11 Eylül 2016 Pazar

Muhammed (a.s) a İsnat Edilen Gaybi Rivayetlerin Tehlikesi Üzerine

Bilindiği üzere hadis ve rivayet kültürü içinde gaybe dair rivayetler mevcut bulunmakta ve bu rivayetlerin Muhammed (a.s) tarafından söylenmiş olduğu iddia edilmektedir. Hadis usulünde dahi, bu gibi rivayetlere iyi bir gözle bakılmadığı, en hafif deyimi ile "Zayıf" olarak görüldüğünü dikkate aldığımızda , bu gibi rivayetlerin hadisçiler tarafından dahi pek kabule şayan olmadığı görülmektedir. 

Ancak Muhammed (a.s) a gaybı bildiren rivayetlerin ona isnat edilmesinin 2 farklı yönü olduğunu söyleyebiliriz. "1- Aşırı yüceltmeci peygamber anlayışı , 2- vefatı sonrası gelişen siyasal olaylardaki aktörlerin, kendi haklılıklarını peygambere dayandırma niyetleri. 

Biz yazımızda , bu isnatların 1. yönü olan aşırı yüceltmeci peygamber anlayışını ele alarak , burada yapılan önemli bir hataya dikkat çekecek , ve "Kaş yapayım derken göz çıkarmak" misali bir duruma düşmenin getirdiği ve çoğu kimsenin aklının ucuna dahi gelmeyen önemli bir tehlikeye işaret etmeye çalışacağız. 

Kur'anın doğru anlamanın yollarından birisi , bu kitabın indiği zaman içinde yaşayan insanların düşünce ve inanç arka planlarının bilinmesidir. Çünkü bu kitap , yaşanan bir hayatın tam ortasına inen ve bu hayatlardaki bazı yanlışları ele alarak onları yeniden düzenlemeyi hedeflemektedir. 

"Gayp" konusunun doğru anlaşılması için bu konunun nuzül dönemi arka plan düşüncesinin bilinmesi son derece önem arz etmektedir. Bu arka plan bilinmeden gayp ile ilgili ayetlerin ve gayb bilgisinin kime ait olduğu konusunda nazil olan ayetlerin doğru anlaşılamayacağını düşünmekteyiz. 

Gayb, Duyular ile gözlenemeyen alan ile ilgili kullanılan bir kelimedir. Bu alan ile ilgili bilgi sahibi olduklarını iddia edenlerin cahiliyedeki ismi "KAHİN" dir. Bu kimseler gayb'tan haber aldıklarını iddia ederek , insanlar üzerinde kendilerine ayrıcalık yaratmakta ve toplumda kendilerine bu paye ile bir yer edinmekteydiler. 

[052.029]  O halde anlatıp öğüt vermeye devam et; çünkü sen, Rabbinin nimeti hakkı için, ne kahinsin ne de mecnun!

Cinlerden haber almak şeklindeki inanç, cahiliye Araplarının temel inançlarından bir tanesi olup , şiir okuyan şairlerin bu ilhamı cinlerden aldıkları düşüncesi, cahiliye Arapları arasında yaygın bir durumda idi. "Kahin" ve "Şair" denilen kişilerin, cinlerle olan irtibatları neticesinde gayptan haber verdikleri veya şiirler okudukları inancının vermiş olduğu ön yargı ile , Muhammed (a.s) da Kahin veya Şair olarak görülmekte idi, ve bu düşünceyi ret eden bir çok ayet bu arka plan düşüncesi dahilinde okunduğunda daha kolay anlaşılacaktır.

Kısacası , cahiliye Arapları arasında gayptan haber aldığını iddia eden kişilerin ismi "Kahin" dir. Kahin olmak demek , diğer insanlardan ayrıcalığa sahip olmak demek anlamına gelmekte ve Muhammed (a.s) ın kahin değil , "Beşer" olduğu vurgusu yine bu düşünce ile yakından alakalıdır.

Kur'an , Muhammed (a.s) a indirilen vahyin Allah (c.c) den olduğunu onun herhangi bir etki kalarak bu sözleri uydurmadığını defaatle hatırlatmaktadır. Onun gaybı bilmediğini , gayp bilgisinin Allah (c.c) katında olduğunu , ona verilen gayp bilgisinin sadece vahiy ile bildirildiği açık ve net biçimde vurgulamaktadır. 

[006.050]  De ki: «Size Allah'ın hazineleri elimdedir, demiyorum; gaybı da bilmiyorum; size, ben meleğim demiyorum, ben ancak bana vahyolunana uyuyorum.» De ki: «Görenle görmeyen bir midir? Düşünmüyor musunuz?»
[007.188]  De ki: Ben, kendime Allah'ın dilediğinden başka ne fayda verebilirim, ne de zarar. Eğer ben, gaybı bileydim; daha çok hayır yapmak isterdim. Ve bana, hiç bir fenalık da dokunmazdı. Ben, sadece iman eden bir kavme uyarıcı ve müjdeciyim.
 [011.031]  «Size, Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum; gaybı da bilmem; doğrusu melek olduğumu da söylemiyorum; küçük gördüklerinize Allah iyilik vermeyecektir diyemem; içlerinde olanı Allah daha iyi bilir. Yoksa şüphesiz haksızlık edenlerden olurum.»

[006.059]  Gaybın anahtarları O'nun katındadır, onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı bilir. Düşen yaprağı, yerin karanlıklarında olan taneyi, yaşı kuruyu ki apaçık Kitap'tadır ancak O bilir.

[072.026-8]  O bütün gaybı bilir. Fakat gayblarına kimseyi vakıf etmez. Ancak, bildirmeyi dilediği bir elçiye bildirir. Bu durumda o elçisinin önüne ve arkasına gözetleyiciler yerleştirir, ta ki o elçiler Rab’lerinin mesajlarını, o gözetleyicilerin kendilerine hakkıyle tebliğ ettiklerini kesin olarak bilsinler. Doğrusu Allah, kullarının nezdinde ne var, ne yoksa herşeyi ilmiyle ihata etmiş, her şeyi bir bir kaydetmiştir.

Yukarıdaki ayet mealleri , gayp bilgisinin sadece Allah (c.c) katında olduğu , Muhammed (a.s) ın böyle bir bilgi sahibi olmadığı , onun sahip olduğu gayp bilgisinin sadece ona indirilen vahyin içinde  mevcut olduğu bildirilmektedir. Gayp bilgisine sahip olmanın ilah olmanın bir gereği olduğu vurgulanan ayetlerde , yetkilerini peygamber de olsa kimse ile paylaşmayacağını beyan eden Rabbimizin yetkilerini bizim , peygamber ile paylaştırmaya kalkmamız ona şirk koşmak anlamına gelecektir.

Bu ve benzeri ayetlerin ışığında şunları söyleyebiliriz ki ; Gayp bilgisine sahip olduğunu iddia edenler KAHİNLER ve ALLAH (c.c) dir . Gayp bilgisine sahip olduğunu iddia eden kahinlerin iddiası YALAN ve İFTİRAdan ibaret iken , gayp bilgisine sahip olan yegane kişi olan Allah (c.c) ise bizlere doğruyu söylemektedir.  

Kısacası, gayp bilgisine sahip olduğunu iddia etmek, ya KAHİN ya da İLAH olmak iddiasında bulunmak anlamına gelmektedir.

Muhammed (a.s) ın gayp bilgisine sahip olduğunu iddia eden cahiliye Arapları, onu kahin yerine koyarlar iken , onun gayp bilgisine sahip olduğunu iddia eden Müslümanlar ise onu ya KAHİN ya da İLAH konumuna getirmektedirler. İşte ona isnat edilen ve gaybı bildiğini iddia eden rivayetlerin böyle bir tehlikesi bulunmaktadır. 

MUHAMMED (a.s) ıYÜCELTMEK ADINA ONUN ADINA UYDURULAN GAYBİ RİVAYETLER ONU YA KAHİN YA DA İLAH KONUMUNA GETİRMEK ANLAMINA GELMEKTEDİR.

İşin bir de, kerameti müritlerinden menkul din baronları boyutu da bulunmaktadır. Muhammed (a.s) ile kapısı açılan gayb bilgisinin bir insan da bulunma düşüncesi , peygamberlerin varisleri !!!! olduğu iddia edilen bir takım sahtekarlara da verilebileceği düşüncesinin yolunu açarak o sahtekarları da KAHİN veya İLAH konumuna getirmektedir. 

Gaybı bildikleri iddia edilen bu din baronları , Muhammed (a.s) a bile verilmemiş olan gaybi alana dair bilgileri , önce onun bildiğini iddia ederek , kendileri için kapalı olan bu yolu bu şekilde açarak, kendileri için de hareket alanı sağlama yoluna gitmektedirler.

Gaybı bildikleri iddia edilen din baronlarının böyle gaybi bilgilere ulaşmaları imkansız olduğu için , bu bilgilere ulaştıklarını iddia edenler, olsa olsa ya KAHİN ya da kendilerine İLAHlıktan rol biçme niyetinde olan yalancı ve iftiracılardır. Çünkü gaybı gerçek olarak olarak Allah (c.c) den başkası bilmez , ve seçtiği elçileri haricinde de kimseye bildirmez . 

Sonuç olarak ;Aşırı yüceltmeci peygamber anlayışının bir sonucu olarak , Allah (c.c) nin tekelinde bulunan gaybi alana dair bilgilerin Muhammed (a.s) a da açıldığı yalanları maalesef İslam düşüncesi içinde epey taraftar toplamaktadır. Halbuki gayba dair bilgisi olduğunu iddia etmek, ya kahin olmak ya da ilah olmayı gerektirmektedir. 

Bir çok ayette yapılmış olan , Muhammed (a.s) ın kahin şair ve mecnun olmadığı , sadece beşer bir elçi olduğu vurgusunun temelinde , cahiliye Araplarındaki kahinliğin gayb ile olan ilgisi ve Muhammed (a.s) a okunan vahyin , Allah (c.c) den değil , kahinlik ve şairlik ile olan alakasından dolayı bu sözleri söylediği iddialarına karşı , bu sözlerin kahin ve şair sözü olmadığı , beşer bir elçi olan Muhammed (a.s) a , Allah (c.c) tarafından vahyedilen ayetler olduğu bildirilmektedir.  

"Muhammed (a.s) a gaybi bilgi verilmiştir" şeklindeki iddianın 2 vahim boyutu bulunmaktadır. 1- onu kahin olarak ilan etmek , 2- onu ilah olarak ilan etmek . Allah (c.c) onun kahin olmadığını , beşer bir elçi olduğunu özellikle vurgulamasının sebebinin , insanların onu  kahin ve ilah konumuna getirmemeleri olduğunu düşündüğümüzde , bugün Muhammed (a.s) ın biz Müslümanlar tarafından getirildiği nokta kahin veya ilah olduğudur. 

Onun böyle yalan ve iftiralardan beri tutulmasının yegane yolu ise , onu hurafe kitaplarının tanıttığı şekli ile değil, Kur'anın tanıttığı şekli ile bilmek ve iman etmek olmalıdır. 

                                  EN DOĞRUSUNU ALLAH (C.C) BİLİR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder