2 Haziran 2014 Pazartesi

İsra s.59.Ayeti ile Muhammed a.s ın Mucizeleri!! Arasında Kalmak

Bugün müslümanlar arasında Muhammed as ın Allah cc nezdindeki konumu konusunda farklı algıların mevcudiyeti bir gerçektir. Özellikle diğer elçilere verildiği gibi dilimizde mucize olarak bildiğimiz  görsel ayetler den ona verilmeyişi bizlerde diğer elçilere karşı bir eziklik ! duygusu uyandırmış ve "sende ne varsa bizde iki misli var" kabilinden ona atfen bir çok mucize hikayeleri uydurulmuştur. Elçileri yarıştırma mantığı içinde yürütülen bu gizli savaş! müslümanlar arasında bir akide haline dönüşmüş ve bu mucizeleri red etmek dinden çıkmak anlamında görülmeye başlanmıştır, gerçekten bu böylemidir? diye sorduğumuz zaman ve bu sorunun cevabını kur'anda aramaya kalktığımız zaman alacağımız cevap , kesinlikle hayır olacaktır.

Bir müslümana eğer , "kur'an senin için ne ifade ediyor?" diye sorduğumuz zaman alacağımız cevap , " kur'an Allah cc nin indirdiği bir kitab ve o kitab bizler için ana kaynaktır" cevabı olacaktır, ama bu cevap tercih noktasında hayat içinde karşılığını çoğu zaman bulmamakta , rivayetler ve kur'an arasında kalındığı zaman tercih edilen kaynağın rivayetler olduğu görülmekte olup bu durum ona atfedilen mucizeler!! içinde geçerlidir. Kur'an ayetlerinin bir çoğu Muhammed as a böyle bir şeyin verilmediğini bildirmesine rağmen bir çoğumuz bu ayetleri arkaya atarak rivayetler ile inanç haline getirilmiş sahte mucize hikayelerine iman eder olmuştur. Bu yazımızda şahitliği yerine getirmek için bu konunun kur'an ayetlerinde nasıl bildirildiğini paylaşacağız inş. 

Muhammed as ın mekkeli muhatapları onun elçiliğini inkar ederek ondan , okuduğu ayetler dışında görsel ayetler istemişlerdir , bu istekleri kur'an ayetlerinde şöyle anlatılmaktadır. 

 [006.037]  Ve dediler ki: Ona Rabbından bir ayet indirilmeli değil miydi? De ki: Şüphesiz Allah, ayet indirmeye kadirdir. Ne var ki, onların çoğu bilmezler.
 [006.109]  Onlar, bütün güçleriyle Allah'a yemin ettiler ki; eğer kendilerine bir ayet gelirse mutlaka ona inanacaklar. De ki: Ayetler; ancak Allah'ın nezdindedir. O, geldiği zaman da onların yine inanmayacaklarının farkında değil misiniz?
 [010.020]  Bir de «Ona Rabbinden  bir âyet indirilse ya!» diyorlar. De ki: «Gaybı bilmek ancak Allah'a mahsustur, bekleyiniz bakalım, ben de sizinle beraber bekleyeceğim şüphesiz.»
 [013.007]  Küfredenler, derler ki: Ona Rabbından bir ayet indirilmeli değil miydi? Sen; ancak bir uyarıcısın ve her kavmin bir yol göstericisi vardır.
 [013.027]  Küfredenler dediler ki: Rabbından kendisine bir ayet inidirilmeli değil miydi? De ki: Allah dilediğini saptırır, kendisine yöneleni de doğru yola eriştirir.
 
[025.007]  Ve dediler ki: «Bu Resûl için ne var ki, yemek yiyor ve çarşılarda yürüyor ona bir melek indirilmeli değil mi idi ki, artık O'nunla beraber bir korkutucu olsa idi!»
 [006.008]  «Ona bir melek indirilmeli değil miydi?» dediler. Bir melek indirmiş olsaydık iş bitmiş olurdu da onlara göz bile açtırılmazdı.
 [011.012]  Şimdi belki de sen, onların: «Ona bir hazine indirilse veya beraberinde bir melek gelse ya!» demeleri yüzünden için sıkılarak, sana vahyolunanın bir kısmını terkedecek olursun. Fakat sen, ancak bir uyarıcısın. Allah ise herşeye vekildir.
 [017.090-95] Şöyle söylediler: «Bize, yerden kaynaklar fışkırtmadıkça sana inanmayacağız»,«Veya hurmalıkların, bağların olup, aralarında ırmaklar akıtmalısın.»«Yahut da iddia ettiğin gibi, göğü tepemize parça parça düşürmeli, ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin.»«Yahut da altından bir evin olmalı, ya da göğe çıkmalısın. Bize, okuyacağımız bir kitap indirmediğin sürece (göğe) çıktığına da asla inanmayız.» De ki: Rabbimi tenzih ederim. Ben, sadece beşer bir elçiyim. İnsanlara doğruluk rehberi geldiği zaman, inanmalarına engel olan, sadece: «Allah peygamber olarak bir insan mı gönderdi?» demiş olmalarıdır. De ki: «Yeryüzünde yerleşip dolaşanlar melek olsalardı, biz de onlara gökten peygamber olarak bir melek gönderirdik.»
 [029.050-51]  Ve dediler ki: «Onun üzerine Rabbinden âyetler indirilmiş olmalı değil mi idi?» De ki: «O âyetler ancak Allah'ın indindedir ve ben ancak bir apaçık nezirim.» Kendilerine okunan bir Kitap'ı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan topluluk için rahmet ve ibret vardır.
 [020.133]  Rabbından bize bir ayet getirseydi ya derler. Onlara önceki kitablarda apaçık deliller gelmedi mi?

Yukarda verdiğimiz ayet meallerinde Muhammed as ın mekkeli muhataplarının okunan vahiy haricinde gözleri ile görecekleri ayet yani mucize olarak bildiğimiz şeyler istenmiş ve her defasında bu istekler red edilmiştir.

Muhammed as ın vefatı sonrasında oluşturulan insan üstü elçi portresinin bir uzantısı olarak rivayet kitaplarında ona atfen onlarca mucize!! uydurulmuş ve bir akide konusu haline getirilmiştir. Bu ayetlerin hiç bir olmasa sadece isra s. 59. ayeti bu konuda bizlere bir bilgi vermiş olsaydı bu ayet bile bizim mucize diye bir şey olmadığına dair düşüncemizi oluşturmaya yeterli gelirdi. 

 [017.059]  O istenilen âyetler (mu'cizeler) le risalet vermekten bizi men'eden de yoktur, ancak onları evvelki ümmetler tekzib ettiler, Semude gözleri göre göre o nakayı verdik de onunla kendilerine zulmettiler, halbuki biz o âyetleri ancak korkutmak için göndeririz

İsra s. 59. ayetinde net olarak ve hiç bir farklı bir te'vile gerek kalmayacak şekilde , Muhammed as dan istenen mucize nin verilmeme sebebi nin, mekkelilerin onuda red edecekleri ve bu red edişleri neticesinde semud kavmi gibi helak edilecekleri  bildirmektedir. 

Kur'anda helak edildiği bildirilen kavimlere uygulanan sünnet'in uygulaması bu şekildedir, şayet Muhammed as a böyle bir mucize verilmiş olsaydı bu mucizeye inanmayanların helak edilmeleri gerekirdi. Burada yapılan çok vahim bir hata vardır şöyleki; Muhammed as ı yüceltmek adına onun adına uydurulan mucize iftiraları Allah cc nin kadrini düşürmek anlamına gelmektedir, diğer kavimler için geçerli olan helak sünneti mekkeli ler içinde geçerli olup eğer görsel bir ayet indirilmiş olsaydı bunu red edecekler ve helak üzerlerine hak olacaktı. Allah cc nin sünnetini bilmeden sadece başka elçilerden aşağı kalmasın şeklinde uydurulan bu iftiraların sahipleri ve savunucuları hesap gününde bu iftiralarının karşılıklarını nasıl alacaklarını söylemeye bile gerek yoktur.

Şimdi bir tercihte bulunmamız gerekmektedir, ya rivayetler ile örülmüş mucize hikayelerini kabul edip isra s. 59. ayeti ve benzerlerini red edeceğiz, yada o kadar kitaplar , o kadar alimler bunu bilmiyorda senmi biliyorsun şeklinde itiraz edip ayetleri arkaya atacağız. 

Müslüman olmak demenin , Allah cc nin indirmiş olduğu kitaba tabi olmak demek olduğunu, din adına gelen bilgiler eğer kur'ana ters ise bu bilgi eğer Muhammed as adına geliyorsa " o kur'ana rağmen ona aykırı bir söz söylemez" diyerek o bilginin adının sadece Allah ve resulune bir ifira olacağı, eğer bu bilgiler meşhur alim!! olarak bilinenlerden geliyorsada onların söylediklerinin Allah ve elçisine iftira olduğu bilinmelidir. 

Sonuç olarak; kur'ana aykırı olarak oluşturulmuş din algısı içinde önemli bir yer tutan Muhammed as ın mucizeleri!!! bölümü kur'an ayetlerini red ederek oluşturulmuş bir algı olup , müslümanlar , ya kur'ana rağmen gelen bilgileri kabul etmeye devam edip kur'anı inkar edecekler , ya kur'an ayetleri bizim için her konuda bilgi ve inanç kaynağı dır diyerek bu gibi iftiraları red eceklerdir. 

                                         EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.

4 yorum:

  1. ARAF SURESİ 157. AYET İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİZİ ÖĞRENEBİLİRMİYİZ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. http://kuranimuminceanlamak.blogspot.com.tr/2014/01/al-i-imran-s-81-ve-araf-s-157-ayetleri.html

      Sil
  2. Keşke makalelerinizde noktalama,yazım ve imlâya dikkat etseniz.

    YanıtlaSil