İfk kelimesi sözlükte , " bulunması gerektiği, kendi cihetinden,yönünden başka tarafa çevrilmiş herşey" anlamında bir kullanılan bir kelimedir. Bundan dolayı esiş yönünden sapan rüzgarlara "mü'tefikat" denmiştir. (el müfredat)
"Esiş yönleri farklı rüzgarlar , farklı yönlerden esen rüzgarlar" (makayisulluga)
Sözlük anlamı olarak bu şekilde kullanılan kelime, kur'anın teşbihi anlatım özelliğine uygun olarak değişik surelerdeki ayetlerde kullanılmıştır. Aişe validemiz ile ilgili olarak "ifk hadisesi" olarak bildiğimiz olayın anlatılması veya Musa as'ın asa'sının sihirbazların "ifk"lerini yutması gibi anlatımlarda kur'anın o muhteşem teşbihatı gözler önüne serilerek muhataplara anlama kolaylığı sağlanmıştır.
Kur'anda rüzgar anlamında kullanılan "rih,riyah,ruh" gibi kelimeler ile içiçe bir bağı bulunan bu kelimenin bağlantılı olarak kullanıldığı kelimeler örgüsüne bakılınca kur'an kelimelerinin birbiri ile nasıl bir anlam örgüsü içinde olduğu görülecektir. Kelimenin önce kur'anda geçişlerini vererek sonra özellikle "ifk" olarak tanımlanan sihirbazların büyüsünün asa tarafından yok edilmesi ile yine "ifk" olarak tanımlanan Aişe validemize yapılan zina isnadının kur'an tarafından nasıl yokedildiği ile aradaki bağı kurmaya sonra asa üzerinden yapılan teşbihi anlamaya çalışacağız.
[046.022] Onlar: «Sen bizi ilâhlarımızdan çevirmek(li te'fikena) için mi geldin? Eğer
doğru söyleyenlerden isen o bize vaad edip durduğun azabı haydi getir.»
dediler.
[007.117] Biz de Musa'ya, «Asanı koyuver» dedik, o da koydu; hemen onların ifklerini (ye'fikune) yutmaya başladı.
[026.045] Sonra Musa asâsını attı; bir de ne görsünler, onların ifklerini (ye'fikune) yutuveriyor!
[051.009] Bundan, dönebilecek(yu'feku) kimseler döndürülür(ufike).
[006.095] Allâh o dâneleri, çekirdekleri pörtleten, ölüden diri çıkarır, ve
diriden ölü çıkaran, işte size söyliyorum Allâh o, şimdi söyleyin nasıl
çevriliyorsunuz(tu'fekune)?
[010.034] De ki: «Sizin şirk koştuklarınızdan ilk kez yaratacak, sonra onu
iade edecek olan var mı?» De ki: «Allah yaratmayı (ilkin) başlatır, sonra onu
iade eder. Öyleyse nasıl çevriliyorsunuz?(tu'fekune)»
[035.003] Ey insanlar; Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Allah'tan
başka gökten ve yerden sizi rızıklandıran bir yaratıcı var mıdır? O'ndan başka
ilah yoktur. O halde nasıl çevriliyorsunuz(tu'fekune)?
[040.062] İşte bu, sizin Rabbiniz olan Allah'tır; her şeyin yaratıcısıdır;
O'ndan başka ilah yoktur. Öyleyse nasıl olur da çevriliyorsunuz?(tu'fekune)
[040.063] İşte, Allah'ın ayetlerini inkâr etmekte olanlar da böyle
çevriliyorlar.(yu'feku)
[005.075] Meryem oğlu Mesih, yalnızca bir resuldur. Ondan önce de resuller gelip geçti. Onun annesi dosdoğrudur, ikisi de yemek yerlerdi. Bir
bak, onlara ayetleri nasıl açıklıyoruz? (Yine) bir bak, onlar ise nasıl da
çevriliyorlar?(yu'fekune)
[009.030] Yahudiler: «Üzeyir Allah'ın oğludur» dediler; Hıristiyanlar da:
«Mesih Allah'ın oğludur» dediler. Bu, onların ağızlarıyla söylemeleridir; onlar,
bundan önceki küfredenlerin sözlerini taklid ediyorlar. Allah onları kahretsin;
nasıl da çevriliyorlar?(yu'fekune)
[029.061] Andolsun ki, eğer onlara sorsan ki, «Gökleri ve yeri kim yarattı
ve güneşi ve kameri kim musahhar kıldı?» Elbette diyeceklerdir ki, «Allah.» O
halde nasıl çevriliyorlar?(yu'fekune)
[030.055] Kıyamet-saatinin kopacağı gün, suçlu-günahkârlar, tek bir saatin
dışında (dünya hayatı) yaşamadıklarına and içerler. İşte onlar böyle
çevriliyorlardı.(yu'fekune)
[043.087] Andolsun, onlara: «Kendilerini kim yarattı?» diye soracak olsan,
tartışmasız: «Allah» diyecekler. Öyleyse nasıl olur da çevriliyorlar?(yu'fekune)
[063.004] Sen onları gördüğün zaman cüsseli-yapıları beğenini
kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar,
(sütun gibi) dayandırılmış ahşap-kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından
dolayı da) Her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu
yüzden onlardan kaçınıp-sakın. Allah onları kahretsin nasıl da
çevriliyorlar.(yu'fekune)
[024.011] Haberiniz olsun ki ifk(ifkun) ile gelenler içinizden bir takımdır; onu
hakkınızda bir şer sanmayın, belki o, hakkınızda bir hayırdır, onlardan her
kişiye o vebalden kazandığı, büyüğüne tesaddî eden, ona da büyük bir azâb
vardır
[024.012] Ne vardı onu işittiğiniz vakıt erkek ve kadın mü'minler kendi
kendilerine husni zann etselerdi de bu açık bir ifktir(ifkun) deselerdi ya
[025.004] İnkâr edenler: Bu (Kur'an), olsa olsa onun (Muhammed'in)
uydurduğudur (ifkun). Başka bir zümre de bu hususta kendisine yardım etmiştir,
dediler. Böylece onlar hiç şüphesiz haksızlığa ve iftiraya başvurmuşlardır.
[034.043] Karşılarında açık beyyineler halinde âyetlerimiz tilâvet olunduğu
zaman o zalimler: «bu başka değil, sırf sizi atalarınızın taptığı ma'budlardan
men'etmek isteyen bir adam» dediler ve «bu (Kur'an) başka bir şey değil, sırf
uydurulmuş(ifkun) bir iftira» dediler ve o küfredenler hak kendilerine geldiği vakıt bu
apaâçık bir sihirden başka bir şey değil, dediler
[046.011] Bir de küfredenler, iman edenler hakkında dediler ki: «Eğer O bir
hayır olsaydı, bizden önce ona koşmazlardı.» Bununla başarılı olmamayınca da: «
Bu, eski bir yalan (ifkun).» diyecekler.
[029.017] Siz Allah'ı bırakıp sadece bir takım putlara tapıyor, aslı
olmayan ifk (ifkun) uyduruyorsunuz. Doğrusu, Allah'tan başka taptıklarınızın size
rızık vermeye güçleri yetmez. Artık rızkı Allah katında arayın. O'na kulluk
edin. O'na şükredin. Siz O'na döneceksiniz.
[037.086] Allah'dan başka uydurma (ifken)tanrılar mı istiyorsunuz?
[037.151-2] Agâh ol, şüphe yok ki, onları iftiralarından(ifkihim) dolayı elbette
derler ki; «Allah doğurdu!» Ve şüphe yok ki, onlar elbette yalancı
kimselerdir.
[046.028] Allah'ı bırakıp da kendilerine yakınlık sağlamak için edindikleri
ilâhları onlara yardım etselerdi ya! Ama hayır, aksine onlardan kaybolup
gittiler. İşte bu onların yalanları ve uydurup(ifkihim) durdukları iftiralarıdır.
[026.222] Onlar, 'gerçeği ters yüz eden(effak),' günaha düşkün olan her yalancıya
inerler.
[045.007] Gerçeği sürekli ters yüz eden(effak), günaha düşkün olan herkesin vay
haline.
[053.053] Altı üstüne getirilmiş (elmü'tefikate)şehirleri devirip yıktı.
[009.070] Kendilerinden önce olan Nuh, Ad, Semud milletlerinin, İbrahim
milletinin, Medyen ve altüst olmuş şehirler(elmü'tefikati) halkının haberleri onlara gelmedi
mi? Peygamberleri onlara belgeler getirmişlerdi. Allah onlara zulmetmemiş, onlar
kendilerine yazık etmişlerdir.
[069.009] Firavun da, ondan öncekiler de ve altüst olmuş şehirler de (el mü'tekati) hep
suçla gelmişlerdi.
Kelimenin , "bulunması gereken yerinden başka tarafa çekilmiş her şey" şeklindeki sözlük anlamını yeniden hatırlacak olursak, " ifk" kelimesi ve türevlerinin geçtiği ayetlerin bir kısmının müşriklerin koymuş oldukları ölçülerin kur'an nokta i nazarından görünüşü için, bir kısmının'da kur'anın koymuş olduğu ölçülerin müşriklerin nokta i nazarından görünüşü için kullanıldığını görmekteyiz.Kur'ana iman etmeyenlerin, kur'anın karşısına getirmiş oldukları argümanlar "ifk" olarak nitelenirken, kur'ana iman etmeyenlerin'de kur'anın getirmiş olduğu argümanlar için aynı kelimeyi kullanmaktadırlar. Demekki her düşüncenin karşısındaki karşı düşünce onu "ifk" olarak nitelendirmekte olup müslüman için uyması gereken tek doğru olan vahyin karşısındaki bütün düşüncelerin genel adının "ifk" olarak nitelendirilmesi gerekmektedir.
Bu kelimenin geçtiği ayetlerden olan Musa as ın kıssasında, elindeki asa'nın sihirbazların yapmış olduğu sihirler için kullandığı kelime olan ifk'lerini yutması anlatılır (7.117/26.45). Müslüman kişi için "ifk" kavramının ifade ettiği anlam vahyin karşısına çıkarılan her şeydir. Musa as ın asa'sı üzerinden verilmek istenen mesaj'da vahyin karşısında duran herşeyin nasıl bir duruma düşeceğinin canlı bir gösterisidir. Aynı şekilde Aişe validemize yapılan zina iftirası aynı şekilde "ifk" olarak nitelendirmiş, o ifk kur'an vahyi ile yok edilerek Aişe validemiz temize çıkmıştır.
Kur'anın teşbihi anlatım özelliğine uygun olarak Musa as ın elindeki asa'nın yılan haline dönüşerek sihirbazların "ifk" olarak nitelendirilen sihirleri yutmasının üzerinden verilmek istenen mesaj, Allah cc tarafından sahip olunan güce dayanan mü'minlerin o gücü arkalarına alarak küfrün kalelerini yıkabilme gücüne sahip olacaklarıdır. Kur'an kıssalarında anlatılan bu tür sıradışı olayları farklı yorumlayıp asa'nın yılan olmasının imkansız olacağını iddia eden düşünce sahiplerinin kur'anın anlatım uslubunu anlamadıklarını düşünmekteyiz.Musa as 'ın asası üzerinden verilmek istenen mesaj biim elimizdeki kur'anın bize emredildiği şekli ile uygulanıp hayata aktarıldığı takdirde asa misali bütün ifkleri yutacağıdır, maalesef bu mesaja değilde asanın yılan gerçekte yılan olup olmadığı şeklindeki kısır tartışmalar bizleri bu tür mesajları doğru anlamaktan alıkoymaktadır.
Sonuç olarak; kur'anın değişik ayet ve surelerinde geçen "ifk" kelimesi ve türevlerinin , sözlük anlamına uygun olarak "herkesin tabi olduğu kıstas'ın karşısındaki farklı düşünce" olarak tarif getirilecek olursa, kur'an karşıtlarının vahye karşı geliştirmiş olduğu her türlü farklı düşünce "ifk" olarak nitelendirilmesine karşın , kur'anın karşısındakilerde o vahye aynı şekilde "ifk" ismini takmışlardır. Ancakmü'minler açsından tek gerçeğin vahyin ortaya koyduğu gerçekler olduğu hatırlanacak olursa kur'anın karşısına çıkan her türlü ifk Musa as asası örneği üzerinden vahyin karşısında yok olmaya mahkumdur. Aişe validemize yapılan zina iftirasıda aynı şekilde "ifk" olarak nitelendirilmiş ve bu iftira vahy ile ortaya konulup yokedilmiştir.Kur'anın görselleştirme metodu ile verdiği bu örnekler muhatpların olayı daha kolay ve gerçek olarak anlamasını sağlamak amacıyla kullandığı bu tür yöntemler kur'anın pek çok ayetinde karşımıza çıkmaktadır.
EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR