Allah (c.c) bir çok ayetinde kendisinin yolunda mal ve can ile yapılan mücadeleyi övmüş , bu şekilde yapılan mücadeleyi ebedi Cennet ile müjdelemiştir. Kur'anın edebi anlatım uslubu olan mecazi anlatım, bu ayetlerde de karşımıza çıkmaktadır. Bu mecaz, bazı kimselerde hakikat olarak anlaşılarak bazı yanlış anlamalara yol açmıştır. Konu ile ilgili ayetler Bakara ve Al-i imran surelerinde geçmektedir.
[002.154] Ve sakın Allah yolunda öldürülenlere «ölüler» demeyin; hayır
onlar diridirler. Fakat siz bunun şuurunda değilsiniz.
[003.169] Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölmüşler sanmayın! Aksine onlar
hep hayattadırlar, Rablerinin katında rızıklandırılırlar.
[003.170] Allah'ın, keremiyle kendilerine sunduğu nimetlerden dolayı sevinç
içindedirler. Arkadaki henüz kendilerine katılmamış olanlar için korku ve üzüntü
söz konusu değil diye onlar adına sevinçlidirler.
[003.171] Onlar, Allah'tan bir nimeti bir fazlı (bolluğu) ve gerçekten
Allah'ın mü'minlerin ecrini boşa çıkarmadığını müjdelemektedirler.
Bakara s. 154 , Al- i imran s. 169. ayetlerinde Allah yolunda öldürülenlerin "diri" oldukları vurgusu yapılmaktadır. Bu diri olmayı eğer hakiki anlamda okuyacak olursak bir takım müşküllerin çıkacağı açıktır.
[029.057] Her nefis, ölümü tadacak, sonra döndürülüp bize
getirileceksiniz.
[021.034] Senden önce de hiçbir insanı ölümsüz kılmadık, sen ölürsün de
onlar baki kalır mı?
Yukardaki ayet meallerinde , her nefsin ölümü tadacağı ve kimseye ölümsüzlük verilmediği beyan edilmektedir. Eğer Allah yolunda ölenler hakiki anlamda diriler ise bu ayetlerle aralarında çelişki çıkmaktadır. Aynı şekilde eğer Allah yolunda ölen bir adam şayet diri ise, onun karısı başka bir erkekle evlenebilirmi sorusunun cevabının verilmesi gerekmektedir. Bu soruya muhakkak ,"Hayır evlenemez" şeklinde bir cevap verilecektir , öyleyse onların diri olması hakiki bir anlam değil mecazi anlam şeklinde bize anlatılmaktadır.
Kur'an okumalarında bağlamı gözeterek okumak, bize okuduğumuz ayeti daha doğru anlama konusunda yardımcı olacaktır. Bağlamdan kopuk okumanın özellikle ön kabullerini Kur'ana onaylatmak isteyenlerin bir metodu olduğunu hatırlatarak , "Ayetten biz ne anlamak istiyoruz?" sorusu yerine , "Ayet bize ne mesaj veriyor?" sorusunun sorulup cevabının aranması gerekmektedir. Bizde aynı soruyu sorarak Ayetlerin mesajını anlamaya çalışalım;
Konumuz ile ilgili ayetin , Al-i imran suresinde geçişine baktığımızda bağlamın Uhud harbi ile ilişkili olduğu görülmektedir.
[003.154] Sonra o kederin ardından (Allah) üzerinize öyle bir eminlik, öyle
bir uyku indirdi ki, o, içinizden bir zümreyi örtüp bürüyordu. Bir zümre de
canları sevdasına düşmüştü. Allah'a karşı, cahiliyet zannı gibi, hakka aykırı
bir zan besliyorlar ve «Bu işten bize ne?» diyorlardı. De ki: «Bütün iş
Allah'ındır». Onlar sana açıklamayacaklarını içlerinde saklıyorlar (ve) diyorlar
ki: «Bize bu işten bir şey olsaydı burada öldürülmezdik». Onlara şöyle söyle:
«Eğer siz evlerinizde olsaydınız bile, üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar
yine muhakkak yatacakları (öldürülecekleri) yerlere çıkıp gidecekti. Allah
(bunu) göğüslerinizin içindekini denemek ve yüreklerinizdekini temizlemek için
yaptı. Allah göğüslerin içinde olanı bilir.
[003.156] Ey iman edenler! Sizler inkâr edenler ve yeryüzünde sefere veya
savaşa çıkan kardeşleri için: «Eğer bizim yanımızda olsalardı ölmezlerdi ve
öldürülmezlerdi.» diyenler gibi olmayın. Allah bunu, onların kalplerine bir
hasret (yarası) olarak koydu. Allah, diriltir ve öldürür. Allah yaptıklarınızı
görmektedir.
[003.168] Onlar oturup, kardeşleri için: «Bize itaat etselerdi
öldürülmezlerdi» dediler. De ki: «Eğer doğru sözlü iseniz, ölümü kendinizden
savın».
Ayet meallerine baktığımız zaman , Uhud yenilgisinden sonra bu yenilgiden gerekli dersleri çıkarmayanların , Uhud da ölenlerin boşu boşuna öldükleri , gitmeselerdi ölmeyeceklerdi gibi sözlerle orada pisi pisi öldüklerini iddia ettiklerini görmekteyiz.
Bu arka planı gördüğümüz zaman , Allah yolunda öldürülenlerin boşuna ölmedikleri , yaptıkları bu özverinin karşılığını en güzel biçimde alacaklarına dair Rabbimizin sözleri geride kalanlar için teşvik pirimi mesabesindedir.
170. Ayette , "henüz kendilerine katılmamış olanlar" ifadesi, Ayetlerin hedef kitlesinin aslında öldürülenlerden çok , kendileri bu yolda can vermeye aday olan Mü'minlere kendilerinden önce bu yolda canını vermiş olanların dili üzerinden olayın güzelliği anlatılmaktadır.
Medine de inen Ayetlere baktığımızda , savaş konulu ayetler ve bu savaşlarda özellikle can ve mal konusunda çekimser duran veya , Müslümanlara ayak bağı olmaya münafıkların deşifre edilmesi noktasındaki Ayetlerin fazlaca yer tuttuğu görülmektedir. Sahabenin kahramanlıklarından fazla münafıkların nifakları ortaya konularak , her zaman içinde ortaya çıkabilecek münafık karakterinin deşifre olmasını sağlayacak örenkler verilmektedir.
Kendileri mal ve can noktasında herhangi bir özvride bulunmadıkları gibi olana da ayak bağı olmaya çalışarak Müslümanların arkalarından kuyularını kazmaya çalışan münafık karakterine en güzel cevabı yine Ayetler vermektedir.
Kendilerinin özenle kaçındığı can ve mal özverisinin , Allah (c.c) katında ne kadar değerli olduğunu ortaya koyan bir çok ayet mevcut olup , her devirde yaşayan Müslümanlar teşvik edilerek akıbetlerinin neresi olduğu ve oradaki yaşamları konusunda bilgiler verilmektedir.
Sonuç olarak; Allah yolunda öldürülenlerin "Diriler" olarak vasıflandırılması , onların gerçek diriler olduğu şeklinde bir düşünceyi akla getirmemelidir. Kur'anın mecazi anlatım uslubu içinde düşünülmesi gereken bu ayetler , bu şekilde canını verenlerin ne kadar büyük bir ecre nail olacaklarının beyan edilerek , kendilerinden sonrakilere bir mesaj olarak okunması hakiki anlamda düşünüldüğü zaman ortaya çıkacak olan müşkilatı ortadan kaldıracaktır.
EN DOĞRUSUNU ALLAH (C.C) BİLİR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder