.165. ayetlerinden anlamaktayızki, Muhammed as dan önce ve sayısını sadece rabbimizin bildiği kişilerin ortak ismi istisnasız "RESUL" dur. 43.6 Öncekilere nice NEBİLER göndermişizdir . 43.7 Kendilerine gelen her NEBİYİ onlar mutlaka alaya alırlardı .43.8 Bunun için Biz de, bunlardan daha kuvvetli olanları yok etmişizdir. Öncekilere dair nice misaller geçmiştir.
6.10 And olsun ki, senden önce birçok RESULLER alaya alınmıştı, onlarla eğlenenleri, alaya aldıkları şey mahvetti.
15.11 Onlara gelen her RESULU alaya alıyorlardı.
21.41 And olsun ki, senden önce birçok RESUL alaya alınmıştı da, alaya alanları, eğlendikleri şey mahvetmişti.
36.30 Kullara yazıklar olsun! Kendilerine hangi RESUL gelse, onu alaya alıyorlardı.
40.83 RESULLERİ onlara belgelerle gelince, kendilerinde olan bilgiden gururlandılar da, alaya aldıkları şey kendilerini sarıverdi.
Örnek ayetlerden anlaşıldığına alaya alınan kişilerden bahsedilirken"NEBİ" ve "RESUL" kelimeleri ortak olarak kullanılmıştır. Klasik "nebi" anlayışına baktığımızda "kendisine kitap verilmeyip bir önceki resulun getirdiği kitabı tebliğ eden kişi"olarak tarifi yapılmıştır ancak bu tarif ne derece doğrudur?. Enam s.84 ile 89. arasındaki ayetler bu konuda bize doğru bilgiyi vermektedir. 6.84Biz ona(ibrahim'e) İshak'ı ve Yakub'u da hediye ettik: Hepsine de doğru yolu gösterdik. Nitekim daha önce Nuh'a ve onun soyundan Davud'a, Süleyman'a, Eyyub'a, Yusuf'a, Musa'ya ve Harun'a da yol göstermiştik. Biz güzel davrananlara böyle karşılık veririz. 6.85 Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas'a da (hidayet ettik). Hepsi de salih kullarımızdandı. 6.86 İsmail, Elyesa, Yunus ve Lut'u da (hidayete erdirdik). Hepsini âlemlere üstün kıldık. 6.87Babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarını da (üstün kıldık). Onları seçtik ve doğru yola ilettik. 6.88 İşte bu, Allah'ın doğru yoludur. Kullarından dilediğini o doğru yola iletir. Eğer onlar Allah'a ortak koşsalardı, yaptıkları bütün amelleri boşa giderdi. 6.89 İşte onlar, kendilerine kitap, hüküm (hikmet ve hükümranlık) ve NÜBÜVVET verdiğimiz kimselerdir. Bunlar, ona inanmayacak olurlarsa, yerlerine, onu tanımamazlık etmiyecek bir toplum getiririz
Bu ayetlerde bize göstermektedirki sayıları verilen 18 kişi ve bunlara dahil edilen "babaları,soyları,kardeşleri"ayeti ile bu ayetlerde isimleri geçmeyen ve diğer ayetlerde isimleri geçen kişilerin hepsine kitap verilmiştir."nübüvvet ve kitap" kelimelerinin bir arada zikredilmesinden klasik anlayıştaki nebi tarifinin kur'anla örtüşmediğini görmekteyiz.
3.81 Allah NEBİLERDEN ahid almıştı: «And olsun ki size Kitap, hikmet verdim; sizde olanı tasdik eden bir RESUL gelecek, ona mutlaka inanacaksınız ve ona mutlaka yardım edeceksiniz, ikrar edip bu ahdi kabul ettiniz mi?» demişti. «İkrar ettik» demişlerdi de: «Şahid olun, Ben de sizinle beraber şahidlerdenim» demişti.
Bu ayette geçen "nebi" ve "resul" kelimeleri bazı art niyetliler tarafından "biz nebi değiliz ama resuluz" şeklinde bir eğriltmeye maruz bırakıldığını görmekteyiz . Dikkat edecek olursak gelecek olan resuller o nebilerden ayrı insanlar değillerdir. Kur'andaki diğer ayetlere baktığımızda Allah cc nin kullarına gönderdiği bütün insanlar tabiri caizse tren vagonları gibi birbirine bağlıdır. bir sonra gelen , öncekini tasdik ederek gelmektedir. Nebi ve resul arasında fark olduğuna dair getirilen ayetlerden biriside hac. 52. ayetidir.
22.52 Senden önce gönderdiğimiz hiçbir resul ve nebi yoktur ki, birşeyi arzuladığı zaman, şeytan onun arzusuna vesvese karıştırmamış olsun. Fakat Allah, şeytanın attığını derhal iptal eder, sonra kendi ayetlerini sağlamlaştırır. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir . 6.112 Böylece biz, her nebiye insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu da yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle başbaşa bırak. Hac s. 52. ayetinden anlaşıldığı üzere muhammed as. dan önce gönderilenlerin bir kısmı resul veya nebi şeklinde ayrıma tabi tutulmadan "nebi ve resul" olarak vasfedilmiştir.(hac s 52. ayetinden yola çıkarak kur'anın nebi ve resul ayrımı yaptığına dair yazılan bir makalede "ve" bağlacına "ev" (veya) anlamı verilerek "nebi veya resul "şeklinde meallendirilerek bir zorlama yapıldığını burada belitmek isterim)
4.136 Ey İnananlar! Allah'a, RESULLERİNE, RESULLERİNE indirdiği Kitap'a ve daha önce indirdiği Kitap'a inanmakta sebat gösterin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, RESULLERİNİ ve ahiret gününu inkar ederse, şüphesiz derin bir sapıklığa sapmıştır. 2.213İnsanlar bir tek ümmetti. Allah NEBİLERİNİ MÜJDECİ ve UYARICI olarak gönderdi; insanların ayrılığa düşecekleri hususlarda aralarında hüküm vermek için onlarla birlikte hak Kitaplar indirdi. Ancak Kitap verilenler, kendilerine belgeler geldikten sonra, aralarındaki ihtiras yüzünden onda ayrılığa düştüler. Allah, inananları, ayrılığa düştükleri gerçeğe kendi izni ile eriştirdi. Allah dilediğini doğru yola eriştirir. 4.165 MÜJDELEYİCİ ve UYARICI olarak RESULLER gönderdik ki insanların RESULLERDEN sonra Allah'a karşı bir bahaneleri olmasın! Allah izzet ve hikmet sahibidir. 6.48 RESULLERİ ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderiyoruz. Kim inanır ve nefsini ıslah ederse onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.
Bu ayetlerden anlaşıldığına göre kendilerine kitap indirilenler nebi ve resul ayrımına tabi tutulmadan anlatılmaktadır. ortak vasıfları olan "müjdeleyici ve uyarıcı olma vasıfları yine nebi ve resul ayırımına tabi tutulmadan anlatılmaktadır. "RESUL" olmanın önşartı önce "NEBİ" olmaktır . Çünkü birisinin karşısına "resulluk" iddiası ile çıkan kişi "resul" olmasının gereği olan ilettiği haberi bir yerden "nebi" olarak alması gerekmektedirki onun resulluğüne inanılsın . 9.70 Kendilerinden önce olan Nuh, Ad, Semud milletlerinin, İbrahim milletinin, Medyen ve altüst olmuş şehirler halkının haberleri onlara gelmedi mi? RESULLERİ onlara BELGELER getirmişlerdi. Allah onlara zulmetmemiş, onlar kendilerine yazık etmişlerdir.
10.13 And olsun ki, sizden önce nice nesilleri, RESULLERİ onlara BELGELER getirmişken, haksızlık ederek inanmadıkları zaman yok etmiştik. İşte biz suçlu milleti böyle cezalandırırız.
16.044 BELGELER ve kitaplarla gönderdik. Ey Peygamberim! Sana da Kur'ân'ı indirdik ki, insanlara vahyedileni açıklayasın. Belki onlar da düşünürler.
30.47And olsun ki! Senden önce, birçok RESULU ümmetlerine gönderdik, onlara BELGELER getirdiler; dinlemeyip suç işleyenlerden öç aldık, zira inananlara yardım etmek bize hak olmuştu.
"Ben size Allahın gönderdiği resulum" diyen bir kimsenin öncelikle yapması gereken Allahtan kendisine verilen belgeleri muhataplarına sunmasıdır.Hrehangi bir belge olmadan iddia edilen "ben resulum" sözünün sahipleri yalan bir söz ortaya atmış olmaktadırlar.
5.70 And olsun ki İsrailoğullarından söz aldık ve onlara RESULLER gönderdik. Nefislerinin hoşlanmadığı bir şeyle onlara her RESUL gelişte, bir kısmını yalanlarlar ve bir kısmını da öldürürlerdi .
2.87 And olsun ki, Musa'ya kitap verdik, ondan sonra ardarda RESULLER gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya belgeler verdik, onu Ruhul Kudüs ile destekledik. Size bir RESUL nefsinizin hoşlanmadığı bir şey getirdikçe, büyüklük taslayarak, bir kısmını yalancı sayıp, bir kısmını öldürür müsünüz?
3.21 Allah'ın ayetlerini inkar edenlere, haksız yere NEBİLERİNİ öldürenlere, insanlardan adaleti emredenleri öldürenlere elem verici bir azabı müjdele.
3.112 Nerede bulunsalar Allah'ın ve inanan insanların himayesinde olanlar müstesna onlara alçaklık damgası vurulmuştur. Allah'tan bir gazaba uğradılar, onlara aşağılık damgası vuruldu. Bu, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve haksız yere NEBİLERİNİ öldürmelerindendir. Bu, karşı gelmeleri ve taşkınlık yapmalarındandır
İsrailoğullarına kendilerine Allahın gönderdiği kişileri öldürmelerinden bahseden ayetlerdeki kişler "nebi" ve "resul" olarak anlatılmaktadır. Kur'anda "nebi ve resul" ayrımı yapılmadığını yukarıda sıralamaya çalıştığımız ve buraya alamadığımız birçok ayetin delaletiyle görmekteyiz. Bunca ayete rağmen "kerameti kendilerinden menkul" bazı insanlar ahzab s. 40 ayetine dayanarak kendilerinin "resul" olduklarını idda etmektedirler.
" 33.40 Muhammed içinizden herhangi bir adamın babası değil, Allah'ın RESULU ve NEBİLERİN sonuncusudur. Allah her şeyi bilendir."
Gönderdiği kitapta bir eğrilik olmadığını bildiren rabbimize rağmen kur'anda "nebi ve resul " kelimelerini sadece sözlük anlamlarını kullanarak , kur'andaki "nebi ve "resul" kavramlarının birisi olmadan öteli olmayacağını anlayamayan" Muhammed as nebilerin sonuncusudur.resulluk devam etmektedir "deyip kendi resullüklerini ilan eden kişileri ancak psikiyatrik bir tedavi önermekten başka diyeceğimiz olamaz. Çünkü "resul" olmanın yolu önce "nebi" olmaktan geçmektedir. "NEBİ OLMADAN RESUL OLUNMAZ". Ar, haya , iman ve akıl perdelerini yıkan evrenesoğlu bunu nebi olmadan resul olunamayacağını anladığı için kendi nebiliğini" risalet nurları" isimli kendisine indirildiğini iddia ettiği bir kitap ile taçlandırmaya çalışmaktadır.Ona sözümüz ancak enam s. 93.94 ayeti ile olur.
"Allah'a karşı yalan uydurandan veya kendisine bir şey vahyedilmemişken «Bana vahyolundu, Allah'ın indirdiği gibi ben de indireceğim» diyenden daha zalim kim olabilir? Bu zalimleri can çekişirlerken melekler ellerini uzatmış, «Canlarınızı verin, bugün Allah'a karşı haksız yere söylediklerinizden, O'nun ayetlerine büyüklük taslamanızdan ötürü alçaltıcı azabla cezalandırılacaksınız» derken bir görsen!Onlara: «And olsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi size verdiklerimizi ardınızda bırakarak bize birer birer geldiniz; içinizde Allah'ın ortakları olduğunu sandığınız şefaatçılarınızı beraber görmüyoruz. And olsun ki aranızdaki bağlar kopmuş, ortak sandıklarınız sizden ayrılmışlardır» denecek."
Sonuç olarak geleneksel anlayıştaki nebi ve resul kavramları birbirinden ayrı düşünülerek slogan haline gelen" her resul nebidir fakat her nebi resul değildir" tarifinin . resulleri, kendilerine kitap verilenler , nebileri kendilerine kitap verilmeyenler olarak ayırmanın kur'ani bir tarafı yoktur. "Nebi ve resul" kavramlarının birbirleri ile girift kavramlar olduğu, biri olmadan diğerinin olamayacağını yani nebi olmadan resul olunamayacağı kur'anda "ben resulum " diye ortaya çıkan kişilerin Rablerinden bir belge ile geldiklerini bu belge olmadan muhataplarına herhangi bir tebliğde bulunamayacaklarını gördük. Böyle bir ayrımın ancak nebi ve resul kavramlarının kur'an bütünlüğü gözetilmeden yapılabileceği, veya "kerameti kendinden menkul şeyhler" misali "resullukleri kendinden menkul" psikiyatrik bozukluğu olan kişilerin iddia edebilecekleri, veya kur'an ayetlerini ve dillerini eğip bükme sonucu çıkarılabilecek neticeler olduğunu görmekteyiz. Kur'an bütünlüğünü gözeterek anlaşılmaya çalışılan nebi ve resul kavramlarını kolay anlamak amacıyla şu şekilde formülüze edebiliriz " HER RESUL NEBİDİR HER NEBİ RESULDUR " en doğrusunu Allah cc bilir.