mücadelesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mücadelesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Nisan 2012 Pazartesi

İnsanlığın Kadim Mücadelesi "Tevhid" ve " Şirk"

Kur'anda kıssa yollu anlatım metodu ile anlatılan muhammed as öncesi resullerin kavimleri ile olan mücadelelerinin temellerine baktığımız zaman iki önemli ayak olan "tevhid" ve "şirk" noktasında olduğunu görürüz. İnsanlığın başlangıcı bilindiği gibi ademin yaratılması ile başlar bu kıssada ademden daha öne çıkan bir isim olan " iblis" kur'anın 7 suresinde anlatılan kıssanın ortak objesidir. Kıssanın bütün ayetlerinde ademe secde etmemesinden sonraki söyledikleri insanlığın kadim mücadelesinin bir ayağı olan "şirk"düşüncesinin kaynağını temsil eder. Burada iblisin ontolojik varlığı üzerinde yapılan "havanda su dövmek" misali olan  tartışmaları bir tarafa bırakarak iblisin lisanı üzerinden ,kıyamet gününe kadar ne gibi yollarla önümüze çıkarak bizi yoldan çıkarmaya uğraşması ön plana çıkarılması gerekmektedir. 


-----4.119«Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları boş kuruntulara boğacağım, kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar (putlar için nişanlayacaklar), şüphesiz onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler» (dedi). Kim Allah'ı bırakır da şeytanı dost edinirse elbette apaçık bir ziyana düşmüştür.
----- 7.16-17 «Öyle ise» dedi, «Sen beni azgınlığa mahkûm ettiğin için, ben de onları gözetlemek üzere Senin doğru yolunun üzerinde pusu kurup oturacağım.» «Sonra onların gâh önlerinden, gâh arkalarından, gâh sağlarından, gâh sollarından sokulacağım, vesvese verip pusu kuracağım, Sen de onların ekserisini şükreden kullar bulmayacaksın!»
-----15.39 (İblis) dedi ki: Rabbim! Beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım!
-----17.62 «Benden üstün kıldığını görüyor musun? Kıyamet gününe kadar beni ertelersen, and olsun ki, azı bir yana, onun soyunu kendi buyruğum altına alacağım» demişti.
-----38.82-3 İblis: «Öyle ise» dedi, «senin izzetine yemin ederim ki ben de onların hepsini şaşırtacağım. Ancak Senin ihlasa erdirdiğin kullar bundan müstesnadır.».

Kıyamete kadar şeytanın iğvalarına maruz kalma tehlikesi ile  başbaşa olan ademoğullarına Allah cc onları bu tehlikelere karşı uyaran elçiler göndermiştir. 

----- 2-38 «İnin oradan hepiniz, tarafımdan size bir yol gösteren gelecektir; Benim yoluma uyanlar için artık korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir» dedik.
----- 7-35 Ey Âdem’in evlatları! Size her ne zaman içinizden Benim âyetlerimi beyan edip açıklayan resuller gelir de, kim onlara karşı çıkmaktan sakınır, nefsini ıslah ederse artık onlara hiç bir korku yoktur, onlar asla üzülmezler de.
-----2-123 Onlara şöyle dedi: «Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin. Elbet size Benden bir yol gösteren gelir; Benim yoluma uyan ne sapar ve ne de bedbaht olur.»

Böylece şeytanın yolu olan "şirk" ile Allah cc nin yolu olan "tevhid" mücadelesi ilk insan ile başlar ve ademoğullarının dünyadaki hayatlarının temeli olan bu mücadele kıyamete kadar devam edecek olan bir süreçtir. Allah cc insanları yaratırken fıtratlarına kendisini "rab" ve "ilah" olarak tanıma kabiliyeti yüklemiştir.

----- 7-172-173 Rabbin, insanoğlunun sulbünden soyunu alıp devam ettirmiş, onlara: «Ben sizin Rabbiniz değil miyim» demiş ve buna kendilerini şahit tutmuştu. Onlar da: «Evet şahidiz» demişlerdi. Bu, kıyamet günü, «Bizim bundan haberimiz yoktu» dersiniz veya «Daha önce babalarımız Allah'a ortak koşmuşlardı, biz de onlardan sonra gelen bir soyuz, bizi, boşa çalışanların yaptıklarından ötürü yok eder misin?» dersiniz diyedir.
-----30-30 (Resûlüm!) Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.
-----10-105 «Ve (bana) hanîf (Allah’ın birliğini tanıyıcı) olarak yüzünü dine çevir; sakın müşriklerden olma, diye (emredildi).»

Yaratılışında Allah cc nin kendisine yüklemiş olduğu "hanif dini" terkeden bir çok insan şeytana uyarak yoldan çıkmış ve sebe s. 20. ayetinin muhatap kitlesi olmuştur.

----- 34-20 -21 And olsun ki İblis, onlar hakkındaki görüşünü doğru çıkartmış; inananlardan bir topluluk dışında hepsi ona uymuşlardı.Oysa İblis'in onlar üzerinde bir nüfuzu yoktu; ama Biz ahirete inanan kimselerle ondan şüphede olanları, işte böylece ortaya koyarız. Rabbin her şeyi gözetip koruyandır.

"Tarafımdan size yol gösterici gelecektir" vaadinde bulunan rabbimiz bu vaadini adem ile Muhammed as arasında sayısını kendisinin bildiği elçiler göndermiştir.

----- 4-164  Durumlarını sana daha önce anlattığımız nice elçiler gönderdik. Anlatmadığımız nice elçiler de gönderdik. Allah Mûsâ’ya da hitab ederek konuştu.
-----40-78Biz senden önce de birçok elçiler gönderdik. Onlardan bazısını sana anlattık, bazısını ise anlatmadık. Hiçbir peygamber, Allah’ın izni olmaksızın bir ayet getiremez. Allah’ın emri gelince de hak ve adaletle hükmolunur ve batıl yolda olanlar, (özellikle ısrarla, resulün azap getirmesini isteyenler) hüsrana uğrarlar.

Allah cc nin insanlara elçi gönderme konusundaki sünneti bakara s. 213. ayetinde şu şekilde bildirilir.

----- 2.213 İnsanlar bir tek ümmetti. Allah peygamberleri müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdi; insanların ayrılığa düşecekleri hususlarda aralarında hüküm vermek için onlarla birlikte hak Kitaplar indirdi. Ancak Kitap verilenler, kendilerine belgeler geldikten sonra, aralarındaki ihtiras yüzünden onda ayrılığa düştüler. Allah, inananları, ayrılığa düştükleri gerçeğe kendi izni ile eriştirdi. Allah dilediğini doğru yola eriştirir.

Şeytanın iğvası sonucunda tevhid inancından uzaklaşan insanlara Allah cc bu inancı tebliğ için elçiler ve beraberinde kitaplar göndererek insanları hak yola davet etmiştir ancak insanların çoğu bu tebliğe kulak vermeyrek küfürde inat etmişler ve helak olmayı hak etmişlerdir . Allah cc nin resul gönderme sünneti ve bu kavimlerin o elçilere karşı olan tavırları ve akıbetleri mü'minun suresi 32 ile 44. ayetler arasında  şu şekilde anlatılır. 32. ayete gelen kadar nuh as kıssası anlatılmakta ve nuh as dan musa as a kadar geçen zaman içinde gönderilen elçiler ve o elçilerin kavimlerinin akıbetlerini gösterilmektedir. 

31 - Sonra onların ardından bir başka nesil getirdik.
32 - Bunun üzerine, onlar arasından kendilerine, "Allah'a kulluk edin; çünkü sizin O'ndan başka bir tanrınız yoktur. Hâlâ Allah'tan korkmaz mısınız? (mesajını ileten) bir resul gönderdik.
33 - Onun kavminden, kâfir olup ahirete ulaşmayı yalanlayan ve dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz kodaman güruh dedi ki: "Bu dediler, sadece sizin gibi bir insandır; sizin yediğinizden yer, sizin içtiğinizden içer."
34 - "Gerçekten, tıpkı kendiniz gibi bir beşere itaat ederseniz herhalde ziyan edersiniz."
35 - "Size, öldüğünüz, toprak ve kemik yığını haline geldiğinizde, mutlak surette sizin (tekrar) meydana çıkarılacağınızı mı vaad ediyor?"
36 - "Heyhât o size vaad edilen şey ne kadar uzak!"
37 - "Dünya hayatından başka gerçek yoktur. (Kimimiz) ölürüz, (kimimiz) yaşarız; bir daha diriltilecek değiliz."
38 - "Bu adam, sadece Allah hakkında yalan uyduran bir kimsedir; biz ona inanmıyoruz."
39 - O Peygamber: "Rabbim, dedi, beni yalanlamalarına karşı bana yardımcı ol!"
40 - Allah şöyle buyurdu: "Pek yakında onlar pişman olacaklar!"
41 - Nitekim, Hak tarafından korkuç bir ses yakalayıverdi onları! Kendilerini hemen çepeçevre kuşattık. Zalimler topluluğunun canı cehenneme!
42 - Sonra onların ardından bir başka nesil getirdik.
43 - Hiçbir ümmet, ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.
44 - Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik. Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldiği her defasında, onlar bu peygamberi yalanladılar; biz de onları birbiri ardından (yokluğa) yuvarladık ve onları efsâne yaptık. Artık iman etmeyen kavmin canı cehenneme!

"Allah'a kulluk edin" şeklindeki çağrı tüm resullerin ortak çağrısıdır. Bu çağrının sebebi muhatap kitlenin Allah cc ye kulluk etmekten kaçınıp kandi yanlarından çıkardıkları sahte ilahlara ibadet etmeleridir. Kur'an ayetleri bizlere müşriklerin şirk inancının arkaplanını şu şekilde bildirir. 

-----004.117 Onlar (müşrikler) O'nu bırakıp yalnızca bir takım dişilerden (dişi isimli tanrılardan) istiyorlar, ancak inatçı şeytandan dilekte bulunuyorlar.
-----006.074 Vaktiyle İbrâhîm babası Azere ne demişti? Sen putları kendine bir sürü ilâh ediniyorsun öyle mi? Doğrusu ben seni ve kavmini açık bir dalâl içinde görüyorum
-----013.016 De ki: «Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?», «Allah'tır» de. «Onu bırakıp, kendilerine bir fayda ve zararı olmayan dostlar mı edindiniz?» de. «Kör ile gören bir olur mu? Veya karanlıkla aydınlık bir midir?» de. Yoksa Allah'a, Allah gibi yaratması olan ortaklar buldular da, yaratmaları birbirine mi benzettiler? De ki: «Her şeyi yaratan Allah'tır. O, her şeye üstün gelen tek Tanrı'dır.»
-----019.081 Onlar, kendilerine kuvvet ve şeref kazandırsın diye, Allah'dan başka ilâh edindiler.
-----025.003Kafirler, O'nu bırakıp, birşey yaratamayan, bilakis kendileri yaratılmış olan, kendilerine ne zarar ve ne de fayda verebilen; öldürmeye, diriltmeye ve ölümden sonra tekrar canlandırmaya güçleri yetmeyen tanrılar edindiler.
-----036.074 Allah'ı bırakıp da, kendilerine yardımı dokunur diye, başka tanrılar edindiler.
-----039.003 Dikkat edin, halis din Allah'ındır; O'nu bırakıp da putlardan dostlar edinenler: «Onlara, bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz» derler. Doğrusu Allah ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Allah şüphesiz yalancı ve inkarcı kimseyi doğru yola eriştirmez.
-----046.028 O zaman, Allah'tan başka, O'na yakınlık sağlamak için ilah edindikleri kimseler onları kurtarsalardı ya! Aksine onlardan savuşup yittiler (gittiler). İşte onların sapıtmalarının ve uydurup durdukları iftiraların özeti budur.

Geçmiş zamanlardaki şirk inancının arka planında herhangi bir değişim olmadan günümüze gelmiş ve kıyamete kadar gidecektir. Örnek ayet meallerindede gördüğümüz gibi Allahı bırakıp taştan heykellere tapınanlar bugünde vardır yarında var olacaktır. Meydanlara taştan heykelleri konulan sahte ilahlar o toplumun Allah cc den başka ibadet ettikleri ilah mesabesindedirler. Meydanlara heykeli dikilen şahsıyetler hayatta iken geliştirdikleri ideolojileri ile ilahlığa soyunarak hükümler koymuşlar ve Allah cc nin dininden gayrı bir din icad etmişlerdir. Belirli günlerde o heykeller önünde saygı duruşlarında bulunularak ritüeller uygulanmakta ve kendilerini duymayan ve onlara herhangi fayda sağlayamayacak olan putlara olan bağlılıklar sanki kendilerini duyar gibi özel defterlere bağlılık yazıları yazılarak kadim müşriklik inançları devam ettirilmektedir.  


Zümer s. 3. ve ahkaf s. 28. ayetinde örneğini gördüğümüz şirk çeşidi günümüzde kendilerini müslüman olarak vasıflayan bir çok tasavvuf ehli kişide devam etmektedir. Allah cc ye yakınlaşmak için vesile edindikleri  kişiler onları Allah cc ye yakınlaştırmak adına maalesef şeytana yaklaştırmaktadır, şirkin en tehlikeliside budur çünkü bu şirki işleyenler bunu din adına yapmakta ve  dinin aslından olduğunu sanmaktadırlar.  


Tevhid ve şirk inancı insanlığın başından beri var olan ve kıyamete kadar sürecek olan iki ayrı inanç olup hayatın temeli bu iki inanç üzerine kurulmuştur. Tevhid temelli bir hayat öngören Allah cc nin göndermiş olduğu elçi ve kitapların aksine şirk temelli bir hayat öngören şeytan ve şeytan yandaşlarının mücadele binlerce yıldır süregelmiş ve kıyamete kadarda sürecektir. SELAM TEVHİD ADINA ŞİRKE KARŞI HER TÜRLÜ MÜCADELEYİ YAPANLARIN ÜZERİNE OLSUN.