12 Temmuz 2014 Cumartesi

İsrail , Müslümanlar ve Demiri Kullanmanın Önemi

Batılıların gayretleri 1948 yılında kurulan İsrail'in o günden bu yana yerini sağlamlaştırmak amacı ile işgal ve şiddet merkezli eylemler içinde Müslümanlara kan kusturmaktan geri kalmadığı malumdur. Bu yazının yazıldığı anda bile Gazze üzerine bombalar yağmakta, masum insanlar ölmektedir. Bizlerin, İsrail'in yaptığı bu zulme karşılık olarak sadece protesto ve beddua faaliyetlerinden başka bir şeyin elimizden gelmemesi, ve bunun Gazze'ye herhangi bir faydası olmaması karşısında, "Neden bunlar başımıza geliyor?" sorusunu sorup, takkemizi sarığımızı önümüze alıp düşünmemiz gerekmektedir. 

Davud yıldızı, bilindiği gibi İsrail bayrağının sembolüdür , Davud as ın Kur'an'da anlatılan kıssasına baktığımız zaman, onun askeri bir deha olduğu karşımıza çıkmaktadır. Davud as ,  Talut ordusunda bir askerdir, Calut'u öldürerek büyük bir iş başarmış, ve bu başarısı karşısında Allah cc ona mülk, hikmet, nübüvvet vermiştir (bakara s. 251). Rivayet o dur ki Davud as Calut'u sapan taşı ile öldürmüştür. 

Davud as ın Kur'an'da anlatılan kıssasına baktığımız zaman onun demiri işleyerek savaş sanatında kullandığı anlatılmaktadır. Davud as elindeki bu askeri gücü insanları ve tabiatı ifsat etmek için asla kullanmamış , aksine Rabbinin ona verdiği bu gücü hak yolda kullanarak güç sahiplerine örnek olmuştur. 

 [057.025]  Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabı ve mizanı indirdik. Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır. Bu, Allah'ın, dinine ve peygamberlerine gayba inanarak yardım edenleri belirlemesi içindir. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, daima üstündür.

 Hadid s. 25. ayetine baktığımız zaman ayet içinde KİTAB-MİZAN-DEMİR şeklinde, 3 kelime göze çarpmaktadır. Bu üç kelime saç ayağı mesabesinde olup, birbirinden asla ayrılmadan okunması gerekmektedir. Okumadan kastımız tabi ki dil ile zikretmek anlaşılmamalı, bu kelimelerin içleri doldurularak hayat içindeki işlevi yerine getirilmelidir. Oku emrini yanlış anlayıp sadece yazılı bir metinden okumayı anlayıp, okuduğumuz yazılı metindeki ayetleri bile hakkı ile okuyamadığımız için kur'an sevap makinesine dönüşmüş bir kitap kalacak, ve bize hayat içindeki olayları okumayarak, ona göre tedbirler alma şeklindeki emirleri göz ardı edilecektir.

İsraile baktığımız zaman, Davud as ı örnek aldığını onun sembolu olan Davud yıldızını bayrağına sembol yapmasından anlamaktayız. İsrail Allah cc nin kevni ayetlerini okuyarak, özellikle demir ayetini okuyarak, bugün Müslümanlar üzerinde acımasızca kullandığı askeri gücünü elde etmiştir. Ancak DEMİRİ tek taraflı olarak okuması sonucu KİTAB- MİZAN ikilisini arkaya atmış ve bu güç İsrail'in elinde zulüm ve fesat için kullanılır olmuştur. Hadid s. 25. ayetinde geçen 3 unsurun birbirinden ayrılmadan okunması gerektiği, maalesef İsrail örneğinde çok acı örnekleri ile ortaya çıkmıştır. 

Aynı elçiye biz Müslümanlarda iman etmekteyiz , ancak Davud as ın demiri kullanarak nasıl bir güç elde ettiği ve bu gücü nasıl kullandığı gibi bir okuma modeli geliştirmekten yoksun olarak sadece sesinin güzelliği üzerinde durarak asıl mesajı ötelemiş olmamız, bu günkü zelil duruma düşmüş olmamızdan anlaşılmaktadır. 

Müslümanlar Davud as ın calutu sapan taşı ile öldürmesini örnek alarak , israilin davud as ı örnek alarak yapmış oldukları güçlü savaş araçlarına karşı koymaya çalışması aslında bizim acziyetimizin , israil ve müslümanların Davud as ı okumadaki farklılıklarının bir göstergesidir.

Hadid s. 25. ayetinde demirin indirilmiş olması, onun insanların elinde kitap ve mizan ile birlikte şekil almasının ne kadar önemli olduğu, bugün bu gücü elinde bulunduranların tek taraflı bir okuma yapmış olmalarından dolayı, demiri bir zulüm ve fesat aracı haline getirmiş olmasından anlaşılmaktadır. Allah cc nin ayetlerini sadece Muhammed as a inen Kur'an içinde zannedip diğer ayetleri okumayan biz Müslümanlar, Kur'an içindeki ayetleri okumayıp sadece kainat ayetlerini okuyan İsrail, A.B.D gibi zalimlerin elinde mazlum duruma düşürülmüşlerdir. 

Allah cc nin Errahman ismi, mü'min kafir ayırt etmeden, yeryüzünde koymuş olduğu kurallara riayet edenlere bu çalışmalarının karşılığını vermesi demek anlamına gelmektedir. Kainat ayetlerini okumak sureti ile çalışan gayret eden İsrail bu çalışmasının karşılığını almış ve bulunduğu topraklar üzerinde güç ve hakimiyet elde etmiştir. 

Biz Müslümanlar ise İsrail'in  güç ve hakimiyetini bizim üzerimizde acımasızca kullanmasına karşın sadece Allah cc nin yardımını istiyoruz. Ne acıdır ki Allah cc nin koymuş olduğu kurallar gereği çalışana yardım etmesi unutularak el açıp dua etmekle bu yardımın geleceği zannedilir olmuştur. Kur'anda İsrailoğulları üzerinden verilen örneklere baktığımızda, bu örneklerin arz üzerinde cari olan kuralların (Sünnetullah) işleyişinin nasıllığı konusunda bilgi verildiğini ve bu bilgilerden hareketle yardım istenmesi gerektiği anlatılmaktadır. 

Maide s. 20-26. ayetler arasına baktığımız İsrailoğullarının kendileri için yazılmış olan yere girmeleri için o yerdeki insanların çıkarılmaları gerekmekteydi. Bu durum bir menfaate sahip olmak için gerekli olan sebepleri yerine getirmenin şart olduğu mesajını vermesine rağmen, onlar karşılık olarak Musa as a "Sen ve rabbin gidin savaşın" demişler, bunun üzerine o şehre giremeden arz üzerinde bölük börçük bir halde zillet içinde yıllarca dolaşmışlardır. Bedir harbinde sahabenin "biz sana İsrailoğulları'nın Musa ya dediği gibi demeyeceğiz" diyerek galibiyet için gerekli olan savaşma şartını yerine getirdikleri, bunun sonunda galibiyetin hak edildiği bilinmektedir. 

Bizler dün İsrailoğulları'nın Musa as a dediğini kavli olarak olmasa da fiili olarak söyleyerek, bizim yerimize Allah cc nin savaşmasını istemekte, bu şekilde İsrail'in yerle bir edilmesini beklemekteyiz. Eğer İsrail adlı devletin yaptığı zulüm önlenmek isteniyorsa, kainat içinde geçerli olan kurallar dahilinde hareket ederek KİTAP-MİZAN-DEMİR üçlüsünü birlikte kullanmak sureti ile gücü ele geçirmekten başka bir yol yoktur. 

Kitabın ayetlerinden gerekli mesajlar çıkarılmadan okunması neticesinde seçkin kavim inancı İsrailoğullarından bize geçmiş, Müslümanlar olarak Allah cc nin seçkin kulları olduğumuz inancı yerleşerek, istediklerimizin çalışmadan sadece kavli dua ile gerçekleşeceği zannı bizlerde hakim olmuştur. Halbuki aynı İsrailoğulları kendilerinin seçkin kullar olduğunu hiç bir zaman unutmayarak bu seçkin olma düşüncesinin karşılığının, yatarak çalışmadan gökten gelen yardım ile olmayacağını anlayarak, oyunu kuralına göre oynamışlar, ve KİTAP  ve MİZAN ikilisini arkalarına atarak, sadece DEMİRi kullanarak acımasız bir güç elde etmişler ve bu gücü nasıl kullanacaklarını beyan eden kitabın emirerine karşı gelerek mazlumlar üzerinde kullanmışlar ve bu gücü acımasızca kullanmaya hala devam etmektedirler. 

Bizler oyunu kuralına göre oynamayıp sadece tek taraflı dua ile gökten gelecek yardımı beklediğimiz müddetçe kıyamete kadar bu zelil durumdan asla kurtulamayacağız. Sadece İsraile beddua seansları ile bizim yerimize Allah cc nin savaşmasını bekleyerek günlerimizi geçireceğiz.

Müslümanlar olarak Davud as ın Calutu öldürdüğü rivayet edilen sapan taşı ile İsrail zulmünün bertaraf edileceğini düşünmek, sadece rivayet merkezli din anlayışının eseri olup , Davud as ın demiri işleyip güçlü savaş araçları yapmış olmasından hareketle bizlerin de bu zulmü bertaraf etmek için sapan taşı ile savaşmanın herhangi bir faydası olmayacağı artık öğrenilmelidir. Demir ayetini okuyup onun üzerinde gerekli işlemleri yapmadıkça ve demir zalimlerin elinde kaldığı müddetçe bizlerin hiç bir şekilde bu zulümden kurtulamayacağımız artık bilinmelidir. 

Sonuç olarak;Bizlere İsrailoğullarını anlatarak evrensel değişmez kuralların (Sünnetullah)nasıl çalıştığını öğreten kitabımızın bu öğretileri göz ardı edilerek İsrailoğulları sadece lanetli bir kavim olarak görülmüş, ve onların tarih içinde geçirdikleri tecrübeler bizlere örnek olmamış Davud as ın demiri işleyerek güç elde etmesi, ve bu gücü hayırlarda kullanması bizlere örnek olmamış sadece rivayetlerde geçen, sapan taşı ile Calut'u öldürmesi örnek alınmış ve taşla İsrail zulmü önlenebilir sanılır olmuştur. Kitap-mizan ikilisini arkaya atarak, sadece demiri kullanan İsrail, bu gücü fesat ve zulüm haline dönüştürmüş olup, bizlerin bu zulmü beddua ile önleme çalışmaları sonuçsuz kalmış ve sonuçsuz kalmaya devam edecektir. Müslümanlar demiri ellerine geçirip kitap ve mizan ile birleştirip üçlü bir şekilde kullanmaya başlamadan bu zulümler asla arz üzerinde eksik olmayacak ve bizler de bu zulüm altında inlemeye devam edeceğiz. 

                                     EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.

3 yorum:

  1. israil savunma sistem isminin " demir kubbe" olmasının bir bağlantısı varmıdır acaba ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. olabilir demir bir güç sembolu bu ad ile özdeşleştirerek güçlerini cümle aleme gösteriyorlar

      Sil
  2. Sevgili hocam çok güzel bir anlatım

    YanıtlaSil