Kur'an yaşanmışlık içinden canlı örnekler sunarak, aynı olaylar başımıza geldiği zaman nasıl davranmamız gerektiği konusunda bizlere hatırlatmalar içeren bir kitaptır. Bakara s. 251 , hacc s. 40. ayetlerine baktığımız zaman "Allah'ın bir kısım insanı diğer insanların eliyle defetmesi" şeklinde bir sünnet koyduğunu görmekteyiz. Bu sünnet zulme uğrayan insanların , bu zulümden kurtulmak için zalimlere güç ile karşı koyması şeklinde yerine gelmektedir. Allah cc nin gücü ve kudreti zalimlerin topunu anında helak etmeye elbette yeter ama yine koymuş olduğu sünnet gereği belirli bir günün vaktine kadar ertelemesi bizlerin o zalimlerin yaptıkları zulmün o zamana kadar ertelememiz anlamına gelmemelidir,aksi takdirde o zalimler meydanı boş bularak bizleri ortadan kaldırmak için ellerinden geleni arkalarına koymayacaklardır, yaşadığımız günlerde olan olaylar bunun en bariz örneğidir.
Bedir ve uhud harbi tarihimizde önemli harplerden ikisi olup bu savaşlar öncesi ve sonrası durum değerlendirmeleri sayılabilecek ayetler al-i imran ve enfal surelerinde mevcuttur. Bu savaşlar ile ilgili anlatılan ayetler bizler için birer örneklik olup , aynı hal ile hallendiğimiz zaman nasıl davranmamız gerektiğini anlatmaktadır. Bu savaşlar ile ilgili yaklaşımlara baktığımız zaman şahsi kahramanlıkların öne çıkarılıp birer masal mesabesine indirgendiği ve gelecek için herhangi bir örnekliği olup olmadığı akla bile getirilmediği görülecektir.
Bedir ve uhud harbi , kurala bağlanmış olan Allah cc nin yardımının nasıl tezahür edeceğinin gerçek hayat içinde yaşanmış canlı birer örnekleridir. Bedir de galibiyet için gerekli olan kurallara riayet eden taraf müslümanlar , uhud da galibiyet için gerekli olan şartlara riayet eden müşriklerdir. Allah cc nin cari olan sünneti oyunu kuralına göre oynayan üzerinde gerçekleşmiştir.
Zalimlerden kurtulmak için onlara aynı güç ile mukabele emri yine bizlere rabbimizin emri olup(enfal s. 60) bunun dışında bir yol bizleri galibiyete taşımayacaktır. Bedir harbi ile ilgili ayetlere baktığımız zaman meleklerin yardımı ile ilgili ayetlerin tefsirlerinde gelen meleklerin resmen savaştıkları şeklinde yaklaşımlar görmekle birlikte , bu yaklaşımları kabul etmeyenleri de görmekteyiz.
Meleklerin resmen savaşa dahil olarak müşrik ordusunu yenmiş olması düşüncesi biraz daha ağır basarak kabul görmüş , hala böyle melekler beklenerek düşmanlarımızı yerle bir etmesi beklenir olmuştur. Çanakkale , kıbrıs gibi harplerde bırakın melekleri , evliya adı verilen kişilerin , urfadaki balıkların bile savaştıkları efsaneleri hatırlanacak olursa hali pür melalimiz ortaya çıkacaktır.
[008.009] Rabbinizin yardımına sığınıyordunuz. O, «Ben size, birbiri
peşinden bin melekle yardım ederim» diye cevap vermişti.
[008.010] Allah bunu ancak bir müjde olması ve kalblerinizin yatışması için
yapmıştı. Yardım ancak Allah katındandır. Doğrusu Allah güçlüdür, hakimdir.
[008.011] O zaman size -tarafından bir güven olmak üzere- bir uyku
sardırıyordu ve üzerinize gökten su indiriyordu ki, bununla sizi temizlesin,
şeytanın murdarlığını sizden gidersin, kalplerinize güç versin ve bununla
ayaklarınızı sağlamlaştırsın! Allah
[008.012] Rabbin meleklere, «Ben sizinleyim, inananları destekleyin» diye
vahyetti. «Ben inkar edenlerin kalblerine korku salacağım, artık vurun onların
boyunları üstüne, vurun her parmağına» dedi.
Enfal s. 12. ayetini tek olarak okuduğumuz zaman meleklerin resmen savaşa dahil oldukları gibi bir anlayış hasıl olmaktadır , ancak olaya bütünlük içinde baktığımız zaman meleklerin inerek savaşa dahil olmaları mümkün görülmemekte , aksine mü'minlerin gayreti ile bu savaşta galibiyetin geleceği anlaşılmaktadır.
Al-i imran s. 124-125-126. ayetlerinde uhud harbi ile ilgili olarak melekler ile yardım vaadi görülmektedir , ancak uhud harbi bilindiği gibi yenilgi ile sonuçlanmıştır. Bedir de melekler ile yardım edilipte uhud da melekler ile yardım edilmemesini nasıl izah edebiliriz?. İzahı zor değildir , kur'an geneline bakıp Allah cc nin yardımının nasıl yerine geldiğini görebilirsek bunu da bu şekilde izah edip, meleklerin elinde kılıç ile değil insanların gayreti ile olduğu görülecektir.
Enfal s. 11. ayetine baktığımız zaman , gökten su indirilerek mü'minlerin temizlenmesi , şeytanın murdarlığının giderilmesi anlatılmaktadır, bunun ne anlama gelebileceğini anladıktan sonra 12. ayetin anlaşılması kolaylaşacaktır. Coğrafi yapı itibarı ile sıcak bir iklime sahip olan bölgede insanların en büyük ihtiyacı su dur. Allah cc gökten yağmur şeklinde su indirerek müslüman ordusunu bedenen güçlendirmiş , yağmurun havayı serinletmiş olması ve sıcak iklimin insana verdiği rehaveti ortadan kaldırması müslüman ordusu için büyük avantaj olmuş , böyle bir yardımın tesadüfi olmadığını Allah cc den istedikleri yardımın karşılığı olduğunu anlayan müslümanlar düşman ordusuna canla başla saldırmışlar ve sonucunda galip gelmişlerdir.
Yağan yağmurun müslüman ordusu üzerindeki olumlu etkisi "şeytanın murdarlığını sizden gidersin" şeklinde bir cümle ile ifade edilerek, kötülüğün simgesi olarak kur'anda gördüğümüz şeytanın etkisinin orduya rehavet ,üşengeçlik , bıkkınlık gibi etkilerden yağan yağmur ile kurtulmaları , o yağmurun orduya çeviklik ve dinamiklik kazandırdığı anlatılır.
Kur'an Allah cc nin bir çok ayette vermiş olduğu yardım vaadinin sadece iddia sadedinde değil , ispatlı olarak hak edenlerin üzerine indirildiğini anlatmak için melekler şeklinde bir ifade kullanır. Bedir günü yağan yağmur , galibiyeti arzu eden tarafın bu arzuları rablerine bildirmelerinin karşılığı olarak yardım isteklerinin karşılığı olarak yağmış , ve bu yağmuru avantaja dönüştüren ordu büyük bir moral desteği kazanmış , düşman ordusuna galebe çalmıştır.
Bedirdeki müslüman ordusu , Allah melek indireceğim sözü verdi hani melekler biz yağmuru ne edelim" diyerek gökten kendileri yerine savaşacak bir ordu asla beklememiş olmaları bizlere örnek olmamış , merhum Akif'in deyimiyle " çekip kumandası altında ordu ordu melek , senin hesabına küffarı haksar edecek" beklentisi içine düşer olmuşuz.
Kur'anın bir hayat rehberi , yaşanmış olayları anlatmasındaki amacın sonrakilere ibret olması gibi bir okuma metodu ile değil masal kitabı okur gibi okumamız sonucu , kişisel kahramanlıklar öne geçmiş , hz alinin cenkleri , kesikbaş hikayeleri ümmeti uyuşturarak böyle efsanevi kahramanlar beklenir olmuş gelmeyincede, "gelene kadar bekleriz" acziyetine düşülmüş ve bu bekleyiş kıyamete kadar sürse de asla gerçekleşmeyecektir.
Yukardaki ayetler bedir harbi sonrası inmiş olup ,savaş sonrası durum değerlendirmesi olarak okunabilecek ayetlerdir. Allah cc nin meleklere vahyederek "ben sizinleyim inananları destekleyin" şeklindeki emrini hiçbir sahabe "acaba melekler inip bizim yanımızdamı savaştı" diye sormamıştır, savaş öncesi inen yağmur Allah cc nin yardımı olarak görülmüş ve bu yağmurun kendilerine büyük bir avantaj olduğunu iyi anlayarak bu avantajı kullanmışlardır.
Allah cc nin melek olarak vasfettiği şey müslümanlar üzerine yağan yağmur olup bu yağmurun üzerlerindeki etkisi ile daha dinç hale gelen müslümanlar kafirlerin boyunlarına ve parmak uçlarına vurarak onları mağlub etmişlerdir. Savaş sonrası inen ayetler bu yağmurun yardımın bir karşılığı olduğunu anlatmaktadır, gelelim bugüne;
Allah cc nin , insanların bir kısmını diğer bir kısmı ile defetme sünneti kıyamete kadar baki kalacak bir sünnettir ve bu sünnet bizlerin bu günkü zulum ve baskılardan kurtulmamız içinde geçerlidir. Allah cc hiç bir zaman savaşmak için kendi ordusunu göndermeyeceğine göre bizler zulüm ve baskıdan kurtulmak için onun tarafından koyulmuş olan kurallara uyarak düşman ordusuna galebe çalmamız gerekmektedir. Düşmanın tankına , topuna , uçağına karşı sadece iman gücü ile savaşmak maalesef para etmeyip bunun örneklerini acı bir şekilde yaşamaktayız.
Sonuç olarak ; enfal s. 12. ayetinin başta rivayetler kanalı ile yanlış anlaşılmasının arkasından rehavete düşen islam dünyası , israiloğullarından örnek alarak kendi yerlerine Allah cc nin gökten melekler indirmesi beklemeye devam etmektedirler. Aynı israiloğullarını bugün örnek almanın daha doğru olduğunu düşünerek, onların müslümanlara galebe çalmak için Allah cc nin savaşmasını beklemeyerek güçlü savaş araçları ile bu işi yapmaları, bugün bize örnek olması gerekirken Musa as a yaptıklarını bugün bizlerin yapar olması onların bu hareketleri karşısında başlarına gelenlerden ibret aldırmamaktadır. Allah cc ne bedir ve uhud ne başka bir yerde melek indirip savaştırmamış , savaşı yarattığı insanlar üzerine farz kılmıştır. İnsanlık içinde bulunduğu fesad ve zulümden kurtulmak için zalimlere baş kaldırıp güç ile savaşmadıkları müddetçe hiç bir zaman kurtuluşun gelmeyeceği bilinmelidir.
EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder