9 Mayıs 2012 Çarşamba

Elçiler Arası Rekabet ve Mucizeler Konusu

Mucize kelimesi sözlükte, aciz bırakan şey anlamında olup ıstılahta resullerin vasıtası ile gerçekleşen olağanüstü haller ve olaylar anlamında kullanılmaktadır. Mucize kelimesinin karşılığı kur'anda  "ayet" olarak kullanılmakta olup dilimizde yaygın olarak bu kelimenin kulanılmakta olduğu için bizde mucize kelimesi tercih ettik. Üzerinde durmak istediğimiz konu hangi kelimenin daha uygun olup olmadığı değil , "elçiler arası rekabet" olarak niteleyebileceğimiz bir duruma getirilen son elçi muhammed sav e mucize anlamında herhangi bir şey verilmemiş olmasına rağmen kendisinden önceki elçilerin müntesipleri olduklarını iddia eden yahudi ve hıristiyanlardan aşağı kalmamak için , " sizde varsa bizdede var" dercesine diğer elçilere kur'anda verildiğinden bahseden mucizelere benzer mucizelerin muhammed sav içinde verildiği konusudur.  


Mü'min olmamızın bir gereği olarak, Allah cc nin göndermiş olduğu bütün elçilere iman etmek mecburiyetinde olduğumuz bütün müslümanlar arasında bir ihtilaf konusu olmamakla birlikte son elçi muhammed as ın Allah nezdinde özel bir durumu olduğu konusu malumumuzdur. Daha önceki yazılarımızda bahsettiğimiz " elçi merkezli bir din" yansımasının tezahürleri diyebileceğimiz, getirdiği mesajın ötelenip, mesajı getirenin öne çıkarılmasına dayalı bir din anlayışını kur'an onaylamaz. Bunun aksine oluşturulan din algısında muhammed sav , " kainatın onun yüzü suyu hürmetine yaratıldığı", " adem yokken onun yaratıldığı" vs gibi onu Allah cc nin yanına oturtan bir anlayışın tezahürleri yaygın olarak müslümanların dilinde dolaşmaktadır. Haliyle böyle bir durumda olan muhammed as ın diğer elçilerden herhangi bir eksiğide olmamalıydı , diğer elçilere verilen mucizelerin daha fazlası onada verilmeliydi . Böyle bir anlayış içinde görülen bir elçiye yüzlerce mucize atfetmek artık vacip olmuştur ve gereği yapılmalıdır. Bu gereğin tezahürlerinin örnekleri,  " şemail" ve " hasais" türü kitaplarda bol bol verilmiş olduğunu maalesef müşahede etmekteyiz. 


Muhammed sav den bu tür mucizelerin istendiği kur'anda bildirilmesine rağmen, kur'an bu isteklerin kabul edilerek ona istedikleri mucizelerin verildiğinden bahsetmez, aksine verilmediğinden bahsetmesine rağmen ,  kendisine mucize verilmeyen bir muhammed as ın kafalardaki elçi tasavvuruna uymayacağı için kur'ana rağmen yüzlerce mucize atfedilerek müşriklerin kafalarındaki "melek elçi" düşüncesi müslümanların kafalarında oluşturulmuştur. 


-----007.203Onlara bir ayet getirmediğin zaman, «Sen bir tane yapsaydın ya» derler. De ki: «Ben ancak Rabbim tarafından bana vahyolunana uyarım. Bu Kitap inanan millete Rabbinizden açık belgeler, yol gösterme ve rahmettir.»
Araf s. 203. ayetinde müşriklerin mucize istekleri karşısında olmulu cevap vermeyen muhammed as a , müşrikler tarafından ona hitaben " sen bir tane yapsaydın" denilmekte olduğunu görmekteyiz, bu müşrik tasavvuru maalesef bugün müslümanlara geçerek , istenilen mucizeler "elçiye yaptırılmıştır". 

-----006.035 Onların yüz çevirmesi sana ağır gelince, eğer gücün yeri delmeye veya göğe merdiven dayamağa yetmiş olsaydı, onlara bir mucize göstermek isterdin. Allah dileseydi onları doğru yolda toplardı. Sakın bilmeyenlerden olma.
-----006.050De ki: «Size Allah'ın hazineleri elimdedir, demiyorum; gaybı da bilmiyorum; size, ben meleğim demiyorum, ben ancak bana vahyolunana uyuyorum.» De ki: «Görenle görmeyen bir midir? Düşünmüyor musunuz?»
-----011.012 Müşriklerin «Muhammed'e gökten bir hazine inseydi ya, ya da kendisi ile birlikte bir melek gelseydi ya» şeklindeki sözleri canını sıkabilir ve bu yüzden sana indirdiğimiz vahyin bir bölümünü onlara duyurmaktan vazgeçebilirsin. Oysa sen sadece bir uyarıcısın. Her şeyin yönlendiricisi Allah'dır
----- 013.038 And olsun ki, senden önce nice peygamberler gönderdik; onlara eşler ve çocuklar verdik. Allah'ın izni olmadan hiçbir peygamber bir ayet getiremez. Her şeyin vakti ve süresi yazılıdır.
-----017.090-95. Şöyle söylediler: «Bize, yerden kaynaklar fışkırtmadıkça sana inanmayacağız»,«Veya hurmalıkların, bağların olup, aralarında ırmaklar akıtmalısın.»«Yahut da iddia ettiğin gibi, göğü tepemize parça parça düşürmeli, ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin.»«Veya altın bir evin olmalı, yahut göğe yükselmelisin ama oradan okuyacağımız bir kitap indirmezsen yine o yükselmene inanmayacağız.» De ki: «Fesubhanallah! Ben peygamber olan bir insandan başka bir şey miyim? « İnsanlara doğruluk rehberi geldiği zaman, inanmalarına engel olan, sadece: «Allah peygamber olarak bir insan mı gönderdi?» demiş olmalarıdır.De ki: «Yeryüzünde yerleşip dolaşanlar melek olsalardı, biz de onlara gökten peygamber olarak bir melek gönderirdik.»
-----020.133 «Rabbinden bize bir mucize getirseydi ya» derler. Onlara, önceki Kitablarda bulunan belgeler gelmedi mi?
-----025.007 Onlar (bir de) şöyle dediler: Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor! Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarıcı olmalıydı!
-----029.050 «Ona Rabbinden mucizeler indirilmesi gerekmez miydi?» derler. De ki: «Mucizeler ancak Rabbimin katındadır. Doğrusu ben, sadece apaçık bir uyarıcıyım.»
-----030.058 And olsun ki bu Kuran'da insanlar için her türlü misali vermişizdir. Bununla beraber, eğer sen onlara bir mucize getirmiş olsan, inkar edenler: «Siz ancak batıl şeyler ortaya atanlarsınız» derler.
-----040.078 And olsun ki, senden önce birçok peygamberler gönderdik; sana onların kimini anlattık, kimini anlatmadık; hiçbir peygamber, Allah'ın izni olmadan bir mucize getiremez. Allah'ın buyruğu gelince iş gerçekten biter. İşte o zaman, boşa uğraşanlar hüsranda kalırlar.

Yukarıda örneklerini vermiş olduğumuz ayet mealleri, müşriklerin muhammed as dan mucize isteklerinin red edildiğini göstermektedir, ancak bu ve benzeri bir çok ayete rağmen olağanüstü bir elçi isteği müslümanlar arasında kabul görerek bunun karşılıkları verilmeye çalışılmıştır. 
BURADA ŞUNU BELİRTMEK GEREKİRKİ, MUHAMMED SAV E VERİLDİĞİ İDDİA EDİLEN MUCİZELER İLE ONUN BÜYÜKLÜĞÜ VURUGULANMAK İSTENMİŞTİR,HALBUKİ ONA BU MUCİZELER VERİLMİŞ OLSA BİLE BU MUCİZELER ONA ALLAH CC DEN VERİLDİĞİ KONUSU AKLA BİLE GETİRİLMEDEN ONUN DİĞER ELÇİLERDEN ŞAĞAI KALAN BİR TARAFI OLMADIĞI ÖNE ÇIKARILMAK İSTENMEKTEDİR,OLAYIN BU TARAFI BİLE AYRI BİR TRAJİ KOMİK BİR DURUMDUR.


İşin daha korkunç bir boyutu daha vardırki buda, ELÇİYİ YÜCELTMEK ADINA YAPILAN BU UYDURMALAR ALLAH CC NİN DİĞER KAVİMLER ÜZERİNDEKİ UYGULADIĞI SÜNNETİNİ GÖZ ARDI ETMEKTİR. Çünkü kur'an baktığımız zaman muhammed as dan önceki elçilerin kıssalarına baktığımız zaman, mucize olarak kendilerine geleni yalanlayan kavmin sonu HELAK ile neticelenmiş olup bu "sünnetullah" tır, yani Allah cc nin elçileri vasıtası ile gönderdiği bir mucizeyi red eden kavim helak edilmiştir, bu konu ile ilgili ayetler mevcut olup sırf resul un kendisini öne çıkarmak adına yapılan bu eylemler geri planda korkunç bir hatayı beraberinde getirip Allah cc yi geri plana atmak anlamına gelmektedir.  


----- 006.158 Onlar kendilerine meleklerin gelmesini mi, yoksa Rabbinin gelmesini mi, yahut Rablerinden bir takım mucizelerin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin bir takım mucizeleri geldiği gün, bir kimse daha önce inanmamışsa veya imaniyle bir iyilik kazanmamışsa, imanı ona fayda vermez. Onlara: «Bekleyin, doğrusu biz de bekliyoruz» de.
-----017.059 Bizi mucize göndermekten alıkoyan, ancak, öncekilerin onları yalanlamış olmalarıdır. Semud milletine gözle görülebilen bir mucize, bir dişi deve vermiştik de ona zulmetmişlerdi. Oysa Biz mucizeleri yalnız korkutmak için göndeririz.
Yukarıda örnek olarak verdiğimiz iki ayet meali dahi mucizelerin gönderilmesi ve red edilmesi halinde kavimlerin helak edilesinin "sünnetullah" olduğunu göstermektedir. Kamer suresinin ilk ayetlerindeki "ayın yarılması" tabirinin gerçekten olmuş bir olay olduğu iddiaları ve aya giden astronotların ayın ortasında bu yarılmaya delil olabilecek bir çizginin olduğu iddiası bizi kur'an ayetleri ile böyle bir iddia arasında tercih yapmaya zorlamaktadır. Kamer s. nin ilk ayetleri konusunda ik devir müfessirlerinin ayın ortadan yarıldığı şeklindeki rivayetlere şüphe ile baktığı malumdur. "Şakkul kamer" tabiri araplar arasında, "mesele açıklığa kavuştu" anlamında kullanılan bir deyim olup ayın gerçekten yarıldığına işaret etmez , ayın yarıldığına dair olan düşünceler sünnetullahı öteleyen düşüncelerdir. Ayın yarılması olayını gerçek olarak anladığımız zaman , isra s. 59. ayeti ile arada bir çelişki olması kaçınılmaz olup elçiyi öne çıkarmak pahasınada olsa kur'an ayetleri arasında bir çelişki olmasına göz yummak demek anlamına gelir.  


Sonuç olarak, Allah cc son elçisi muhammed sav e diğer bazı elçilere verdiğini bildirdiği mucize dediğimiz türden herhangi bir olağan üstü bir şey vermemiştir. Mucize verilmesi bir elçinin değerini yükseltmek şeklinde , mucize verilmemesi ise bir elçinin değerini düşürmek şeklinde anlaşılmamalıdır. Allah cc nin göndermiş olduğu bütün elçiler, BİZİM ELÇİLERİMİZ olup sadece muhammed as için kullanılan" bizim peygamberimiz" tabiri bile bizlerdeki elçi ayrımının bilinçaltındaki bir işaretidir. Sünnetullah gereği herhamgi bir kavme gönderilen elçi ve onunla beraber verilen bir mucizeyi inkar o kavmin helakını gerekmektedir. Muhammed sav i diğer resullerden geri bırakmamak amacı ile ona atfen uydurulan yüzlerce mucize masalları Allah cc yi elçisinin altında bir seviyeye düşürmek anlamına gelmekte olup sünnetullahı red manası taşımaktadır. Resulu aşırı sevmek tezahürlerinin bir uzantısı diyebileceğimiz bu tür yakışmalar ona olan sevgimizin değil düşmanlığımızı bir eseridir. Allah cc kime neyi nasıl vereceği hususunda kimseye danışmak mecburiyetinde değildir. Muhammed as ın, Allah cc nezdinde diğer elçilerden herhangi bir farkı yoktur, eğer vardır diyorsak elçilerin arasını ayrımış oluruzki buda bizlerin mü'minlik sıfatını tehlikeye düşürür. RABBİMİZ BİZLERE MUHAMMED SAV E DOST OLMAK ADINA ONA ATFEN YALAN VE İFTİRA UYDURANLARDAN KILMASIN AMİN. 


                       EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder