Edilmemesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Edilmemesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Nisan 2015 Çarşamba

Mekke'nin Helak Edilmemesi ve Sünnetullah

Kur'an kıssalarını okuduğumuz zaman , bu kıssalarda öne çıkan en bariz nokta, adı geçen kavimlerin helak edilmiş olmasıdır. Kavimlerin bu helakı , "Sünnetullah" dediğimiz yasalara tabi, olup "Kur'an'da adı geçen ve geçmeyen bir çok kavim için işleyen bu yasalar, Mekke için neden işlememiştir ?" sorusu, kafalara takılan sorulardandır. Yoksa Allah (c.c) Muhammed (a.s) ve Mekkeliler için yasasında değişiklik mi yapmıştır ? denilirse  buna cevabımız, "Hayır" şeklinde olacaktır. 

Helak edilen kavimlerin kıssalarının anlatıldığı ayetlere baktığımızda , Helak edilen kavimlerdeki müşriklerin uyguladıkları muamele , Muhammed (a.s) ve ona tabi olanlara uygulanan muamele ile aynı olup ,  mecnun olduğu iddiaları , zulüm , baskı , işkence v.s her türlü yol uygulanarak Muhammed (a.s) ve ona tabi olanların yollarından dönmeleri sağlanmaya çalışılmıştır. Bu baskılar 13 sene boyunca sürmüş, Medine'li bir gurubun Müslüman olması ile Müslümanlar için yeni bir kapı açılmış, ve Müslümanlardan bir kısmı Medine'ye hicret etmeye başlamış en son olarak , Muhammed (a.s) yanında Ebu Bekir (r.a) olduğu halde Medine ye hicret etmiştir. 

 [009.040]  Eğer siz ona (Peygamber'e) yardım etmezseniz, Allah ona yardım eder. Hani o kâfirler, onu Mekke'den çıkardıkları vakit sadece iki kişiden biri iken, ikisi de mağarada bulundukları sırada arkadaşına «Üzülme, çünkü Allah bizimledir.» diyordu. Allah onun kalbine sükûnet ve kuvvet indirmişti ve onu görmediğiniz bir orduyla desteklemişti. Kâfirlerin sözünü alçaltmıştı. Yüce olan Allah'ın kelimesidir. Ve Allah güçlüdür, hikmet sahibidir.

Bir çok Ayette Mekkelilere , kendilerinden önce helak edilen kavimler örnek gösterilerek , aynı akıbetin onlar içinde meydana gelebileceği haber verilerek bu inatlarından vazgeçmeleri öğütlenmiştir. 

 [040.021]  Yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden önce ve kendilerinden daha kuvvetli olan ve yeryüzünde daha çok eser bırakan kimselerin sonuçlarının nasıl olduğunu görmezler mi? Allah onları suçlarıyla yakalamıştır. Allah'a karşı onları koruyan yoktur.
[027.069]  De ki: «Yeryüzünde gezin, suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.»
[030.042] De ki, yeryüzünde bir gezin de bakın, bundan öncekilerin sonu nasıl olmuş! Onların pek çoğu müşrik idiler.

Bir çok  tehditlere rağmen müşriklerin baskıları sona ermez ve Muhammed (a.s) Mekkeyi terk etmek zorunda kalır.

 [017.076-77] Neredeyse seni memleketten çıkarmak için zorlayacaklardı. O zaman, senin ardından onlar da ancak çok az kalabilirler.Senden önce gönderdiğimiz resuller hakkında cari olan sünnet budur. Sen Bizim sünnetimizde asla bir değişiklik bulamazsın!
[047.013] Seni çıkaran memleketinden, kuvvet bakımından daha üstün nice memleketler vardır ki, biz onları yıkıma uğrattık da kendileri için hiç bir yardımcı yoktu.

Yukarıda mealllerini verdiğimiz Ayetlerden , Elçinin terk ettiği  bir beldenin yıkımı hak ettiği anlaşılmaktadır. Allah'ın bu sünneti'nin geçmiş kavimlerde nasıl tecelli ettiği yine Kur'an içinde beyan edilmektedir.

[011.058]  Ne zaman ki emrimiz geldi, Hud'u ve beraberindeki iman edenleri, tarafımızdan bir rahmet ile kurtardık, ayrıca onları çok ağır bir azaptan da kurtardık.
 [011.066] Emrimiz geldiğinde Salih'i ve beraberinde iman etmiş olanları, tarafımızdan bir rahmetle azaptan ve o günün rezilliğinden kurtardık. Çünkü Rabbindir çok güçlü, çok üstün olan.
 [011.094]  Emrimiz geldjğinde Şu'ayb'ı ve beraberinde iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. O zulmedenleri ise dehşet verici bir ses yakaladı ve yurtlarında çöküp kaldılar.
 [010.073]  Onu yalancı saydılar; ama Biz onu ve gemide beraberinde bulunanları kurtardık. Onları ötekilerin yerine geçirdik, ayetlerimizi yalanlayanları suda boğduk. Uyarılanlardan söz dinlemeyenlerin sonlarının nasıl olduğuna bir bak.
 [010.103] Sonra Biz, resûllerimizi ve iman edenleri kurtarırız. Böylece müminleri kurtarmak üzerimize düşen bir borçtur.

Helakın , içinde Elçilerin yaşadığı kavimler ile ilgili olan sünneti'nde , Elçi ve beraberindekilerin tamamının kavmi terketmesi sonucunda gerçekleştiği , yani helak olan beldede tek bir Mü'min olmama şartı vardır. 

[051.035]  Nihayet biz müminlerden orada bulunan kimseleri çıkardık.

Muhammed (a.s) ın kavmi ona bir çok kereler , kendilerine vaad ettiği azabın gelmesi ona rest çektiğini görmekteyiz. 

  [008.032]  «Allah'ımız! Eğer bu Kitap, gerçekten Senin katından ise bize gökten taş yağdır veya can yakıcı bir azab ver» demişlerdi.

Enfal s. 32. Ayetinde gördüğümüz , müşriklerin bu restlerini, yani helak edilme isteklerini Allah (c.c) şu gerekçe ile red etmiştir.

 [008.033] Oysa, sen içlerinde iken Allah onlara azabetmez. Onlar bağışlanma dilerlerken de elbette Allah azab edecek değildir.
 [008.034]  Yoksa Mescidi Haram'a girmekten menederlerken Allah onlara niçin azab etmesin? Hem de O'nun dostu değiller; O'nun dostları ancak karşı gelmekten sakınanlardır. Fakat çoğu bunu bilmiyorlar.

 Müşriklerin bu restleri , Muhammed (a.s) henüz Mekke'de onların içinde iken gerçekleştiği için , "Oysa, sen içlerinde iken Allah onlara azabetmez" buyurulmaktadır . 

Burada haklı olarak , "Öyleyse Medineye hicret ettikten sonra helak neden gerçekleşmedi?" sorusu da sorulacaktır. Bunun cevabı da aynı Ayetin içindedir , "Onlar bağışlanma dilerlerken de elbette Allah azab edecek değildir" cümlesi ile kast edilen "Bağışlanma dileyenler" , Müşriklerdir. Bu ayetin bazı meallerinde "Onlar" kelimesi ile kast edilenlerin iman edenler olduğu söylenmiş olsa da , ilgili ayetin siyak ve sibakı ,müşriklerin iman ettikleri takdirde azaptan kurtulacaklarını haber vermektedir.

[011.117]  Rabbin, kasabaların halkı ıslah olmuşken, haksız yere onları yok etmez.

Allah (c.c) Muhammed (a.s) as ın hicretinden sonra Mekke'de kalan ve hicretten sonra Müslüman olmaya başlayanlar hala  Mekke içinde ikamet ettiği için orayı helak etmeyeceğini beyan etmektedir. 

Enfal s. 34 . Ayet , aslında bu helakı hak ettiklerini beyan ederek bunu engelleyen şeyin , Mekke'nin içindeki Müslüman nufüsun barınıyor olmasından dolayı olduğunu beyan etmektedir. Muhammed (a.s) ın kavminin toptan helak edilmemiş olması , Sünnetullah'ın işleyişinde bir istisna değil , işlemesi için gerekli olan kuralların gerçekleşmemiş olmasındandır. 

Muhammed (a.s) ın yaşadığı hayat sürecine baktığımızda , Sünnetullah dediğimiz yasanın , Yani Allah (c.c) nin Elçilerine ve onlara inananlara verdiği yardım sözünün onun içinde işlediği görülmektedir. Kendisinden önceki Elçiler gibi aynı görevi yüklenen Muhammed (a.s) a , aynı şekilde kendisinden önceki Elçilere uygulanan muamele yapılmıştır. Mekki Surelerde beyan edilen mücadele sürecine baktığımızda , ona sabır ve mücadeleden asla vazgeçmemesi öğütlenmektedir ve bu öğütlerin tatbikini Elçiliğinin ilk gününden son gününe kadar yerine getirmeye var gücüyle gayret etmiş ve öncekiler için geçerli olan yasanın kendisi için de işlmesine hak kazanmıştır.

Sünnetullah'ın gerçekleşmesi , Elçi ve beraberinde olan iman edenlerin göstereceği çaba ve gayret ile orantılıdır. Bu çaba ve gayreti, Mekki sureler içinde kendilerine yapılan zulüm ve işkencelere karşı sabırlı ve kararlı bir şekilde mücadele ederek gösteren , Elçi ve beraberindeki iman edenler , Medineye hicretten sonra farklı bir mücadeleye girişmişlerdir. Belirli bir güce sahip olduktan sonra Müşrik ve Kafirlerin saldırılarına misli ile mukabele ederek bu çaba ve gayreti aynı şekilde göstermeye devam etmişlerdir.

13 yıl Mekke , 10 yıl Medine mücadelesini , okuyabileceğimiz en sahih kaynak olarak Kur'an içinden okumak mümkündür. Bu süre içinde Sünnetullah gereği yardıma hak kazanan Elçi ve iman edenler Mekke'yi ele geçirerek , şirk adına ne varsa yıkmışlar ve Tevhidin zaferini ilan etmişlerdir. Müslümanların zaferi , Müşriklerin kaybı ile sonuçlanan süreci doğru bir biçimde okuduğumuzda Sünnetullah'ın geçmişler için işlemiş olması aynen tekerrür etmiştir. 

Mekkelilerin yenilgiye uğraması ile sonuçlanan , Tevhide karşı olan mücadeleleri , Müslümanların kendilerine Rableri tarafından öğütlenen mücadele metoduna uygun bir şekilde hareket etmeleri neticesinde bir nevi helak olmaları ile sonuçlanmıştır. Helak edilmenin temelinde'ki asıl anlam olan , kafirlerin Dünya hayatında yenilgiye uğratılması durumu , Mekkeliler boyutunda'da gerçekleşmiştir.

Muhammed (a.s) ve onunla birlikte olanlar , Rablerinin kendilerine indirmiş olduğu Kitap içinde zikri geçen geçmişte yaşamış olan Elçiler ve onların kavimlerinin kıssalarını , hayatları içinde gerekli olan mücadele de örnek olarak anlatıldığı bilincine vakıf olarak okumuşlardır. Hiç bir Sahabe diğer bir Sahabe ile , Musa (a.s) ın Asasının gerçekten yılan olup olmadığı , veya İbrahim (a.s) ın ateşinin mecaz'mı hakikat'mi olduğu tartışmasını yaparak birbirlerine kılıç çekmemişlerdir.

Muhammed (a.s) ve onunla birlikte olanlar , kıssa şeklinde yapılan anlatımları bir araya gelerek masal tadında anlatımlar olarak geçmişteki Atalarının kahramanlıkları ile öğünmek gibi bir şey yapmak için okumamışlar , aksine yürüdükleri yolda nasıl bir strateji takip etmeleri gerektiğini anlatan Ayetler olarak okumuş , yaşamları içinde bu Ayetleri pratiğe aktarmışlar  sonuç olarak ta , geçmişteki Ataları nasıl yardıma , ve onların düşmanları nasıl helaka uğradılarsa aynı yasa onlar içinde işlemiş ve onlar başarıya ulaşmış, Mekkeliler helaka uğramışlardır. 

Muhammed (a.s) ve onunla birlikte olanların yolunda yürüdüğünü iddia eden bizler , onların yaşamlarını Kur'an içinden okuyarak aynı mücadeleyi sabır , kararlılık ve tavizsiz bir biçimde yaparak , onlar için işleyen yasaların bizler içinde işlemesini sağlayabiliriz.Bizim için işleyecek olan yasa , tıpkı Muhammed (a.s) için işleyen yasa gibi olacak ve bizim düşmanlarımız üzerine galebe çalmamız şeklinde tecelli edecektir , tabi bu yasanın tecelli etme şartlarına riayet ettiğimiz takdirde .

Sonuç olarak ; İçlerinde Elçi olan kavimlerin helakı ile ilgili Sünnetullah yasalarının , neden Mekke için işlemediği sorusuna cevap vermeye çalıştığımız yazımız'da toplu helak Sünneti'nin işlememiş olmasının sebebi , Enfal s.32-34. Ayetler içinde görülmektedir. Allah (c.c) nin vaadi olan Elçi ve beraberinde olanlara yardım , Elçi ve beraberinde olanlara düşman olanların helak edilme sünneti, aynen diğer Elçiler ve onların kavimlerinde olduğu gibi işleyerek Müslümanların galibiyeti , Mekkelilerin mağlubiyeti ile sonuçlanmıştır.

                             EN DOĞRUSUNU ALLAH (C.C) BİLİR.