DURUŞU : etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
DURUŞU : etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ekim 2016 Cumartesi

SAYGI DURUŞU : Sahte Bir İlaha Karşı Yerine Getirilen Salat

İnsan , kendisinden yüce olarak bildiği , sevdiği , bağlandığı , ondan sakındığı , kısacası "İlah" kavramının anlam ve yetki alanına dahil olan işlevi olduğunu düşündüğü varlıklara karşı, bir takım ritüelleri yerine getirmek sureti ile onlara olan sevgi, saygı ve bağlılıklarını bu yolla dışa vurmaktadırlar. Ritüeller insanların birbirleri ile aynı düşünce içinde olduklarını göstermenin bir yolu olarak , her topluluk içinde mevcuttur. KIYAM - RÜKU - SECDE adı ile bildiğimiz şekiller ile yapılan bu ritüelin , Arapça ismi "Salat" , bizim dilimizdeki ismi ise "Namaz" dır.  

İnsanlar bu 3 lü kombinasyonu "İlah" olarak kabul ettikleri her ne veya kim ise ona karşı yaparak , birbirleri ile aynı düşünceye sahip olduklarını , o ilahı sevdiklerini saydıklarını , onun kendileri için benimsemiş olduğu din'i hayatlarına ikame ettiklerini , cümle aleme ilan ederler. Allah c.c yegane İlah olarak , insanların övgüsüne , saygısına , sevgisine ve bağlılığına layık olan tek varlık olup , salat veya namaz dediğimiz 3 lü kombinasyonun sadece kendisine has kılınmasını isteyerek , kendisi dışındakilere yapılan bu tür kulluk gösterilerini ŞİRK olarak tanımlamaktadır. 

Şirk , insanlığın kadim bir sorunu olarak bugün de aynı işlevini dünya üzerindeki çeşitli topluluklar üzerinde sürdürmektedir. Allah c.c dışında kabul edilen sahte ilahların başta gelen özellikleri, o toplum için bir takım yaşam kuralları düzenlemiş olmalarıdır. İnsanlar , bu sahte ilahlar tarafından ihdas edilmiş hayat sistemlerine olan bağlılıklarını belirli gün ve zamanlarda icra ettikleri bir takım törenler yerine getirerek , onlara göstermektedirler. 

Olayın Türkiye boyutuna baktığımızda , "Milli Bayram" olarak bilinen bazı günlerde , içinde yaşadığımız Laik , Demokratik , Kemalist sistemin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk'ün , Türkiye'nin her tarafında yapılmış olan heykelleri önünde , Salat'ın yani Namaz'ın bir rüknü olan KIYAM şeklinde icra edilen ritüeller ile o kişiye olan saygı , sevgi ve insanlar için ihdas etmiş olduğu din'e (yaşam şekline) olan bağlılık , şekli olarak topluca gösterilmektedir.

Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye'nin her tarafında bulunan heykelleri önünde "Saygı Duruşu" adı verilen Kıyam edilmesinin sebebi , onun Türkiye'nin mimarı yani , bu ülke içinde yaşayan insanların yaşamlarını düzenleyici yani Allah c.c nin yetki alanına giren konularda bir takım kurallar koymuş olmasındandır. 

Bu durum adı geçen kişinin ilahlık iddia etmesi anlamına gelmektedir. İnsanlar onun heykelleri önünde kıyam etmek sureti ile , onun kendileri için ihdas etmiş olduğu yaşam kurallarına (din'e) olan bağlılıklarını , bu din'i yani onun ilah olmasını kabul  ettiklerini , ondan memnun olduklarını göstermektedirler. 

Yapılan bu eylem, Kur'an literatüründe ilaha bağlılık gösterisi yani Arapça ismi salat , Türkçe ismi namaz'dır. Yapılan bu eylemin Kur'ani literatürdeki adı ise ŞİRK tir. İnsanlar o kimsenin önünde kıyam etmekle, ilah olmanın gereği olan onun tarafından ihdas edilmiş bir takım yaşam kurallarını kabul ettiklerini deklere ederek, onu ilah olarak kabul ettiklerini ilan etmek sureti ile şirk içine düşmektedirler. 

Şirk'in bu boyutu ülkemizde maalesef pek gündeme gelmemektedir .Bunun sebebi ise kendisini Müslüman olarak gören bir çok insanın isteyerek veya istemeyerek te olsa bu ritüeli icra etmek zorunda olmasıdır. Bu ritüeli icra eden bir kısım zevat ise , bunu şirk ile alakasını dahi kurmayarak , ne yaptığından habersiz bir halde bir kıyamı gerçekleştirmektedir. Şirk ile alakasını kurabilecek kadar ilim sahibi olanların bir kısmı ise , bu şirk'e katılmak zorunda olmalarından veya taraftarlarının bu törenlerde boy gösterme zorunluluklarından dolayı, yapılan bu eylemin şirk olmadığını dillerini eğip bükmek sureti ile anlatarak, bir kesime şirin görünmek , kendi taraftarlarına karşı ise, işi kitabına uydurmak gayreti içindedirler.

Türkiye'nin her tarafında bulunan heykelleri kıble edinerek onlara yüzlerini dönmek sureti ile yapılan bu salat eylemi şirk'in en ilkel halinden başka bir şey değildir. Çağdaşlık ve ilericilik adına yola çıkılarak , binlerce yıldır süren putlara tapmanın Türkiye içinde yansıması bu heykeller önünde yapılan saygı duruşları ile gerçekleşmektedir.

İşin daha vahimi , yapılan bu eylemin bazı din alimleri tarafından mazur görülmüş olmasıdır. Bu kişiler, kendi üzerlerindeki sorumluluğun avama göre daha fazla olması nedeni ile , Kitap'tan hiç bir şeyi gizlemeden insanlara açıklamak zorunlulukları olmasına rağmen , dünyevi kaygılarının ağır basması nedeni ile hakkı açıklamak şöyle dursun , hakkın üzerini kapatmakta , daha acısı yapılan bu eylemin yanlış olmadığı gibi Bel'am vari sözlerle insanları şirk'e alenen davet etmektedir.

Alim olarak tanıdığımız bu kimseler Kur'an'ın en can alıcı noktası olan şirk kavramını sadece tarikatlarda icra edilen bir takım yanlışlara indirgeyerek , sadece o kesimdeki şirk'i gündem etmek sureti ile şahitliklerini yerine getirdiklerini zan ediyor iseler sadece kendilerini aldatmaktadırlar. 

Şahitliği yerine getirmek demek , hakkı açıklamak noktasında sadece Allah c.c den korkarak , atamız İbrahim misali kıyam etmek demek olmalıdır. İbrahim'in dini üzere olduğunu iddia ederek , onun kıyam ettiği putlar önünde eğilmenin cevazını verenlerin hesabı ahirette çok çetin olacaktır. 

Müslümanların alim olarak tanıdıkları, saygı duydukları , görüşlerine değer verdikleri bu kimselerin yaptıkları yanlışları şair Sezai Karakoç şu dizelerinde veciz bir biçimde şu şekilde dile getirmektedir :

“Ey yeşil sarıklı ulu hocalar bunu bana öğretmediniz
Bu kesik dansa karşı bana bir şey öğretmediniz
Kadının üstün olduğu ama mutlu olamadığı
Günlere geldim bunu bana öğretmediniz
Hükümdarın hükümdarlığı için halka yalvardığı
Ama yine de eşsiz zulümler işlediği vakitlere erdim
Bunu bana söylemediniz
İnsanlar havada uçtu ama yerde öldüler
Bunu bana öğretmediniz
Kardeşim İbrahim bana mermer putları
Nasıl devireceğimi öğretmişti
Ben de gün geçmez ki birini patlatmayayım
Ama siz kağıttakileri ve kelimelerdekini ve sözlerdekini 
Nasıl sileceğimi öğretmediniz.

Sonuç olarak : "Milli Bayram" adı ile ihdas edilmiş belirli günlerde "Saygı Duruşu" şeklinde yapılan ve heykel önünde icra edilen ritüel , insanların ilah olarak kabul ettikleri her ne ise ona karşı yapılan bir tazimdir. Böyle bir tazime sadece Allah c.c nin layık olması nedeniyle , onun dışındakilere karşı yapılan bu tazim töreninin adı Kur'an literatüründe şirk olarak isim bulmaktadır. 

Yapılan eylem , İlah kavramının anlam ve yetki alanına giren konularda , kişilerin kabulünün bir gösterisi olan salat'ın, yegane İlah olarak bilinmesi gereken Allah c.c nin dışında olan birine yapılmış olan tazim eylemi olup , şirk'in en ilkel hali ile Türkiye boyutlarında yaşanan halinin bir resmidir.

Allah c.c , bizleri şirk'in her türlüsünden haberdar olan kullarından ve şirk'i hayatından çıkaran kullarından kılsın. Şirk'in sadece tarikatlarda yaşanan boyutlarını gündeme getirerek , sistem boyutunda yaşanan şirk'i örtmek yolunu seçen alimlere ise cesaret ve feraset ihsan etsin.
                                      EN DOĞRUSUNU ALLAH C.C BİLİR.